Etiket arşivi: kovit ölümü

T.C. YURTTAŞLARININ NÜFUS ARTIŞ HIZI DÜŞÜYOR !

Değerli arkadaşlar,

T.C. yurttaş nüfusunda doğurganlık 1,7’ye düştü; ama doğum-ölüm farkı hâlâ pozitif, yani çok yavaş da olsa, doğal nüfus artışı sürüyor..

Türkiye’deki T.C. yurttaşlarının 31.12.202’de nüfusu 81,9 milyondur..
Bu arada ülkede, gümrüklerden “legal” (yasal) giriş yapmış “7 milyondan çok yasal

göçmen + sığınıcı” var; yasa dışı (düzensiz göçmen) sayısı bilinmiyor. …

Yurtdışındaki T.C. yurttaşlarının sayısı da net olarak bilinemiyor; kestirimle 4,5-5,0 milyon
arasında yurttaşımız yaban illerde…
Toplam olarak ~87 milyon T.C. yurttaşı var diyebiliriz.
Aşağıdaki grafikte Türkiye’nin son 10 yıllık nüfus artış hızı gösteriliyor.. En son 2022’de binde 5,4
oldu; bu gidişle 2025’te artış hızı negatif olacak!

Bir başka deyişle, T.C. yurttaş nüfus artışı duracak, azalmaya başlayacak demektir..

2025’ten sonraki nüfus artışı salt göçmenler, sığınıcılar nedeniyle olacaktır…

Sevgilerimle.æ

===========================================
Dostlar,

Sayın Prof. Dr. D. Ali Ercan‘ı sitemiz okurları yakından tanır.
Savunma Sanayisi eski müsteşarlarından Dr. Ercan, Çekirdek Fiziği (Nükleer Fizik) uzmanıdır.
Harbiye kökenlidir. Gerçek bir yurtsever Kemalist ve nitelikli bir aydındır.
Çok iyi Matematik bilir ve “Matematiksel düşüme” yi yöntem edinmiştir.
Pek çok sorunun çözümünde, sıklıkla da yalın (basit) matematik yaklaşımlarla nesnel bilimsel çözümler üretir.

Facebook sitesinde izlenmesini öneririz : (20+) Facebook
***
2022’de nüfus artış hızının binde 5,5 ya da %0,55 olarak beklenmedik düzeyde düşük ilanının altında, 220 bin kovit ölümünün hesaba katılmış olmasıdır. Fakat Ülkemizin nüfusu 31 Aralık 2022’de, bir önceki yıla göre 599,280 kişi artarak 85,279,553 kişiye ulaştı. Bu hız binde 5,5 değil binde 7,1 (TÜİK 2022 Nüfus Bülteni).

Ölüm sayısı 2021’de 566,485 iken 2022’de %10,9 azalarak 504,839 oldu. (Ölüm ve Ölüm Nedeni İstatistikleri, 2022). TÜİK 2021 ve 2022’de ölüm istatistikleri yayınlamadı. Gerekçe olarak ilgili kurumlardan gerekli verilerin ulaşmaması gösterildi. Bu doğru değildi çünkü ilişkisel veritabanları ile ölüm verilerine TÜİK erişebiliyordu.

Çıplak neden Kovit-19 ölümlerini saklamak idi.
23 Şubat 2023’te bu veriler erteleme ile açıklandı ve bu 2 yılda 220 bin “fazladan ölüm”
bildirildi. Dolayısıyla 2022’de nüfus artış hızının “düşük” görünmesinde ilanı ertelenen ölümlerin 2022’de hesaba katılmasının payı olmak gerekir.

