Etiket arşivi: Paleolitik çağdan Neolitik çağa yerleşik yaşama geçerek tarım devrimi

Geçmiş Kalıplarla Geleceği Tartışmak…

 

Cumhuriyet 29.01.2013

AYDINLANMA
Emre Kongar

 

Geçmiş Kalıplarla Geleceği Tartışmak…

Amerika’nın dünya barışına yaptığı en büyük kötülük, mikrodinciliği ve mikromilliyetçiliği yeniden siyaset sahnesinde gündeme getirmesi ve desteklemesidir.
Ünlü “böl ve yönet” ilkesinin günümüzdeki bir yansıması olarak ortaya çıkan bu davranış, bütün dünyadaki halkların tarihten gelen farklılıklarını ve çatışmalarını yeniden gündeme getirmiş, siyaset sahnesine taşımış ve hem ülkelerin içindeki
hem de dünyadaki barışın altını oymuştur.

Hiç kuşkusuz, Amerika’nın bu tutum ve davranışı kendi açısından, Irak olayında görüldüğü gibi, kısa vadede işe yaramış görünmektedir:

ABD işgalindeki Irak’ta en büyük katliamlar, din ve mezhep temelinde, Hıristiyan ve işgalci Amerika’ya karşı değil, Sünni ve Şii grupların birbirlerine karşı ortaya çıkmıştır.
Sadece azgelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelere özgü bir tehlike değildir mikromilliyetçilik ve mikrodincilik…

Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde de ortaya çıkan ırkçı akımlar ve ırkçı partilerin yükselişi bu virüslerin o toplumlarda da yeniden yeşerdiğini göstermektidir.
Yeniden yeşerdiği” diyorum çünkü İkinci Dünya Savaşı’nın dünyayı kasıp kavuran faşist ırkçılığı henüz sadece 70-80 yıl geride kalmıştır…

Daha bu korkunç anılar tazeliğini korurken mikromilliyetçi ve mikrodinci akımların Huntington’un öncülüğünü yaptığı bir ideolojik yaklaşımla ABD tarafından yeniden sahneye çıkarılması, insanlığın içine girdiği yeni “Bilişim Devrimi” aşamasında
büyük bir tehlikedir.

Ayrıca bu akımlar, mikrodincilik Tarım Devriminin egemen olduğu ortaçağdan kalma, mikromilliyetçilik de artık aşılmış olan Endüstri Devriminin egemen olduğu yakınçağdan gelme olduğu için, anakronik, yani “tarih içinde yerini şaşırmış” bir nitelik taşır.

***
Türkiye’de de siyasetin iki alanında bu tehlikelerin varlığı şiddetli hissedilmektedir:

Birinci alan, AKP lideri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Zerdüştlük” veya “Alevilik” göndermesi yaptığı mikrodinci yaklaşımlar alanıdır.

İkinci alan, ülkedeki terörün “Kürt milliyetçiliği” temeline dayandırılmasından ve bunun tepkisi olarak “Türk milliyetçiği” akımının güçlenmesinden kaynaklanan mikromilliyetçi yaklaşımlar alanıdır.

***
Son günlerde gerek Aygün’ün gerekse Güler’in sözleri ve davranışlarıyla,
“CHP içinde çalkantı” biçiminde kamuoyuna yansıyan sorunlar da bu bağlamdadır… Ama bu sorunlar, yine CHP’nin programındaki milliyetçilik tanımının egemen kılınması ile aşılabilir:

  • CHP Atatürk milliyetçiliğini benimsemektedir:

Türkiye Cumhuriyeti din, dil, ırk ve etnik köken temelleri üzerinde değil,
siyasal bilinç ve ideal beraberliği zemininde kurulmuştur. 
Milliyetçilik, ırk, köken, din, mezhep, bölgecilik, kavimcilik anlayışlarının ulusal düzeyde aşılmasıdır.

  • Türkiye hiçbir zaman ırk, kan ve kafatası esasına göre yönetilen bir devlet olmamıştır, olmayacaktır.

Ülkenin sorunlarının çözümüne ırk temelinde değil, yurttaş temelinde yaklaşmaktayız. Türkiye’nin bölünmesine ve parçalanmasına yönelik tüm düşünceleri CHP kesinlikle reddeder. CHP sosyal demokrat anlayışın gereği olarak iktisaden ve siyasi açıdan güçlü sınıfın bu güce sahip olmayan sınıflar üzerinde egemenlik kurmasını reddeder.”

