Etiket arşivi: Özel yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri

Casusluk Aşağılaması ve Genel Kurmay


Casusluk Aşağılaması ve Genel Kurmay

Naci_Bestepe_portresi

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE
E. Tümg.

Özel yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri‘nde görülen davalar içinde en aşağılayıcı veya aşağılık olanı kamuoyuna CASUSLUK VE FUHUŞ DAVASI diye tanıtılan
GİZLİ BELGE DAVASI’dır.

357 sanıklı davanın 310’u TSK personelidir.
79 tutuklunun 55’i muvazzaf askerdir.
Aşağılayıcı olan tek başına sayılar değildir elbet ama o bile çok aşağılayıcıdır.

  • 310 asker casusluğa bulaşmışsa TSK adına bundan aşağılayıcı ne olabilir?

İddianameyi okuduğunuz zaman, eğer olayın içinde değilseniz gerçekten o aşağılayıcı duyguları içinizde hissedebilirsiniz.
Oysa gerçekler hakkında biraz bilgi edinirseniz; iddianamenin, TSK üzerinde oynanan oyunun, aile bireylerinin bile alet edilişinin ne derece AŞAĞILIK bir senaryo olduğunu anlamanız çok kolaydır.

2 Temmuz günü katıldığım duruşmada dört sanığı dinledim.
Savunmalarını özetle vereyim.

1. Bir sanık, 2009’da yürürlükten kalkmış bir belgeyi 2011’de oluşturmaktan suçlanıyor.

2. Diğer sanık, bir bölge haritası üzerinde kritik noktaları işaretleyerek vermekten suçlanıyor. Ama o bölgede görev yapmamış. O ölçekte harita birliğinde bulunmuyor. Belgeyi verdiğine dair kanıt yok.

3. Üçüncü sanık genç bir üsteğmen. 2005 tarihinde bir belge hazırlamakla suçlanıyor.
O tarihte daha öğrenci ve göreve başlamamış.

4. Dördüncü sanığın kimliği ilginç. Görevde tümgeneral. Görevi de
Genelkurmay Başkanlığı Dış İlişkiler Daire Başkanlığı.

Casusa verilen göreve bakın.
Bilgileri daha kolay satsın diye oraya yerleştirilmiş sanki.
O’na bu görevi verenleri de tutuklamak gerekmez mi?
Deniz Kuvvetleri kurmay başkanlığı görevini de bir başka sanık yürütmekte.
Dam üstünde saksağan örneği.
En yakın sınıf arkadaşlarından biri ile ilişkisi, PKK’yle bağlantılı zengin iş adamı ile
temas olarak gösterilmiş. Ama o adam hakkında işlem yapılmamış bile.

Birliğindeki kendinden sonra en kıdemli arkadaşları ile, kendisinin yerine vekalet ettikleri dönemdeki görüşmeleri örgüt bağlantısı kabul edilmiş.

İşte bu sanık, Hv. Plt. Tümgeneral Atilla ÖZTÜRK diyor ki mahkemeye;

“Yapılmakta olan TSK’ni SAPKINLAR ORDUSU olarak göstererek güven sarsmaktır amaç..”

” Tarihte, kendi ordusunu yok etmeye çalışan ilk ülke biz olacağız..”
” Benim çocuklarım benimle gurur duyacak, bu senaryoyu kuranların çocukları ise babalarının kim olduğunu söylemeye utanacak..”Duruşmada en çok ilgimi çeken konulardan biri de general dahil sanıkların
kendi durumlarını aydınlatmak için Genelkurmay’dan istedikleri belgelerin; yanlış, eksik, açıkça anlaşılmaz ve gerçekleri yansıtmayan hatta birbiri ile çelişen belgeler olduğunu açıklamaları idi.

Öyle anlaşılıyor ki altı yıl sonra hala TSK üzerine oynanan oyunun ayırdına varılamamış. Ya da oyuna alet olan, bilerek veya bilmeyerek oyuna hizmet edenler var.

İddianameyi görünce “HUKUK VAR” zannedip inanan ve kendi personeline güvenmeyen bir komutanlık var.

  • “BÖYLE DAVA OLMAZ, TSK CASUS YATAĞI DEĞİLDİR!”

demek yerine personelin gereksinim duyduğu bilgileri bile önemsemeden üstünkörü belge ve bilgi yollayan birileri var.

Türk askeri yerine, askerine oyun oynayanlara yardımcı olan birileri.

Bu davanın en aşağılık yanlarından biri de budur.

  • Aşağılık ve aşağılayıcı bir davaya karşı gerekli duruşun sergilenmeyişi
    TSK mensupları ve onu sevenler için utanç vericidir.

Oramiral rütbesinde ve kuvvet komutanlığı kesin olan bir subayın
onur istifası bile bazılarını uykusundan uyandıramamış anlaşılan.

Genelkurmay Başkanlığı’nın bu davayı yakından izlemesi ve kendi durumunu da görmesi zorunludur.

Yapılıyor mu bilmiyorum. Öyle bir izlenim edinemedim.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bir tek casus bile varsa Genelkurmay Başkanlığı’nın ayıbıdır.
Bu ayıbı temizlemek de komuta makamını işgal edenlere düşer.

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE