Etiket arşivi: NÜKLEERDE SARAY ENTRİKASI!

“Sipariş yasa” dayatmalarına hayır!

 

Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi’nindir. Bu yetki devredilemez” (AY md.7).

TBMM için bu yetki, üç aşamalı tekelci yetki:

Yasa önerisi (Bütçe kanun teklifi dışında) TBMM üyelerince yapılır.

Komisyon’da yasa önerisini Anayasa’ya uygunluk incelemesi yetkisi.

Genel Kurul görüşmelerinde öneriler üzerinde son sözü söyleme yetkisi…

Ya uygulama?

Önerilerin hemen tamamı, TBMM dışında hazırlanıyor. İmzalayan vekiller, soruları yanıtlamayı bile öneri sahibi bürokratlara bırakıyor.

Komisyonlar, “kendilerine havale edilen tekliflerin ilk önce Anayasa’nın metin ve ruhuna aykırı olup olmadığını”n incelenmesi, AKP-MHP’li vekillerce engellenmekte.

Genel Kurul’da ise, Anayasa’ya ve kamu yararına apaçık aykırılıklar içeren yasa önerileri, Genel Kurul’a yalnızca oy kullanmak için giren AKP-MHP’li vekillerce kabul edilmekte.

Son haftalarda oylanan yasalar, “Cumhur İttifakı, neden TBMM’ye vurulan ters kelepçe?” sorusunun güncel yanıtı. İşte birkaç örnek:

ÖĞRETMENLİK KANUNU

7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu, aday öğretmen, öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen gibi öğretmenler arasında ayrımlar yaparak hiyerarşik yapı oluşturuyor. Yasa ile doğrudan düzenlenmesi gereken birçok konu yönetmeliğe bırakılıyor.

Yalnızca üç nokta;

Öğretmen sendikaları bütünü karşı yasaya karşı çıktı. On maddelik yasa, o denli özensiz yazılmış ki, “yasa dili” sınavı yapılsa, “0” çeker. Milli Eğitim Bakanı, yasa sürecine hiç katılmıyor; yardımcısını gönderiyor. Haliyle Meclis’e uğrama gereği bile duymayan Bakan’a geniş bir yönetmelikle düzenleme alanı bırakılıyor.

ÜNİVERSİTE: KUR / DEĞİŞTİR

İst. Ayvansaray Üniversitesi’nin adı Topkapı olarak değiştiren ve Mudanya Üniversitesi’ni kurmaya ilişkin 7382 sayılı yasa.

2016 yılında ad değişikliği ile Ayvansaray Üniversitesi’ni kuran mütevveli heyeti başkanı şimdi yok, malları ele geçiren ve ismin Topkapı Üniversitesi olmasını isteyen başka bir mütevelli heyeti var. Kurucu mütevelli heyeti başkanı ise bu yeni heyetle davalık. Yerleşke Topkapı semtinde olduğu için adı değiştiriliyormuş… ‘Kurucu mütevelli heyeti başkanı ile yeni mütevelli heyet neden davalı?’ vb. sorular yanıtsız.

Bursa Eğitim ve Kültür Vakfı, dört fakülte ve bir yüksekokuldan oluşan Mudanya Üniversitesi kuruyor. Öneride hiçbir gerekçe yok. Her iki üniversite temsilcileri Meclis’e gelme gereği bile duymuyor… Eleştirilerimiz, AKP-MHP tepkisi ile reddediliyor. YÖK Başkanvekili sorulara yanıt veremiyor. Tam bir ‘ısmarlama yasa’. Yap/işlet/devret misali…

DİYANET AKADEMİSİ

Diyanet Akademisi kurulması yasa önerisi, -onca ilahiyat fakültesi varken-, statüsü belirsizliğini sürdürüyor. Her yerde hazır ve nazır Diyanet İşleri Başkanı ne Komisyon’da ne de Genel Kurul’da. MEB ve YÖK, devre dışı. Yasa ile belirlenmesi gereken birçok ölçüt, yönetmeliğe veya CB kararına bırakılıyor. Sünni olmayan yurttaşların vergileri, Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) için, misyonerlik ve farklı inançlılar arasında ayrımcılık yolunda mali kaynak olacak AKP-MHP ittifakı, DİB’den gelen önerinin virgülüne bile dokundurtmadı.

YETKİMİ KULLANMAM

AKP-MHP’li vekiller Nükleer Düzenleme Kanunu’nda ise düzenlemenin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile tamamlanması için, TBMM yetkisini kullanmasına engel oldu (Bkz. ‘Nükleerde Saray Entrikası’ başlıklı yazım, 11 Mart). Yasa/CBK/yönetmelik karmaşası, bu kez, “paralel düzenleme” iştahı olarak da özetlenebilir.

SEÇİM YASASI

Nükleer düzenleme, AYM’nin tanıdığı bir yıllık sürenin dolmasına günler kala, seçim yasa değişikliği ise, “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlere uygulanmaz.” yasağına takılmaya haftalar kala gündeme getirildi.

Hükümet olmadığı halde kurulan Cumhur İttifakı, TBMM’ye vurulan ters kelepçe işlevi gördü. Eğer seçim yasa önerisi, bu şekliyle yasalaşırsa özellikle CB’nin seçim yasaklarından bağışık tutulması ile “seçim sandığına vurulan kilit” işlevi görecek. Dahası, ‘kişi-parti-devlet birleşmesi’, CB’nin seçim yasakları dışında bırakılması ile pekişecek ve bir tür siyasetin sonu olacak. Kuşkusuz yasa önerisi, CHP ve müttefiklerince, ‘parlamenter demokrasi arayışına ivme kazandıracak bir adım’ olarak da okunabilir.

