Etiket arşivi: nesnelerin interneti

Cumhuriyetin 97. yılında sanayileşme sorunumuz

Erinç Yeldan
Erinç YeldanCumhuriyet, 28 Ekim 2020

Cumhuriyetin 97. yılında sanayileşme sorunumuz

Yukarıdaki sözler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın 14 Ekim tarihinde Dünya Standartlar Günü vesilesiyle yapmış olduğu konuşmada müjdelenmişti.

Sanayi İcra Komitesi Türk sanayiine yön verebilir mi? Türkiye’nin, birçok gelişmekte olan çevre ekonomisiyle birlikte yaşamakta olduğu, olgunlaşmamış sanayisizleşme tehdidine çare olabilir mi? Türkiye, Sayın Bakanı’nın ifadesiyle “Elektrikli otomobiller, akıllı şehirler, akıllı şebekeler, büyük veri, nesnelerin interneti, yapay zekâ ve veri merkezlerinin sürdürülebilirliği gibi çok kritik alanlarda…” çağımızın gerekli dönüşümlerini yakalayabilir mi?

Özellikle, neo-liberal hiper-küreselleşme ve piyasa fetişizminin koşullandırmaları altında,

  • Türkiye uluslararası yeni işbölümünün meta zincirleri kümesinde kendisi için biçilmiş olan taşeronlaştırılmış sanayiye dayalı ucuz işgücü ve ithalata dayalı tüketim deposu olma işlevini kırıp atabilecek mi?

1980 sonrası Türkiye’nin yaşadığı dönüşümler bu sorulara olumlu yanıt vermemizi güçleştiriyor. Örneğin, Dayanışma Meclisi’nin “Yeni Bir Cumhuriyet’e Doğru: Sanayi – Kalkınma Raporu” (http://dayanismameclisi.org/) başlıklı çalışması bize sanayileşme önündeki kısıt ve koşullandırmaları teker teker şu sözlerle hatırlatmakta:

Ülkemizde yaklaşık olarak 40 yıldır sürdürülen neo-liberal politikalar Türkiye’yi düşük büyüme batağına saplamış ve bütünüyle dışa bağımlı hale getirmiştir. Bugün Türkiye ekonomisi, ithalata bağımlı hale gelmiş tarımıyla, uluslararası işbölümünde düşük ücret yüksek sömürü oranlarıyla, taşeronluk işlevi gören sanayisiyle, güvencesiz ve örgütsüz istihdamın damgasını vurduğu hizmetler sektörüyle, doğal ve kültürel varlıkların talanı üzerinde büyüyen yapısıyla tükenmiş bir görünüm arz etmektedir.”

“Neo-liberal tutuculuğun finansal serbestleşme programları, reel sektör tasarruflarını uzun vadeli sabit sermaye oluşumu yerine kısa vadeli spekülatif yatırımlara kanalize olmasının bir aracına dönüştürerek başta imalat sanayii ve tarım olmak üzere reel sektördeki birikimi tahrip edici etkide bulunmuştur.
***
Aslında, sanayileşmenin yaklaşık 250 yıllık tarihi bize sanayileşmenin “rasgele” bir süreç olmadığını ve devletlerin bilinçli tasarımı ve sürece aktif katılımını içeren bilinçli bir politikalar kümesi içerdiğini gösteriyor. Bu bağlamda çok önemli bir tarihçe Prof. Dr. Murat Yülek’in yeni kaleme aldığı “How Nations Succeed – Ulusların Yükselişi” başlıklı kitabında (*) dile getirilmekte.

Murat Hoca’nın vurguladığı üzere sanayileşme, “ileri ve geri bağlantılarla güçlendirilmiş bir sanayi yapısını amaçlayan kamu politikalarına” bağlı. “Sanayi politikası” ile “sanayileşme stratejisi” de aslında farklı yaklaşımlar içeren, farklı anlamlar taşıyan olgular. Sanayi politikası, sanayileşmenin farklı aşamalarında devreye sokulması gereken ve devletin aktif olarak kurgulayacağı teşvik ve önlemler bütününü sergilemekte. Bu bağlamda, stratejik öncelikli sektörleri finans piyasalarının kısa dönemli ve anarşik gelgitlerine göre değil, katma değer yaratma kapasitelerine göre sıralayacak; ileri ve geri teknolojik girdi-çıktı bağlantılarını uyumlaştıracak, “yaparak öğrenme” ve “sektörler arası taşma etkilerini” geliştirecek, derinleştirecek ve yönetecek devlet müdahaleleri gerekiyor.

