Etiket arşivi: Mahmut Esen

15 TEMMUZ’UN YIL DÖNÜMÜNDE 26 ADET KHK’YE TOPLU BAKIŞ

15 TEMMUZ’UN YIL DÖNÜMÜNDE
26 ADET KHK’YE TOPLU BAKIŞ

Mahmut Esen
E. Mülkiye Başmüfettişi

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

Olağanüstü Hal kapsamında bazı tedbirlerin alınması, bazı kamu/özel kurum ve kuruluşlara dair düzenleme yapılması, bazı kanunlarda değişiklik yapılması vb. amaçlar için Anayasanın 121 inci maddesi ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’nun 4 üncü maddesine göre,  Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nca 22.7.2016- 05.06.2017 tarihleri arasında kararlaştırılmış olan 667[i] – 692 sayılı (toplam 26 adet) KHK yayınlanmıştır.

Olağanüstü hal ilan ediliş nedenleri ve süresi ile de sınırlı olmayan çok sayıda/köklü değişikliklerin yapıldığı, bu bağlamda KHK aracılığıyla Devletin yeniden yapılandırılmak istendiği anlaşılmaktadır.

Nitekim KHK’ler ile özgün/yeni düzenlemelerin yanı sıra kişisel/toplumsal yaşamın tüm evrelerini kapsayan sayıları 256 adedi bulan muhtelif kanunlarda (bazıları mükerrer olmak üzere) ek/değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Mevzuat alanında toplam 785 maddeye ulaşan yeni düzenlemeler yapılmıştır.

Sözü edilen KHK’lerle getirilmiş ve AYM’nin yetkisizlik kararlarından sonra daha da yaşamsal önem kazanmış olan bu düzenlemeler; KHK’lerde izlenmiş sistematiğe uygun olarak birleştirilmiş, yer yer güncelleştirildikten sonra bölümler halinde analitik olarak özetlenmiştir. Konunun daha iyi anlaşılması bakımından uygulama örnekleri verilmiş/kısa açıklamalarda bulunulmuştur.

Kamuoyunun sağlıklı bilgi sahibi olması, getirilmiş düzenlemelerin topluca hatırlatılması amacıyla ilişikte (iki farklı formda) hazırlanmış yazımız bilgilerinize sunulmuştur.

Saygılarımla. 23.07.2017
Mahmut ESEN
Mülkiye Başmüfettişi

[i] 667-669,671 ve 674 sayılı KHK’ler; TBMM tarafından da kabul edilerek 6749, 6755-6758 sayıları ile yasalaştırılmıştır.
===================================================
Dostlar,

E. Mülkiye Başmüfettişi Sayın Mahmut Esen, son 1 yıldır önemli bir görev yürütüyor. OHAL dönemi içinde Cumurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunca çıkarılan ve bir bölümü TBM’de yasalaştırılan OHAL KHK’lerini bir Mülkiye Başmüfettişi titizliği ve yetkinliği ile irdeliyor, özetliyor, önemli bölümleri öne çıkarıyor.

Ne yazık ki OHAL rejimi ülkemizde 1. yılını doldurdu ve 4. kez uzatıldı. İlk yılda 26 OHAL KHK’sı çıkarılarak tüm Devlet / Kamu yapısı ve işleyişi kapsamlı ve köktenci biçimde yeniden yapılandırıldı. Kodifikasyon bağlamında bu denli kapsamlı ve köktenci düzenlemelere tarihte rastlamak pek olanaklı değil. Tam anlamıyla “olağanüstü” bir dönem yaşanmakta. Bu OHAL KHK’leri ile yer yer Anayasa çiğnenmekte ancak Anayasa Mahkemesi önüne götürülen iptal istemlerini (davalarını) ne yazık ki, daha öncesinde tersi yönde içtihatların da varlığına karşın, “yetkisizlik” gerekçesi ile geriçevirmiş bulunuyor (!?). Dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, OHAL dönemlerinde Anayasaya aykırı KHK çıkarılabileceğini savlayacak ölçüde kendinden geçmiş bulunuyor. FETÖ ile savaşım bağlamında kuru ile birlikte yaş da yanıyor ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan bizzat itiraf ederek “At izi it izine karıştı..” diyor.

Son derece kapsamlı ve derinlikli, zaman olarak ciddi yayılımlı bir “altüst oluş” süreci yaşanmakta. Pek çok mağduriyetin asla giderilemeyeceği ortada. AİHM de bunaldı ve 16 bin dolayındaki Türkiye’den başvuruyu, OHAL Komisyonu‘na başvurulmadığı için reddetti. 7 kişilik bu Komisyon onbinlerce dosyayı nasıl etkin, adil ve hızlı inceleyebilecek? Üstelik Bakanlar Kurulu ve HSK tarafından kuruluyor.. Bağımsızlığı ve tarafsızlığı tartışmalı. Sonrasında yer yer idari yargı yolu açılıyor; ancak kesin kararlara erişmek yılları bulabilecek. Geç kalan adalete “adalet” denemeyeceği açık. Daha farklı birşeyler yapılmalı; hem adaletsizlik yaratma önlenmeli hem de bu işlemlerin yargısal denetimi hızlanmalı..

Sayın Mahmut Esen’in çok kapsamlı irdelemesi 20 word sayfasına yakın. Biz tümüyle gözden geçirdik, sayfa düzeni verdik ve yer yer maddi yazım yanlışlarını düzelttik. Uzunluğu nedeniyle, girişten sonra, tüm dosyayı pdf olarak ekliyoruz. Bu emekli dosya için Sayın Esen’e teşekkür borçluyuz, bizimle paylaşarak sitemizde yayınlanmasına izin verdiği için de..

Lütfen tıklar mısınız (ve arşivler misiniz) ?

15_TEMMUZ’UN_YIL_DONUMUNDE_26_ADET_KHK’YE_TOPLU_BAKIS

Sevgi ve saygı ile. 23 Temmuz 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

YENİ (691 sayılı) KHK Özeti

Konuk yazar :
Mahmut ESEN / E. Mülkiye Başdenetçisi

YENİ (691 sayılı) KHK

Anayasanın 121 inci maddesi ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’nun 4 üncü maddesine göre,  Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nca 05.06.2017 tarihinde kararlaştırılmış, 22.6.2017 günlü (mükerrer) R.G.’de yayınlanmış olan 691 sayılı KHK getirilmiş düzenlemelerin analitik özeti aşağıya çıkarılmıştır.

Saygılarımla. 27.6.17

Mahmut ESEN
E. Mülkiye Başmüfettişi

1-657 sayılı (AS : 22.04.1925 tarihli olup, 1965 tarihli Devlet Memurları Kanunu ile eş numaralıdır.) Harita Gn. K. lığı Kanunu’na ek madde eklenmiş; “uçak vb. araçların uçuş emniyetini etkileyebilecek nitelikteki (yüksek) yapıları yapılması / kaldırılmasına ilişkin bilgilerin HGK bildirilmesi ve bu bilgilerin elektronik ortamda güncel olarak yayınlanması,” konusunda düzenleye getirilmiştir.

2- 1111 sayılı Askerlik Kanunu’na ek madde eklenmiş; “terör örgütleriyle iltisaklı / irtibatlı bulunan ve askerliğe elverişli oldukları anlaşılan yükümlülerin” silah altına alınma işlemleri hızlandırılmıştır.

3-1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’na yapılan bir ekleme ile, asker kişilerin “ülke sınırları dışında izinsiz üç gün geçirmeleri” de yabancı ülkeye kaçmış sayılma halleri arasına alınmıştır.

4-“Terör örgütleriyle iltisaklı / irtibatlı bulunanlar” noterlik mesleğine kabul edilmeyecek, hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk veya bilirkişilik faaliyetlerinde bulunamayacaklardır.

  5-Soruşturma (AS: adli yargıda Savcılık aşaması) veya kovuşturma (AS: yargılanma, muhakeme aşaması) aşamalarında şüpheli / sanıkların; taşınmazları / taşıt araçları / alacakları üzerine verilmiş tedbir kararlarına ilişkin şerhlerin, kendiliğinden terkini için daha önce bir yıl olarak belirlenmiş süre iki yıla çıkarılmıştır.

 Kişilerin, kamu kurum ve kuruluşlarının uğradığı zararların tazmini amacıyla açılan davalarda, davalılara tebligat yapılmaması hallerinde gazete ilanı yoluna başvurulacaktır.

6-Kayyımlık görevi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından yürütülen şirketlerde  dört ay içinde denetçi seçilememiş olması halinde denetçi ilgili Bakan / TMSF tarafından atanacaktır.

7-TMSF tarafından atanan kayyımların icra edecekleri iş ve işlemlerden dolayı; hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmayacağına ilişkin mevcut düzenleme; CMK’ye göre atanan kayyımları da kapsayacak şekilde daha ayrıntılı olarak yeniden düzenlenmiştir.

GENEL KOLLUK DİSİPLİN HÜKÜMLERİNİ DÜZENLEYEN 682 SAYILI KHK’NİN DEĞERLENDİRİLMESİ

GENEL KOLLUK DİSİPLİN HÜKÜMLERİNİ DÜZENLEYEN
682 SAYILI KHK’NİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Mahmut ESEN
E. Mülkiye Başmüfettişi

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

ÖzetiJandarma ve Sahil G. komutanlıklarının İçişleri Bakanlığına bağlı kolluk kuvveti haline gelmesi, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün dayanağı olan yasa maddesinin AYM tarafından iptal edilmiş olması üzerine, genel kolluk görevlilerinin disiplin işlemleri yeniden düzenlenmiştir. 682 sayılı KHK; EGM / Jandarma G. K / SGK görev yapan tüm personeli kapsamaktadır. TSK’da olduğu gibi sivil personel ayrımı da yapılmamıştır. Emniyet Disiplin Tüzüğündeki düzenlemeler esas alınmıştır. Tüzük; tüm kolluğu kapsayacak şekilde yasaya uyarlanmıştır. Disiplin cezası verilmesi gerektiren fiiller ve bunlara uygulanacak cezalar; disiplin kurullarının yetkileri artırılmıştır. Kolluk görevlilerinin tümü üzerinde tartışmasız bir şekilde sivil yönetim otoritesi tesis edilmiştir.                                                          

Giriş

1-
Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personeline ilişkin disiplinsizlik ve cezaları, disiplin amirlerini ve kurullarını, disiplin soruşturma usulü ile diğer ilgili hususları düzenlemek amacıyla, Anayasanın 121 inci maddesi ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanununun 4 üncü maddesine göre, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunca 02.01.2017 tarihinde kararlaştırılmış olan;

“682 Sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında KHK”, 23.01.2017 sayılı R.G. yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiştir. KHK’de, genel kolluk kuvvetlerinin tabi olacakları disiplin hükümleri  (60) madde halinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

682 sayılı KHK; İçişleri Bakanlığına bağlı olarak görev yapan 265.391 polis, 139.721 jandarma, 5.007 sahil güvenlik personelini[1] ve bu kurumlarda görev yapan diğer sınıflardaki 16.000’ini aşkın  (sivil ) memuru[2] kapsamaktadır. Ayrıca KHK ile  yapılan bu düzenleme, genel kolluğa yönelik olması nedeniyle de halkımızı da yakından ilgilendirmektedir.

Belirtilen nedenlerle yazımızda; sözü edilen KHK hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesi için ayrıntıya girilmeksizin özet/teknik bilgi verilmesi amaçlanmaktadır. Bu bağlamda disiplin hükümleri konusunda yasal düzenleme yapılmasını gerektiren nedenler;
KHK hükümlerinin kaynağı, disiplin mevzuatında yaptığı değişikler, temel/yerleşik disiplin mevzuatından farklılıkları ele alınmaktadır.

Bu Tür Düzenleme Yapılması İhtiyacı

2- Bilindiği üzere 668 sayılı olan başta olmak üzere KHK ile Jandarma Gn. K. ve Sahil Güvenlik K. teşkilat kanunlarında köklü değişiklikler yapılmıştır. Bu bağlamda J. Gn. K. ve S.G.K’lığının İçişleri Bakanlığına bağlı olduğu, personelinin kolluk kuvveti olduğu vurgulanmış, “askeri personel” ibareleri teşkilat kanunlarından çıkarılmıştır. Jandarma ve Sahil G.K. 657 sayılı DMK kapsamına alınmış, Jandarma Hizmetler ve Sahil Güvenlik Hizmetleri adı altında iki ayrı (yeni) sınıf oluşturulmuştur.

Jandarma ve SGK komutanlıklarının kuruluş ve teşkilatlanması İçişleri Bakanlığınca düzenlenecektir. Personelin alınma ve terfi işlemleri İçişleri Bakanlığınca yapılacaktır. Personele verilecek disiplin cezaları için özel bir kanun çıkarılacaktır. Jandarma ve SGK personeli 6413 sayılı TSK Disiplin Kanunu kapsamından çıkarılmıştır.

Özel kanun çıkarılınca kadar Jandarma ve Sahil G.K. personeli hakkında Emniyet Teşkilatı disiplin mevzuatı hükümleri uygulanacaktır.

3-Diğer yandan 23.03.1979 gün ve 7/17339 sayılı Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün
(ETDT) dayanağı olan 3201 sayılı ETK 83. maddesi; Anayasa Mahkemesinin 13.01.2016 gün ve E:2015/85, K:2016/3 sayılı kararıyla,  
“… disiplin cezalarını gerektiren fiil ve hareketlerin tüzükle belirlenmesinin; Anayasa’nın 38. maddesinde düzenlenen “suçta kanunilik” ilkesine ve Anayasa’nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında hükme bağlanan “kanuni düzenleme” ilkesine aykırılık oluşturduğu… gerekçesiyle iptal edilmiştir. İptal hükmünün, karar R.G. de yayımlandıktan bir yıl sonra (29.0.1.2017 tarihinde) yürürlüğe girmesi gerekmektedir.

  1. Gn. K ve SGK yanı sıra EGM personelini de kapsayan (682 sayılı KHK ile getirilmiş) bu düzenlemeyle, anılan AYM iptal kararının yürürlüğe girmesinden sonra doğacak olan hukuki boşlukta giderilmiş olmaktadır.

Kapsamı

4682 sayılı KHK disiplin hükümleri yönünden, EGM/ J. Gn. K. ve SGK resmi görevlilerin yanı sıra her sınıftan diğer memurları da ( 657 Sayılı DMK tabi sivil memurları da ) kapsamına almıştır. Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğündeki düzenlemenin KHK muhafaza edildiği, bu suretle 657 sayılı Kanuna tabi olan sivil memurlardan da aynı disiplinin beklendiği görülmektedir. Bu nitelikte bir düzenlemenin sivil memurlar yönünden ağır hükümler içerdiği düşünülmektedir.

Nitekim; TSK’da görevli 657 sayılı DMK tabi memurlar disiplin hükümleri yönünden, 657 sayılı Kanunun 233. maddesindeki kuralda dikkate alınarak, 6413 sayılı TSK Disiplin Kanunu kapsamı dışında bırakılmıştır. TSK görevli sivil memurlar için 11.3.1983 gün ve 83/6153 sayılı BKK ile çıkarılmış ayrı bir disiplin yönetmeliği bulunmaktadır.

Kaynağı

5-KHK’de; personele verilecek olan disiplin cezalarının türleri ve tanımları, disiplin cezası verilmesi gerektiren eylem/işlem/tutum ve davranışlarının belirlenmesinde,  ETDT yapının büyük ölçüde korunmuş olduğu, bu konularda fazla bir değişiklik yapılmamış olduğu anlaşılmaktadır.

Örneğin ceza gerektiren fiillerin toplam sayısı ETDT 119, KHK’de ise 129 madde halinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler sırasında özellikle Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiillerin artırılmış olduğu görülmektedir.

(-Ülkenin bağımsızlığını zedelemeye, bütünlüğünü bozmaya ve milli güvenliği tehlikeye düşürmeye yönelik herhangi bir faaliyette bulunmak veya aynı nitelikte faaliyet gösteren herhangi bir harekete, gruplaşmaya, vakıf, dernek ve benzeri teşekküle katılmak, bunlara yardım etmek veya bu yapılarla ilişki içerisinde bulunmak;

İşkence yapmak;
Eylemleri de, Devlet memurluğundan çıkarma cezası verilmesini gerektiren haller arasına alınmıştır.

6ETDT ayrı ayrı maddelerde yer alan (Amirin emrinin yerine getirmeme, görev yerinden ayrılma/göreve gitmemek; kağıt/belge/kayıtlar üzerinde yasak fiiller işlenmesi; görevin takdir ve yerine getirilmesinde savsaklama vb.)  hallerde, Devlet/kişiler zarara uğratılmış yada hizmetin gecikmesine/durmasına/aksamasına neden olunmuş ise zararın derecesine veya durumun ağırlığına göre ilgili personel hakkında meslekten çıkarma cezasının da uygulanabileceğine ilişkin düzenlemeler; KHK tek madde de ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Bu bağlamda ağırlaştırıcı ceza verilebilecek fiillerin sayısı da artırılmıştır.

7-Geçmiş hizmetleri olumlu/başarılı personele bir alt disiplin cezası uygulanabileceğine ilişkin disiplin hukukundaki yerleşik kurala KHK’de yer verilmemiştir. Eylemlerin tekrarı halinde daha ağır ceza verilmesi konusunda ise (sürücü ehliyetlerinin geri alınmasına benzer şekilde) farklı bir düzenleme yapılmıştır. Disiplin hukukuna getirilen yeni düzenlemeye göre, bir/beş yıl içinde işlediği disiplin suçları nedeniyle, tespit edilen oranların üzerinde disiplin cezası veya ceza puanı alan personele, disiplin kurulu kararıyla meslekten çıkarılma cezası verilecektir.

8- J. Gn. K. ve SGK komutanlarına özel durumlarda (TSK benzer şekilde) emri altındakileri geçici olarak (24 saat süreyle) kontrol altına alma/aldırma yetkisi verilmiştir.

Disiplin Amirleri/Disiplin Kurulları

9-İlçede kaymakamların, ilde valilerin, Bakanlıkta Bakan’ın, personelin en üst disiplin amiri olduğu; disiplin soruşturması yapma ve disiplin cezası verme konularında genel yetkili olduğu açık/seçik olarak belirtilmiştir.

(Disiplin amirlerince; disiplin kurulu kararı olmaksızın doğrudan makam/rütbelerine göre uyarma; kınama ve 15 güne kadar aylıktan kesme cezası verilebilmektedir. Daha ağır cezaların verilmesinde ise personelin, görev yeri/ rütbe/fiilin ağırlık derecesine göre belirlenmiş disiplin kurulu kararına gerek bulunmaktadır.)

