Etiket arşivi: MİT Başkanı Hakan Fidan

Durdu Özbolat : IŞİD TÜRKİYE’de KAFA KESMEYE BAŞLARSA..

Durdu Özbolat: IŞİD Türkiye'de kafa kesmeye başlarsa...

Durdu Özbolat
IŞİD TÜRKİYE’de KAFA KESMEYE BAŞLARSA..
YURT Gazetesi, 20.02.16

Patlama Ankara’daki patlama ve etkilerini irdeleyince, hemen karşımıza, ‘Kim yaptı? Niye yaptı? Yoksa bu bir işaret fişeği miydi?’ sorusu çıkıyor. Ankara’nın ‘tam kalbinde’ çok büyük bir eylem oluyor. Yalnızca TSK mensuplarımız değil, sivil insanlar, kadınlar, çocuklar bu kirli savaşın kurbanı olarak şehit ediliyor. Bu saldırıyı nefretle kınıyoruz. Bu utanılacak katliama kimse mazeret uyduramaz. Hiçbir açıklaması da, izahı da olamaz Bu kirli saldırıyı yapanlar adına da utanılacak bir eylem türü. MİT Başkanı Hakan Fidan, ‘zaafiyet yok’ açıklaması yaptı. Maalesef bu açıklama, ‘vaziyeti düzeltmeye’ yetmiyor. Sizce yetiyor mu? Bu saldırı önlenebilir miydi?  Önlenmeliydi. Öğrenilmeli ve önlenmeliydi. PKK ve PYD  açıklamaları yaparak, eleştirerek Bu işin içinden çıkamazsınız. Kusura bakmayın. Ben kısa süre önce iktidarı bu sütunlardan uyardım. Ama uyarımın dikkate alınmadığını görüyorum. Yarın ya da bir gün yetişmesine ve beslenmesine göz yumduğunuz IŞİD Türkiye’de daha kanlı eylemler yapmaya  ve kafa kesmeye başlarsa ne yapacaksınız? Rusya ve İran’ın desteklediği Suriye  rejiminin sıkıştırmasıyla, Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan şimdilik ‘uyutulmuş’ IŞİD militanları kanlı eylemlere başlarsa ne yapacaksınız? Tasnif yapmayacağım ama, daha dün Suriye’de Rock müziği dinlediği için bir gencin kafasını kesenler yarın Türkiye’ye geldiklerinde ne düşünecekler?

Anayasa görüşmeleri öncesi ‘üçüzlere’ ve CHP’deki ‘tombili baykuşlara’ açık çağrıda bulunarak, yeni anayasa görüşmelerinin de koalisyon görüşmeleri gibi ‘istikşafi (AS: karşılıklı birbirini keşfetme, ne düşündüğünü anlama) görüşme durumuna geleceğini’ gene bu sütunlardan yazmıştım.  Masanın devrileceğini de. Kimse kusura bakmasın. CHP’yi, çoğunlukla ‘siyasete rastlantıyla girmiş kişiler’ yönetmeye çalışıyor. Maalesef CHP sol değerler üzerinden siyaset yapma şansını yitiriyor. Ya bu değerleri  HDP’ye kaptırırsa ne yapacak? İşler iyiye gitmiyor deyince çok bozuluyorlar. Bizim, CHP’nin hiç ama hiçbir biçimde yıpratılmasına gönlümüz razı olamaz. Yalnızca yol göstermeye, bildiğimiz doğruları ‘edebimizle’ söylemeye çalışıyoruz. Bu salt hakkımız değil, görevimizdir de.. Önüme geleni partiden atarım havası ile bir yere varamazsınız.. Gerçek olan şey şudur :