Nüfus artış hızı şöyle ya da böyle, Türkiye ve dünyada hala çok yüksek ve gereksizdir. Dünya
nüfusu her yıl yaklaşık 80 milyon artmaktadır. Türkiye’de ise kabaca 1 milyon / yıl artış.. Dünya
kaynakları bunca nüfusa yetmiyor. Üstelik yapay zekalı android (insansı) robotlar (MER)
yüzlerce milyon insanı işinden etmekte, daha da edecek..
Dolayısıyla nüfusu artırmak yerine azaltmak gerek. Bunun da yolu
  • HER AİLEYE 1 ÇOCUK…

Hemen ve ertelemeden.. Nüfusumuz azalacak diye bir kaygıya gerek yok. Azalmalı!
Örneğin Ordumuzda asker sayısı birkaç onyıl öncesine göre yarısından da az..
İyi eğitilmiş, yüksek teknik donanımlı yarım milyondan daha az nüfuslu bir ordu..

Sevgi ve saygı ile. 10 Temmuz 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter : @profsaltik    

Salgını yönetemeyen iktidar ölüm sayılarında yalan mı söylüyor?

Uğur Dündar

ugur.dundar@ugurdundar.com.tr
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/ugur-dundar/salgini-yonetemeyen-iktidar-olum-sayilarinda-yalan-mi-soyluyor-6763675/ SÖZCÜ, 12 Kasım 2021

Salgını yönetemeyen iktidar,
ölüm sayılarında yalan mı söylüyor?

7 Kasım 2021 korona verileri aşağıda:

Günlük yeni yakalanan olgu/vaka sayısı 25.304, ölüm sayısı ise 200. Bunlar “resmi” veriler. Tarama amaçlı test yapılmadıkça; PCR testi, olguları % 100 yakalama yeteneğinde olsa bile (gerçekte % 50-70 arasında) yakalanabilenler buzdağının ucu olup, gerçeğin 1/10’una dek düşebilir. Ölümlerde ise, birçok etmene bağlı olarak gerçek veriler ortaya kon(a)mamakta, kamuoyuna açıklan(a)mamaktadır!..

Dünya genelinde toplam olgu sayısı, salgının 23. ayında 250,7 milyonu aşmıştır. Bunların 227 milyonu iyileşmiş, 5,07 milyonu ölmüştür. Halen etkin (aktif) durumda olan olgu sayısı 18,7 milyondur.

Olgu ölüm hızı dünyada % 2, Türkiye’de % 0,9’dur. Türkiye’de toplam olgu/vaka sayısı 8,231,679’a ulaşmıştır ve bu veri ile dünyada 6., Avrupa’da ise İngiltere ve Rusya’nın ardından 3. sıradayız.
★★★
Aktif hasta sayısı 450,548 olup, dünya toplamı 18,702,998’in % 2,4’üne karşılıktır. Keza, 07 Kasım 2021 günü için Dünya toplamı olan günlük yeni olgu sayısı 343,367 olup, Türkiye’de 25,304 yeni olgu kayda alınmıştır, % 7,4’e karşılıktır. Oysa Türkiye nüfusu Dünya toplamının % 1,1’idir.

Ölümler ise yine “resmi” rakamla 72,127’ye erişmiştir ve milyon nüfusta 843’e karşılıktır. Bu rakam dünya geneli için milyon nüfusta 650’dir. Türkiye’de ölümlerin dünya ortalamasının üstünde olduğu görülmektedir. Öte yandan, bir kez daha soralım; olgu ölüm hızı % 0,9 ile Dünya ortalamasının (% 2) yarısından azdır! Niçin? Hangi üstünlükle?..
★★★
Ülkemizde son 1 haftada toplam 198,691 yeni olgu tanı almıştır. Dünya toplamı son hafta için 3,025,610 olup, % 6,6’sına karşılıktır! Öte yandan Dünyada son 1 haftada olgu sayılarında önceki haftaya göre % 0,9 artış yaşanırken ölümler % 5 azalmıştır. Türkiye’de bu oranlar aynı sırayla +%10 ve +%1’dir; niçin ve nasıl? Gerek günlük, gerek haftalık gerekse aktif olgu sayılarında nüfusuna oranla dünya ortalamasının epey önünde olan ülkemizde, ölümlerde ise tersine bir “iyilik” (!) söz konusudur. Tanrı Türk’ü koruyor mu hâlâ?..