10- BKK yürürlüğe girmiş olan konuya ilişkin genel Yönetmelikte; hakkında disiplin soruşturması yürütülen Devlet memurunun dosyasının görüşüldüğü disiplin komisyonlarında, memurun üyesi olduğu sendika temsilcisine yer verilmesine ilişkin kural bulunmaktadır.
KHK; 657 sayılı Kanuna göre EGM çalışan GİHS (sivil) memurlara da bu hakkın tanınmadığı görülmektedir.

(Oysa 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun 15. maddesinde yer alan “ Emniyet Hizmetleri dışındaki sınıflarda görev yapanların sendika üyesi olamayacaklarına” yönelik ibare AYM tarafından 29.1.2014 gün ve E:2013/130, K:2014/18 sayılı kararla iptal edilmiştir.)

 Bu bağlamda KHK, yalnızca astsubaylara yönelik olarak, astsubayların disiplin dosyalarının görüldüğü (bazı) disiplin kurulları toplantılarında kıdemli astsubay üyeye yer verilmesiyle yetinilmiştir.

11– Disiplin ve soruşturma işlerinde kanunlarla verilmiş görevleri yerine getirmek üzere disiplin kurulları oluşturulmuştur. EGM, J. Gn. K. ve SGK bünyelerinde (ETDT modeline uygun) ayrı ayrı yapılanmaya gidilmiştir.

Disiplin kurulları illerde (SGK için bölgelerde), eğitim ve öğretim tesislerinde/ Asayiş K.K. benzeri komutanlıklarda, kurum merkezinde (merkez disiplin ve yüksek disiplin) kurulmuştur.

  1. Bölge K.’da ayrı bir disiplin kurulu kurulmasına gerek görülmemiştir.

12-Genel kolluk görevlilerinin tümü üzerinde; istisnasız ve tartışmasız bir şekilde
mülki idare (sivil yönetim) otoritesinin tesis edildiği açık ve seçik olarak görülmektedir.

Bu bağlamda;

İl/bölge disiplin kurullarına vali yardımcısı başkanlık etmektedir. İl disiplin kurulu kararları (meslekten çıkarma hariç) vali onayı ile kesinleşmektedir. Diğer kurullar tarafından verilen kararlar ilgisine göre EGM; J. Gn. K./SGK veya Bakanın onayı ile kesinleşmektedir. Meslekten çıkarma kararları tümüyle Bakan onayına bağlıdır.

Vali; EGM, J. Gn. K. ve SGK tarafından uygun bulunmayan disiplin kurulu kararları bir üst kurulda karara bağlanacaktır. Aynı şekilde kurum yüksek disiplin kurulunda uygun görülmeyen kararlar da Bakanlık YDK görüşülecektir.

(Genel kolluk görevlilerinde disiplini/hiyerarşiyi tam olarak sağlamaya yönelik olarak getirilmiş olsa da bu tarz düzenlenenin; alt kademe disiplin kurullarını ve disiplin amirlerini atalete sevk edebileceği, YDK (kurum/ Bakanlık)  iş yükünü gereksiz yere artıracağı hususunun göz ardı edildiği düşünülmektedir.)

Soruşturmacı tarafından teklif edilmiş olan cezanın, disiplin kurullarınca (ağır olarak nitelendirilerek) uygun bulunmaması hallerinde, disiplin amirleri tarafından personele daha alt ceza verilmesine ilişkin mevzuatımızdaki yerleşik uygulamadan vazgeçilmiştir. Bu durumlarda disiplin kurullarına, fiile uygun başka bir disiplin cezasını belirleme konusunda yetki verilmiştir.

13Kurumların en üst amirlerinin  (Emniyet Gn. Md./ J. Gn. K, SGK) disiplin cezası gerektiren fiilleri öğrenildiğinde, haklarında Bakan tarafından müfettiş görevlendirilmektedir. Soruşturma sonunda Bakan tarafından; uyarı, kınama veya 15 güne kadar aylıktan kesme cezaları resen (doğrudan) verilebilecektir. Daha ağır cezalar (Devlet memuriyetinden çıkarma dahil) ise Bakanlık YDK kararına dayalı olarak verilecektir.

14-Bakanlık YDK benzer şekilde, her düzeydeki disiplin kuruluna, disiplin soruşturmasıyla ilgili bilgi ve belgeleri toplama, ifade alma, tanık dinleme, bilirkişi görevlendirme vb. konularda yetki verilmiştir.

Hakkında disiplin soruşturması yapılan personele soruşturma dosyasını inceleme hakkı getirilmiştir. (Yerleşik mevzuatta bu hak sadece Devlet memurluğundan çıkarılmasına ilişkin soruşturmalar için geçerlidir.)

15-KHK uygulanmasına ve disiplin kurullarının çalışma usul ve esaslarına ilişkin konular, Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenecektir.

Mevzuatta Yapılmış Değişikler/ Yürürlükten Kaldırılan Hükümler

16- 657 sayılı DMK 134. maddesine göre (BKK dayalı olarak) çıkarılmış Yönetmelik kapsamında (anılan Yönetmelikte yapılacak bir değişiklikle düzenlenebilecek) olan İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun görev alanının genişletilmesi ve YDK yeniden oluşturulmasına ilişkin konularda bu kez KHK ile düzenleme yapılmıştır.

17-İl valisinin genel ve özel kolluk görevlilerine doğrudan ceza vermesi/ceza verilmesini talep etmesine yönelik 5442 sayılı Kanunun 19. maddesindeki düzenleme yürürlükten kaldırılmıştır.

KHK ile genel kolluk görevlilerinin disiplin hükümleri düzenlenmiş olduğundan genel kolluk yönünden bir sorun bulunmamaktadır. Ancak bu suretle (arzu edilmemiş olsa dahi) il valilerinin özel kolluk (belediye/orman/gümrük/köy vb.) görevlileri üzerindeki İl İdaresi Kanunundan kaynaklanan bazı yetkileri de kaldırılmış olmaktadır. Diğer yandan 5442 sayılı Kanunun 31/I maddesinde kaymakamlar için yer verilmiş benzer düzenlemeye ise dokunulmadığı görülmektedir.
==========================================
Evet dostlar,

E. Mülkiye Başmüfettişi Sayn Mahmut Esen çok önemli bir kamu görevi yapıyor.
OHAL KHK’lerini sistemli olarak, yılların Mülkiye birikimi ile irdeliyor.
Daha önce de bu bağlamda birkaç çözümlemesine yer vermiştik sitemizde.
682 sayılı OHAL Kararnamesi 16. KHK’dır. 20 Temmuz 2016’dan bu yana çıkarılan OHAL KHK’leri ile ülkemiz fiilen, TBMM dışlanarak – kurgulu “tatile sokularak” daha açıkçası SÜRGÜNE YOLLANARAK fiilen TEK ADAM RTE TARAFINDA YÜRÜTÜLMEKTEDİR.

OHAL KHK’ları açıkça Anayasaya aykırı olarak, çıkarılmaya devam edilmektedir.
İçerik olarak OHAL ilanını gerektiren durumlarla sınırlı olma Anayasa kuralı çiğnenmektedir. Ölçülülük – orantılılık bağlamında sınırlar aşılmaktadır.
Yasalarda değişiklik yapılmaması gerekmekte iken bu da yapılmaktadır.
RG’de  yayımlandığı gün TBMM onayına sunulması ve ivedilikle görüşülmesi gerekmektedir, bu anayasa kuralına da çook büyük ölçüde uyulmamaktadır…
Anayasal düzen – hukuk devleti fiili bir AKP darbesiyle yürürlükten kaldırılmıştır.
Erdoğan her istediğini daha şimdiden demir yumrukla yaptırabilmektedir.
Ancak anlaşılmaz biçimde (gerçekte anlaşılır!) yine de bu yetkiler Erdoğan’a yetmemekte ve mutlak bir egemenlik = sultanlık = padişahlık = halife sultanlık…. istiyor..

Alllah sonunu hayreyleye..

Sevgi ve saygı ile.
02 Şubat 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

EL KONULAN BELEDİYELERDE ALINMASI GEREKEN BAZI TEDBİRLER

EL KONULAN BELEDİYELERDE ALINMASI GEREKEN
BAZI TEDBİRLER

EL KONULAN BELEDİYELERDE ALINMASI GEREKEN BAZI TEDBİRLER

12 Eylül askeri darbe döneminde atanmış belediye başkanlığı görevinde de bulunmuş bir kişi olarak; el konulan (görevden alınan belediye başkanı yerine başkan atanan)  belediyelerde başlatılan uygulamanın başarılı sonuçlanması, benzeri durumların tekrar yaşanmaması bağlamında alınması gereken kısa ve uzun vadeli tedbirlere yönelik olarak hazırladığım ve telgrafhane.org sitesinde de (http://www.telgrafhane.org/el-konulan-belediyelerde-alinmasi-gereken-bazi-tedbirler/) yayımlanan bir yazım, yararlı olabileceği düşüncesiyle ekte bilgilerinize sunulmuştur. Selam ve saygılarımla. 17.09.2016

Mahmut Esen
E. Mülkiye Başmüfettişi

*****

Mahmut Esen

(AS : Bizim katkımız yazının altındadır..)

15.08.2016 gün ve 674 sayılı KHK ile getirilmiş özel düzenleme uyarınca terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları sebebiyle görevden uzaklaştırılan / tutuklanan/kamu hizmetlerinden yasaklanan ikisi il belediyesi olmak üzere toplam 28 belediye başkanı görevden alınmış; yerlerine İçişleri Bakanı/il valilerince belediye başkanı atanmış; atanmış (mansup) başkanları görevlerine başlamışlardır.

Atanmış belediye başkanlığı döneminde belediye meclisi toplantısı yapılmayacak, meclisin görevleri belediye encümenince atanmış üyeleri aracılığıyla yerine getirilecektir. Ayrıca anılan belediyelerin muhasebe işlemleri de Maliye Bakanlığının taşradaki saymanlık birimlerine gördürülecektir.

Böylece 12 Eylül askeri darbesinden sonra ilk kez, çok sayıda belediye yönetimine el konulması şeklinde bir uygulama başlatılmış bulunmaktadır. Bu dönemin; yaşanabilecek asgari seviyedeki sıkıntı ile geçiştirilebilmesi, el konuluş amaçlarının hızla gerçekleştirilmesi, el konulan belediyelerdeki halkın özlediği kamu hizmetlerine kavuşturulması, belde halkının yeni belediye yönetimlerine ve dolaysıyla merkezi hükümete desteğinin artırılabilmesi için İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere, atanmış belediye başkanlarına, mülki idare amirlerine önemli görevler ve sorumluluklar düşmektedir.

12 Eylül askeri darbe döneminde de atanmış belediye başkanlığı görevinde de bulunmuş, deneyimli / emekli denetim elamanı olarak; atanmış belediye başkanlığı uygulamasının başarılı olması, arzu edilen hedeflere ulaşılabilmesi, benzeri durumların tekraryaşanmaması bağlamında yetkili makamlar tarafından alınması gereken kısa ve uzun vadeli tedbirlere ilişkin bazı görüş ve önerilerim, yararlı olabileceği düşüncesiyle (özet olarak) aşağıya çıkarılmıştır. 

A-) Kısa Vadeli Tedbirler

1- El konulmuş belediyelerde eş zamanlı / eşgüdümlü uygulamalar yapılması, benzer konularda farklı / çelişkili uygulamaların önüne geçilmesi, atanmış başkanlara rehberlik hizmetlerini yerine getirmek üzere; karşılaşılan sorunlarının üstesinden gelebilecek güç ve yetenekte bir koordinasyon merkezinin İçişleri Bakanlığı bünyesinde oluşturulması gerekmektedir. 

Koordinasyon merkezi, anılan belediyelerde yapılacak/yapılması gereken iş ve işlemlere yönelik olarak; öncelik verilecek hizmet türleri, hizmetlerin sunumlarında izlenecek yöntem, hizmet için öngörülen süre vb. konular bir strateji belgesi düzenlemeli; olası çok başlılık / karışıklıkların sınama / deneme şeklindeki olası uygulamaların önü alınmalıdır.

Bu bağlamda;

1-Yeni belediye yönetimini ve dolaysıyla merkezi yönetimi sıkıntıya sokabileceği, belli kişi / gruplara rant sağlayacağı iddialarına yol açabileceği dikkate alınarak; kamu kurum ve kuruluşlarının ivedilik arz eden / gecikmesinde sakınca bulunan talepleri veya zorunlu haller dışında (geçiş döneminde) ek imar planı / imar plan tadilatı yapılması şeklindeki uygulamalara gidilmemelidir.

2Taşeron işçisi çalıştırılmasını kapsaması, yolsuzluğa açık alan olması bakımından hizmet alım ihaleleri, belediyelerde özel bir önem arz etmektedir. Bu nedenle hizmet alım ihaleleri konusunda izlenecek yol-yöntemler konusunda ilkeler öncelikle belirlenmelidir.

Bu bağlamda hizmet alım ihalelerinde yaklaşık maliyet unsurlarındaki (kâr oranı, taşıt araçlarında tüketilen akaryakıt miktarı vb.) uygun değerlerin tespit edilmesi, devam eden ihalelerin feshi, yeni yapılacak olan ihalelerin türü ve süreleri, eski taşeron işçilerinin işe hangi hallerde devam edebileceği vb. konularda atanmış belediye başkanlarına yardımcı olunmalı; bu konularda yapılacak uygulamalarda birlik sağlanmalı; iyi uygulama örneklerinden derlenerek İçişleri Bakanlığında oluşturulacak olan bir tür veri bankası, atanmış belediye başkanlarının istifadelerine sunulmalıdır.

Belediyenin asli / sürekli nitelikteki görevlerinin, memur statüsündeki kamu görevlileri aracılığıyla yerine getirilmesi gerektiği kuralına işlerlik kazandırılmalıdır.

3Ülkemizde belediyelerin gelirlerinin giderleri karşılamadığı, bütçelerdeki gelir / gider dengesinin borçla kapatıldığı bilinmektedir. El konulan belediyelerinin büyük bölümü de borçlu durumdadır. Üstelik bu borçlar ağırlıklı olarak kısa vadeli kaynaklardan oluşmaktadır ve pasif toplamlarına oranları da yüksektir. Likidite / finansman oranlarının düşüklüğü nedeniyle kısa vadeli borç ödemelerinde sıkıntı yaşanmaktadır. Belediyelerin kısa vadeli borçlarla finanse edildiği görülmektedir.

Belirtilen nedenlerle atanmış belediye başkanlarını bekleyen en güncel sorunun borç ödemeleri konusu olacağı tahmin edilmektedir. Belediye başkan değişikliğinin de etkisi ile, belediye alacaklılarının, alacaklarını tahsil edebilmek için daha ısrarlı olacakları, hatta yargı yoluna da başvurmaları durumunun kaçınılmaz olduğu düşünülmektedir.

Belirtilen nedenlerle el konulan belediyelerde borç ödenmesi yöntemine ilişkin bir politika geliştirilmesinde yarar bulunmaktadır. Bu bağlamda belediye borçları yapılandırılmalı, borç ödemelerinin bir plan dahilinde, dengeli / adaletli bir şekilde yürütülmesi sağlanmalıdır. 

Bu arada artacak likidite sıkıntısını gidermek, gerektiğinde alımları peşin ödemeli olarak yapabilmek için bu belediyelere İller Bankasınca avans niteliğinde veya ilerisi aylara ait hisselerine mahsuben ek ödemede bulunulmasında yarar vardır.

4-Bu arada su satış bedelleri başta olmak üzere belediye alacaklarının tahsilatına hız verilmesinde, tahakkuk / tahsilat oranının artırılmasında yarar vardır.

5-Mali yönetim ve kontrol açısından özel durumları nedeniyle belediyelerde boş bulunan iç denetçi kadrolarına gerekli memur atamaları yapılmalıdır.

6-Atanmış başkan görevlendirilmiş belediyelerde; belediyenin mali işlemlerinin bu konularda yetkin denetim elemanları aracılığıyla teftişi yaptırılmalı, hatalı uygulama/aksaklıkların önü alınmalı, bu suretle yeni yönetime rehberlik hizmeti verilmelidir.

B-) Uzun Vadeli Tedbirler

7– 5393 sayılı Belediye Kanunu‘nun 23. maddesinde yer alan, ‘Mülkî idare amiri, hukuka aykırı gördüğü kararlar aleyhine idarî yargıya başvurabilir.’ biçimindeki kural; Anayasa Mahkemesince (04.02.2010 tarihli ve E: 2008/27, K: 2010/9 sayılı Kararı ile) merkezi idarece Anayasa’nın 127. maddesinde çizilen çerçeve içinde kullanılması gereken, idarenin bütünlüğü ilkesinin gerektirdiği bir vesayet yetkisini tam olarak içermediği, merkezi idareye daha geniş yetki verilmesi gerektiği gerekçesiyle iptal edilmiştir. 

Ancak iptal kararından bu yana altı yıl gibi uzun bir süre geçtiği halde, iptal kararı doğrultusunda,  mülki amirlerin hukuka aykırı gördüğü belediye meclis kararlarına karşı (kişisel iptal davası açması yerine) vesayet yetkisi bağlamında idari yargı nezdinde itirazda bulunmalarını sağlayacak türden yasal bir düzenleme hala gerçekleştirilememiştir.

Anılan noksanlık giderilmelidir.

8Belediyelerin personel çalıştırmaya dayalı hizmet alımı ihale yapmaları konusu bir kurala (koşula) bağlanmalıdır. Bu amaçla 5393 sayılı Belediye Kanununun 67. maddesindeki ihale yoluyla üçüncü kişilere gördürülebilecek olan gelecek yıllara yaygın hizmetler, belediye grupları itibarıyla, yeniden düzenlenmelidir. Bu düzenlemede 4857 İş Kanunu‘nun 2. maddesinin 6 ve 7. fıkrasındaki hükümleri dikkate alınarak, belediyelerin yardımcı nitelikte olan ve teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirecek işleri dışında kalan ve belediyelerin asli işleri olan     (çöp toplama / nakliyesi, kanalizasyon, altyapı, toplu ulaşım ve taşıma vb.) hizmetleri madde kapsamından (ihale konusu olmaktan) çıkarılmalıdır.

Bu suretle günümüzde, üzerinde belediye ismi ve amblemi yazılı olsa bile, çöp toplama, yol yapımı, kanalizasyon vb. işlerde görevlendirilmiş taşıt araç ve gereçlerinin veya belediye üniforması taşıyor olsalar da itfaiye, zabıta, temizlik, fen işleri, büro görevlisi vb. personelin büyük bölümü, artık belediyelere değil taşeron firmalara ait olma durumunun önüne geçilmelidir.