Bu süreci adım adım ve aktif olarak yönetebilmek için ise “iktisaden tam bağımsızlığı” ve “kalkınmacılık perspektifini başat” olarak gündemine koyan bir devlet anlayışı gerekiyor.
***
Gazi
’nin “Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” sözlerinin üstünden doksan yedi yıl geçmiş. Eşitliğe, özgürlüğe, barışa, kadınların, çocukların ve azınlıkların haklarına ve çevreye saygılı bir Cumhuriyet özlemiyle tüm okurlarımın Cumhuriyet Bayramı’nı kutlarım.

(*) Murat A. Yülek. How Nations Succeed: Manufacturing, Trade, Industrial Policy and Economic Development. Palgrave. 2018.

Ruslar robot işçiler yüzünden işsiz kalma tehlikesi yaşıyor

Ruslar robot işçiler yüzünden işsiz kalma tehlikesi yaşıyor

Ruslar robot işçiler yüzünden işsiz kalma tehlikesi yaşıyor

Rus araştırmacılar, 2030’a dek Rusya’daki işçilerin % 45.5’inin robotlar yüzünden işsiz kalabileceğini ileri sürdü.

İzvestiya gazetesi, Rusya Ulusal Ekonomi ve Kamu Yönetimi Akademisi‘nin (RANEPA) verilerini paylaştı.

Habere göre, yalnızca resmi olarak çalışan kişileri kapsayan araştırmanın sonuçlarına göre robotların yaygınlaşması 20.1 milyon kişiyi etkileyebilir.

Robotlar yüzünden otel ve restoran çalışanlarının % 73’ünün, üretim ve imalat sanayinde çalışanların % 60’ının, tarım ve ormancılık alanında çalışanların % 58’inin işsiz kalma riski bulunuyor.

Ayrıca, hizmet sektöründeki kimi mesleklerin yakın gelecekte yok olabileceği belirtildi. Haberde, robot kullanımının vergilendirilmesinin, bunun önüne geçilebilmesi için bir önlem olabileceği belirtildi. (Yeniçağ: Ruslar robot işçiler yüzünden işsiz kalma tehlikesi yaşıyor)
================================
Dostlar,

Biz de şu katkıları koyalım :

Ve de yazalım :

  • Robotlar ve yapay zeka 2030’a dek 800 milyon kişinin işini elinden alacak!
  • Sürücüsüz hizmet verebilen otonom otomobilleri, otobüsleri görmeye başladık.
    Karada, havada ve denizde hareket edebilen dronları, robotları görüyoruz. 2
    yıl içinde, 47 milyar nesne internete bağlanacak,
  • IoT (Nesnelerin interneti) devrimi gerçekleşecek.
  • Karikatürde görüldüğü üzere fabrikalar artık insan işçi çalıştırmıyor. Yapay zekalı robotlar (MER) ve 1 mühendis! Çağın çarpıcı gerçeğini görelim!
  • Türkiye, anormal nüfus artışını hızla frenlemek zo – run – da! 2018 sonunda bu hız %1,47 ve Dünya ortalamasının (%1,1) neredeyse 1,5 katı..
  • Ekonomi küçülüyor, yoksullaştırma 2 eksende derinleşip yaygınlaşıyor, işsizlik çözümsüz… ama ölçüsüz – hesapsız çoğalıyoruz. Bu politika akıl ve bilim dışı ve asla sürdürülemez.
  • AKP = Erdoğan bu konuda da yanıldığını, kandırıldığını halka hemen söylemeli.
  • Yaradan rızkını da vermiyor! BM – FAO’nun resmi verilerine göre 821 milyon insan (her 9 kişiden 1’i!) AÇ ve %90’ı müslüman ülkelerde.. Müslüman Arabistan Müslüman Yemen’i acımasızca bombalıyor, çocuklar – insanlar açlığa mahkum edilerek öldürülüyor. Hani yaradılanın rızkı hatta yaşam hakkı??
  • Ya Türkiye’deki AÇLIK ve cinayetler sorunu??
  • AKP = Erdoğan dini siyasete alet etmekten artık vazgeçmeli. Halk uyanıyor, uyandı!
  • HER AİLEYE 1 ÇOCUK; BAŞKA HİÇ – BİR ÇÖZÜM YOK, YOK, YOK!

​Sevgi ve saygı ile. 11 Eylül 2019, Datça

Dr. Ahmet SALTIK​ MD, MSc, BSc​
Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı​ -​ Ankara Üniv. Tıp Fak.
​Mülkiyeliler Birliği Üyesi​​ – Sağık Hukuku Bilim Uzmanı​
www.ahmetsaltik.net   profsaltik@gmail.com

Ordunun bilgisi ABD’de durmasın

Microsoft Türkiye Genel Müdürü Kansu: Ordunun bilgisi ABD’de durmasın..

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)
Microsoft Türkiye Genel Müdürü Kansu:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olarak ben de tüm verilerimiz ABD’de dursun istemem.” 

Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu, 15 Temmuzdan sonra verinin nerede kimin korumasında durduğunun çok önemli hale geldiğini belirterek, “Bunlar çok kritik konular. Mesela Milli Savunma bilgileri burada olabilir. Tabii ki ben de Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı olarak ordunun datası ABD’de dursun istemem. Tüm veriler Almanya’da, ABD’de dursun istemem. Ama böyle yapacağım dersek de geride kalırız. Mesela lojistik, sağlık, belediyelerin dataları bunların bulutta durmasında bir sakınca yok. Tabii ki verinin Türkiye’de tutulması için hibrit sistemler de var” dedi.

Kansu, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada darbe girişiminden sonra Türkiye’de siber güvenlik yatırımlarının arttığını “Şimdi kiminle konuşsak siber güvenlik öncelikli konu oldu diyor.
Şu anda kalifiye eleman eksik. Altyapı eksikliği var. Bu güvenli mi, değil mi, kamu bu konularda bizden destek istiyor. Bu alanlarda kamu ile işbirliği yapıyoruz.” ifadesini kullandı.

Ciddi tehdit var

Ulusal güvenliğin korunması için kamu kurumlarıyla yakın temas içinde çalışmaya devam edeceklerini vurgulayan Kansu, “Kamuda değişen insan kaynağı sonucu önceden alınan admin yetkilerinin işten ayrılma süreçlerinde düzgün devredilmemesi, şirketlerde kritik belgelerin yedeklenmeyen ortamlarda saklanması ve evlerde güncel yazılımların kullanılmamasına kadar ülke olarak uçtan uca ciddi bir tehditle karşı karşıyayız. Hala eski versiyon işletim sistemleri kullanılıyor. Daha XP kullananlar var. Bunlar da güvenlik açığına neden oluyor..” şeklinde konuştu.

Korsan yaygın

Korsan işletim sistemi ve programla mücadenin bitmeyen çileleri olduğunu dile getiren Kansu, Türkiye’nin virüs taramalarında en fazla virüs taranan ülkelerden olduğunu Türkiye’de
bu oranın %42 iken dünya ortalamasının %17’lerde olduğuna işaret etti.

4 odak noktası

Şirket olarak, nesnelerin interneti, yapay zekâ, bulut ve siber güvenliğe odaklandıklarını
ifade eden Kansu, 2020 yılında her bireyin ortalama 5 adet internete bağlı cihazının olacağını, veri tüketimi ve üretiminin artacağını, veri en değerli sermaye olduğunu bildirdi.

‘Cuma hutbelerini ‘bulut’ta saklıyoruz’

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından her cuma günü hutbeler Türkiye geneline Microsoft bulut sistemi üzerinden dağıtılıyor. Murat Kansu, bulut sistem ile birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı internet sitesinin herhangi bir sorun yaşamadığını belirtti.

Kansu, Türkiye’de kamu tarafındaki en büyük bulut kullanıcılarının Diyanet olduğunu,
Alo Fetva, cuma hutbeleri bizim bulut sistemimizde. Ayrıca Devlet Opera ve Balesi de bizim ikinci büyük müşterimiz. Arka planda, oyuncunun, dekorcunun, senaristin herkesin birbirinden haberdar olması gerekiyor. Seanslar kaçta başlıyor kaçta bitiyor. Bu sistemin hepsi bizim bulut sisteminde. Türkiye’de bulut farkındalığını artırmak istiyoruz” diye konuştu.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın desteğiyle hayata geçirilen Nesnelerin İnterneti (IoT) projesinde stratejik işbirliği yaptıklarını duyudan Kansu; meslek lisesi, meslek yüksekokulu öğrencileri ve öğretmenlerine açık olan Nesnelerin İnterneti yarışmasında Haziranda
jüri değerlendirmesi yapılacağını ve sonuçların ağustosta açıklanacağını söyledi.

Microsoft’tan eğitim seferberliği

Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu şirketin Türkiye’deki eğitim çalışmalarıyla ilgili de şu bilgileri verdi:

* Microsoft yapay zekâ temelli teknolojilerin ekonomiyi dönüştürmesi yönünde adımlar atarken özellikle bu alanlarda yetişmiş insan kaynağı sıkıntısını gidermeyi de önceliklendiriyor. Bu bağlamda, 15’incisini hayata geçirdiği, dünyanın öğrencilere yönelik olarak düzenlenen en büyük teknoloji yarışmalarından Imagine Cup 2017 ülkemizde yapay zekâ odaklı kurgulandı. 16 yaşından itibaren (AS: başlayarak) tüm öğrencilere açık olan Imagine Cup ulusal finalleri için başvurular başladı.

* Öğretmenlerin teknoloji kullanımını yaygınlaştırmayı hedefleyen Microsoft Türkiye, geçen yıl başlattığı “Harikalar Yaratan Öğretmenler Yarışması”na bu yıl Milli Eğitim Bakanlığı’nın işbirliğiyle devam ediyor. Microsoft ve Milli Eğitim Bakanlığı, yarışma kapsamında öğretmenlerin teknoloji ile yarattığı başarı öykülerini paylaşarak teknoloji ile yapılabilecekleri konusunda ilham vermeyi amaçlıyor.

* Microsoft, Açık Akademi ile, ilkokuldan başlayarak her yaşta bireye online olarak kod yazmayı öğretmeyi hedefliyor. Burada toplamda 110 saatin üstünde online video olarak programlama eğitimi bulunuyor ve halen 200 binden fazla kayıtlı kullanıcı var. 2012’de açılan Açık Akademi, 5 yıl içinde 1 milyon insana ulaşmayı hedefliyor.

* Microsoft, KAGİDER’in de desteğiyle Türkiye’nin kadınların teknoloji alanındaki başarılarını ve liderliklerini onurlandırmak amacıyla ‘Teknolojinin Kadın Liderleri’ni ödüllendiriyor. 2017’de de Türkiye’deki kadınların daha iyisini başarmaları için onların gerçek anlamda güçlenmesinin önündeki bariyerleri birlikte kaldırmaya devam etmek isteyenler ödül programına 9 farklı kategoride başvurabilecek. (Cumhuriyet, 13.3.17)

===============================
Dostlar,

Ülkemizin kasvet verici gündeminden zaman zaman sıyrılmak ve dünyada neler olup bitiyor bakmak zorundayız. Bilim-teknoloji başdöndürücü hızla ilerlemekte.. Zaman hızlanmış adeta.
Artık 4. Sanayi Devrimi‘nden söz ediliyor. Şunun şurasında kadim Sanayi Devrimi 1760’larda buhar gücünün sanayide motorlarda, giderek ulaşımda (tren, gemi) kullanılmasıyla başlamıştı.
İçime girdiğimiz yılların yaşamı bütünüyle dönüştürecek 4 kaldıracı görülüyor :
1- nesnelerin interneti,
2. yapay zekâ,
3- bulut ve
4. siber güvenlik

Ülkemizin bu başdöndürücü gelişmeleri ıskalamaması olağanüstü önemli.
Yoksa Osmanlı’nın karşılaştığı sonuçlar “tarihin tekerrürü” yasasıyla bizi de kuşatır.
Ne yazık ki siyasal iktidar ülkemizi son derece kötü yönetiyor.
Son derce hatalı – tehlikeli – sakıncalı – maliyetli… bir akıldışı halkoylamasına sürüklendik. Halktan EGEMENLİĞİNİ tek 1 kişiye devretmesi, kendisin yadsıması hatta kendisini
yok sayması isteniyor.. Olacak şey değil.. İstenmesi de patolojik verilmesi de!
16 Nisan 2017 günü bu anlamsız ve uğursuz dayatmayı tüm halkımız EGEMENLİĞİNE ve ÜLKESİNE – VATANINA – TAPUSUNA – KİMLİĞİNE sahip çıkarak aşacak inanıyoruz. “HAYIR” oyları sağduyu ile çoğunlukta olacak ve bu herkesin, başta AKP ve Erdoğan’ın da hayrına olacak inanınız..

Türkiye yoluna, rejimin kalbi TBMM öncülüğünde sorunlarını – çözümlerini uygarca tartışarak devam etmeli. Kim olursa olsun tek 1 kişiye bağlanma “sürü toplum” lara özgüdür ve Türk Ulusu bu dönemi en az 100 yıl önce kapatmıştır.. Dünyanın gidişi de böyle değil..

Açık toplum, saydam yönetim, siyasete katılma, yöneticilerin hesap vermesi ve giderek
temsili demokrasinin de aşılarak teknolojik olanaklarla temel konuları doğrudan halkoylaması ile kararlaştırma temelli DOĞRUDAN DEMOKRASİ çağımızın genelgeçer doğruları..

Sevgi ve saygı ile. 13 Mart 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net   profsaltik@gmail.com