Ülkemizde olgu ölüm hızının Dünya ortalamasının yarısından da az olmasını açıklayabilecek hiçbir bilimsel veri yok! Bu hız eğer %0,9 yerine %2 olarak kabul edilecek olursa, 160,282 ölüme karşılıktır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), özellikle gelişmekte olan ülkelerde ölüm rakamlarını 3-3,5 ile çarpmayı önermektedir. Böyle yapıldığında Türkiye’de Kovit-19 ölümleri, ilk ölümün açıklandığı 17 Mart 2020’den bu yana 216,381 ile 252,445 arasında beklenir, resmen açıklanan ise salt 72,127!..

Tüm bulgular, ölüm verilerinde ciddi bir karartmaya gidildiğini kanıtlamaktadır.
En iyimser rakamla, dünya ortalaması olan %2 üzerinden 160,282 ölümün kayda alınmış olması gerekirdi. DSÖ’ne göre beklenebilecek üst sınır ise yukarıda da hesaplandığı gibi 252,445’tir!..
★★★

  • Çok dikkat çeken bir veri ise, kritik durumda olan olgu/ vaka/ hasta sayısının neredeyse 6 hafta boyunca 633 olarak sabit kalabilmesidir (!..)

Bu rakamın da (633) yukarıdaki derin tutarsızlıklar gibi, Epidemiyolojik olarak açıklanabilmesi olanağı yoktur! TV ekranlarında birçok kez uyarmamıza karşın bu veriye haftalarca dokunulmamıştır! 7 Kasım 2021 günü verisi, her nasılsa 1405 olarak duyurulmuştur. 633’ten çok kısa zamanda 1405’e çıkılmıştır! Son veriyle dünya toplamı 76.080 olup, Dünya nüfusunun % 1,1’ine sahip olmamız üzerinden oranlanırsa, kritik durumda 837 kovit-19 hastasına sahip olmamız beklenebilecek iken çok daha fazla, 1405 olguya sahibiz!

Neden birden bire art(ırıl)mıştır, geçmişte de uzuuuun haftalar boyunca gerçekte, sabit tutulan 633’ün çok üstünde değil miydi?..

Hatta Halk Sağlığı Genel Müdürüne What’sApp  ile sormamıza, yurttaş olarak bilgi edinme hakkı kapsamında yanıt istememize ve bu iletimizin okunmuş olmasına karşın!! En hafif terimi ile bu tutum özensizlik, ciddiyetsizlik ve halka saygısızlık olup, güven yitiği nedenidir. Oysa salgın yönetiminde halkın güvenini kazanmak, kamu yönetimi için en başat yükümdür…
★★★
2020’de nüfus artışı yalnızca 459 bin kişi oldu! Bu rakam 2019’da 1 milyon 151 bin idi. Nüfus artış hızı binde 13,9’dan binde 5,5’e düştü. 1927 ilk nüfus sayımından bu yana böylesine düşük bir nüfus artış hızı görülmedi! 2. Dünya Savaşında 1940-45 arasında bile binde 10,6 idi. Binde 8,4 düzeyinde anormal nüfus artış hızı azalması nasıl açıklanabilir? Bu çok belirgin (dramatik) azalmanın nedeni salt salgın nedeniyle doğumlardaki azalma mıdır? Ya da 2020’de gerçekleşen kovit ölümleri midir? 2019’da 1 milyon 187 bin olan bebek doğumu geçen yıl (2020) 1 milyon 113 binde kaldı. Doğum sayısında azalma yalnızca 74 bin. Eğer binde 13,9 nüfus artış hızı 2020’de de gerçekleşseydi nüfus, 83.155 m x 0,0139 = 1 milyon 156 bin artış ile 84 milyon 312 bin olacaktı…

Beklenen nüfus artışı, 2019 verisiyle sabit alınırsa, 1.156 milyon yerine yalnızca 459 bin olduğuna göre, aradaki fark 697 bin kişi olup, bu insanlar nerededir?