Sorun, bu anlayışın sadece CHP içinde değil, bütün siyasal partiler ve onların mensupları tarafından da içselleştirilmesi, benimsenmesi sorunudur…

Liderlerin, parti programlarının ve parti disiplininin fonksiyonları nedir ki? 
Elbette bizzat liderinin mikrodincilik ve mikromilliyetçilik yaptığı partilerin sorunları daha farklıdır!

Türkiye’nin internet kullanım haritası ve çağrışımları..


Dostlar,

İnternet erişimi ülkemizde de hızla yayılmakta.
Fakat, bir örneklem çalışmasında erişilen rakamlar, daha çok yol almamız gerektiğini ortaya koyuyor :

  • Türkiye’de 19,1 milyon hanenin % 52’sinde bilgisayar, 
  • % 41’inde ise internet bağlantısı var
Tersinden söylemek gerekirse evlerin yarısında hala bilgisayar yok ve
5 evden 3’ünde internet erişimi yok..
Bu tablonun ülke coğrafyasında dağılımı da elbette dengeli değil.
Geniş band hızlı ve kesintisiz bilişim için altyapı yatırımlarının kamu ve özel sektörce birlikte götürülmesi gerek.
Özel sektörün bu yatırım yükünü tümüyle devlete yıkmaması gerek.Bilindiği gibi bilgisayar ve internete ilişkin altyapı yatırımları neredeyse yarım yy. kadar önce ABD’de Ordu tarafından “ENIAC Project” ile başlatıldı (Savunma Sanayisinin önemi ve motor işlevi..).
Tüm AR-GE ve altyapı haracamaları devletçe yapıldı.
Deyim yerinde ise özel sektör “krema” sıyırmakla meşgul..
Önemli bir not        :
Toplumsal örgütlenmede, iletişimde kritik düzeyde önem kazanan bu sektörün,
TİB’in (Türkiye İletişim Başkanlığı) mutlak denetiminde olduğunu akıldan çıkarmamak gerekiyor. Bu Kurumun başkanını Başbakan doğrudan atıyor ve özellikle 2013 için çok ciddi bir bütçe artışı söz konusu. Tüm Türkiye’de iletişimi felç etmek,
birkaç “şalterin indirilmesi” ölçüsünde kolay.. Bu bakımdan, toplumsal karmaşa vb. durumlarında halkın elinde etkili bir araç olmaktan çok uzak..
  • Bir anda elimizdeki akıllı – akılsız telefonlar, teknoloji harikası bilgisayarlar sağır – dilsiz ve kör duruma düş(ürül)ebilirler..

Nitekim halen TİB, kimi porno siteler başta olmak üzere pek çok siteye erişimi engellemiş durumda. Türkiye’de erişime kapatılan site sayısı ise giderek artıyor!?

AKP’nin ileri demokrasisi işte..

Öte yandan, iyi niyetle kullanılması durumunda referandumlar, genel-yerel seçimler bile saatler içinde bu teknoloji ile kotarılabilir..
Bu, Eflatun’un Antik Yunan’ın DOĞRUDAN DEMOKRASİSİ olmaz mı?..
Elbette eşit haklarla kadınları da katarak, antik Yunan İsparta-Atina demokrasisinin
kadim hatasını kapayarak..
  • 2500 yıl sonra temsili demokrasiyi rafa kaldırarak..
***************************
Evet.. Paleolitik çağdan Neolitik çağa yerleşik yaşama geçerek Tarım Devrimi yaptık..
18. yy ve sonrasında Sanayi Devrimi’ni yaptık..
Sanırız şimdi 3. büyük devrim dönemindeyiz : Bilişim Devrimi!
Düş ötesi (fantastik), üstelik çok hızlı gelişmelere gebe..
Yaşamı hem cennete hem de cehennme dönüşterebilecek..
Örn. evrende seslerin “bir biçimde” kayıt edildiğini düşünelim (tasavvufta Lev-i mahfuzdedikleri!) ve bu kayıtları çözme (dekode etme) teknolojisine ulaştığımızı..
Fizik bilimci Nichola TESLA, bu keşfe çok yaklaşmıştı 1950’lere giderken.
Birdenbire ortalıktan yok oldu ve hala (!) bulunamadı..
O sıralar ABD Atom bombasını ve ilk bilgisayarını yaptı ??

