Etiket arşivi: Müminin yoklukta görevi

Müminin yoklukta görevi

Özdemir İnce
Özdemir İnce
25 Ekim 2020, Cumhuriyet
Hem AKP Genel Başkanı hem Cumhurbaşkanı olan R.T. Erdoğan’ın yaptığı konuşmaların çoğu, göreve başlarken TBMM önünde söylediği anda (yemine) aykırı olduğu için bu sözlerin sadece AKP genel başkanına ait olduğunu kabul ediyorum.

***
ANAYASA MADDE 103 – Cumhurbaşkanı, görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde aşağıdaki şekilde ant içer:

  • “Cumhurbaşkanı sıfatıyla, devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma büyük Türk milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
    ***
    AKP Genel Başkanı Erdoğan, Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nda konuşmuş ve şöyle buyurmuş:

1- “Dünya tarlasına iyilik eken ahiret hasadına iyilik toplamaya devam eder. Bu hayatın albenisine kendisini kaptıran insan, dünyasını da ahiretini de kaybeder. Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir. Gerçek mümin acıyı bal eyleyendir.”

Okuduğunuz cümleyi bir siyasal parti başkanı da söyleyemez. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkeleri, anayasanın başlangıç bölümünde belirtilen demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. (AS: 2. maddede belirtilen..)

Buna göre: Dünya tarlasına iyilik eken hasatını bu dünyada toplar. Vatandaşın görevi kadar hakkı da vardır, emeğinin karşılığını bu dünyada alır. Varlıklı vatandaşın görevi, devleti ve vatandaşları sömürmemek, adil ve merhametli olmak ve vergi kaçırmamaktır. Yoksul vatandaşın görevi ise bu durumdan kurtulmak için sınıf bilincine sahip olmak ve kendisine sabrı tavsiye eden ve acıyı bal eylemesini buyuran siyasetçiye iktidar yüzü göstermemektir.
***
CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP Genel Başkanı’na şöyle cevap vermiş: “Mümin alçakgönüllüdür. Mümin kul hakkı yemez. Mümin, bu ülkede yatağa aç giren çocuklar var ise Saray’da oturmaz. Bir insanın söylemiyle eyleminin örtüşmesi gerekiyor. Söylemi farklı, yaşam tarzı farklıysa orada riya vardır, ikiyüzlülük vardır. Dolayısıyla Erdoğan’ın söylemlerinin ciddiye alınacağını düşünmüyorum.

Kılıçdaroğlu’nun yanıtını beğendim ama dinsel damgalı “mümin” sözcüğünü kesinlikle kullanmamalı, benim gibi “vatandaş” demeliydi.
***
AKP Genel Başkanı Erdoğan, Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nda konuşmuş ve şöyle buyurmuş:

2- “Koronavirüs salgını ile mücadele ettiğimiz sıkıntılı dönemde Rabbimizin birçok müjdesine mazhar olduk. Karadeniz’de tarihimizin en büyük doğalgaz rezervini keşfettik. Salgın günlerinde milletimize umut vermenin yanı sıra daha büyük keşifler için umudumuzu artırdı.”
***
AKP iktidarı koronavirüsle mücadelede başarılı olamadı
, hata ve başarısızlıklarını yalanla kapatmaya çalıştı. “Rabb” başarısızlıkları, halka zulmedenleri asla ödüllendirmez. Bu nedenle “Karadeniz’de tarihimizin en büyük doğalgaz rezervini” kesinlikle Yüce Tanrı armağan etmedi. Bu keşfi bilim ve teknoloji yaptı.
***
Sorunları gizlemek için dinsel söyleme sarılmak yalanın siyaseti, siyasetin yalanı olur.

Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün Kuran çevirisinden birkaç ayet :

“İnfak” sözcüğü “paylaşma” anlamındadır. Kuran, zenginliğin paylaşılmasını tavsiye eder.

– Ey iman sahipleri! Kazandıklarınızın ve yerden sizin için çıkarmış olduklarınızın temiz ve güzelinden infak edin. (Bakara, 267)

– Allah, rızıkta kiminizi kiminize üstün kılmıştır. Fazla verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere aktarıp da hepsi onda eşit hale gelmiyor? (Taha, 71)

– Bu böyle düzenlenmiştir ki o mal ve nimetler sizden yalnız zengin olanlar arasında dönüp duran bir kudret aracı olmasın. (Haşr, 7)

– Ve biz istiyoruz ki yeryüzünde ezilip horlananlara bağışta bulunalım, onları önderler yapalım. (Kasas, 5-6)
***
Kuran’da bunlara benzer birçok ayet var. Bunların da referans olması kabul edilemez.
Kimse kayrılmasın, devlet eliyle kimse zengin edilmesin, zenginden çok vergi alınsın, yoksuldan alınmasın, liyakate saygı duyulsun, din üzerinden siyaset yapılmasın! Şimdilik bu bile yeter!