Bunun salt 74 bini doğum sayısındaki azalma kaynaklıdır. Geriye 623 bin kayıp kalıyor. 2020 içinde resmen açıklanan toplam kovit ölümü 20,881’dir. Geriye yaklaşık 602 bin kayıp, açıklanamayan nüfus yitiği var! Gerçekleşen nüfus artışı TÜİK açıklamasına göre 459 bindir, beklenen 1 milyon 156 bin nüfus artışının yanı sıra, olağan koşullarda çok yaklaşık 440 bin ölüm beklenirdi. Çünkü önceki yıl 2019’da 436 bin resmi ölüm kaydı vardı. Bu durumda, beklenen en az nüfus artışı 1 milyon 156 bin – (440 bin ölüm + 459 bin nüfus artış hızı) =

257 bin nüfus kayıptır!..

★★★
DİKKAT : Türkiye’de 2020 yılında fazladan 257 bin kayıt dışı ölüm olmuştur!..

  • Açıklanan 21 bin kovit ölümüne ek, 257 bin ölüm daha söz konusudur!..
  • AKP iktidarı bu muazzam ölüm sayısını saklamaktadır!..
  • Her ne ise 257 bin insanın ölüm verileri, nedenleriyle ortaya konmalıdır.

Kovit salgını yaşanırken, ölümlerdeki bu anormal ötesi fırlama başka hangi nedene bağlanabilir? Muhalefet partileri, mezarlık kayıtları ile bu acı tabloyu doğrulamalı ve iktidarın üstüne giderek ülke gündemi yapmalıdır.
★★★
Kovit salgının AKP iktidarınca yönetilememesi, olağanüstü kötü- yanlış yönetiminin isyan ettiren bedeli, salt 2020’de 21 bin resmi kovit ölümüne ek, ÇEYREK MİLYON CANIMIZDIR!..

  • Bu korkunç gerçek hiçbir biçimde göz ardı edilemez, muhalefet ve Türkiye ayağa kalkmalı, iktidardan hesabı sorulmalı ve istifaya zorlanmalıdır.
  • Çeyrek milyon masum insan, AKP’nin kutsal yaşam hakkını hiçe sayan akıl dışı, ilkel, insanlık dışı ve insanlığa karşı suç oluşturan sözde sağlık/salgın politikaları (!) yüzünden ölmüştür!

Hangi iktidar görevde kalabilir böylesine yüz kızartıcı ağır bir insanlık suçu ile?..”
★★★
Değerli okurlarım,

Buraya kadar okuduğunuz ürkütücü tespitler, pandeminin başlangıcından bu yana, topluma en doğru bilgileri vermek için çırpınan saygın bilim insanlarımızdan Prof. Dr. Ahmet Saltık‘a ait. Saltık Hoca, salgının iyi yönetilemediğini ve bunun kabul edilemez, sürdürülemez bir durum olduğunu iddia ediyor. Önlenebilecek çok sayıda ölümün bu nedenle yaşandığını öne sürüyor.

Ve sözlerini şöyle bitiriyor :

  • “Salt 2020’de, masum 250 bini aşkın insanımız, AKP politikaları yüzünden, yaşatılabilecek iken, hastalığa değil, KÖTÜ YÖNETİME kurban verilmiştir!..
  • Böyle giderse 2021 sonund2020’de saklanan 257 binin 2 katı ölüm, yani yarım milyon gizlenmiş olacak!..”
    =======================

 

TELE1 TV Programımız – 31 Ağustos 2021

Dostlar,

31 Ağustos 2021 Salı günü sabah saat 09:00’da TELE1 TV’de Sn. Zeynel Lüle’nin konuğu olacağız.. / OLDUK..

  • Türkiye’nin ve belli ölçülerde Dünyanın KOVİT-19 PANDEMİSİYLE KÜRESEL FLÖRTÜ sürüyor!ye..

4. Dalga’yı eylemli (fiili) olarak yaşamaktayız. Haziran boyunca uyarmıştık, tüm kısıtlar birden kalkarsa bu bir kumar olur, 4. Dalga kaçınılmaz olur ve sonbaharı da beklemez… diye.. Ne yazık ki yanılmadık. En son resmi veriler aşağıda :


1 Temmuz 2021’de 80 bin olan aktif hasta / vaka / olgu sayısı 480.958’e fırladı 2 ay içinde, 6 kat! Ülkemizde her 180 kişiden 1’i virüs taşıyıcısı “resmi” veri ile. Gerçekte daha çoğu. Risk çok büyük. Herkes üstüne düşeni özenle yerine getirmeli, aşıya zorlanmalı toplum, mutlaka!

1 Temmuz 2021’de 420 olan günlük ölüm sayısı 245’e fırladı 2 ay içinde, 6 kat!

4. dalgada 30 Ağustos akşamı 480 bini aşan aktif olgu sayısı, 3. Dalgadaki tepe değer olan 565 bine çok yaklaştı. Ama günlük yeni olgu sayısı artışı, havuzda biriken toplam aktif olgu / vaka sayısını açıklayamıyor :
Bu önemli ayrışma, Epidemiyolojik olarak ne anama geliyor? Görünen o ki, PCR(+) çıkanlar, her nedense “uzun / uzamış süre” havuzda kalmaktalar. Bu neden böyledir, ileri Epidemiyolojik irdeleme gerek. Bunun için de verilere erişim gerek. Sağlık Bakanlığı adeta damla damla veri paylaşıyor, yarattığı GÜVEN BUNALIMINA ek. Peki kendileri sorunu ayırt edip bu irdelemeleri yapıp kamuoyuna bilgi veriyor mu? Hayır. Ölenlerle ilgili salt “sayı” duyuruluyor. Başka hiçbir özellik bilmiyoruz. Arada aşılanan / aşılanmayan ayrımı hakkında kısa bir tümce oluyor.


Günlük ölüm sayısı 2. dalgayı yakalamış bulunuyor daha az olgu / vakaya karşın. Bu tablonun ayrıntılı Epidemiyolojik incelemesi ve açıklaması zorunlu. Son  haftada, önceki haftaya göre ülkemizde olgularda / vakalarda %4 azalma varken, ölümlerde % 22 artış söz konusu! Bu oranlar Dünya geneli için aynı sırayla -%2 ve -%2. Bakan Dr. Koca’nın yüzeysel açıklaması hem doğru değil hem de yetersiz :
– Artan ölümleri önceki vakalar yaratıyor.. Hayır, Sn. Bakan, öyle değil. En azından 3 soru yanıt bekliyor bu bağlamda :

1. Hastanede ortalama kalış süresi kaç gün son 1-2 ayda?
2. Erişkin yoğun bakım yatakları doluluğu neden %70’leri aştı bunca aşıya karşın?
3. Türkiye’de Delta Varyantı yok dendi, sonra gıdım gıdım açıklandı, son olarak %90’ların üzerinde dendi; neden bu mu? Ya da saptanamayan başka varyantlar?? Dizin analizi çok çok yetersiz.

Bakar mısınız şu tırmanış hızına?! Resmi veri ile 6,4milyona ulaştı! Dünyada 7. sıradayız, oysa nüfus büyüklüğünde 17. sıradayız.
218 milyon toplam olgudan bize, nüfusumuzla orantılı %1,1 pay düşmesi beklenebilir; 2,4 milyon… Ama biz 6,4 milyon olguya / vakaya sahibiz!? Öte yandan ölümler Dünya genelinde %2 iken, bizde her nasılsa %1! Verileri çok çelişkili.. 3 sorun beliriyor :

1. Bakanlık verilerle oynuyor, halka doğru bilgi vermiyor, salgını başarılı yönettiği algısını oluşturmak  üzere.
2. Gerçek veriler toplanamıyor eksik – yetersiz sürveyans, tarama amaçlı test yapılmaması, filyasyonun son derece yetersiz olması..
3. İlk 2’sinden daha acı ve ürkünç (elim ve vahim!) olmak üzere tabloyu Epidemiyolojik olarak okuyamıyor (Epidemiyolojik körlük!) ve / veya Bilim Kurulu uyarılarını es geçiyor..

40 katır mı, 40 satır mı??

