Etiket arşivi: Prof. Dr. Ahmet SALTIK

AKP = RTE Kovit-19 Salgınını Neden Yönet(E)miyor??

Dostlar,

Meslektaşımız Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu,  24 Mart 2021 günü bizimle sanal ortamda uzun bir söyleşi yaptı. Kendileriyle, Halkçı Doktorlar olarak 4. programımız oldu. Söyleşimiz metne döküldü ve bize ulaştırıldı. 17 A4 sayfası tutuyor.

AKP = RTE Kovit-19 Salgınını Neden Yönet(E)miyor??

– 21:00’de Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu ile HALKÇI DOKTORLAR ile (sosyal medya hesaplarında) söyleşi gerçekleştirdik.

https://www.facebook.com/halkcidoktorlar/videos/374472266874457/

Giriş şöyle                               :

Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu: İyi akşamlar sevgili bizi izleyenler. Bu gün Prof. Dr. Ahmet Saltık Hocamla birlikteyiz, bu bizim Halkçı Doktorlar olarak dördüncü programımız olacak.

Salgının, yani Koronavirüs pandemisinin birinci yılını geçirdiğimiz bugünlerde, ülkemiz yeniden üçüncü tepeyi yaşıyor, şu anda birinci dalga hâlâ bitmiş değil, fakat üçüncü kez tepe noktasına ulaşmak üzereyiz.

İyi akşamlar Ahmet Hocam, merhabalar.

Prof. Dr. Ahmet Saltık: Ercan hocam size de iyi akşamlar, teşekkür ederim fırsat verdiğiniz için bana.

Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu: Evet, bu gün pek çok programınızın arasında bizlere de yer verdiğiniz için çok teşekkür ediyoruz. Gerçekten, işte bu günkü programımızın başlığını da sizlerle birlikte belirledik. İşte “AKP=RTE, Kovit-19 Salgınını Neden Yönet(E)miyor?” diyoruz. Gerçekten de bizim ülkemiz gibi böyle koronavirüs salgınında bu denli başarısız olan ya da vurdumduymazlık içinde olan çok ülke yok. Belki ABD, belki işte Brezilya’nın arkasından Türkiye geliyor gibi duruyor tüm dünya ülkelerine baktığımızda. Bu açıdan çok sıkıntılı bir süreç yaşıyoruz. Sizler ne diyorsunuz bu genel olarak birinci yılın sonunda Ahmet Hocam?

Prof. Dr. Ahmet Saltık: Evet, Ercan Hocam tablo hiç hoş değil. Sizin de belirttiğiniz gibi. Sayıları artık herkes biliyor, örneğin Mili Eğitim Bakanlığı 29 Mart’ta yapacağı yüz yüze sınavları Mayıs başına erteledi. Yaklaşık bir ay ötelemiş oldu salgın nedeniyle. “Söylemiştik” demek pek hoşuma gitmiyor, üzülüyorum öngörülerimizin tümüyle doğru çıkmasından, keşke yanılsak.  Bize “felaket tellalı” diyenler oluyor Ercan Hocam, ama çok üzgünüm, bizim aldığımız bilim terbiyesi buna izin vermez, biz öyle davranamayız. Kendimi uzun uzun “felaket tellalı değilim, felaket tellalı gibi davranmıyorum” biçiminde savunma konumunda görmek istemiyorum, görmüyorum da. Ayrıca, naçizane sizin, benim yapmaya çalıştığımız bilimsel öngörülerdir.

Sayısal karar verme teknikleri diye bir süreç vardır Ercan Hocam, “Quantitative Decision Making” diye, bağışlayın beni “Gavurcasını”(!) söyledim, ukalalık aklımızdan geçmez, bize yakışmaz; bunu ben uydurmadım, “sayısal karar verme teknikleri” Matematik temelli ciddi bilimsel yaklaşımlardır. Bizde de Epidemiyolojide, salgınların yönetiminde, sağlık hizmetlerinin yönetiminde, tıp ve sağlık bilimleri araştırma yöntembiliminde, -ki bunlar Epidemiyolojinin tanımı ve işlevleridir, Epidemiyoloji salt salgınlarla uğraşan bir bilim dalı değildir- stratejik önemde bir bilim dalıdır bildiğiniz gibi; bütün tıp dallarının yeterince kullanması gerekir Matematiksel karar verme – öngörme süreçlerini.

Sayısal temelli öngörülerde bulunmaya çalışıyoruz… Şimdi bakınız; Genel Korona tablosuna (Turkuvaz tablo dedikleri!) baktığımızda, Türkiye 28 Şubat 2021’de 66 ölüm bildirmişti değerli meslektaşım, Profesör Küçükosmanoğlu, 66 ölüm bildirmişti; bu gün duyurulan ölüm sayısı 146! Neyle çarptık? 2’nin üstünde bir katsayıyla çarptık. Ne denli sürede, 24 günde, 3 haftada yaklaşık olarak, 66’dan 146’ya. Toplam olgu sayıları 8400’lerden geldi 29762’ye. Bu veri kaçla çarpıldı? Neredeyse 4’le. Ölüm sayıları 2’nin üstünde, olgu sayıları 4’ün üstünde bir çarpanla büyüdü 3 hafta içinde. Yineliyorum hoşgörünüzle bunlar “resmi” rakamlar üstelik. Gerçek veriler bunun birkaç katı değerli Küçükosmanoğlu. İzin verirseniz küçük adınızla sesleneyim size, ön adınızla Ercan hocam.
….
……
****
Devamla                         ;

Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu: Evet Organize Sanayi Bölgesinde sürekli üretim devam etti Hocam, yani bir kısıtlama olmadı pek fazla.

Prof. Dr. Ahmet Saltık: Evet ben onun için topu size attım, Siz orada gözlediniz rahatlıkla. Ciddi bir sanayi bölgesi ve belirttiğiniz gibi üretim gevşemedi, üretim sürdü, emekçiler kalabalık servis araçlarında değil mi? Toplu taşıma araçlarında yan yana, omuz omuza “leb a leb” gidip geldiler, çalışmak zorunda bırakıldılar. Şimdi AKP iktidarı, üzerine düşeni yapmadığı gibi, hasta ve ölüm verilerini kararttığı gibi, elindeki verilerin kritik Epidemiyolojik  yanlarını da açıklamıyor Ercan Hocam. Söz gelimi bu 30.462 ölümün, ben kimler olduğunu çok merak ediyorum. Hem bir insan olarak hem bir hekim, Halk Sağlığı Uzmanı bir hekim olarak merak ediyorum. Bilirsiniz Epidemiyolojide 3 tane soru vardır: Kişi, yer, zaman! Kim ölüyor, bunlar kim kardeşim? Bunlar dolar milyarderleri mi, bunlar yoksul köylüler mi, bunlar işsizler mi, bunlar yoksullar mı, kadın mı, erkek mi, şişman mı, zayıf mı, hipertansiyonlu mu, beyin tümörlü mü, çocuk mu, kim? Acı ironi katıyorum araya, kimler ölüyor?

Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu: Bunların bile yani bir bilimsel çalışma olarak yayımlanmasına izin vermediler, hocam doğru dürüst bir bilimsel yayın yapılmadı Türkiye’de. Onun için biz doktorlar olarak da salgını tüm boyutlarıyla tanımlamakta çok güçlük çekiyoruz. Daha illerle ilgili veriler, Şubat’tan beri yayımlanmaya başladı; yani hangi ilde kaç vaka sayısı var diye. Bunlar bizim açmazlarımız. Evet Hocam.

Prof. Dr. Ahmet Saltık: Çok doğru söylediniz. Dolayısıyla ölenlerin yaşlarını, cinsiyetlerini, mesleklerini, kişi özelliklerini, ayrıca ülke genelinde dağılımlarını bilmiyoruz. Günlük veriler dışında, günlük nominal veriler yani sayısal veriler, 146 ölü ama, belirttiğim gibi bunlar karartma içinde, bilimsel araştırmaya da izin verilmiyor. Daha acısı Bilim Kurulu üyeleri de birkaç kez “Biz de o turkuaz tablo dışında bilgiye sahip değiliz” dediler! Dehşet verici bir durum bu. Şimdi benim gördüğüm, karşımda sözde turkuaz, aslında kapkara, aslında utandırıcı, kıpkızıl bu tablodaki o sınırlı verilerle nasıl Epidemiyolojik yordam (strateji) geliştiriyorlar salgın yönetimi için oradaki Bilim Kurulu üyeleri, nasıl yetinebiliyorlar bu verilerle; benim aklım, fikrim almıyor.

Şimdi illere geçmeden, yoksulluk konusuna değinmek isterim. Bilirsiniz, hiç değişmez  kuraldır; Yoksullar daha çok hasta olurlar, hastalandıklarında daha çok yoksullaşırlar. Eğer ölmez sağ kalırlarsa daha da kırılgan bir duruma geldikleri için bu kısır döngü böyle sürer gider. Cehennemî bir kısır döngüdür bu; yoksul daha çok hastalanır, hastalandığında daha çok yoksullaşır, bu şekilde telef olur gider. Yani, aslında veriye de –ironik olarak söylüyorum– gerek yok; Türkiye’de de bu hastalıktan daha çok yoksullar, işsizler, garibanlar, emekçiler ölmekte! Bu evrensel ve tartışılması bile yersiz bir gerçek. ABD New York’ta ölümler 100 bine dayandığında, New York Times’da sayfalarca, simsiyah sayfalarda, bu insanların adları yayımlandı.