9- Belediyelerin şirket kurmaları / kurulu şirketlere ortak olmaları, ihalelere katılmaları konularında kısıtlayıcı yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

Günümüzde büyükşehir belediyeleri başta olmak üzere belediyelerimizde; sermayesinin yarısından fazlası belediye ve belediyeye bağlı kuruluşlara ait, çok sayıda faal nitelikte şirket ( belediye şirketi) bulunmaktadır. Belediyelerin ihalelerine idare şirketlerinin de katılabilmesi, şirketlerin belediye yöneticilerine sağladığı kolaylıklar, birçok hizmetin hizmet satın alma suretiyle yapılır hale gelmesi vb. nedenlerle belediye şirketi sayıları hızla artmaktadır.

Fen işleri / ulaştırma / imar / destek hizmeti / kültür ve sosyal işler başkanlıkları gibi hizmet birim başkanlıklarının görev alanlarına paralel kurulmuş ve bu birim başkanlıklarından daha fazla personel araç ve gerece sahip belediye şirketleri bulunmaktadır. Her geçen yıl bu şirketlerin daha fazla kurumsallaştıkları ve sektör içinde daha çok yer işgal etmeye başladıkları görülmektedir.

Hizmet alımları başta olmak üzere belediyeler tarafından yapılan ihaleler büyük ölçüde belediye şirketlerince üstlenilmektedir.

Belediye şirketleri, TTK (AS: Türk Ticaret Kanunu) hükümlerine tabi olup özel hukuk tüzel kişisi statüsündedir. Bu yüzden belediyelerdeki kamu kaynaklarının önemli bir bölümü; kamunun denetim alanı dışında kalan belediye şirketleri aracılığı ile özel hukuk hükümleri çerçevesinde kullanılmaktadır. Belediyelerin şirket kurmasıyla, Anayasa’nın 123, 127 ve 128’nci maddelerine aykırı olarak, mahalli ihtiyaçların kamu tüzel kişilikleri dışında gördürüldüğü, yerel yönetim ilkesiyle çelişir bir yapılanma modeli ortaya çıkmıştır. Şirketler nedeniyle belediyelerde etkin bir vesayet ve dolaysıyla yargı denetimi olanağı zayıflatılmıştır.

10-İçişleri Bakanlığına belediyelerin dış (mali) denetimi yapabilme yetkisi (yeniden)  verilmelidir.

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu uyarınca,  2005 yılından başlayarak, belediye yönetimlerinde harcama sonrası yapılacak tüm mali denetim işlemlerini kapsayan dış denetim faaliyeti (yetkisi) salt Sayıştay’a bırakılmıştır. Dolaysıyla İçişleri Bakanlığı’nın; 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 55. maddesi ile düzenlenmiş olan belediyelerin mali işlemleri dışında kalan öbür idari işlemlerinin, hukuka uygunluk ve idarenin bütünlüğü yönünden denetleme gibi kısıtlı bir yetkisi bulunmaktadır.

Buna karşın Mülkiye müfettişleri aracılığıyla yürütülen genel teftişlere de 2013 yılından sonra ara verilmiştir. Özel teftişlerden de umulan faydanın sağlanamadığı / sağlanamayacağı anlaşılmaktadır.

Belediye faaliyetlerinin Anayasanın 127/5 maddesinde belirtilmiş ilkeler çerçevesinde yürütülmesinin sağlanması, belediyeler üzerindeki Sayıştay denetiminin nicelik olarak yetersiz kalması vb. nedenler dikkate alınarak; İçişleri Bakanlığına, mahalli idareler üzerinde (eskiden olduğu gibi) tüm mali işlemlerinin kontrol edilmesini sağlayacak olan dış denetim yetkisi verilmesinde yarar bulunmaktadır.

========================================

Dostlar,

E. Mülkiye Başmüfetişi sayın Mahmut Esen, ülkemizin bu çok zor günlerinde, emekli olmasına karşın kenarda oturmayarak çok anlamlı katkılar veriyor.. OHAL rejimi (Kararnameler!) ile getirilen mevzuatı izliyor, yorumluyor, açıklıyor ve yılların deneyimi ile öneriler üreterek yol gösteriyor.. Sn. Esen, Cumhuriyet’in çok değerli ürünlerinden biri..

O’na ve O’nun gibilere kulak kabartarak yararlanmak yurtseverlik ve bilimsel akılcılık gereğidir.

Dikkat buyurulursa, Sn. Esen belediyelere “kayyım atanması” gibi saçma sapan ve hukukta yeri olmayan bir kavramı kullanmamaktadır. Doğru niteleme, Atanmış başkan görevlendirilmiş belediyeler olmak zorundadır.

Sn. Esen’in yazılarına epey yer verdik sitemizde.. Örneğin “Mahmut Esen” anahtar sözcükleri kullanılarak çağrılıp okunabilir.

O arada; tabelalarda salt Türkçe ad olmalıdır. Oralar (Belediyeler) kesin olarak kamusal mekanlardır, kamulsa alandadırlar ve resmi dil Türkçe dışında başka dil kullanılamaz Anayasa md. 3 gereğince..

Sevgi ve saygı ile.
21 Eylül 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Mülikiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

OHAL KHK’lerine TOPLU BAKIŞ

OHAL KHK’lerine TOPLU BAKIŞ

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

Olağanüstü hal kapsamında bazı tedbirlerin alınması, bazı kamu/özel kurum ve kuruluşlara dair düzenleme yapılması, bazı kanunlarda değişiklik yapılması vb. amaçlar için Anayasanın 121 inci maddesi ile, 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanununun 4 üncü maddesine göre,  Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nca kabul edilmiş olan 667-674 sayılı (8 adet) KHK ile mevzuatta:

Olağanüstü hal ilan ediliş nedenleri ve süresi ile de sınırlı olmayan çok sayıda/köklü değişiklikler yapılmış; bu bağlamda KHK aracılığıyla Devlet yeniden yapılandırılmak istendiği anlaşılmaktadır.

Sözü edilen değişikliklerin bazıları bölümler halinde, özet olarak aşağıya çıkarılmıştır.

Saygılarımla. 09.09.2016

Mahmut ESEN
E. Mülkiye Başmüfettişi,
mahmutesen@gmail.com 
*****

I-KAMU PERSONELİNE / KURUM VE KURULUŞLARA YÖNELİK DÜZENLEMELER  

1Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan;  3.447 yargı, 1.978 TSK, 1.519 Jandarma, 26 SGK, 10.029 EGM mensubu ve 42.887 kamu görevlisi olmak üzere toplam 59.897 kişinin görevlerine son verilmiştir.

(Görevlerine son verilenlerin oranı toplam istihdam edilen kamu personelinin %2’sine karşılık gelmektedir. Bu oran yargı mensuplarında %23 seviyesine ulaşmıştır.)

KHK’lerle kamu personelinin görevden çıkarma işlemleri kolaylaştırılmış, bu amaçla statülerine göre özel/yeni yöntemler getirilmiştir. Teşkilatlarından çıkarılan bu kişilerin, mahkûmiyet kararı aranmaksızın, rütbe/ memuriyetleri alınmakta; görev yaptıkları teşkilatta veya kamu hizmetinde bir daha istihdam edilmeleri yasaklanmaktadır.

Kamu görevinden çıkarılanların, uhdelerinde taşımış oldukları büyükelçi/ vali gibi unvanları ve yüksek mahkeme başkan/ müsteşar/hâkim/savcı/kaymakam vb. meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamayacaklardır. Bu unvan/sıfat/ meslek adlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamayacaklardır.

Emekliliğini kazanmış kamu görevlilerinin emeklilik taleplerinin yetkili makamlar tarafından onaylanması için azami  “bir ay” olarak belirlenmiş süre, olağanüstü hal döneminde kaldırılmış, bu suretle kamu personelinin emeklilik hakları da askıya alınmıştır.

2-Çok sayıda kamu görevlisi milli güvenlik gerekçesiyle görevinden uzaklaştırılmıştır. Göreve son verme işlemleri gibi görevden uzaklaştırma işlemleri de devam etmektedir.15.07.2016 tarihinden sonra görevden uzaklaştırılan kamu görevlileri hakkında ilgili mevzuatında öngörülen soruşturma açma süreleri olağanüstü hal süresince uygulanmayacaktır. ( Disiplin cezalarında zaman aşımı durdurulmaktadır.)

3-Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fethullahçı Terör Örgütüne (FETÖ/PDY) aidiyeti,

iltisakı veya irtibatı belirlenen ve R.G. yayımlanmış listede gösterilen çok sayıda özel sağlık/öğretim kurum ve kuruluşları, öğrenci yurtları, vakıf/dernek/iktisadi işletme, vakıf yükseköğretim kuruluşları, sendikalar,  özel radyo ve televizyon/gazete/ dergiler/ yayınevi dağıtım kanalları kapatılmıştır. ( Kapatılmış  özel öğretim kurum/kuruluşları ile özel öğrenci yurtlarından (54) adedi yeniden açılmıştır.)

Kapatılanların mal varlıkları Hazine/Vakıflar Gn. Md. devredilmiştir.

Hazine ve Vakıflara devredilenlerin dışındaki kapatılmasına karar verilmiş şirketlerin satış ve tasfiye işlemleri konusunda TMSF yetkilendirilmiştir. Maliye Bakanlığınca devredilmesi halinde, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının tasfiye işlemleri de, TMSF tarafından yapılacaktır. Ayrıca yine milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı vb. oluşumlarca kiralanmış/kullanılmakta olan kamu kurum/kuruluşları ve ortaklıklara vb. ait taşınır/taşınmaz mal alacak ve haklar Hazineye devredilmiştir.

4- 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında bazı düzenlemeler yapılmıştır.   

(Telekomünikasyon Kurumu bünyesinde yer alan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) kapatılmıştır. Polis tarafından 5271 sayılı CMK 135. madde uyarınca yapılacak dinlemeler Kurum (Bilgi Teknolojileri İletişim) bünyesinde yapılacaktır.)

5-5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununda; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun yetkilerini artıran(Başbakanın gerekli gördüğü gecikmesinde sakınca olan tedbirlerin ‘haberleşmenin engellenmesi’ uygulanması vb. ) bazı eklemeler yapılmıştır.

6-Büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerde, kamu kurum ve kuruluşlarının yatırım ve hizmetlerinin etkin olarak yapılması, izlenmesi ve koordinasyonu, acil çağrı, afet ve acil yardım hizmetlerinin koordinasyonu vb. görevler için İçişleri Bakanlığının taşra teşkilatı olarak kurulan Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığına özel bütçeli bir kuruluş statü kazandırılmış; Başkanlığın yetkileri bakanlıkların illerdeki yatırımlarını da yapacak şekilde artırılmıştır.

7MEB’na, kalkınmada öncelikli yörelerde sözleşmeli öğretmen istihdamı için ( sözlü sınavla) öğretmen alım yetkisi verilmiştir.

8- KHK’ler kapsamında görev alan/görevlerini yerine getiren kişilerin bu karar, görev ve fiilleri dolaysıyla hukuki/idari/mali/cezai sorumluluğunun doğmayacağına ilişkin düzenleme yapılmıştır. 

II-YARGI İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER

9-Soruşturma ve kovuşturma işlemlerine yönelik düzenlemelerde çok yönlü değişikliklere gidilmiştir.  Bu bağlamda

– 5237 sayılı TCK5271 sayılı CMK başta olmak üzere; bazı kanunlarda (gözaltı süresinin uzatılması, yakalanan asker kişilerin adli kolluk görevlilerine teslim edilmesi/, soruşturmalarda ifadelerin adli kolluk görevlilerince de alınabilmesi, tutukluların avukatla görüşmelerinin gerektiğinde kayıt altına alınması/yeni avukat görevlendirilmesinin talep edilmesi, tutukluluk konularında dosya üzerinden karar verilebilmesi, C. Savcılarının yakalama/arama/el koyma/iletişimin tespiti/avukatın dosya inceleme yetkisi ile şüpheli ile görüşmesinin kısıtlanması kararı verilmesine ilişkin yetkilerini artırılması vb. ) ek/değişiklik yapılmıştır.

– 5271 sayılı CMK uyarınca taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoyma halinde kayyım atanacağı (TMSF’nin görevlendirileceği) kuralı getirilmiştir

– 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 179 uncu maddesi uyarınca sermaye şirketleri ile kooperatifler tarafından iflasın ertelenmesi talebinde bulunulamayacak, bu yöndeki talepler mahkemelerce reddedilecektir.

10-3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununa, “Zararların tazmini amacıyla tedbir konulması” için ek madde getirilmiştir.

(TCK ve TMK kapsamına giren suçlar nedeniyle gerçek veya tüzel kişiler ile kamu kurum ve kuruluşlarının uğradığı zararların tazmini amacıyla, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının talebi üzerine sulh ceza hâkimi, kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından, şüpheli veya sanıklara ait taşınmazlar/taşıtların devir ve temliki önlemek için şerh düşülmesine karar verilebilecektir.)

11- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanuna geçici madde eklenmek suretiyle denetimli serbestlik uygulanarak cezanın infazı, koşullu salıverme için yasadaki süreler artırılmıştır. Cezaevlerindeki doluluk oranının aşağıya çekilmesi amaçlanmaktadır.

Ayrıca ceza infaz kurumlarının yapım işleri için (meralar dahil arsa temini/imar planı/ihale vb. konularda)  önemli kolaylıklar getirilmiştir.

III-TSK/MİLLİ SAVUNMA İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER

12- Kurmay subay yetiştirmek/lisansüstü eğitim vermek amacıyla yeni kurulan Enstitülerden; Kara, Deniz ve Hava Harp Okullarından ile Astsubay meslek yüksekokullarından oluşanMilli Savunma Bakanlığı (MSB) bünyesinde Milli Savunma Üniversitesi adıyla yeni bir üniversite kurulmuştur. Ayrıca (ilk kez) MSB taşra teşkilatı kurulmaktadır.

13-357 sayılı Askeri Hakimler Kanununda geniş kapsamlı ek/değişiklikler yapılmış, askeri hakimlerin mesleğe kabul/çıkarılması işlemlerinde MSB yetkilendirilmiştir.

14-211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununda bazı ek ve değişiklikler yapılmış, (Genelkurmay Başkanlığına atanabilmek için kuvvet komutanlığı yapmış olma koşulu kaldırılmıştır.)

15-Kuvvet komutanlıkları MSB bağlanmıştır. Cumhurbaşkanı/Başbakan gerekli gördüklerinde kuvvet komutanları ile bağlılarından doğrudan bilgi alabilecek/emir verebilecektir.

MSB üst düzey yönetici kadrolarının askeri rütbe karşılıkları belirlenmiş, bu kadrolara atanan sivillerin kamu konut ve sosyal tesislerden rütbe karlığındaki subaylar gibi yararlanması kabul edilmiştir. MSB merkez teşkilatında  (Başbakanlık merkez teşkilatında olduğu gibi) kamu kurum ve kuruluş (mahalli idareler dahil) personeli geçici olarak görevlendirilebilecektir.

YAŞ’ın yapısı ( sivil üyeler çoğunlukta olacak şekilde) değiştirilmiştir. YAŞ’ın başkan ve üyeleri; Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Başbakan yardımcıları, Adalet/Dışişleri/İçişleri/MSB ile Kuvvet Komutanlarından oluşmaktadır.

-Harp Okulları ve Astsubay MYO kuvvet komutanlıkları yerine MSB ile irtibatlandırılmıştır. Harpokullarının ve Astsubay MYO öğrenci kaynağının lise ve dengi okul mezunları olduğu şeklinde değişiklik yapılmıştır.

Harp Akademileri, askeri liseler ve astsubay hazırlama okulları kapatılmıştır.

14-Gülhane Askeri Tıp Akademisine bağlı eğitim hastaneleri ve asker hastaneleri Sağlık Bakanlığı/bağlısı kurum ve kuruluşlarına devredilmiştir.  

III-GÜVENLİK İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER

16-2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ile 2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanununda ek/değişiklikler yapılmıştır.

– Jandarma ve Sahil Güvenlik K.  İçişleri Bakanlığına bağlı olduğu, personelinin kolluk kuvveti olduğu vurgulanmış, “askeri personel” ibareleri teşkilat kanunlarından çıkarılmıştır. Jandarma ve Sahil G.K. 657 sayılı DMK kapsamına alınmış, Jandarma Hizmetler ve Sahil Güvenlik Hizmetleri adı altında iki ayrı sınıf oluşturulmuştur.

Jandarma ve SGK komutanlıklarının kuruluş ve teşkilatlanması İçişleri Bakanlığınca düzenlenecektir. Personelin alınma ve terfi işlemleri İçişleri Bakanlığınca yapılacaktır. Personel atamaları konusunda İçişleri Bakanlığına yetkiler verilmiştir. Personeline verilecek disiplin cezaları için özel bir kanun çıkarılacaktır. Özel kanun çıkarılınca kadar Jandarma ve Sahil G.K. personeli hakkında Emniyet Teşkilatı disiplin mevzuatı hükümleri uygulanacaktır.

Subay ve astsubay ve diğer personel ihtiyacını karşılamak amacıyla Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi kurulmuştur.  Akademi İçişleri Bakanlığına bağlıdır. Akademinin öğrenci kaynağı; lise ve dengi okullar, ön lisans, lisans, yüksek lisans mezunları olacaktır.

17-İçişleri Bakanlığınca terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı tespit edilen yurtdışındaki eğitim öğretim/sağlık kurumu, vakıf/dernek/şirket yöneticilerine pasaport verilmeyecektir. Ayrıca pasaportları iptal edilmiş olanların eşlerinin pasaportları da (genel güvenlik açısından) iptal edilebilecektir.

18-3201 sayılı Emniyet Teşkilât Kanununda değişiklik yapışmış, özel harekat birimlerinde istihdam edilmek üzere, KPSS şartı aranmaksızın, sözlü sınavla polis adayı alınabilecektir.

19-Geçici köy korucularının görev alanları gerektiğinde ( valilerin onayı ile iller arası da olacak şekilde) genişletilebilecektir.

Yerel Yönetimler

20- 5393 sayılı Belediye Kanununda bazı ek/değişiklikler yapılmıştır.

-Belediye başkanı/meclis üyelerinin terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları sebebiyle görevden uzaklaştırılması/ tutuklanması/ kamu hizmetinden yasaklanması vb. hallerde İçişleri Bakanı/ il valileri tarafından belediye başkanı veya meclis üyesi ataması yapılabilecektir. Böylesi durumlarda belediye meclisi toplantısı yapılmayacak, meclisin görevleri belediye encümenin atanmış üyelerince yerine getirilecektir. Muhasebe işlemleri de Maliye Bakanlığı saymanlık birimlerine gördürülecektir.