Ölenlerin post-mortem (ölüm sonrası) ayrıntılı incelenmesi, bir tür Epidemiyolojik otopsisi yapılmalı. “Kovit ölümü” denip geçilemez, bu ilkelliktir, insan yaşamına bağışlanmaz saygı kusuru, İdare Hukuku terimi ile ağır hizmet kusuru olup, salgını sönümlendirmeyi neredeyse olanaksız kılabilir.
***
Salgın Dünyada da sorun ama bizde çok daha ağır sorun. Dünya ile karşılaştırıp yersiz iyimserlik ya da duruma gerekçe üretmek kabul edilemez!


Herkes net olarak görmelidir ki, salgın dünyada bitmemiştir, hızla sürmektedir! 18 ay biterken elde etkili sağaltım ilaçları yoktur. Monoklonal antikor kokteyli etkili ancak çok pahalıdır (1500+ $!).

Öte yandan son verilerle Dünya nüfusunun %39,3’ü en az tek doz aşı almıştır. Toplam 5,25 milyar doz Kovit-19 aşısı uygulanmıştır ve günde 40 milyona yakın insan aşılanmaktadır. Türkiye’de günlük 400 bin dozun altına düşülmemesi gerekir.

Ne var ki, düşük gelirli / gelişmekte olan / yoksul ülkelerde hiç olmazsa tek doz aşıya erişim oranı yalnızca %1,6’dır; utandırıcıdır! Bulaş zinciri kırılmadıkça yeni mutasyonlar zaman içinde kaçınılmazdır ve bunların bir bölümü de tehlikeli varyantların nedenidir.

Küresel ölçekte İŞBİRLİĞİ + EŞGÜDÜM + DAYANIŞMA kaçınılmazdır. 

Salgın bir yandan aşısız / yetersiz aşılılarda yoğunlaşırken, bir yandan da küresel kapitalizmin insanlığa dayatmasıdır.

Aylar öncesinde 2020 ortalarında, haydi 2. yarısında 2 haftalık eşzamanlı küresel kapanma uygulansa idi şimdi çok daha iyi durumda olurduk. Ama Türkiye dahil, kapitalizmin çarklarının dönmesine öncelik tanıdı; acaba kimler öldü? Yoksullar, emekçiler!

Toplumsal / Küresel bağışıklığın hızla, seferberlik bilinciyle %75’ler üzerine tüm dünyada dengeli olarak erişmek gerekiyor. Tersi durumda zaman aleyhimize işliyor, yeni mutasyonlar daha ağır hastalık tablosu, daha çok ölüm ve sekel ve daha çok aşıdan kaçma demek! Bu sorun demetiyle nasıl baş edilecek?

Hükümetler, neo-liberal kapitalizm, aşıyı reddeden veya kaçanlar ve de salgın bitti yanılsamasıyla korunma önlemlerini bırakanlar birlikte sorumlu.

  • Unutulmasın; hastalanma ve ölümlerin çoğu hala önlenebilir!
    ***
    Zaman ölçüsünde bu sorunları Sn. Zeynel Lüle ile 31 Ağustos 2021 Salı günü sabah saat 09:00’da TELE1’de konuşacağız.

Güncelleme : Ferhan Şensoy’un ölümü nedeniyle bu dosyayı tam sunamadık. Kalan sürede özetledik. ABD / Kalifornya’da aşısız bir öğretmenin okulda 26 kişiyi hasta ettiğini açıkladık. Bir de Ankara’da bir özel hastanede (adı bizde) aşı yapılmadan, aşıların çöpe sıkılmasıyla gerçek dışı aşı sertifikası verildiğini bize gelen bir what’s up iletisine dayanarak açıkladık. Sağlık Bakanlığı ve Savcılıkları göreve çağırarak, bilgi verenlere zarar gelmemesi güvencesiyle hastanenin adını…. vereceğimizi TELE1 ekranında dile getirdik.. Henüz “tık” yok!!??

İlgi ve bilginize sunarız.

Sevgi ve saygı ile. 31 Ağustos 2021

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimci (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net          profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik