Etiket arşivi: Milli Anayasa Forumu

TÜRKER ERTÜRK: BODRUM KİMDEN YANA?


E. Amİral Türker Ertürk

portresi_gulumseyen

BODRUM KİMDEN YANA?

Geçtiğimiz hafta sonu, Cumartesi Bodrum’da, Pazar günü Marmaris’te yapılan
Milli Anayasa Forumu’na konuşmacı olarak katıldım. Katılımı ve coşkuyu gerçekten görmeliydiniz. Her iki Forumu da bilge kişiliği ile eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk yönetti.

Sayın Cindoruk açılış konuşması sırasında

  • Ben Türk’üm, ben Türk milliyetçisiyim, Jön Türk’üm. Var mı diyeceğiniz?”

dedi. Bu söylem sonrası başlayan alkış ve tezahürat dakikalarca sürdü.

Hazırlanmakta olan yeni anayasanın ne olup, ne olmadığını halka anlatmak için yurdun
her köşesinde yapılan bu çalışmalara ilgi ve katılım her geçen gün büyüyerek
devam etmekte, halk artık alanlara inilmesini istemektedir.

Milli Anayasa Forumu çalışmalarında halka, yeni anayasanın emperyalist bir proje olduğu, amacın emperyalizmin planlarına yönelik olarak Türkiye’de rejim değişikliği yaptırmak istediklerini, daha özgürlükçü ve demokrat bir anayasa peşinde olmadıklarını, pazarlık masasında Narko-Terör Örgütü Liderinin bulunduğunu, işte bu nedenle siyasetçilerin, aydınların, gazetecilerin ve askerlerin esir edildiği anlatılmaya çalışılmaktadır.

Alternatif toplantı

Cumartesi Bodrum’da Milli Anayasa Forumu’na alternatif olmak üzere hemen hemen aynı saatlerde başka bir çalışma daha vardı. Bodrum Ticaret Odası salonunda gerçekleşen diğer anayasa toplantısına Anayasa Mahkemesi eski raportörü Doç. Dr. Osman Can, E. Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek ve CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan konuşmacı olarak katıldılar. CHP, BDP ve AKP İlçe Başkanları
bu toplantıya izleyici olarak iştirak ettiler.

CHP Milletvekili Aldan bu toplantı nedeniyle Milli Anayasa Forumu’nun
Bodrum çalışmasına iştirak etmedi ama ertesi günü Marmaris’te bize katıldı.
Gönlümüz Bodrum’da da bizle beraber olmasını arzu ederdi.

Milli Anayasa Forumu’na alternatif olarak Bodrum Ticaret Odası salonunda yapılan toplantının amacı çok açıktı, rejim değişikliği için halkı ikna etmeye ve taraftar kazanmaya çalışmak. Ama katılımı ve katılanların coşkusu ile tam bir hayal kırıklığı, sunulan her türlü olanağa karşın 100 kişi bile toplayamamışlar.

Ön yargılar giremez

Konuşmacıların oturduğu masanın önünde bulunan “Önyargılar giremez” yazısı
bu toplantının hangi amaca hizmet için yapıldığını deşifre eder durumda.

Bakınız “Önyargılar giremez” denen toplantıda konuşmacılar neler diyor: 

E. Başsavcı Petek “Yeni anayasada vatandaşlık tanımının yeniden düzenlenmesi gerektiğini, ana dilde eğitim ve savunma hakkının kullanılmasının evrensel bir hak olduğunu” söylüyor. Doç Dr. Osman Can “Geçmiş parlamentolar içinde temsil niteliği en yüksek parlamentonun bu Meclis olduğunu, yeni anayasa yapmasının önünde hiçbir engel olmadığını” iddia etti. CHP Milletvekili Aldan ise “CHP olarak elbette biz yeni bir anayasa yapılmasından yanayız. Ancak anayasa için olabildiğince geniş bir uzlaşmanın sağlanması ve tüm toplumun anayasası olması konusunda bazı çekincelerimiz var.” diyor.

