Etiket arşivi: MÜSLÜMANLAR

KURBAN, DİN’LER, MÜSLÜMANLAR

KURBAN, DİNLER, MÜSLÜMANLAR

Nurullah AYDIN
20.08.2018, Ankara

İnsanoğlu; tarihin her devrinde her toplumda; akılla açıklayamadığı varlığını, yaratıcıyı ve yaratılanları düşünmüştür. İnandığına verdiği anlam ise sürekli değişkenlik göstermiştir. Ve halen de bütün dinler ve din dışı anlayışlar farklı olgular üzerinden yürümektedir.

Din sosyal bir olgudur.
Kurban kesme bütün ilkel pagan dinlerinde vardır. İnka ve Azteklerde de çocuk kurban kesme ritüeli vardı.

Tanrıya, ruhlara, hayvan kesme adeti ise; hemen her coğrafyada eski yeni bütün dinlerde de vardır.

Müslümanların kurban kesme olayını başlattığına inanılan İbrahim (İbranice: אברהם Avram, Abraham) 3 semâvî dinin ve bu dinlerin peygamberlerinin atası olarak kabul edilen elçi/peygamberdir.

M.Ö. 2000’li yılların başlarında yaşamış, Hindistan’dan Anadolu’da Urfa’ya göç etmiş aşiretin lideri Brahman Azer’in oğlu Brahman/Abraham/İbrahim babasının aksine tek Tanrı’yı savunur. Doğduğu ve yaşadığı yerler hakkında 3 dinin kitaplarında ve âlimlerin verdiği bilgilerde farklılıklar vardır.

Abraham/İbrahim; Adıyaman/Urfa bölgesinde Komagene kralı Nemrut’la mücadele eder. Nemrut’un bulunduğu bölgeden ayrılır, eşi Sâre, yeğeni Lût ve öbür  adamlarıyla birlikte, önce Harran’a, ardından Ürdün ve Mısır’a gider, daha sonra da Filistin’e geçer.

Abraham/İbrahim’in eşi Sare’den oğlu İshak olur. İshak Yahudilerin atası kabul edilir.

Yine Abraham/İbrahim’in Mısırlı Kıpti hizmetçisi Hacer’den İsmail adında oğlu olur. Bu kişi de Arapların atası kabul edilir. (AS: Kölesiyle cinsel ilişki kuran Peygamber!?)

Abraham/İbrahim dini anlatımlara göre rüya görür. Oğlu İsmail’i kurban kesmek istemesini örneklendirdiği kurban ayini İsmail soyundan gelen Araplarca kabul edilir. Ancak aynı uygulamayı öbür oğlu İshak ve Yahudi soyu yapmaz.

İbrahim dini yani Hanef dini diye peygamber/Elçi Muhammed kurban kesmeyi önemser.

Ancak peygamber/Elçi İbrahim; Elçi Musa’nın Tevrat’ında da, Elçi İsa’nın İncil’inde de yer almasına karşın kurban, İsmail, rüya bunlarda yer almaz.

Kâbe’yi yapan ona Allah’ın evi diyen peygamber/elçi Abraham/İbrahim’in bu uygulamasını; peygamber/Elçi Musa da, peygamber/Elçi İsa da benimsemez. Onlar da Kâbe’yi kutsal ibadet yeri kabul etmediler, Kâbe odaklı hac ve kurban ritüeli yapmadılar.

Kabe’yi tavaf ve Kurban kesme uygulaması; Musevilikte ve Hıristiyanlıkta kabul edilmedi. Peki, ama neden?

İslam dünyası; kan, katliam, yıkım, ihanet, kin, nefret, düşmanlık alanı. Allah adına İslam adına kafa kesiyor, birbirlerini katlediyorlar 

1400 yıl geçmiş, Müslümanlar hala temel konularda birlik değiller. İtikatları farklı, iman anlayışları farklı, ibadetleri farklı, günah anlayışları farklı, evliliğe, cariyeye, zinaya, hırsızlığa, talana, yalana bakışları farklı.

Müslümanları önce Sünni – Şii – Alevi diye ayrıldılar. Sonra Selefi / Vahhabi / mezhepsizler diye bölündüler. Tarikatlar dediler, mezhepler dediler, cemaatler dediler. Ayrıldıkça ayrıldılar. Birinin dediğini öbürü kabul etmedi. Öbürünün dediğini berikiler benimsemedi 

Her İslam yazarı, kendine göre İslam’ı yorumladı. Her yorum farklı yaşama anlayışını oluşturdu. Kurban nedir ne anlama gelir sorusuna yanıtta birleşemediler. Kimi koç, inek, deve derken kimisi horozdan da kurban olur, dedi.

Kimi bir yıllık geliri olan kesmeli derken, öbürü borcu olsa da kesmeli.. dedi.

Kimi, Peygamber bir kez kurban kesti başka da kesmedi dedi, kimileri hayır hep kesti.. dedi.

Her yıl, her İslam ülkesi farklı günlerde bayramı kutluyor.

İslam dünyasının hırsız, yalancı, talancı, servet biriktiren, bölen böldürten, katleden katlettiren müslüman görünümlü şeytanlardan kurtulması gerekir. Aksi halde  Müslüman halkları; huzur
suz güvensiz, sorunlar içinde boğulan bocalayan, kendi kendilerini katleden insanların ihanet toplumları olmaya devam eder.

Günün Sözü: Aklı – bilimi temel almayan inanç ve düşüncenin insana, topluma, dünyaya, evrene yararı yoktur.