Bakar mısınız elin “kefere”sine tırnak içinde! ABD’de bile ölen 100 bin insanın anısına saygıyla siyah sayfalarda New York Times adlarını yayınladı. Biz bu bilgilere bile erişemiyoruz. Gün olur erişildiğinde bir kez daha göreceğiz ki, hepimiz aynı gemide değiliz Ercan Hocam. Yoksullar, garipler, işsizler, garibanlar ölüyor, villalarında yaşayanlar değil! kentlerin, büyük kentlerin gettolarında, varoşlarında kalabalık, Kovit hijyeni olmayan, yeterli beslenemeyen, kendine yeterince maske, dezenfektan bile alamayan, toplu taşımayı kullanan, çalışmak zorunda olan, insanlar ölenler. Onun için Türkiye Halkı bu gerçeği görsün kardeşim. Biz hepimiz aynı gemide değiliz bu bağlamda.

Aşı skandallarının arkası gelmiyor gördüğünüz gibi. Kimi milletvekilleri soruyorlar, 1.5 milyon doz aşıyı ne yaptınız, yandaşlara mı yaptınız? Nerde bunlar, neden AŞI YOK, filan.
…..
………….
Ve şöyle bağladık kapsamlı söyleşimizi                    :

Prof. Dr. Ahmet Saltık: Peki ben size son olarak küçük bir video daha izleteyim izin verirseniz.

Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu
: Buyurun hocam.

Prof. Dr. Ahmet Saltık
: Paylaşayım ekranı, şuradan ekran paylaşması, “share screen”, nerede o dosya, hemen buluyorum, evet, şurada.
***
Prof. Dr. Ahmet Saltık Hoca bir ses kaydı daha dinletiyor:

Recep Tayyip Erdoğan : “Doğu, Güney Doğu’nun Kürdistan Eyaleti olduğunu görecekler, Doğu Karadeniz’in Lazistan Eyaleti olduğunu görecekler bunlar bizim tarihimizin bize devrettiği mirastır. Bunları görmemezlikten gelemezsiniz, kullanamayacaksınız artık ne Türk kavramını ne de Türkiye ismini kullanamayacaksınız.”

Mustafa Balbay: Türkiye’deki kurumların başından Türk ve Türkiye kavramları attırmak, ancak ve ancak Türkiye’yi işgal eden bir gücün işi olabilir.
***
Prof. Dr. Ahmet Saltık: Evet, görüntülü oldu mu ekranda Ercan hocam?

Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu: Görüntü olmadı ama yalnızca sesler paylaşıldı, o anlaşıldı yalnız.

Prof. Dr. Ahmet Saltık: Tamam, Mustafa Balbay’ın Meclisteki itirazı:

Ancak işgal altındaki bir ülkede olabilir” dedi.

Biz de söyleyelim, Türkiye işgal altında! AKP’yi kuran – kurduran güçler Rand Corporation eliyle programını yazdıran güçler, Morton Abramovitz eliyle yıllar önce keşfedip özel olarak yetiştirip AKP’yi ve Erdoğan’ı başımıza musallat eden güçler… Şimdi Türkiye’de Andımızı kaldırdılar.

Türk ve Türkiye’yi.. çok açık söyledi R.T. Erdoğan, işte duydunuz; Türk ve Türkiye kavramını kullanamayacaksınız, Lazistan olacak, Kürdistan olacak, bunlar tarihimizden gelen gerçekler.. dedi yani Sevr’in rövanşı apaçık!

Şimdi böyle bir kadrodan yani Türkiye’de Sevr’i uygulamak isteyen bir siyasal kadrodan, bu misyonun kendine yüklendiği bir kadrodan bu halkı esirgemesi koruması, salgını yönetmesi, insanların ölmesini engellemesi beklenebilir mi? Nokta!

Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu: Evet, teşekkür ediyoruz hocam, görüşlerinizi bizlerle paylaştınız. Epeyce bir zaman da geçti, çok teşekkür ediyoruz ve dileriz ki tüm halkımız olarak bu sorunlara doğru yaklaşır ve gerçekleri görürüz. Sağlık hakkımıza da sahip çıkarız diye düşünüyorum ben. Önümüzde Koronavirüssüz günler diliyorum.

Çok sağ olun Ahmet hocam, sağolun.

Prof. Dr. Ahmet Saltık: Siz de sağ olun fırsat verdiğiniz. Sevgi ve saygıyla. Evet, ayrılıyorum izninizle.

Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu: Tamam. Teşekkürler hocam

Prof. Dr. Ahmet Saltık: Hoşçakalın, görüşmek üzere. (24 Mart 2021, sanal ortamda söyleşi)
********
Söyleşimiz, Kurtuluş Yolu gazetesinde 1 Nisan 2021 günü yayınlandı (Yıl 16, sayı 158, syf. 13-16; https://kurtulusyolu.org/akprte-kovit-19-salginini-neden-yonetemiyor/).
Tam metin olarak pdf biçimi : Ercan_Küçükosmanoğlu_ile_söyleşi_24.03.2021

Sevgi ve saygı ile. 16 Nisan 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik 

 

RUDAW TV Programımız – 9 Nisan 2021

Dostlar,

9 Nisan 2021 Cuma günü saat 15:00’te Erbil’den yayın yapan Rudaw TV’de olacağız./ OLDUK..

Rudaw TV’nin internet adresinden (www.rudaw.net/turkish) erişilerek canlı yayın izlenebilir.