Daha fazlası var ama söylenenler özetle bunlar. Varın gerisini siz tahmin edin!
Sayın Petek doğru söyler gibi yapıyor ama asla doğruları söylemiyor, gitsin bir Almanya’ya Fransa’ya ve ABD’ye baksın bakalım söyledikleri orada geçerli miymiş? Sayın Can ise malum insan! Söylediklerinin hiçbirisi doğru değil. Her şeyden önce
bu Meclis geçmişlerine göre temsil niteliği en kötü olanı. Mevcut Anayasa’nın
87. maddesi dururken yeni bir anayasa yapılacağını iddia eden hukuk fakültesi öğrencisi olsa sınıf bile geçemez. Ama kendisi misyon sahibidir, aklı ve bilimi katletmek uğruna da olsa bunu yapmak zorundadır.

Sonuç olarak Bodrum’da aynı gün iki farklı yerde anayasa çalışması yapıldı.
Birinde yeni anayasa çalışmalarının iyi bir şey olduğu ve ülkenin yararına olacağı anlatılmaya çalışıldı. Benim de katıldığım öbüründe ise

– bunun emperyalist proje olduğu

– ülkemizi kan, kin, gözyaşı ve iç savaşa sürükleyeceği ve

– parçalanmaya neden olacağı ifade edildi.

Bodrumlu bölücü anayasadan yana değil!

Ama Bodrumlu gösterdiği ilgi, katılım ve coşku ile bölücü anayasadan yana olmadığını gösterdi. Bölücü anayasanın savunulduğu salonda 100 kişi bile toplanamaz iken,
bizim bulunduğumuz salonda 500’ü aşkın yurtsever konuşmaları ve tartışmaları büyük bir coşku içinde izledi. Bence bölücü anayasa için yapılan çalışmalarda ilgiyi artırmak için katılımcılara birer Cumhuriyet altını dağıtsınlar, belki yararı olur!

Bodrum CHP İlçe Başkanı’nın, Bodrum Ticaret Odası’nda yapılan bölücü anayasanın savunulduğu toplantı yerine, Atatürk önderliğinde yapılan Türk Devrimlerinin savunulduğu Milli Anayasa Forumu’nda olmasını isterdik. CHP İlçe Başkanı
AKP
 ve BDP İlçe Başkanları ile yan yana bölücü propaganda içinde olacağına,
yönetim kurulu üyelerini yanına almış olarak tabanı ile birlikte olabilirdi.
Çünkü her yerde olduğu gibi Bodrum’da da Milli Anayasa Forumu’na katılanların yaklaşık % 75’ini CHP tabanı oluşturmaktaydı.

Ama bu taban Nihat Matkap’ın “CHP’nin vatandaşlık tanımı Öcalan’ınkine uyuyor” açıklamasına kan kusmaktadır. Böyle birisinin Atatürk’ün kurucusu olduğu bir partide olmasına katlanamamaktadır.

Saygılar sunarım. (8.3.13)

ARKASINDAKİ İRADE ve SİLAHLI GÜÇ KİM?

TÜRKER ERTÜRK 

AKP’nin Genç yaşta emekli ettiği parlak tuğamiral,
Deniz Harbokulu Eski Komutanı

ARKASINDAKİ İRADE ve SİLAHLI GÜÇ KİM     ??

Mİllİ Anayasa Forumu yurdun her tarafında toplantılar düzenleyerek hazırlanmakta olduğu söylenen, esasında emperyalİst merkezler tarafından hazırlatılan ve yürürlüğe sokulması İçİn dayatılan yenİ anayasanın ne menem bir şey olduğunu anlatmaya çalışmaktadır.

Biz de bu Forum’un bir üyesi olarak bu çalışmalara katılmaktayız. Bu kapsamda geçtiğimiz Cuma Artvin’de, Cumartesi Hopa’daydık. Ayrıca Pazar günü de Özdere/İzmir’de Türkiye’nin genel durumu ile ilgili olarak başka bir çalışmada konuşmacı idik. İster istemez burada da konu yeni anayasa çalışmalarına geldi.

Forum ve diğer gazetecilik çalışmalarımız nedeniyle bugüne kadar ülkemizin birçok köşesine gittik ve oralarda yaşayan insanlarımızla yakından temas ettik. Halkın yeni bir anayasa talebi kesinlikle yoktur. Halkın ihtiyaçları, istekleri ve çözüm bekleyen sorunları çoktur. Hal böyle iken bu yeni anayasa çalışmaları nereden çıkmıştır?

