Etiket arşivi: milli iradeye dayalı demokrasi

23 Nisan’da Egemenlik, Bağımsızlık, Hukuk ve Demokrasi Düşünceleri

23 Nisan’da Egemenlik, Bağımsızlık, Hukuk ve Demokrasi Düşünceleri

Onur Öymen

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının 99. yıldönümünü kutladığımız bu günlerde Atatürk’ün egemenlik ve bağımsızlıkla ilgili sözlerini, milli irade, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığına ilişkin düşüncelerini anımsamakta yarar var.  

Atatürk şöyle diyordu:

  • “Toplumda en yüksek özgürlüğün, en yüksek eşitlik ve adaletin sürekli biçimde sağlanması ve korunması ancak ve ancak tam ve gerçek manasıyla ulusal egemenliğin kurulmuş olmasına bağlıdır.” 

Şu sözler de Atatürk’e aittir:

  • “… Bütün cihan bilmelidir ki, artık bu milletin başında hiçbir güç yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.” 

Atatürk milli iradeye dayalı parlamenter demokrasiyi kuvvetle savunuyordu. Ülkemizde Amerikan tipi bir rejimin benimsenmesine karşıydı.  

Şu sözler Atatürk’e aittir:

  • “…Hep biliyoruz ki, memleketin başına gelen felaketlerin çoğu kişisel idareden gelmiştir. Bu kadar geri kalmamızın başlıca nedenlerinden biri budur. Biz öteden beri böyle bir idareyi bertaraf etmek için mücadele ettik. Amerikan sistemini memleketimizde tatbik etmeyi hiç hatırıma getirmedim, sistemsiz ve kanunsuz tarzda Reisicumhurluk ile Başvekaleti birleştirmeyi düşünmedim.” 

Atatürk milli iradeye dayalı demokrasiyi ancak çağdaş bir hukuk sistemi içinde gerçekleştirebileceğimizi düşünüyordu. 1925 yılında Ankara Hukuk Fakültesinin açılışında yaptığı konuşma bu konudaki düşüncelerini açık bir dille yansıtıyor.   

Atatürk o konuşmasında şöyle diyor:

  • “…Türklerin 1453 zaferini, yani İstanbul’un fethini gözlerinizin önünde canlandırınız. Bütün bir dünyaya karşı İstanbul’u sonsuzluğa değin Türk topluluğuna kazandıran güç ve kudret, aşağı yukarı aynı yıllarda bulunmuş olan matbaanın Türkiye’ye kabulü için hukukçuların uğursuz direncini kırmayı başaramamıştır. Bunun için üç yüz yıl beklemek gerekmiştir…Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluş anlarında onun bugünkü nitelik ve durumunu hukuk esaslarına ve bilim esaslarına aykırı sayanların başında ünlü hukuk bilginleri geliyordu. Mecliste egemenliğin kayıtsız şartsız ulusta olduğunu belirten kanunu önerdiğim zaman bunun Osmanlı Anayasasına aykırı olduğunu iddia ederek karşı çıkanların başında yine eski hünerleri ile ulusu aldatan tanınmış hukuk bilginleri bulunuyordu….”
  • “Yüksek Uzmanlardan kurulu Baro Kurulu, açıkça Halifeci olduğunu duyuran birisini seçip kendisine başkan yapmıştı.”
  • “Büsbütün yeni kanunlar yaparak eski hukuk esaslarını temelinden ortadan kaldırmak girişimindeyiz…Sizler Cumhuriyet döneminin gerçek hukuk bilginleri, olacaksınız.”  

 Hukuk, yargı, adalet, seçim hukuku gibi konularda önemli gelişmelerin ve tartışmaların yaşandığı bu günlerde bütün siyasetçilerimizin, hukukçularımızın, gazetecilerimizin ve aydınlarımızın  Atatürk’ün Ankara Hukuk Fakültesi’nin açışında yaptığı konuşmanın tümünü okumalarının çok yararlı olacağı düşüncesindeyim. 

Son gelişmeler, başta hukuk olmak üzere, Cumhuriyetimizin kuruluşundaki fabrika ayarlarına dönmemizin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha göstermektedir.  

Saygılar, sevgiler, 25.4.19