Türkiye’de çok acı bir patlama oldu. Bu patlama Türk siyasetine, dış politikasına, ekonomisine yönelikti. Bu patlama gerek AKP’yi, gerek CHP’yi, gerek MHP’yi gerekse HDP’yi uyandırmalıdır. Özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı. Siyaset sahnesinin başrol oyuncuları ve aktörleri uyanarak, gereğini yapmalılar. Türkiye’miz uluslararası camiada çok yalnızlaşıyor. Güven veren bir reçete yazan muhalefet şart. O görev CHP’nindir,  adres de. Ama CHP seçimde %25-30 türküleri söylüyor. Sonuç ortada ve CHP bu davranışıyla  ‘iktidar hedefi’ ni unutmuş olmuyor mu? CHP finans çevrelerine,  dış dünyaya  böyle bir hedef koyarak iktidar olacağı umudunu veremez. Lütfen gerçekçi ve kendimize karşı dürüst olalım. Bize oy veren 12 milyon insana saygı duyalım. Onların umudunu kırmayalım. Çünkü umudunu kırdığınızda ‘umutsuz insanlar’ başka arayışlara girer. Siyasetçinin görevi  en olumsuz koşulları  olumlu duruma getir-
mektir. Maalesef CHP’de ‘anlık değerlendirmeler’ ve  ‘aklına gelen ilk şeyleri söyleyen’ bir ekip var. Cenaze  törenlerine katılmak yetmez. Altına yüzlerce ‘hakaret’ yazılan tweetler de yetmez.. Bu olup bitene kimse ‘ne oluyor?’ diye itiraz etmiyor. Görmezlikten geliyor, yok sayıyor. Ama  köşede bucakta yönetimi de  genel başkanı da  yerden yere vuruyorlar.  Yüzüne gelince de ‘siz her şeyin doğrusunu yapıyorsunuz efendim’ diyorlar. O da bu sözde değerlendirmeleri  doğru sayıyor. Bizim gibi birisi de doğruyu söylediği zaman, eleştirdiği zaman ‘asi hanesine’ yazılıyor. Kraldan çok kralcılar da durumdan görev çıkarıyor. Onlar çatlasa da patlasa da doğru bildiğimi söylemeye devam edeceğim. Yanlış yönetim anlayışı zoruma gidiyor.  Tekrar ediyorum. Bunu düzeltmemiz gerek..

========================================

Dostlar,

Sayın Durdu Özbolat, YURT Gazetesini epey zamandır kişisel özverisi ile ayakta tutuyor. Merdan Yanardağ ve takımı (ekibi) görevde kalsaydı gazete şimdikinden çok daha ileride olurdu kanımızca.. Hala bu girişim yapılabilir, yapılmalıdır.

Durdu bey içtenlikli bir CHP’lidir ve sadelikle düşüncelerini köşesine aktarmış. Yazdıkça daha da olgunlaşır ve gelişir elbette. Gazetenin düzeltmenleri de en azından başlangıçta, daha bir özen gösterirlerse Sayın Özbolat’ın yazılarına, bizce yerinde olur.

Yazının içeriği ve endişeleri önemlidir.
Başlıkta sorduğu soru yabana atılmamalıdır, dehşet vericidir..
Bu ülke kaç kez Alevi – Solcu kıyımı yaşamış bir ülkedir!
Hiç kimse ama hiç kimse en küçük bir hukuk dışı işlem görmemelidir bu ülkede artık.
Ülkemizde her – ke – se CAN ve MAL GÜVENLİĞİ sağlamak iktidarın vazgeçilmez
ilk ve ivedi görevidir. Bunun bağışlanır yanı yoktur..

Soner YALÇIN‘ın SÖZCÜ Gazetesinde 02 Şubat 2016 günü yazdığı “UYUYAN HÜCRELER” başlıklı çok önemli yazısını bu bağlamda anımsatıyor ve mutlaka okunmasını diliyoruz..
(http://www.sozcu.com.tr/2016/yazarlar/soner-yalcin/uyuyan-hucreler-3-1070944/)

Bir de sorumuz var :

  • MİT Başkanı, ülkemizde bir kıyımda en az kaç insan ölürse vicdanına uyarak istifa edecek acaba?? Gerçekleri, gördüğü baskıları… açıklayarak istifası için ek olarak kaç kurban gerek??