Çağdaş anlamda dünyanın en eski anayasası sayılan 17 Eylül 1787 tarihli ABD Anayasası’ndan başlamak üzere günümüze kadar hazırlanan bütün anayasaların arkasında kurucu irade ve silah vardır. Bu tespit, çağdaş anlamda olmasa bile 1787 öncesinde bir devletin veya bir toplumun en üst hukuk kaynağı olarak yapılan ve anayasa sayılabilecek tüm metinler için de geçerlidir.

Kurucu irade ve arkasında zorlayıcı yaptırım gücü olan silah yoksa anayasa yoktur.
ABD Anayasası’nın arkasındaki silah, İngilizlere karşı verilen bağımsızlık savaşının Başkomutanı General George Washington ve O’nun komuta ettiği ordudur.
O güç olmasa ABD Anayasası yapılamazdı.

İnsan derisi ile kaplıdır!

Paris’te Karnavale Müzesi’nde bulunan ve kapağında “İnsan derisi ile kaplıdır” yazan Fransızların ilk anayasasının arkasındaki irade 1789 tarihli Fransız Devrimi, yaptırım gücü ise devrimin silahlı güçleridir.

1947 tarihli Japonya Anayasası’nın arkasındaki kurucu irade Japonya’yı kayıtsız şartsız teslim alan ABD, zorlayıcı gücü ise ABD işgal gücüdür. ABD İşgal Kuvvetleri komutanı Douglas MacArthur emrinde bulunan hukukçularına bir taslak hazırlatmış, bunu Japonlara zorlamış ve ufak tefek değişikliklerle kabul ettirmiştir.

23 Mayıs 1949 tarihli Federal Almanya Cumhuriyeti Anayasası’nı hazırlatan irade,
II. Dünya Savaşı sonunda Almanya’yı işgal eden müttefikler ve onun başat gücü ABD’dir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 1921 tarihli Teşkilatı Esasiye Kanunu adı altındaki anayasasının arkasındaki irade, Türk Milleti’nin bu topraklarda hür ve bağımsız yaşama arzusudur. Arkasındaki silahlı güç ise Kurtuluş Savaşı’nı yapan Mustafa Kemal ve
O’nun komuta ettiği ordudur.

2005 tarihli Irak Anayasası’nın arkasındaki irade bu ülkeyi istila eden ABD, zorlayıcı gücü ise ABD işgal kuvvetleridir. Bu anayasa ile Irak federal sistem altında yapılandırılmış, toplum etnik ve mezhepsel kompartımanlara ayrılmıştır. Ayrıca bu anayasa Irak’ın istikrarsızlaştırılmasına ve zaman içinde bölünmesine elverişli bir ortamı yaratmıştır.

  • Dünyada bugüne kadar yapılmış tüm anayasaların mutlaka bir devrim, karşı devrim veya işgal sürecinden sonra yapıldığı düşünülürse, Türkiye’de gündemimize oturan yeni anayasa hangi sürecin sonucudur?

Yürürlükteki 1982 Anayasası TBMM’nin yeni bir anayasa yapmasına yasal olarak izin vermemesine hatta böyle bir girişimin suç olmasına rağmen, Türkiye’de yeni anayasa yapılmasını isteyen irade kimdir? Bu iradenin zorlayıcı yaptırım gücü kimlerdir?

  • Ülkemiz ABD’nin işgali altındadır.
  • Hala gönderlerde dalgalanan Türk Bayrakları, halkın uyanmasını engellemek içindir.

Çünkü geçmişte yaşanan Yunan’ın İzmir’e girmesi ve Anadolu’nun bir bölümünü
işgal etmesi halkın tehlikeyi somut olarak görmesine yardım ettiği deneyimi nedeniyle,
şu anda yaşadığımız işgal örtülü yapılmaktadır.

  • Arkasında ABD var…..
  • Bu işgalin işbirlikçisi AKP hükümetidir.
  • Zaten Erdoğan ABD’nin ülkemizi de içine alan bölgemize yönelik planının
    eş başkanı olduğunu kendisi itiraf etmiştir
    .
  • Başka bir AKP’li, ABD ile bu konuda 2 sayfa 9 maddelik bir anlaşma imzalamıştır.