NÜKLEERDE SARAY ENTRİKASI!


İbrahim Ö. Kaboğlu
BirGün, 10 Mart 2022

NÜKLEERDE SARAY ENTRİKASI!

Cumhuriyet’in 65. Hükümeti, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası iki yönde emek harcadı: AKP’ye biat etmeyen dünyevi hukuk yanlıları için OHAL KHK’leri yoluyla “sivil ölüm” ve demokrasiye kasteden Anayasa değişikliği.

MÜLGA HÜKÜMET

Darbecilere karşı mücadele yerine “çifte kıyım”, son Hükümet’in önceliği oldu. Anayasa kıyımı ardından ise, uyum yasaları yerine, OHAL KHK’leri yoluyla kıyımı sürdüren ve AKP-MHP’nin seçim kazanmasına yönelik  düzenlemelere öncülük eden Hükümet, 24 Haziran seçimleri sonrası “mülga” oldu.

MÜLGA KHK

Buna karşın, tıpkı OHAL KHK yoluyla kar lastiği düzenlemesi yapan ve dünya hukuk tarihinin en büyük toplu kıyımlarını sürdüren Hükümet, bu kez, “Nükleer Düzenleme Kurumunun  Teşkilat ve Görevleri ile  Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” çıkardı (2.7.18/ 702 sy.).

Anayasa Mahkemesi (AYM), KHK’yi iptal etti (30.12.20).

UYKUDAKİ AKP

Anayasa Mahkemesi, yasal düzenleme için TBMM’ye bir yıllık süre tanıdı (R.G.:9/3/21).

AKP, Nükleer Düzenleme Kanun Teklifi’ni, 11 ay 16 gün sonra, süre bitimine 10 gün kala Meclis gündemine getirdi (25.2.22).

AKP-MHP, Teklifi Komisyonlardan bir gün ve gecede el-kol hareketi ile geçirdi. Ama Genel Kurul’da vekillerini tutamadığı ve toplantı yeter sayısı sağlayamadığı için 4 Mart Cuma günü Meclis kapandı.

Cumartesi, vekillerini tutmak için grup başkan ve vekilleri bekçilik yaptı. Benzerini, Türkiye’ye kasteden 7334 sy.lı Turizmi Teşvik Kanunu oylaması için yapmışlardı; Meclis TV’nin yayın yapmadığı gün ve saatlerde.

SAKAT NDK

İç çelişkilerle dolu ve eksik Nükleer Düzenleme Kanun (NDK) teklifinin Anayasa’ya uygun hale getirilmesi için yoğun çaba harcayan CHP, yapıcı önergeler verdi. (HDP radikal, İYİ P., esnek muhalefet etti).

Nükleer Düzenleme Kurumu’nun oluşumuna ve  hukuki statüsüne ilişkin CHP önergesine göre, kamu tüzel kişiliği statüsüne sahip Kurum üyeleri, TBMM tarafından siyasal partilerin oy oranına  ve liyakat ilkesine göre seçilecekti; zira, amacı doğrultusunda görev, yetki ve sorumluluklarını yerine getirmesi, özerk ve uzman bir kamu tüzelkişisi olarak düzenlenmesini gerekli kılıyordu. Aksi halde, yönetmelik bile çıkaramayacaktı.

Kanun ile düzenlenen konunun CBK ile düzenlenemeyeceği sürekli vurgulandı. Ama AKP ve MHP, CHP’nin bütün  önergeleri reddetti.

KEENLEMYEKÜN CBK

AKP ve MHP’nin, TBMM’nin yasama yetkisini Anayasal çerçevede kullanmasını neden engellediği 8 Mart sabahı resmileşti: “paralel” Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (CBK).

AYM’nin belirlediği sürenin son günü, 7381 sayılı Nükleer Düzenleme Kanunu ve Nükleer Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında CBK-95’in yayımlandığı Resmi Gazete, AKP ve MHP, Saray’da hazırlanan “CBK’ye uyumlu yasa”! için “olumlu ve düzeltici önergeler”e sonuna dek “muhafet”! ederek Anayasa ihlalini tescil etti.

Sadakattan ayrılmayacakları üzerine namus ve şeref  andı içtikleri Anayasa açık:

Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz” (md.104/17 c.3).

7381 sayılı Kanun’un düzenlediği konuda çıkarılan ve Nükleer Düzenleme Kurumu’nu tamamen (tümüyle) Saray’a bağımlı birim haline getiren CBK-95, Anayasa’nın açık hükmüne karşı, Nükleer Düzenleme Kanunu ile konu çakışması nedeniyle yok hükmünde: keenlemyekün.

Amaca uygun olmayan, sakat ve hukuken yok hükmündeki düzenlemeler, gelecek kuşaklar için onarımı olanaksız yaşamsal tehlikeler yaratacaktır.

Saray nasıl inşa edildiyse, Türkiye de öyle yönetiliyor: hukuk, Anayasa ve yasa dışı.

Ya ahlak?

7381 sayılı Kanun, TBMM’de 5.3.2022’de kabul edildiği halde, yayımlanmasını bekletip, aynı konuda daha önce hazırlanan CBK ile 8.3.2022’de RG’de birlikte yayımlamak, ciddi bir ahlaki soruna da işaret etmekte.

  • Türkiye, entrikalarından bıktığı Saray yorgunu bir ülke konumuna düşürüldü.

Toplumumuz bunu hiç hak etmiyor. Kurtuluşun tek yolu sandık. Cumhuriyetçi yurttaşlar, “demokratik hukuk devleti” ereğinde daha akılcı ve kararlı adımlar atarak, güçlü dayanışma halkalarını örmeye ivme kazandırmalı.