Etiket arşivi: Nas Paraları

Nas Nas Paraları Leyla’ya…

Zafer ArapkirliZafer Arapkirli
Cumhuriyet, 22 12.21
Son Yazısı / Tüm Yazıları

Son günlerde, artık utanmazca ve mide bulandırıcı bir şekilde “vatandaşla alay etme noktasına” gelen ekonomik ve siyasi gündemi okur ve konuşurken aklımda hep o oynak, kıvrak, hoplak şarkı:

“Hayatını Yaşa Şükret Mevlaya
Hiç Götüren Var mı Öbür Dünyaya
Haydi Kollarını Kaldır Havaya Usta
Bas Bas Paraları Leyla’ya
Bi Daha mı Gelicez Dünyaya?”

Memleketi adeta yeşil çuhalı bir kumar masasına ve bin bir renkli spot ışıklarının yanıp söndüğü, “hoppala-zıppala” insanların raks ettiği bir pavyonun dans pistine döndürdüler.

Ülkenin en önemli milli sembollerinden biri olan para birimini pula dönüştürdükleri yetmiyormuş gibi, bir de dolar-TL ekseninde büyük bir “rulet masası” kurarak milletin başını döndürecek bir “Döviz Şovu”nun senaristi ve prodüktörü oldular.

Bir yandan Edirne, bir yandan Kars sınırlarını, Mersin kıyısını, Sinop sahilini korumak neyse, aynı anlama sahip olan “Türk Lirası’nı korumanın” ne olduğu umurlarında bile değildi, hiçbir zaman.

Öyle bir aşamaya getirdiler ki milli paramızın değerini, kimi zaman değil günde 1 TL, saatte 1 TL hızla erimesine göz yumdular. Bu erimenin ve felaket tablosunun sonucunda, hiçbir şey üretemeyen bu ülkede, iğneden ipliğe her şeye zam geldi. Döviz geliri olmayan vatandaş, her birinin fiyatı dövizle belirlenen mal ve hizmetlerin fiyatlarına yenik düştü.

Göstermelik bir pazarlık süreci sonunda belirlenen ve daha belirlendiği saatlerde (ülkenin gölge para birimi haline gelmiş) döviz karşısında hızla eriyen bir asgari ücreti, adeta büyük bir “lütuf” diye satmaya çalıştılar. Açıkça yalan söylediler.

İktidar milletvekilleri ve bakanları, yandaş besleme yazarları, halkla dalga geçen demeçleri ile yoksulluktan inim inim inleyen 80 küsur milyon insana, “saraylarından, köşklerinden ve konaklarından” nanik yaptılar.

Bu rezalet ve küstahlık, bu kibir ve utanmazlık yetmiyormuş gibi, birtakım “dini kavramları” da istismar ederek “Nas Nas” muhabbetine kalkışıp kendilerini iyice yüz kızartıcı duruma düşürdüler. Bir yandan, “Allah, din, kitap, sure, ayet” söylemine sarılıp bir yandan da halkın parası ile 30 milyon değerinde yeni otomobiller satın almaya giriştiler. Bu küstahlığın ve utanmazlığın, simit-çay hesabı yapan emekçinin, adeta “yedi ceddine küfür” anlamına geldiğini bile umursamadılar.

Ülke sınırlarından içeri akın akın hücum eden komşu ülke vatandaşlarının, “kıs kıs gülerek” dükkânlarımızı adeta yağmalamasını, saraylarından “kih kih diyerek” izlediler.

Ekonomide ve finans sisteminde her gün yeni bir çare, yeni bir plan, yeni bir sözde çıkış yolu bulabilmek adına, “kesik başlı tavuk” misali her gün yeni bir “enstrüman imalatı”na giriştiler. O enstrümanlardan çıkan garip seslere, artık herkesin kulaklarını tıkadığını bile bile.

Kısacası, hem ülkenin tüm kaynaklarını tükettiler hem mevcut çıkış yollarını bile tıkadılar, hem de en önemli gereksinim olan “güveni” sıfırladılar. Sadece ülke yönetimine yani o yönetimin temsil ettiği devlete vatandaşın duyduğu güveni değil, dünyanın bu ülkeye duyduğu güveni de sıfırladılar.

Bu ülkenin ekonomik iklimine, hukukuna ve demokrasisine duyulan güven, neredeyse “eksi seviyelere” kadar düştü.

Tam bir hovarda zihniyetle, dün Kemal Kılıçdaroğlu’nun kullandığı yerinde bir tanımla  Beytülmal ile kumar oynamaya” devam ettiler. Devletin hazinesi ile kumar oynarken, malum türkünün dönüştürülmüş halini, yani “Nas Nas Paraları Leyla’ya” türküsünü söylemeye devam ettiler.

Bu topraklar, bu ülkenin onuruna düşkün halkı, bütün bunların hesabını, gelecek seçimde ağır biçimde ödetmeye artık iyice kararlıdır.

Seçimi ne kadar ertelerlerse ertelesinler, ne kadar “top çevirirlerse” çevirsinler, akıbet kaçınılmaz. İlk sandıkta ve sandığın sonrasında bu kepazeliklerin hesabı burunlarından fitil fitil getirilmelidir.

Gelecekte, yani iktidar değişikliğinde bunları unutmaya ve unutturmaya çalışacak olanlar, bugün muhalefette ne kadar doğru tespit ve söylemler içinde olurlarsa olsunlar, iki elimizin onların da yakasında olacağını bilinmeli.

Affedeni de affetmemek, andımız olsun.