Bu “yarı tanrısal yeteneğimiz” i gerilere götürdükçe acaba peygamberleri
kendi özgün seslerinden dinleyebilir miyiz??

Bu durumda dinsel kutsal kaynaklar yeni baştan yazılmak zorunda kalınca neler olur neler. Kilise vd. ne yaparlar caba? Güçleri yeter mi bilimin ışığını karartmaya??
G. Galile’yi susturabildiler mi ki??

Ne diyor Gazi Mustafa Kemal Paşa :
  • “İnsanlıkta dine ilişkin duygular, bilimin ve tekniğin ışıklarıyla dupduru olup yücelmelidir. Bu olmadıkça, din oyunu aktörlerine her yerde rastlanacaktır.”
Ne çok heyecan verici olurdu;
  • Kuran’ın, İncil’in, Tevrat’ın özgün ve doğru içeriğine erişebilmek?
  • Büyük Atatürk’ün konuşmalarını kendi sesinden dinleyebilmek..
Özel yaşamın gizliliği ile ilgili makul sınırlamalarla doğallıkla..
Ve de tüm insanlık tarihi yeniden yazılırdı değil mi?
Tarihçilerin metodolojileri de alt üst..
Bilimler piramidinin tepesinde, taç konumunda bu tarihsel dönemde
BİLİŞİM BİLİMLERİ parıldamakta.
Görüldüğü gibi yaşamda en gerçek yol gösterici, ATATÜRK‘ün şaşmaz bir öngörü ile gösterdiği üzere gene akıl ve bilim..  Ama ülkemizde AR-GE payı hala ulusal gelirin %1’ine bile erişemedi..
  • Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır… zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur… Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.”
    (1933, 10. yıl Cumhuriyet Bayramı açış konuşmasından)
Sevgi ve saygı ile.
06.11.12, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
===================================================

Türkiye’nin internet kullanım haritası

Türk Telekom A.Ş Doğu 1 Bölge Müdürü Timur Sevim, internet kafelerden internete bağlanma oranının gözle görülür düzeyde azaldığını bildirdi. (AA, 6.11.12)

TürkTelekom adına IpsosKMG tarafından 2012 yılının ilk çeyreğinde 38 ilde 15 bin üzerinde hane ile yüz yüze gerçekleştirilen bilgisayar ve internet kullanım detayları ile alışkanlıklarını ortaya koyan araştırmanın sonucunun açıklandığını belirtti.

Bu çok değerli istatistiksel çalışmanın genel olarak tüm sektöre, ilgili başlıklar ile ilgili planlamaları yaparken kılavuz olabileceğini ifade eden Timur, ”Türk Telekom A.Ş. olarak bugüne dek olduğu gibi bundan sonra da ülkenin bu alanda göstereceği gelişim çizgisine yoğun biçimde destek vermeye devam edeceğiz.” dedi..

Timur, Türkiye genelinde 38 ilde yüz yüze gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarına göre;

  • Türkiye’de 19,1 milyon hanenin % 52’sinde bilgisayar, 
  • % 41’inde ise internet bağlantısının bulunduğunu kaydetti.

Araştırmaya göre, bilgisayarı olan hane sayısı çoğalırken, internet kullanımında da
buna bağlı olarak artış olduğunu vurgulayan Timur, şunları ifade belirtti: ‘

‘İnternet kullanımında evden bağlanma oranı 2010’da % 58 iken, 2012’de
bu rakam % 66’ya ulaştı. Geçmiş yıllarda Türkiye’deki internet kullanım alışkanlıklarında önemli yer tutan internet kafelerden internete bağlanma oranı düşüş gösterdi. Türkiye’deki internet kullanıcıları internete daha çok evden bağlanırken, hanelerde en çok tercih edilen internet bağlantısı ADSL olarak gözlenmiştir.”

Timur, araştırmada ayrıca, Türkiye’deki 19,1 milyon hanenin % 34,6’sında masaüstü,
% 20,6’sında dizüstü bilgisayar olduğunun belirlendiğini, hem masa üstü hem de dizüstü bilgisayar bulunan hane sayısının % 4,2, yeni nesil bilgisayar ürünleri
netbookun oranının % 0,7, tabletin de % 0,2 olduğunu vurguladı.