(20+) Watch | Facebook
(Türkçe, 17 dakika)

https://fb.watch/4M1RfytM_r/
(Kürtçe; 15-33. dakikalar arası)

(15-33.dakikalar arası bizim konuşmamız..)
***
Konumuz salgın yine…
Türkiye son günlerde Dünya 1.si ya da 2. si olmakta nüfusuna göre günlük olgu sayıları dikkate alındığında..

Şahsım devletinin patronu (CEO’su) RTE ise, salgının 1. yılında, 11 Mart 2021’de salgın yönetiminde destan yazdıklarını (!!!!????) açıklamıştı.

Doğru söylemediğini O da bal gibi biliyordu.

Biz de O’nun doğru söylemediğini biliyorduk.

İki taraf da gerçek durumu biliyordu.

Böylesine hazin – acınacak durumda iken gündem oyunları bitmiyor ve çoğunu 19 yıllık tek başına AKP = RTE iktidarının yarattığı ülkemizin gerçek sorunlarına eğilemiyoruz..

Günlük “resmi” kovit-19 ölümleri 300’e koşuyor.. Gerçek ise bunun 3 katı neredeyse!!

Bu sorunu ve çözüm önerilerimizi bir kez daha sunmaya çabalayacağız.

Bilgi ve ilginize sunarız..

Sevgi ve saygı ile. 09 Nisan 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

 

MANİFESTO TV Programımız – 5 Nisan 2021

Dostlar,

5 Nisan 2021 Pazartesi akşam saat 21:00’de, Manifesto TV’de Sn. Alev DOĞAN’ın konuğu olduk.

Youtube erişkesi (linki) aşağıda (5-29. dakikalar arası bizim konuşmamız)
https://www.youtube.com/watch?v=10TD52pXfSY&t=306s

Türkiye’nin ÖKSÜZ SALGINI acımasızca sürüyor..

Turkuvaz yalanlar sürüyor..
28 Şubat’ta 98.938 idi. Havuzda biriken hasta sayısı 366 bini geçti..

Bunların %3’ü önümüzdeki 4 haftada ölecek! (10.980 insan!)
Toplam hastalanan sayısı 28 Şubat’ta 2,7milyon iken, 1 Mart’ta başlatılan 2. açılım – saçılım kumarı yüzünden 5 haftada 830 bin artarak 3,53 milyona dayandı. 11 Mart 2020’den 28 Şubat 2021’e dek kaydedilen her 3 hastaya karşılık son 5 haftada 1 hasta daha eklendi !
28 Şubat’ta günlük hasta sayısı 610’a inmişti, 5 Nisan’da 1706 oldu.
28 Şubat’ta günlük olgu / vaka sayısı 8424’e inmişti, 5 Nisan’da 42.551 oldu.

Yatak doluluk oranı %55,7.. Oysa Türkiye genelinde önceki yıllarda bu oran %75’in altına düşmezdi; üstelik salgın yok iken! 366 bin aktif hastanın %20’si yatıyor olsa, 73 bin hasta eder. Yataklar boş mu tutuluyor?? Bu %55.7’nin paydası ve hikmeti nedir?
Ağır hasta oranı %0,7 oldu, Dünya ortalaması %0,4 iken..
5 Nisan 2021 verileriyle;
ABD 37 bin
Brezilya 31 bin
Hindistan 104 bin
Fransa 61 bin
TR 42,6 bin..
Avrupa’da 2. yiz!
Dünya’da 3’yüz!
—–
——
Sayılar ağır başarısızlığı, skandalı, fiyaskoyu ortaya koymakta..
Elde yeter aşı yok ve mutant tipler çok yaygın..
2. açılım – saçılım kumarının başlatıldığı 1 Mart’tan günümüze 3887 kurban verdik salgına!
Bunun hesabını kim verecek, sorumluları kimler??
Havuzdaki hasta sayısı 98.938 iken 366 bini aştı..
AKP’nin ne denli umurunda acaba??

Salgın gündemden dışlanıyor.. Ne denli acı..

İktidar salgını yönetmiyor ama kullanıyor!

Halkın, iktidara karşın yaşam hakkını savunması, koruması gerekiyor..
Tüm muhalefetin ayağa kalkması ile..

Bunları konuştuk.. Youtube erişkesi (linki) yukarıda.

Sevgi ve saygı ile. 05 Nisan 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik 

 

 

 

 

Cumhuriyet’e demecimiz : AKP SALGINI YÖNET(e)MİYOR AMA NE YAZIK Kİ KULLANIYOR!

Cumhuriyet gazetesine demecimiz..

AKP SALGINI YÖNET(e)MİYOR AMA NE YAZIK Kİ KULLANIYOR; 1 AYDA 10 BİN KİŞİ ÖLECEK!

  • Yönetil(e)meyen ama politik olarak kullanılan bir salgın dehşeti…

    Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
    Halk Sağlığı ve Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimci

AKP = RTE iktidarının salgını asla yönet(e)mediği, azgınlaşan verilerden, hasta ve ölüm sayılarından apaçık görülmekte.. Üstelik sözde turkuvaz, gerçekte kapkara tablodaki veriler epey makyajlı olsa da..