Evet, Türkiye’de yapay olarak gündeme getirilen
yeni anayasanın arkasında ABD vardır.

Bu iradenin silahlı güçleri ise ülkemizde ve çevre ülkelerde konuşlanan ABD Silahlı Kuvvetleri, CIA kontrolünde bulunan ve devletin içinde yuvalanan F tipi örgüttür.

Yeni anayasa ile arzu edilen; rejim değişikliği, bölünme ve Türkiye’nin bölgede emperyalizmin çıkarlarına uygun olarak sınırsız şekilde kullanımına elverişli hale getirilmesidir.

  • Ergenekon, Balyoz ve diğerleri bunun için vardır.
  • Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe zindanlarında insanlar
    bu nedenle acı çekmektedir.
  • TSK’ya operasyonlar bunun için yapılmış ve yapılmaktadır.

ABD Başkanı Barak Obama, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, ABD Savunma Bakanı Leon Panetta ve onların temsilcisi ABD Ankara Büyükelçisi Francis J. Riccciardone bu nedenle bizimkilere hesap soruyorlar “Ne oldu, ne zaman bitecek bu yeni anayasa çalışmalarınız?” diye.

ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey, yeni anayasanın arkasındaki iradenin
silahlı gücünün temsilcisi ve ülkemizin MacArthur’u olarak Türkiye’ye gelmekte ve direktifler vermektedir.

  • Yeni anayasaya her platformda ne pahasına olursa olsun direnmek, 
    işgale karşı direnmektir ve yurtseverliğin gereğidir.

Saygılar sunarım.
İLK KURŞUN

 

Yazıklar Olsun..

Em.. Amiral Türker Ertürk

Yazıklar Olsun..

Bugün size 11 Eylül 2001’de ABD’de yapılan ve sonrasında dünyayı değiştiren saldırıdan bahsetmeyi düşünüyordum. Fakat yaşadığım güncel bir gelişme nedeniyle bu yazımda önünüze başka bir konuyu getireceğim.

Bu köşeyi takip edenler bilirler, çeşitli sivil toplum kuruluşlarında faaliyet gösteriyor ve davet edildiğimiz yerlerde ülkemizin hızla bir karanlığa doğru sürüklendiğini bilgimiz, birikimimiz ve deneyimimiz ölçüsünde halkımıza anlatmaya çalışıyoruz.

Örneğin bu ay içinde Avrupa Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) davetlisi olarak “Suriye’de neler oluyor? Türkiye’nin rolü nedir?” konulu panellere katılmak için Almanya’nın Duisburg, Frankfurt, Hannover, İsviçre’nin Bern ve Avusturya’nın Viyana kentlerine gideceğiz. Yine Suriye konusunda bir panele katılmak için bu kez de Türkiye Gençlik Birliği’nin (TGB) davetlisi olarak Mersin’e gideceğiz.

Ayrıca Milli Anayasa Forumu’nun üyesiyiz ve onun düzenlediği çalışmalara katılmaktayız. Başında TBMM 17. Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un olduğu Milli Anayasa Forumu yurdun dört bir yanında il ve ilçe merkezlerinde binlerce yurttaşın katılımı ile toplantılar düzenlemektedir. Bu toplantılarda emperyalizm tarafından dikte edilen ve takipçisi olunan yeni anayasanın emek ve işçi hakları düşmanı olduğu, Cumhuriyetimizin olmaz ise olmazı olan kırmızı çizgileri yok etmeyi amaçladığı, bölücü ve ortaçağ karanlığının temsilcisi olduğu, iç barışımızı dinamitleyeceği ve Meclisin yeni anayasa yapma yetkisinin olmadığı anlatılmaktadır.

Su uyur düşman uyumaz

Milli Anayasa Forumu yaz süresince de “Su uyur düşman uyumaz” ilkesinden hareketle boş durmamış ve çalışmalarına devam etmiştir. Geçtiğimiz günlerde bu kapsamda yapılan faaliyetlerden Foça, Dikili ve Kuşadası’nda yapılan çalışmalara ben de katıldım. En son ise 12 Eylül’de ADD tarafından Karaelmas şenlikleri dahilinde Soma/Manisa’da düzenlenen Milli Anayasa Forumu’na Hüsamettin Cindoruk ve Şahin Mengü ile birlikte davetliydik.

Geçtiğimiz Pazar günü son günlerde yitirdiğimiz şehitlerimize sahip çıkıldığını göstermek için İstanbul Bağdat Caddesi’nde yapılan çok büyük bir çoğunluğunu gençlerin ve bayanların oluşturduğu yürüyüşe eşimle birlikte katıldım.

Bu yürüyüş sırasında beni Soma’dan aradılar ve CHP örgütünün ADD’ye yaptığı baskı nedeniyle 12 Eylül’de yapılacak Milli Anayasa Forumu’nu istemeyerek de olsa iptal etmek zorunda olduklarını bildirdiler. “Niçin?” diye sorduğumda; Şahin Mengü’ye CHP yönetiminden tepki olduğunu çünkü CHP yönetimine muhalefet ettiğini ve ulusalcı fikirlere sahip olduğunu söylediler.

Benim adıma karşı bir tepki olmadığı söylenmesine karşın, Şahin Mengü’de olduğu belirtilen genel merkeze muhalefet ve ulusalcı bakış açısı “usurlarının” bende de mevcut olmasından olsa gerek, bu iptalden gerçekten çok alındım ve üzüldüm.

Çünkü ben de Atatürk önderliğinde yapılan Türk devrimlerine, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine, CHP’nin 6 Ok’la özet olarak belirtilen kurucu ve vazgeçilemez ilkelerine yürekten ve iliklerine kadar bağlıyım ve ulusalcı bakış açısına sahibim.Ben üç kuşaktır CHP’ye gönül ve oy vermiş ve bu ülkenin kuruluşunda emeği olmuş istiklal madalyalı bir ailenin çocuğuyum. CHP’liyim ve onur duyuyorum. Ama YCHP’yi içime sindiremiyorum.

CHP seçmeninden ilgi çok büyük

Çeşitli vesilelerle gittiğim her yerde CHP’li seçmenden ilgi, destek ve çok büyük bir sevgi görüyorum. Fakat aynı desteği ve sevgiyi örgütten aldığım söylenemez. Milli Anayasa Forumu’na CHP örgütünden verilen destek de aynı biçimde. Foruma halkın ve CHP’li seçmenin ilgisi çok büyük! Örgütün desteği ise, genel merkezden ikbal beklentisi içinde olan yerlerde az veya köstek olmak şeklinde, büyük resmin görüldüğü ve kişisel çıkarların ülke çıkarları üzerinde görülmediği yerlerde ise yüksek orandadır.

Evet, emperyalizm tarafından Türkiye Cumhuriyeti dönüştürülmeye ve Büyük Ortadoğu Projesi ile uyumlu hale getirilmeye çalışılmaktadır. AKP bunun için kurdurulmuş ve desteklenmiş, TSK’ya bunun için operasyon yapılmış ve Silivri bunun için vardır.

Yeni anayasa bu dönüştürülme işleminin hukuki metni olacaktır. Böyle büyük bir operasyon yalızca iktidar partisi ile olamaz. İşte bu nedenle CHP’ye operasyon yapılmış ve partiden Atatürkçüler, Milliciler ve fikirleri temizlenmeye çalışılmaktadır.

Operasyon sonucunda CHP’nin dümenine geçen ve kendini YCHP olarak adlandıran yönetimin, partinin ve ülkemizin çıkarlarına olmayan tehlikeli sularda yol aldığını gösteren kanıtlar çoktur. En sonuncusu 30 Ağustos – 1 Eylül 2012 arasında Güney Afrika’da yapılan Sosyalist Enternasyonal’in 24. Kongresinde gerçekleşmiştir.

Bu arada Sosyalist Enternasyonal’in adına bakarak sakın paylaşımcı, barışsever, mazlumdan yana tavır koyan bir kuruluş olarak görmeyin. Emperyalizmin çıkarlarını savunur ve onun sol yumruğudur. Öldürmez ama süründürür!

Güney Afrika’da Cape Town’da Kemal Kılıçdaroğlu “Kürt meselesi, Kıbrıs ve Suriye konularında ülkemizin çıkarları ile çelişen hatta ihanet içinde olan kararları imzalamıştır.“

“Bu konuda çekincemizi Sosyalist Enternasyonal Genel Başkanı Papandreou’ya bildirdik” açıklaması yeterli değildir. Kararlı ve güçlü bir reaksiyonun ifadesi olarak genel başkan yardımcılığı görevinden istifa edilmeliydi.

Eski CHP yönetimi ile Sosyalist Enternasyonal’in arası çok kötü idi,
YCHP’nin çok iyi.
Niçin?

Saygılar sunarım.
http://www.avrupagazete.com/turker-erturk/6341-yaziklar-olsun.html, 11.9.12

ADD’den : ANAYASA ve BAĞIMSIZLIK PANELİ..

Dostlar,

Bu gün,

Ulusal Kurtuluş Savaşımızın görkemli utku günü,

İzmir’in 15 Mayıs 1919’da işgalinden yaklaşık 3 yıl 4 ay sonra

9 Eylül 1922’nin 90. yılında,

ülkemizin yakıcı yapay gündemi sözde “yeni anayasa” = bölünme – parçalanma anayasası dayatması,

İzmir’de bir panelle bir kez daha tartışılacak.

Milli Anayasa Forumu da 5 Eylül’de İzmir’de benzer bir toplantı yapmıştı Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu başkanlığında.

Milli Anayasa Forumu, adeta Mustafa Kemal Paşa’nın “Kurtuluş”u Anadolu’da kongrelerle ilmek ilmek ördüğü gibi bir karınca çabası içinde.. Sanırım 2007’den bu yana panel sayısı 70’leri geçti. Ankara’da yapılan 22.4.2011 panelinde biz de konuşmacıydık ve söylediklerimizi kapsamlı olarak bu sitede sizlerle paylaşmıştık :

“Anayasa Değişikliği” Hakkında… / Tüm mazlum annelerine armağanımızdır..
http://ahmetsaltik.net/anayasa-degisikligi-hakkinda-tum-mazlum-annelerine-armaganimizdir/, 14.5.2012

Bir avuç yurtsever, TBMM önceki başkanlarından Sn. Hüsamettin Cindoruk başkanlığında, İstanbul Üniv. önceki rektörlerinden Sn. Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu öncülüğünde, Anayasa Mahkemesi önceki başkanlarından Sn. Yekta Güngör Özden ve çok sayıda yurtsever uzmanın da desteğiyle, yoğun halk katılımıyla bu çoban ateşlerini sürdürüyorlar.

Sözde “yeni anayasa” nın = bölünme – parçalanmanın kılıfının içyüzünü halkımıza sabırla anlatıyorlar.

Bu günkü ADD panelinde, kıdemli hukukçu, yüksek yargıç ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan ile 9 Eylül Üniv. Atatürk İlkeleri ve Devrim Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kemal Arı’ya İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sn. Atilla Sertel eşlik ediyor.

Katılamadığım içim çok şey yitirdiğimin ayırdındayım.

Dilerim kamera kayıtları bir biçimde ADD webine konur, bir özeti ADD webinde yayımlanır… biz de yararlanırız.

Toplantıyı düzenleyenlere ve katılımcılara teşekkür ederiz.

Unutmayalım, Büyük Atatürk’ün sözüdür;

“Tarih bir milletin kanını, varlığını hiçbir zaman inkar edemez.”

Yeter ki, Ata’nın kendi deneyimine dayalı aşağıdaki kritik uyarısının gereğini yapalım, çünkü o günlerdeyiz :

* “Milletlerin tarihinde bazı dönemler vardır ki, belli amaçlara erişebilmek için maddî ve manevî ne kadar kuvvet varsa hepsini bir araya toplamak ve aynı doğrultuya yöneltmek gerekir. Yakın yıllarda milletimiz, böyle bir toplanma ve birleşme hareketinin önemli sonuçlarını kavramıştır. Memleketin ve devrimin, içeriden ve dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı korunması için, bütün milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması gerekir. Aynı cinsten olan kuvvetler, ortak amaç yolunda birleşmelidir.”

Sevgi ve saygı ile.
Datça, 9.9.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net