-Belediye hizmetlerin aksatılmasının terör veya şiddet olaylarıyla mücadeleyi olumsuz etkilemesi hallerinde bu hizmetler il özel idaresi/Yatırım İzleme Ve Koor. Başkanlığınca yapılacak harcama tutarları da İller Bankası hisselerinden tahsil edilecektir.

=================================

Dostlar,

Değerli E. Mülkiye Başmüfettişi Sayın Mahmut ESEN’in daha önce de OHAL Kararnamelerinin neler getirdiğine ilişkin irdelemelerine web sitemizde yer verdik.
Mülkiye’li şapkamızla, kendisine teşekkür ederiz.

Dünya siyaset, yönetim, hukuk, demokrasi ve insan hakları… bakımlarından son derece “ilginç” örnekler ülkemizde yaşanmakta.. 80 milyonluk bir açık hava labortatuvarına dönüştük adeta..

Sahnede AKP – RTE baş rollerde.. İpler gerçekte kimlerin ellerinde??
Gidiş hiç ama hiiiç iyi değil..
Tüm uyarılar yararsız..
Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete.. AKP’de FETÖ’cü yok neredeyse!?
R.T. Erdoğan başkanlığında 27 kişilik bir Kurul (Bakanlar Kurulu?!), “TEK ADAM” ın
2 dudağına bakarak, Ülkemizi OHAL rejimi altında inleterek, oligarşik – totaliter bir
demir yumruk
la yönetmekte..

Eskiler, böylesi zor – umutsuz durumlarda “encamımız hayrola..” derlerdi..

AKP – RTE’nin mutlaka frenlenmesi ve devlet aklının (Raison d’etat) egemen kılınması, rejimin meşruluğu ve Türkiye’nin ülkesi ve halkı ile bölünmez bütünlüğü için yaşamsal ve
ivedi bir stratejik sorun durumuna gelmiştir.

TBMM ivedilikle tatilini / sürgününü kesip toplanmalı, OHAL Kararnamelerini görüşmeli, düzeltmeli, bu metinler ayrıca Anayasal yargıya sunulmalıdır.

Bu sorunları yaratan akıldan çözümünü bekleyemeyiz..
Bir ulusal hükümet kurulmalı; RTE Anayasal sınırlarına çekilmelidir. 
Tersi durumda, ülke çökerse altında ilk kalan AKP – RTE olacaktır..

Sevgi ve saygı ile.
10 Eylül 2016, Datça

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

670 ve 671 sayılı KHK’lerin Getirdikleri

670 ve 671 sayılı KHK’lerin Getirdikleri

Mahmut ESEN
E. Mülkiye Başmüfettişi

(AS : Bizim katkımız yazının altındadır..)

Olağanüstü hal kapsamında bazı tedbirlerin alınması ve bu bağlamda bazı kurum ve kuruluşlara ilişkin düzenleme yapılmasına ilişkin olarak Anayasanın 121 inci maddesi ile 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanununun 4 üncü maddesine göre, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nca 15.08.2016 tarihinde kararlaştırılmış olan 17.08.2016 gün ve 29804 sayılı R.G. yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan 670 ve 671 sayılı KHK’lerinin arz ettiği önem/çok sayıda kanunda değişiklik yapılmasını kapsaması hususu da dikkate alınarak,
kamuoyunu bilgilendirme bağlamında tarafımdan hazırlanmış genişletilmiş
sistematik bir özeti aşağıya çıkarılmıştır.

Yararlı olmasını diler, saygılarımı sunarım. 18.08.2016

*****

I-OLAĞANÜSTÜ HAL KAPSAMINDA BAZI TEDBİRLERİN ALINMASINI DÜZENLEYEN 670 SAYILI KHK

1-Fethullahçı Terör Örgütüne (FETÖ/PDY) aidiyeti, iltisakı/irtibatı olduğu tespit edilen:
(KHK ekli listede gösterilmiş)

-Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan (196);
-TSK’dan (63) subay, (44) astsubay ve (5) uzm. çvş;
– Sahil Güvenlik K.dan  (24) sb/astsb.
-EGM’den (618) 1-4 sınıf em.md. olmak üzere toplam (2360) amir ve memur;

Başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın görev/kurumlarından çıkarılmıştır.
Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmayacaktır.

TSK/ Sahil Güv. K. ve EGM teşkilatından çıkarılan bu kişilerin, mahkûmiyet kararı aranmaksızın, rütbe/ memuriyetleri alınmakta; görev yaptıkları teşkilatta veya kamu hizmetinde bir daha istihdam edilmeleri yasaklanmaktadır. (Md.2)

 2-OHAL kapsamında kamu görevlileri haklarında yürütülen inceleme/ soruşturma sırasında ihtiyaç duyulan bilgi/belgelerin; tüm kamu/özel, tüm kurul ve kuruluşlarınca (MASAK, BDDK, TMSF dahil) vakit geçirilmeksizin, talepte bulunan ilgili mercilere verilmesi gerektiği konusunda düzenleme getirilmiştir.  (Md.3)

3-OHAL kapsamında kamu görevinden çıkarılanlar, uhdelerinde taşımış oldukları büyükelçi / vali gibi unvanları ve yüksek mahkeme başkan / müsteşar / hâkim /savcı / kaymakam vb. meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamayacaklardır. Bu unvan / sıfat /
meslek adlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamayacaklardır.

(Ucu açık bu kuralın, ilgililerin pasaport / silah ruhsatı / kamu sosyal tesislerden yararlanmamak vb. şekilde uygulanacağı düşünülmektedir.) (Md. 4)

4- KHK gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne / Hazineye devredilen kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalların devralınan varlıklarının devir işlemleri; borç/alacak/muhasebe/tasfiyesi vb. konularda, ilgisine göre, Vakıflar Gn. Md. veya Maliye Bakanlığı yetkilendirilmiştir. (Md.5)

5-10-11 Temmuz 2010 tarihlerinde uygulanan KPSS sınavında sınav soru/cevaplarını
hukuka aykırı bir şekilde elde ettiği belirlenen kişilerin atamaları iptal edilecektir. (Md.6)

 6-3713 sayılı TMK kapsamına giren suçlarda, şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı ortaya çıktığında bu işlem, olağanüstü halin devamı süresince, Cumhuriyet savcısı veya Cumhuriyet savcısının yazılı emri üzerine kolluk tarafından yapılabilecektir. (Md.8)

7-15.7.2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemlerinin bertaraf edilmesine yardımcı oldukları sırada yararlanan ve aylık bağlama şartları oluşmayanlara; durumlarına göre ilgili mevzuata göre belirlenecek olan nakdi tazminatları beş kat olarak ödenecektir.
Bunlara veya yakınlarından bir kişiye kamuda istihdam olanağı getirilmektedir.

8- Daha önce yayımlanmış olan 667, 668 ve 669 sayılı KHK ek/değişiklikler yapılmıştır.(Md. 10)

(-Meslekten çıkarılan yargı mensuplarının adları R.G’de. yayımlanacak ve aynı gün ilgiliye tebliğ edilmiş sayılacaktır. 15.7.2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemlerinin bertaraf edilmesine yardımcı olanlara aylık bağlanması işlemlerinde
‘SGK borçlarının kaldırılması şeklinde’ kolaylık getirilmektedir. Bu eylemler nedeniyle yaşamını yitiren, malul (engelli) olan ve yaralananlara yapılacak ödemeler haczedilemeyecektir. Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı vb. oluşumlarca kiralanmış / kullanılmakta olan kamu kurum / kuruluşları ve ortaklıklara vb. ait taşınır / taşınmaz mali alacak ve haklar Hazineye devredilmiştir.

-Kapatılmış olan Harp Akademileri, askeri liseler ve astsubay hazırlama okullarının
hak ve yükümlülükleri MSB’ye geçmektedir.

 Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ne bağlı eğitim hastaneleri ve askeri hastanelerin ödeneklerin devrinin “Sağlık Bakanlığı bütçesi veya bağlı kuruluş bütçelerine” olacağı şeklinde değişiklik yapılmış, devredilen personelin özlük hakları yeniden düzenlenmiş; bu personelin mevcut bazı hakları (OYAK üyeliği devamı, TSK sosyal tesislerinden yararlanma, silah taşıma vb.) garanti altına alınmıştır.

Savaş hali ve yurtdışı görevleri nedeniyle TSK’da askeri sağlık teşkili kurulması ile buralarda görevlendirilecek Sağlık Bakanlığı personeline ilişkin usul ve esaslar, Milli Savunma Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında yapılacak protokollerle belirlenecektir.)

***** 

II-OLAĞANÜSTÜ HAL KAPSAMINDA BAZI KURUM ve KURULUŞLARA İLİŞKİN DÜZENLEME YAPILMASINA İLİŞKİN 671 SAYILI KHK 

9- 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda ek/değişiklikler yapılmıştır.
(Md.3-6)

(Dış kaynaktan pilot alımının önü açılmış; bu bağlamda fakülte veya yüksekokullardan pilot olarak mezun olan kadın veya erkeklere muvazzaf subay olma olanağı getirilmiştir. Yedek subay okulu öğrencilerine; astsubay/astsubay naspedilmek üzere temel eğitime alınanlara ödenecek harçlık/aylıklar konusu düzenlenmiştir. 17.08.2016 tarihinden önce herhangi bir nedenle
TSK ayrılan/ilişiği kesilen pilot subaylara geri dönüş olanağı sağlanmış, bunların mali hakları belirtilmiştir. Uçuştan ayrılmış subaylar yeniden pilotaj eğitimine alınabilecektir.)
 

10-1324 sayılı Genelkurmay Başkanının Görev ve Yetkilerine Ait Kanununda ek/değişiklikler yapılmıştır. (Md. 7-9)

(Genelkurmay Başkanının görev, yetki ve sorumlulukları konusunda 669 sayılı KHK ile yapılmış ek / değişikliklerde Genelkurmay Başkanı lehine bazı düzenlemeler yapılmıştır.
Genelkurmay Başkanlığına atanabilmek için (yeniden) kuvvet komutanı olma koşulu getirilmiştir.)
 

10- 2629 sayılı Uçuş, Paraşüt, Denizaltı, Dalgıç ve Kurbağa Adam Hizmetleri Tazminat Kanununda personelin mali hakları konusunda ek ve değişikler yapılmıştır. (Md. 12-13)

11- 4566 sayılı Harp Okulları Kanununa eklenen geçici madde ile, 17.08.2016 tarihinden başlayarak bir yıl içinde Hava Harp Okulunun ara sınıflarına pilotaj eğitimi veren üniversitelerin ilgili bölümlerinden öğrenci alınmasına yönelik düzenleme yapılmıştır. 

12- 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında bazı düzenlemeler yapılmıştır.
(Md.20-23)

(Telekomünikasyon Kurumu bünyesinde yer alan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) kapatılmıştır.  TİB’in kapatılması üzerine Kurum yasasında kimi uyarlamalar yapılmıştır. Sakıncası bulunmayan TİB personeli, Kurum kadrolarına geçmiş sayılacaktır. Polis tarafından 5271 sayılı CMK 135. madde uyarınca yapılacak dinlemeler Kurum (Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu) bünyesinde yapılacaktır.) 

13- 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununda; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun yetkilerini artıran (Başbakanın gerekli gördüğü gecikmesinde sakınca olan tedbirlerin ‘haberleşmenin engellenmesi’ uygulanması vb.) kimi eklemeler yapılmıştır. (Md.25)   

14-3201 sayılı Emniyet Teşkilât Kanununda yapılan ek/değişiklikle özel harekat birimlerinde istihdam edilmek üzere, KPSS koşulu aranmaksızın, fiziki yeterlilik ve mülakat sınavları ile polis meslek eğitim merkezlerine alınabilecektir. (Md. 26) 

15- Yeni kurulan Devlet üniversitelerinde çalışan öğretim üyelerinin yaş haddi 72’den
75 yaşına yükseltilmiştir.
(Md. 27) 

16- 2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanununun 3 üncü maddesindeki
“askeri personel” ibaresi “kolluk personeli” şeklinde değiştirilmiştir.
 

17-3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununa, “Zararların tazmini amacıyla tedbir konulması” için ek madde getirilmiştir.

(TCK ve TMK kapsamına giren suçlar nedeniyle gerçek veya tüzel kişiler ile kamu kurum ve kuruluşlarının uğradığı zararların tazmini amacıyla, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza yargıcı, kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından, şüpheli veya sanıklara ait taşınmazlar / taşıtların devir ve temliki önlemek için şerh düşülmesine karar verilebilecektir.)

18- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanuna geçici madde eklenerek denetimli serbestlik uygulanarak cezanın infazı, koşullu salıverme için yasadaki süreler artırılmıştır. Cezaevlerindeki doluluk oranının aşağıya çekilmesi amaçlanmaktadır.

(Cezaevlerinin kapasitesi konusunda güncel nitelikli bir haber aşağıya çıkarılmıştır :

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Yıldırım, BM toplantısında konuştu: “184 bin dolayında hükümlü – tutuklu var. Kapasitemiz yine bu dolayda. Yani doluluğumuz aşağı yukarı tam”

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, cezaevlerinde 184 bin dolayında tutuklu ve hükümlü bulunduğunu kaydederek, kapasitenin dolu olduğunu belirtti. Yıldırım, BM’ye yaptığı sunumda katılımcılara, Türkiye’deki ceza infaz kurumlarının
fiziksel koşulları ile mahkum ve tutukluların profiline ilişkin bilgiler verdi.
Yıldırım’ın BM’deki sunumunda kullandığı, 25 Şubat’ta derlenen verilerden bazıları şöyle:

– Türkiye’de toplam 362 ceza infaz kurumunda 175329 erkek, 6581 kadın ve 2411 çocuk olmak üzere toplam 184321 hükümlü ve tutuklu var.
– Hükümlü ve tutukluların %23’ü hırsızlık, %19’u uyuşturucu, %16’sı öldürme, %12’si yaralama, %12’si yağma, %8’i cinsel suçlar, %5’i sahtecilik, %3’ü dolandırıcılık ve geri kalanı da öbür suçlardan ceza infaz kurumlarında tutuluyor.
– Çoğu Suriyeli olmak üzere 4029 yabancı cezaevinde bulunuyor. Bu sayı 2012 sonunda 2100’dü.
– 2000 yılına göre cezaevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklu sayısı 3 kattan çok arttı. Bu artışın nedenleri arasında, koşullu salıverme (şartlı tahliye) koşullarındaki değişiklik, ceza miktarlarının artması, yeni suç türlerinin oluşması ve nüfus artışı gösteriliyor.
– 2013 yılında yapılan düzenleme doğrultusunda ağır hastalık ve engellilik nedeniyle
geçici tahliye edilenlerin sayısı 571.
-226970 kişinin denetimli serbestlik kapsamında takibi yapılıyor.
http://www.gazetevatan.com/cezaevleri-dolup-tasti-920705-gundem/. 03.03.2016)

=================================

Dostlar,

E. Mülkiye Başmüfettişi Sayın Esen’e çabası ve paylaşımı için teşekkür ediyoruz.
AKP iktidarı OHAL Kararnamelerini 5’ledi.. 1 ay olmadan her biri çok kapsamlı ve köktenci Kararnameler.. Türkiye’nin neredeyse DNA’sını değiştirecek ayrıntıda.. Tabii bu çok kapsamlı ve ayrıntılı metinlerin ortalama 4’er günde nasıl hazırlandığı ayrı ve çok önemli bir soru ve sorun. Gün olur bunlar da açığa çıkar elbette..

Biz de ısrarla vurguluyoruz                 :

– Devlet kin gütmez.
– Devlet düşmanlık yapmaz.
– Devlet intikam almaz; hukuk devletinin cezaları ıslah edici ve caydırıcıdır.
– Devlet kararlı olabilir ama zalim ve adaletsiz olmaz.
– Devlet duygusal davranmaz..

Ne yapar? Bunların tersini yapar.. (Sonki dışında)..

Mutlaka hukukun üstünlüğüne bağlı kalır, her durumda hukuk devletidir ve her durumda yurttaşlarına yasalar karşısında eşitlikçi davranır, adalaletle yönetim yürütür..

Bunlar çağdaş demokratik devletlerin vazgeçilmez nitelikleridir.
Türkiye de bu doğrultuda davranmalıdır..

Artık AKP – RTEnin zerre gerekçesi kalmadı Türkiye’yi esenliğe kavuştumarmak için..
Ülkemizin Sayın E. Tümg. Ahmet Yavuz gibi nice yetkin insanları var.
Ne yazık ki AKP kadrolarında ve CB Erdoğan’ın yakın çevresinde bu kıratta insanlar çook kıt.
Başlıca bu yüzden AKP – RTE hem kendini hem ülkemizi batağa sürükledi.
Biat kültürünün gönüllü köleleri – AKP’nin kulları değil;
AYDIN ve ONURLU DEVLET ADAMLARI’dır Türkiye’nn gereksinimi.

AKP – RTE yıllardır yapageldikleri bu stratejik hatadan kendilerini ve ülkemizi kurtarmak zorundadır.
Her dediklerine “başüstüne efendim” diyecek saray dalkavukları hatta kimi soytarılar yerine;

  • “Bu yanlış efendim.. gerekçeleri şıunlar şunlar şunlar.. Bu hukuka aykırı efendim…  Önerilerimiz şu, şu, şudur…”

    diyecek devlet eğitimi ve terbiyesi almış yurtsever uzmanlar, bürokratlar, danışmanlar, akademisyenlerdir Türkiye’mizi ve AKP – RTE’yi kurtarcak biricik çare..

  • Mustafa Kemal ATATÜRK’ün uzun yıllar öne vurguladığı “bilimsel akılcılık”tır can simidi!

  • Dinci – hacı yağına bulanmış, sarıklı – kavuklu mollalar, çıkarına tapan yiyiciler karga- kılavuz alınırsa burnumuzun moktan kurtulması beklenemez.

Sevgi ve saygı ile.
18 Ağustos 2016, Tekirdağ

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

2015 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ NE GETİRİYOR?

2015 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ NE GETİRİYOR?

Dostlar,

Çok öğretici bir irdelemeyi, 8 sayfalık bir makaleyi paylaşmak istiyoruz.

Sayın Mahmut Esen‘in, Mülkiyeliler Birliği‘nin aşağıdaki web sitesinde yayımlandı.

http://www.misam.org/sites/

Okumak için lütfen aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklar mısınız??

2015_MERKEZI_YONETIM_BUTÇESI_NE_GETIRIYOR

Sevgi ve saygı ile.
09 Aralık 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net