1 Mart 2011’de başlatılan 2. açılım – saçılım kumarı ile olgu (kovit-19 hastaları) sayısı adeta roketlemeye geçti ve 28 Şubat 2021’de 8424 olan günlük hasta sayısı 3 Nisan 2021 akşamı 44.756’ya fırladı, 5 kattan çok büyüdü! 28 Şubat’ta 66 olan günlük ölüm sayısı 3 Nisan akşamı 186 olarak açıklandı. Olgular 5 kat ama ölümler 3 kat (?!) arttı 5 haftada. Bunlar resmi veriler, gerçekte sayılar her zaman daha yüksektir etik olan – olmayan değişik nedenlerle..

3 Nisan 2021 akşamı havuzda 330.298 aktif hasta var. 28 Şubat’ta bu rakam 98.938 idi. 99 bin hastadan 35 günde, havuza bu sürede her gün eklenen yeni hastalardan ölenler de içinde olmak üzere 3509’u öldü.

330.298 hastanın %3’ü, yani 9909’u izleyen 4 haftada, Nisan sonuna dek ne yazık ki aramızdan ayrılacak. Bu sayıya, 3-30 Nisan arasındaki 4 haftada yeni hastalanıp ölenler de eklenecektir.
Bekleyip, acı sonuçları, önceki 5 haftada öngördüğümüz gibi yaşayacak ve yüzleşeceğiz!

Nisan sonuna dek 4 haftada beklenen 9909 ölüm rakamı daha da büyük olabilir, 4 hafta boyunca havuza her gün 40+ bin gibi muazzam bir sayı ile yeni olgu eklenir ise…

Salgın denetimden çıktı!

Ayrıca mutant tiplerin ülkemizde %75’leri aşması nedeniyle ölüm oranının artması beklenmelidir.

Bir umut, aşılanma yaygınlaşırsa Nisan içinde, ölümleri bir ölçüde frenleyebilir; aşılamanın mutant virüs bulaşlarına hala ne ölçüde etkili olduklarına bağlı olarak..

  • Öngörülen, önümüzdeki 4 hafta boyunca 9909 ölüm, günde 330’u aşkın “fiilen” ölüm demektir.

Ancak AKP iktidarı değişik yöntemlerle bunun 1/3’ünü ilan ederek halkı kandırmayı sürdürmekte. Son zamanlarda görece daha gerçekçi sayıların açıklandığı düşünülebilir. Halkı korkutarak önlemlere uyumunu artırma amaçlı olarak..

  • Halkı hastalık – ölüm korkusuyla sözde eğitmek (!) bilimsel ve insancıl mıdır??

Havuzda 330+ bin hasta biriktiğini, 15 aylık dünya verilerine göre hastalığa yakalanan her yüz insandan 3’ünün öldüğünün verili bir gerçek durumuna geldiğini biliyoruz. Türkiye’de ise Sağlık Bakanlığı / RTE iktidarı %1,1 oranında ölüm açıklıyor; gerçeğin 3’te 1’ini!

Dolayısıyla, Nisan boyunca her gün kaç yeni hasta yakalanacağı olgusu bir yana, halen PCR testi (+) 330.298 hastamızın %3’ünü, her gün ortalama 330 kurban vererek acı acı yaşayacağız. 1/3’ü resmen ilan edilirse, Nisan boyunca her gün resmen ortalama 110 vefat göreceğiz. Buna, azgınlaşan salgın nedeniyle her gün havuza katılan 40 bini aşkın yeni hastadan da ölenler ne yazık ki eklenecek.

Bu KIRIM SEYREDİLEBİLİR Mİ??

Son 4 günün nominal olgu sayıları bakımından Türkiye Avrupa’da 1. ya da 2. dir!
Nüfus orantılı olarak bakıldığında da son 4 günde Türkiye Dünya 1. si ya da 2. sidir!

“ŞAHSIM DEVLETİ” Reisi Erdoğan, salgınla savaşımda “destan yazdıklarını” (!!??) bile açıklayabildi salgının 1. yılı 11 mart 2021’de ne yazık ki!!?? Bu nasıl destandır masum – yoksul halk “mestan” edilip kırılırken?

  • Salgının yönetilmediği ama AKP iktidarınca KULLANILDIĞI son derece nettir.

Toplumsal hareketliliği azaltmak, toplantıları, mitingleri, gösterileri… frenlemek için Pandemi,
altın bir anahtar (!) olarak TEK ADAM rejimince kullanılmaktadır. Muhalefeti bastırmak için!

Bu ağır koşullarda Türkiye, Nisan ayı boyunca her gün en az 330+ gerçek, 110+ açıklanan ölüm gerçekliğine nasıl katlanacaktır?

Bu bir kırımdır ve çirkin – karanlık – insanlık dışı siyaset uğruna asla katlanılamaz!

Kritik bir sorumuz var iktidara :

  • Siz salgını yönet(E)miyor, AMA kulanıyorsunuz;
  • ÖRTÜK GÜNDEMİNİZ NEDİR??

Tüm Türkiye’ye de bir kritik sorumuz var :

  • Türkiye işgal altında mıdır; eğer öyle olsa idi, bu salgın bundan daha kötü yönetilebilir miydi??

İktidarın “denetimli karmaşa” (kontrollü kaos) çemberini hep birlikte kırmak zorundayız.

Muhalefet ortak ve atak davranmalı ve

Türkiye MUT – LA – KA 4 HAFTA SÜRELİ TAM KAPANMAYA gitmelidir.

Bu sürede sosyal devlet yükümlülükleri tartışmasız yerine getirilmeli ve aşılama da olağanüstü bir seferberlik anlayışı ile sürdürülmelidir.

  • Halk, iktidara karşın, YAŞAM HAKKINI KORUMAYA çabalamalıdır..

    Başka çare kalmamıştır. 05.04.2021

Cumhuriyet’e demecimiz 5.4.21

(pdf, 5 Nisan 2021, sayfa 3)

4 NİSAN 1953.. DUMLUPINAR DENİZALTISININ BATMASI VE 81 DENİZ ASLANININ ŞEHİT OLMASI..

4 NİSAN 1953.. DUMLUPINAR DEBİZALTISININ BATMASI VE 81 DENİZ ASLANININ ŞEHİT OLMASI..


(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

Bu gece saat 02:10’da hala uyanıksanız 4 Nisan 1953 günü saat 02:10’da batan D-6 borda numaralı TCG DUMLUPINAR denizaltı gemimizde şehit olan 81 vatan evladını kalbinizden geçirin.

Sigara içiyorsanız bir ataş alıp yakın. Ya da şu türküyü söyleyin;

Ah bir ataş ver.

NEDEN Mİ?

Bu yaşanmış öykü; ölüme giderken bile morallerinden hiçbir şey yitirmeyen,

  • “Biz ölsek de VATAN SAĞOLSUN”

diyebilen Deniz Aslanlarının öyküsüdür …

68 yıl önce…

4 Nisan 1953, saat: 02.15…

Yer: Çanakkale Boğazı…

Naraburnu açıkları…

Uzun ve yorgun bir seferden dönen Dumlupınar denizaltısı, Naraburnu açıklarında İsveç bandıralı Naboland şilebiyle çarpıştı.

Sessiz, soğuk ve karanlıktı gece.

Dumlupınar denizaltısı başından aldığı şiddetli darbeyle birkaç saniye içinde sulara gömüldü.

Gemideki 81 kişilik mürettebattan sağ kalan 22 kişi, geminin arka bölümündeki torpido dairesine sığındı.

Mahsur kalanların su yüzüne fırlattıkları telefon şamandırasıyla denizaltıyla temas kuruldu.

Sağ kalan 22 kişiyi kurtarmak için herkes seferber oldu.

Bu arada oksijeni idareli kullanmaları için aşağıdakilere gerekmedikçe konuşmamaları, şarkı-türkü söylememeleri, sigara içmemeleri söylendi.

Ancak, saatler süren kurtarma çalışmalarının sonunda, umutların tükendiği anda, karanlıkta bekleyen 22 kişiye her şey yine aynı sözcüklerle anlatıldı:

“Konuşabilirler, türkü söyleyebilirler, hatta cigara bile içebilirlerdi…”

Çünkü batan denizaltının kurtarılma umudu tükenmişti, içindeki 22 kişiyle birlikte sonsuza dek derin sularda kalacaktı.

O günlü teknoloji ve vinçlerin gücü yetmemişti denizaltıyı kaldırmaya.

Zaten artık batan denizaltıda oksijen de bitmek üzereydi.

Şamandıradaki telefon hattının öbür ucundan tüm Türkiye, denizaltında tevekkülle ölüme yatmanın hüzünlü ama başı dik türküsünü dinledi:

“Ah bir ataş ver, cigaramı yakayım,
Sen salın gel ben boyuna bakayım

Uzun olur gemilerin direği
Ah çatal olur efelerin yüreği…
Yanık olur anaların yüreği

Ah vur ataşı gavur sinem ko yansın
Arkadaşlar uykulardan uyansın

Uzun olur gemilerin direği
Ah çatal olur efelerin yüreği…
Yanık olur anaların yüreği…”

Bu türküden sonra son sözleri şu olur 22 KAHRAMAN ASLAN’IN.

Biz ölsek de VATAN SAĞOLSUN“…

Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun.🇹🇷

Bu türküyü dinlerken artık bir kez daha iyi düşünün o 22 VATAN EVLADINI.
==================================

Dostlar,

İletiyi yollayan Köksal Özenç dostumuza şükran ile.

Ülkemizin yaşamsal hak ve çıkarlarına sahip çıkan, Atatürk devrim ve ilkelerini savunan 103 emekli amiralimiz, o kahraman Deniz Aslanlarının çocukları – torunlarıdır.

Yaptıkları asla ve asla suç değil, tam tersine vatana ihanet suçu işleyenleri, buna yeltenenleri uyarma tarihsel görevidir.

Üstelik bu görev Anayasa’nın başlangıç bölümünde her yurttaşa verilen Anayasal düzeni koruma – kollama görevidir:

Anayasa, Başlangıç, son tümce :

  • TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet
    sevgisine emanet ve tevdi olunur.

.. emanet ve tevdi olunan Anayasa ve kurduğu düzen ile savunduğu temel ulusal değerlerdir.

102 kahraman emekli amiral tam da bunu yapmışlardır ve yapmakla da yükümlüdürler her yurttaş gibi. Bu kaçınılmaz yurttaşlık görevi bütünüyle meşrudur, hukuksaldır, elbette 316. madde dahil, TCK’nın hiçbir maddesi üzerinden suçla ilintirilmesi olanağı yok – tur!

103 emekli amiralin ellerinde darbe yapacak olanak ve araçları yoktur.

  • Asıl sivil darbeyi AKP = RTE yapmaktadır.

Korku dağları sarmıştır ve AKP = RTE iktidarı sineğin kanadından bile ürküye (paniğe) kapılacak ölçüde suça bulaşmıştır. Bu  4 koldan anormal zalim tepki de gerçekte suçluların telaşından ve kamuoyuna gözdağı verme boşuna çırpınışından başka hiçbir şey değildir..

Sevgi ve saygı ile. 05 Nisan 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

KRT TV, BİZİM TV ve TELE1 TV Programımız – 02 Nisan 2021

Dostlar,

2 Nisan 2021 Cuma günü

– saat 13:10’da KRT’de,
– saat 2000’de BİZİM TV’de
– saat 23:00’te TELE1’de olacağız / OLDUK

azgınlaşan salgını konuşmak üzere..

Bilgi ve ilginize saygı ile sunarız.

(255) İktidar Türkiye’yi nereye sürüklüyor? 5. BOYUT (2 NİSAN 2021) – YouTube(255)
(1:43 – 2:27 saatleri arasındaki bölüm bizim konuşmamız..)

Sevgi ve saygı ile. 02 Nisan 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik 

ARTI TV Programımız – 3 Nisan 2021

Dostlar,

Bu gün 16:00 haberlerinde ARTI TV’de salgını değerlendirdik.

Sn. Şükran Ekinci bize temel olarak ölüm sayılarını sordu. Dün, 2 Nisan 2021 akşamı Sn. Lale O. Arslan’ın BİZİM TV programına katılmış ve yaklaşık 67 dakika boyunca oldukça kapsamlı olarak salgını değerlendirmiştik.

O programda, Havuzda 308 bin hasta biriktiğini, 15 aylık dünya verilerine göre hastalığa yakalanan her 100 insandan 3’ünün öldüğünün verili bir gerçek durumuna geldiğini belirttik. Türkiye’de ise Sağlık Bakanlığı / RTE iktidarı %1,1 oranında ölüm oranı açıklıyor; gerçeğin 3’te 1’ini!

ARTI TV’de, önümüzdeki 4 haftada – 1 ayda en az 9 bin ölümün beklenebileceği savımızın gerekçesi soruldu. 28 Şubat 2021 günü akşamı ülkemizde havuzda 100 bin hasta vardı. %3 ölüm hızı üzerinden, 4 hafta – 1 ay içinde en az 3 bin insanımızın salgına kurban verileceğini o gün(lerde) çığlık çığlığa açıklamıştık.

1 Mart’ta başlatılan 2. açılım – saçılım kumarı ile olgu sayıları hızla roketlemeye geçti ve 28 Şubat 2021’de 8424 olan olgu sayısı 2 Nisan 2021 akşamı 42.308’e fırladı, 5 kat büyüdü! 28 Şubat’ta 66 olan günlük ölüm sayısı 2 Nisan akşamı 179 olarak açıklandı. Olgular 5 kat ama ölümler 3 kat (?!) dolayında arttı.

2 Nisan 2021 akşamı havuzda 308 bin aktif hasta var. 28 Şubatta bu rakam 100 bin idi. 100 bin hastadan 33 günde 3223’ü öldü. 308 bin hastanın %3’ü, yani 9240’ı izleyen 4 haftada, Nisan sonuna dek ne yazık ki aramızdan ayrılacaktır. Bekleyip göreceğiz. Üstelik bu rakam daha da büyük olabilir, 4 hafta boyunca havuza her gün 40 bin gibi muazzam bir sayı ile yeni olgu eklenir ise… Ayrıca mutant tiplerin ülkemizde %75’leri aşması nedeniyle ölüm oranının artması beklenebilir. Bir umut aşılanma yaygınlaşırsa Nisan içinde, ölüleri bir ölçüde frenleyebilir: mutant virüs bulaşlarına hala ne ölçüde etkili olduklarına bağlı olarak..