    Sevgi ve saygı ile.
    22 Şubat 2016, Ankara

    Dr. Ahmet SALTIK
    www.ahmetsaltik.net
    profsaltik@gmail.com

Emre KONGAR : Suikast İddiası ve Sorular…

Dostlar,

Üstad Emre Kongar’da ardışık 2 makaleyi paylaşmak istiyoruz..

Özenle okunmalı, düşünülmeli, paylaşılmalı..

Ve de Emre hocanın sorularının yanıtı istenmeli…

Sevgi ve saygı ile,
01.03.2015 

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

*****

Suikast İddiası ve Sorular…

portresi_resmi

Emre KONGAR
Cumhurşyet, 27.2.15

Dün, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile kim olduğu bilinmeyen Fuat Avni adlı bir Twitter hesabı arasındaki yakışıksız polemiği,
bu polemiğin dayandığı iddiaları anlatmış ve yazımın sonunda dört soru sormuştum…
(AS : Söz konusu makaleyi bu yazının altında veriyoruz..)

Sevgili okurlarım o yazıdaki açıklamaları ve soruları yeterli bulmamışlar ki aşağıdaki konulara dikkat çekmemi istediler:

1) “Medyaya Erdoğan’a destek vermek için girdiğini” ifade etmiş olan bir işadamına ait olan gazetelerde yayımlanan suikast iddiaları, Twitter üzerinden yapıldığı öne sürülen, gerçekliği tartışmalı yazışmalara dayalı. Yazışmaların belgesi olarak sunulan şeyler Twitter görüntüleri bile değil, daktilo ile yazılmış bazı kâğıtlar.

2) Belge diye yayımlanan metinlerden bazıları Twitter’ın 140 vuruş kuralını aşan sayıda, 150, 180 vuruşluk yazıları içeriyor. Bu teknik olarak olanaklı değil.


3) Bu yazışmaların Twitter’ın Direkt Mesaj (DM) hizmeti üzerinden yapıldığı belirtiliyor. Direkt Mesaj haberleşmesi ancak birbirlerini izleyen hesaplar arasında olabilir. Oysa, birbiriyle yazıştığı iddia edilen bu hesaplar arasında böyle bir ilişki yok.


4) İddia edilen diyaloglar, kişilerin kimliklerine ve kültürlerine uygun değil.


5) Bu gazeteler, Fuat Avni hesabının Emre Uslu’ya ait olduğunu iddia etti. OysaErdoğan, konuşmasında hesabın kimliğinin belirlenemediğini kabul etti. Böylece iddiaları yalanlamış oldu.


6) Erdoğan’ın meydan okumasında, Fuat Avni hesabından daha önce duyurulmayan, ancak iktidar yanlısı gazetelerde yayımlanan yazışmalarda görülen suikast iddiaları yer aldı. Erdoğan gazetelerdeki bu iddialara inanmakta ve onlara destek vermekte midir?


7) CHP, MİT içinde sahte olarak hazırlandığını öne sürdüğü bu iddialardan Başbakan Davutoğlu’nun haberi olmadığını söylemiştir: Bunlardan kimin haberi vardır; eski MİT Müsteşarı’nın bu konudaki rolü nedir; MİT bu iddialar hakkında ne demektedir?


8) Polemiğin “Delikanlılık” üzerinden gitmesi, AKP iktidarının cinsiyet ayrımcılığını yansıttığı için ayrıca kınanmalıdır.

***

AKP’ye yakın medya tarafından ortaya atılmış olan Erdoğan’ın kızına suikast iddiası son derece ciddidir…

Gerçekse de gerçek değilse de, başka başka nedenlerle, ama herhalde, alçakça bir planı yansıtmaktadır…


Gerçek mutlaka ortaya çıkarılmalıdır:


Bakalım AKP tarafından hallaç pamuğu gibi atılmış olan güvenlik güçleri ve yargı,
bu sınavı başarıyla atlatabilecekler midir?

=============================================

DELİKANLILIK TARTIŞMASI

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/221797/Delikanlilik_Tartismasi.html

Emre KONGAR
Cumhurşyet, 26.2.15

Erdoğan 21 Şubat’ta Malatya’da yaptığı konuşmada, Twitter’da “Fuat Avni” kod adıyla AKP içinden haber veren ve gerçek kimliği belirsiz olan bir hesaba hitaben şöyle dedi:

“Ben, ailem ve şimdi
kızımla ilgili tehditlerle ortaya çıkan bir isim var. Ya delikanlıysan çık ortaya. Sende yürek varsa, delikanlılık varsa kod adıyla, mod adıyla ortayaçıkma. Sen terör örgütünün mensubusun, bunu biliyoruz. Varsa elinde bir şey onu da ortaya koy.

Fuat Avni kod adlı hesap bu çıkışa, Twitter’dan şöyle bir yanıt verdi: “Delikanlıadam kızının arkasına saklanmaz. Delikanlıysan, kızının arkasından çık.”

Geçmiş süreçleri
bilmeyenler için pek de anlam taşımayan bir olaydı bu:


Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin koskoca Cumhurbaşkanı, Twitter’da gerçek kimliği bilinmeyen bir hesapla polemiğe giriyor…


Ve elbette hiç de yakışık almayan bir manzara ortaya çıkıyordu!

***

Fuat Avni adlı hesap uzun bir süredir AKP iktidarı içinden haber veriyordu:

Gülen Cemaati ile AKP’nin arasındaki ittifakın bütünüyle çöktüğü 17 ve 25 Aralık, 2013 Rüşvet ve Yolsuzluk operasyonlarından beri, iktidarın atacağı adımlarla ilgili olarak çok kritik bazı bilgileri önceden dışarıya sızdırıyordu…


17-25 Aralık operasyonunu “darbe”, Cemaati de “darbeci” diye suçlayan AKP iktidarı, bu hesabın gerçek sahibini veya sahiplerini bulmaya çalışıyor ve bulamıyordu…


Son olarak iktidara yakın gazetelerde hesabın sahibinin şu aralar ABD’de olan Emre(Emrullah)

Uslu adlı eski bir polis müdürü olduğu iddia edildi…

Bununla da yetinilmedi,
yine bu gazetelerde, Emre Uslu ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran arasında, Twitter üzerinden Erdoğan’ın kızına bir suikast planı yapıldığı, ayrıca İş Bankası’nın da bu ikili arasındaki ilişkilerdekullanıldığı gibi dehşet verici iki iddia öne sürüldü!

CHP bu iddiaların,
Davutoğlu’nun haberi olmaksızın, MİT içinden dört kişi tarafından sahte biçimde üretildiğini söyledi, yasal olarak şikâyette bulundu…

***

Şimdiye kadar bu konuda suskun olan Erdoğan’ın birdenbire bu“Delikanlılık” çıkışı, şu soruları gündeme getirdi:

1) Hiçbir ciddi belgesi olmayan ve acemice üretildiği için Twitter’ın işleyiş kurallarına bile uymayan yazışmalara dayandırılan bu iddialar acaba kimin emri üzerine hazırlandı?


2) MİT Başkanı Hakan Fidan tam bu iddiaların kamuoyuna yansımasından önce istifa edip aday oldu; acaba bu iddialardan haberi var mıydı?


3) AKP’nin tümüyle denetlemeye çalıştığı yargı, bu iddialarla ilgili nesnel, adil ve gerçeklerin ortaya çıkmasına yol açacak bir süreç izleyebilecek mi?


4) Sonuçta, sorumlular bulunup cezalandırılacak mı?