Kabaca 4 hafta boyunca 9240 ölüm, günde 300’ü aşkın “fiilen” ölüm demektir. Ancak AKP iktidarı değişik yöntemlerle bunun 1/3’ünü ilan ederek halkı kandırmayı sürdürmektedir. Son zamanlarda daha gerçekçi sayıların açıklandığı düşünülebilir. Halkı korkutarak önlemlere uyumunu artırma amaçlı olarak..

Halkı hastalık – ölüm korkusuyla eğitmek (!) bilimsel ve insancıl mıdır??

***
Son 4 günün nominal olgu sayıları bakımından Türkiye Avrupa’da 1. ya da 2. dir!
Nüfus orantılı olarak bakıldığında da son 4 günde Türkiye Dünya 1. si ya da 2. sidir!

  • Salgının yönetilmediği ama AKP iktidarınca KULLANILDIĞI son derece nettir.Toplumsal hareketliliği azaltmak, toplantıları, mitingleri, gösterileri… frenlemek için Pandemi, altın bir anahtar (!) olarak TEK ADAM rejimince kullanılmaktadır. Muhalefeti bastırmak!

    Bu ağır koşullarda Türkiye, Nisan ayı boyunca her gün en az 300 gerçek, 100 açıklanan ölüm gerçekliğine nasıl katlanacaktır? Bu bir kırımdır ve çirkin siyaset uğruna katlanılamaz!

    Tek yol, 4 hafta %95 tam kapanmadır, başka çare kalmamıştır.

    Konuşmamızı izlemek için lütfen tıklayınız..

Sevgi ve saygı ile. 03 Nisan 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

 

 

 

KRT TV Programımız – 29 Mart 2021

Dostlar,

29 Mart 2021 Pazartesi sabah, saat 10:10’da KRT’de Sn. Ülkü Çoban’ın konuğu olacağız.. /  OLDUK..

Gene korona SALGININI konuşacağız ulaştığı ürkünç boyutlarıyla.. / KONUŞTUK..

Bilgi ve ilginize sunarız.

Sevgi ve saygı ile. 29 Mart 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik 

YÖN RADYO Programımız

Dostlar,

Bu gün, YÖN Radyodan Sn. Selen KARTAY’ın konuğu olduk.

Salgının geldiği ürküntü veren aşamayı değerlendirdik saat 13:30 dolayında.
Ardından YÖN Radyo‘nun youtube kanalında görüşmemiz yayınlandı.

AKP = RTE iktidarına;

  • Bu AÇILIM- SAÇILIM KUMARI‘nın daha fazla sürdürülemeyeceğini, sürdürülmemesi gerektiğini,
  • Günlük “resmi” ölüm sayısının 150’ye dayandığını, gerçekte 3 katı dolayında ölüm olduğunu,
  • Türkiye’nin günlük 30 bine dayanan hasta sayısıyla dünyada 5. sıraya tırmandığını..
  • Sayısal verileri çoooook düşük olarak kamuoyuna açıklasanız da AKP = RTE olarak kendilerinin acı – yakıcı gerçeği bildiğini..
  • Bilim Kurulu’nun artık net bir tutum alarak kamuoyuna açıklama yapması gerektiğini..
  • ……………..
  • ……………
  • Gelinen yerde, mutlaka sosyal devlet sorumluluğu ile 4 hafta kapatma dışında seçenek kalmadığını…

Bilimsel kanıtlara dayalı olarak açıkladık.. (17 dk.)

İzlenmesini, paylaşılmasını, muhalefetin gündem oyunlarına oltalanmamasını… dileiz.

Sevgi ve saygı ile. 25 Mart 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik 

 

BİZİM TV, HALKÇI DOKTORLAR ve TELE1 Programlarımız..

Dostlar,

Bu gün, 24 Mart 2021 Çarşamba günü programımız oldukça yoğun..

Sabah, üyesi olduğumuz ADD Çankaya Şubesinin 11. seçimli genel kuruluna katıldık ve Divan Başkanı Sn. Ömer Faruk Eminağoğlu‘nun usta yönetiminde, nazik çağrısı ile kısa bir teknik konuşma yaptık.. 3 liste katılıyor seçimlere.. Oldukça canlı, hareketli ve centilmence..
***
Bu gün

– Saat 20:00’de, Bizim TV‘de Sn. Lale Ozan ARSLAN ile (youtube kanalında)

– 21:00’de Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu ile HALKÇI DOKTORLAR ile (sosyal medya hesaplarında)

– 23:00’te Sn. Dr. Sedef Kabaş ile TELE1‘de canlı yayında olacağız.. / OLDUK…

https://www.facebook.com/halkcidoktorlar/videos/374472266874457/
(AKP = RTE Kovit-19 Salgınını Neden Yönet(E)miyor?? – Prof. Dr. Ahmet SALTIK)


Bilgi ve ilginize saygı ile sunarız.

Duyurulsun, izlensin ve ülke gerçekleri öğrenilsin; GEREĞİ YAPILSIN.. dileriz.

Sevgi ve saygı ile. 24 Mart 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik