Etiket arşivi: karantina merkezleri

KRT TV ve ARTI Programımız – 30 Nisan 2021

Dostlar,

30 Nisan 2021 Cuma günü KRT Televizyonunda Sn. Aslı KURTULUŞ MUTLU‘nu konuğu olduk (saat 13:15 – 13:35 arası 20 dakika)

“AKP usulü Kapanma” Salgın yönetimine ne katabilir, irdeledik.

Özellikle bu “yarı kapanma” nın beklenen yararı sağlayabilmesi için hızla alınması gereken önlemleri vurguladık. 17 günün yeterli olmayacağını,

  • Epidemiyolojik verilerin en az 4 haftalık bir kapanmayı zorunlu kıldığını vurguladık. 

Takvim günü ve kapanma süresi belirlemek yerine, Epidemiyolojik hedefler konması gerektiğini, kapanma süresinin o hedeflere erişilmesine göre ilan edilmesi gerekliliğini savunduk.

  • Gelişmiş Batı ülkelerinin 3-4 kez, 4 haftayı aşan sürelerle ve çok katı ölçütlerle kapandığını örnekledik.

Hele hele son haftada olgu sayılarında küresel ölçekte %3, ölüm sayısında ise %10 gibi çok ciddi artışlar gözlenirken!

Hasta havuzu büyük bir hızla boşaltılmakta! Havuzdaki 460 bin hastadan 68 bini daha iyileşti 30 Nisan günü!!?? Havuzun %15’i!

  • Bu, karantina süresinin Sağlık Bakanlığınca 7 güne indirildiği anlamına geliyor ki, hiçbir bilimsel temeli yok.. Çok tehlikeli bir uygulama. Verilerin iyileştiği görünümünü yapay olarak sağlama işgüzarlığı.. Çok yanlış..

Üstelik ülkemizde karantina merkezleri kurularak temaslılar buralarda toplumdan ayrılmış ve PCR testleri negatifleşince topluma iade edilmiş de değiller..

Başta İstanbul, büyük kentlerden Anadolu’ya “salgın göçü” nün beklenen tehlikelerine dikkat çektik ve hiç olmazsa 17 Mayıs’ta bu yarı kapanma sonlandırılacaksa, tersine bir göçün 2 hafta süre ile engellenmesi gerektiğini vurguladık. (Yaklaşık 20 dk.)

***
Akşam 18:00’de ise ARTI TV‘den Sn. Fatih Yapıcı bizi programına konuk aldı. Meslektaşımız Kardiyoloji uzmanı Sn. Prof. Dr. Bengi Başer ile salgının güncel boyutlarını konuştuk. Özellikle “alaturka kapanma” olgusunu, aşı kıtlığından aşı yoksunluğuna sürüklenişimizi..
43 kalem kapanma bağışıklığı (muaflığı) tanınan kesimleri.. Örn. inşaat sektörü ve işçileri.. Ardından 5 kalem daha bağışıklık..26.8 milyon toplam istihdamın %61’i kısıtlama dışı, çalışmayı sürdürecek emekçiler. %22’si bir ölçüde bağışık, kısmen çalışacaklar. Salt %17’si, yaklaşık 4,5 milyon emekçi çalışmayacak bu 17 günde..

Daha baştan, %95’lere erişmesi gereken kapanma oranı kabaca %50’lere, YARI KAPANMAYA indirgendi. Bir de milyonlarca insanın kapanma öncesi kentler arası göçü, yer değişimi.. Çok ağır faturası olabilecek ve öngörülerek engellenmesi gereken bir olaydı. Hiç olmazsa 17 Mayıs sonrasında bu kitlelerin 14 gün daha yerlerinde kalmaları, aynı kitlesel toplum hareketliliğinin mutlaka engellenmesi gerek.

Salgında “kapanma” uygulamasının ciddi ve ağır bedelleri olan bir uygulama olduğunu açıkladık. 3 ayaklı bir sehpa modeli aktardık. Sehpanın yüzeyinde kapanma oranı var.. %95’leri bulmalıydı ama %50’ler gibi görünüyor ne yazık ki..

Sacayaklarından biri kapanmada yaygın – hızlı AŞILAMA! Ama aşı yok!!?? 

İkinci ayak AKTİF SÜRVERYANS ile toplumda saklı – gizli olguları erken yakalayıp toplumdan ayırarak EVLERİNDE DEĞİL, karantina merkezlerinde yalıtmak.. (izole etmek)

3. adım ise kapsamlı SOSYAL DESTEK… Yoksula, işsize, kısa süreli çalıştırılana, ücretsiz izne ayrılana, küçük esnafa ve KOBİ’lere…

Sehpanın düzlemi darmadağın; kapanma yarım yamalak..
Her 3 bacak da kırık..
Eee, biz bu sözde kapanmadan ne yarar bekliyoruz??
Dileriz 17 Mayıs’ta düş kırıklığı yaşamayız ama Sağlık bakanı Dr. Koca’nın itirafı net :

  • “Artış hızında azalma” görerek bayram yapmak… (!!??)

Demek ki salgın eğrisi yükselmeyi sürdürecek ve eğri azalmış (!?) bir hızla yukarı tırmanırken biz 17 günü bitireceğiz ve hatta 3-4 gün öncesinde Bayram yapmaya başlayacağız!!??

Bu tablo tam bir akıl tutulması değil de nedir?
Bunca açık – belirgin hata ısrarla sürdürüldüğüne göre AKP’nin gerçek niyeti nedir?

Kendince salgını denetim altında tutarak ama
“UZATARAK kullanmak” ne hikmettir, hangi üst akıl ürünü – yönlendirmesidir; halkın yaşam hakkı ile kumar oynayarak??

Bilgi ve ilginize kaygı ile sunarız. (yaklaşık 45 dakika)

Sevgi ve saygı ile. 01 Mayıs 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

Covid-19: Bilgi, korunma ve pandemi mücadelesi


Prof. Dr. Recep Bingöl

Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı
Em. Öğretim Üyesi

 

Giriş                      :

Bilgi olmadan hiçbir sorun çözülemez. Başka bir deyimle yanlışı yanlışla asla çözemezsiniz.
Ayrıca bir konuda yeterli bilginiz varsa o konuyu yorumlayabilirsiniz ve başkalarına da anlayabileceği biçimde aktarabilirsiniz.

Covid-19 Nedir                  ?

RNA içeren kılıflı bir virüstür. Kısaca anlatırsak yapısında içte tek sıralı bir RNA molekülü, bunu çevreleyen dışta çift katkı fosfo-lipid yapısında bir kılıf (zarf) ve kılıf üzerinde yerleşmiş
viral RNA tarafından kodlanan çok sayıda protein çıkıntıları bulunmaktadır. Elektron mikroskop
görünümü taç (Corona: taç) biçimindedir. Büyüklüğü 70-90 nm (nanometre) kadardır. Nanometre, milimetrenin milyonda biri kadar bir büyüklüktür. Bu asla unutulmamalıdır.

Bulaşma  : Covid-19 solunum yoluyla doğrudan veya havada, özellikle kapalı mekanlarda bulunan damlacık partiküllerinin (AS: parçacıklarının) solunmasıyla dolaylı bulaşır. Kaynak, hastalık belirtisi gösteren (semptomatik) veya göstermeyen (asemptomatik) insandır. Damlacık parçacıkları kaynak organizmadan solunumla çıkan ve akciğerlerin salgısı ile kaplanmış, içlerinde bir veya birkaç virüs parçacığı içeren baloncuklardır. Bu baloncukların boyutlarının da nanometre, olasılıkla 100 – 120 nm düzeyinde oldukları unutulmamalı.

Korunma     : Etkinlikleri farklı da olsa birbirini tamamlayan korunma önlemlerini birkaç başlıkta tanımlamak olanaklıdır.

a) Genel ilkeler : Günümüzde Covid-19 için kaynak, virüsü taşıyan insan organizmasıdır.
Bulaşma da en etkin yol solunumdur, yani hava ile bulaşır. Virüs solunumla alınınca doğrudan kanı temizlemekle görevli oksijen / karbon dioksit (O2/C2O) değişimi yapan, akciğerlerin “alveol” denen bölge hücrelerine dek gider ve yüzeylerindeki özgün algaçlara (reseptör) bağlanır. Hücre içine, taşıdıkları proteinler aracılığı ile veya hücreyle aktif işbirliği ile girerek ( reseptöre bağlı endositoz) çoğalırlar.

b) Pandemi: Salgın yapan bir hastalık etmeninin (protozoa, mantar, bakteri veya virüs gibi)
uluslararası veya kıtalar arası yayılmasıdır. Bilindiği üzere Covid-19 ülkemizde yaklaşık bir yıl önce (AS: 11 Mart 2020, ilk olgunun resmi bildirimi) birkaç vaka olarak belirlenmiş, kısa sürede yayılarak günümüzde günde 4.7 milyondan çok test sonucu pozitif “resmi” vaka sayısına ulaşmıştır.

Soru  : Neden bu virüs yüksek oranda kişiden kişiye bulamaktadır?

Yanıt  : Çünkü virüsün yüzeyinde bulunan proteinleri, şu an için hiçbir kişinin “bağışıklık sistemi” daha önce karşılaşmadıkları için yabancı olarak tanımamaktadır. Enfeksiyon geçirenler veya aşılanan kişilerde durum farklıdır.

c) Kişisel korunma   : Maske, Mesafe, Hijyen salgınlara karşı korunmada genel kurallardır. Bunlara bilgi de eklenmelidir:

Maske her koşulda korumaz ancak virüsü taşıyan kişiden, virüsün ortama yayılmasını
büyük oranda önler.
Mesafe ayarlaması, kapalı ortamlarda damlacıklarla bulaşmayı engellemez. Kapalı
ortamlarda maske takılması ve dikkat edilmesi önemlidir!
Hijyen denince de temizlik, sık sık el yıkama ve özellikle kapalı ortamlardaki havanın sık
sık dezenfekte edilmesi, (AS: etkili havalandırma) anlaşılmalıdır.

Öneri   : Denetiminiz altında bulunmayan kişiler, yakınınız bile olsa olası Covid-19 taşıyabileceği düşünülüp araya mesafe (AS: korunma uzaklığı) konmalı, kapalı alanlardan olanak olduğunca uzak durulmalı; zorunlu durumlarda örneğin marketlere girişte, maske takıp sakince, tercihen burun yoluyla nefes alarak hızlıca işinizi bitirip çıkmalısınız.

d) Toplumsal korunma               :
Covid 19 Pandemisi şu an ülkemizin en önemli sağlık sorunudur. Pandemilerle savaşım Halk Sağlığı Uzmanları ve Epidemiyologların bilgi alanına girer. Emekli bir Tıbbi Mikrobiyolog olarak konu ile ilgili doğruları ve yapılan yanlışları maddeler şeklinde özetle aşağıda belirtmek istiyorum.

Bilimsel kurullar: Öncelikle her ilde Halk Sağlığı, Enfeksiyon Hastalıkları, Tıbbi İstatistik
uzmanları, Epidemiyolog ve Tıbbi Mikrobiyologlardan oluşan bilimsel bir kurul oluşturulmalıdır. Bu kurullar bulundukları illerde Sağlık Müdürlükleri ile eşgüdümlü çalışmalı, salgının özelliğine göre bilimsel verileri tartışıp gerekli kararları almalıdır.

Üst Bilimsel Kurul : Vakaların yoğun olduğu İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kayseri, Adana vb. illerin tıp fakültelerinin salgınla ilgili yukarda belirtilen Anabilim Dallarının yetkili kurullarınca belirlenen akademisyenlerden oluşan bir üst kurul oluşturulmalı. Üst kurul, Sağlık Bakanlığı ve İl Bilimsel Kurulları ile eşgüdümlü çalışmalıdır. Kişileri veya toplumu ilgilendiren bilgi ve kuralların öğrenilmesi bu kurulca değişik araçlarla (medya, bilbordlar vb.) paylaşılmalıdır. Böylece hem bilgi kirliliği ile halkın kafa karışıklığı önlenir hem de bireylerin kendilerini denetlemeleri sağlanabilir.

Sahra hastaneleri ve karantina merkezleri: Kanımca her il, ilçe ve vaka sayısı yüksek mahallelerde birbirini tamamlayan bölümler şeklinde kurulmalıdır. Bu uygulama ile hem hasta yükü zaten yüksek ve farklı birçok önemli sağlık sorunları olan hastalara hizmet veren  hastaneler ve özellikle sağlık çalışanları salgına karşı korunur hem de test sonuçları pozitif çıkan, belirti (semptom) gösteren kişilerin sağaltımı (tedavisi) hastanede yapılır. Belirti göstermeyenleri ise karantina yerlerinde denetim altına alarak salgınını etkin biçimde denetlemek olanaklı olabilir. Bu birimlerin gerekli araç-gereçle donatımı ve buralarda deneyimli sağlık emekçilerinin görevlendirilmesi, salgının gidişine göre artırılır veya azaltılabilir.

Testlerin uygulanması : Yeni vakaların, virüsü alan veya bulaştıran kişilerin belirlenmesi için (filyasyon) bilim kurullarının uyguladığı yöntemler, grafikler ve istatistiksel veriler doğrultusunda yapılır. Aynı biçimde, karantina merkezine alınan kişilerde negatifliği belirlemek için de kullanılır.

Çevresel Düzenlemeler : Covid-19 pandemisinin tam denetimi ülkemiz için zaman alacağından, bu konuda alınacak önlemleri 3 alt başlıkta toplamak olanaklı :

1) Köylerin giriş çıkışını denetim altına alabilecek düzenlemelerin yapılması.
2) İl ve ilçelerde, mahalleler arasında yeşil kuşakların oluşturulması ve buralarda değişik cinste (kedi, köpek, tavşan, sincap vb.) evcil hayvan popülasyonunun artırılması. Amaç, pandemi yapan virüse, insan hücrelerine seçenek canlı hücre popülasyonları sunmaktır.
3) Nüfus yoğunluğu yüksek illerde (Ankara, İstanbul, İzmir vb.) insanlar, nüfusun seyreltilmesi amacıyla altyapısı hazırlanarak –pandemi denetim altına alınana dek– nüfus yoğunluğu olmayan sakin, doğa koşulları çekici yerleşim yerlerine gitmeleri özendirilmeli veya teşvik edilmelidir.

Örnek: En az vaka sayısı şu an için Şırnak ilimizdir. Bunun nedeni nüfus yoğunluğu düşüklüğü, sahra hastanesi ve karantina merkezlerinin oluşturulması ve uygulanan test sayısının artırılmasıdır.

e) Aşılama  : Salgınların önlenmesinde toplumu oluşturan bireylerin etkin bir aşı ile
bağışıklanmaları en önemli denetim yöntemlerden biridir. Çiçek hastalığı, etkin canlı aşı uygulanarak tümüyle önlenmiştir. Kızamık, kabakulak, çocuk felci, su çiçeği ve hepatit vakalarında da aynı biçimde etkin aşı uygulaması ile birçok toplumda hastalıklar denetim altına alınabilmiştir.
Covid-19 ve öbür viral salgınlar arasında bilinmesi gereken önemli farklar vardır:

* Birincisi yukarda belirtilen salgınların etkenleri tek tip virüslerdir ve ikinci bir serotipleri yoktur. Örneğin kızamık veya kabakulak virüsü. Oysa koronaviruslar çok tiplidir. Bu nedenle, Covid-19’da sürekli mutant virüsle karşılaşılmaktadır.

İkincisi; yine yukarda belirtilen viral etkenler solunumla insan organizmasına alınmalarını izleyerek boğazda, bronşlarda veya akciğerlerin herhangi bir bölgesindeki hücrelerde ilk çoğalmalarını yapıp dolaşıma geçerler. Ateş yükselmesi ile kendini gösteren bu aşama 1. viremi olarak tanımlanır. Virüs daha sonra dolaşımla hedef organ hücrelerine yerleşir. Örneğin kızamıkta damar iç duvarı (endotel) hücreleri, kabakulakta parotis bezi hücreleri gibi. Virüsün hedef organ hücrelerinde yoğun çoğalması ve yeniden dolaşıma geçip tüm bedene yayılması daha yüksek bir “ateş”le belirgindir. Bu aşama da 2. viremi olarak tanımlanır.

* Üçüncü önemli fark; Covid-19 virüsü solunumla alınınca doğrudan akciğerlerin yaşamsal bölgesi alveol hücrelerine yerleşmektedir. Ateş yükselmesi ile kendini gösteren viremi aşamaları bildiğim ölçüde bulunmamaktadır. Böylece bedenin savunma düzeneklerinden
(mekanizmalarından) kaçmaktadır.

* Dördüncü önemli fark; Covid-19 dışındaki viral hastalıklarda etken olan virüsün tek tip olmaları, viremi aşamalarının bulunması ve virüsün dolaşımla tüm organizmaya yayılmaları kalıcı bağışıklık oluşturmaktadır. Covid-19, belirtildiği gibi farklıdır, dolayısıyla enfeksiyon sonrası maalesef kalıcı bağışıklık olmamaktadır.

f) Öğrencilere Öneriler     :
Pandemi ile mücadelede (AS: savaşımda) toplumu oluşturan bireylerin bilgilendirilmesi çok önemlidir. Ancak belirli yaş üzeri kişiler konunun ciddiyetini çoğu kez anlamıyorlar veya anlamak istemiyorlar. Bu nedenle, 12 – 18 yaş dilimi gençler bilgilendirilip salgını önlemede etkin olarak kullanmalı. İki nedenle:

Birincisi gençler verilen bilgiyi daha kolay anlarlar, hızlı yorumlayıp gerekeni doğru yaparlar. Ayrıca kendi aralarında hızlı haberleşerek daha akılcı çözüm yöntemlerinin oluşmasına katkı sağlayabilirler.
İkincisi vücut dirençleri yüksek olduğundan çoğu, hastalığı belirtisiz (asemptomatik) geçirir, dolayısıyla virüsün yayılmasında önemli rol oynarlar.

Unutulmamalı ki; pandemi sırasında bir kişi en az 10-15 kişiye, bunların her biri de aynı sayıda kişiye virüsü bulaştırıyor ve böylece salgın hızla yayılıyor. Mücadelede bunun tersi yapılmalı. 10-15 kişi kendini korursa her biri de aynı sayıda kişiyi korumuş olur. Keza ailelerini koruyup bilinçlendirirlerse salgının önlenmesine büyük katkı sağlarlar.

g) Okullarda korunma : Pandemide koşulları uygun duruma getirip eğitim öğretimin sürmesinin sağlanması önemli. Bu konuda alınacak önlemleri özet olarak iki başlıkta toplamak olanaklıdır:
* Birincisi öğretmenlerin ve okul çalışanlarının aşılanmaları,
* İkincisi okul içinde derslik, yemekhane, kantin ve koridorlar gibi kapalı yerlerin belirli aralıklarla sürekli dezenfekte edilmesi.

Öneri : Öğrenciler gelmeden, yani dersler başlamadan önce belirtilen kapalı mekânlara sprey
dezenfektan uygulanmalıdır. Dersler başladıktan sonra öğrenciler araya çıkmadan 5-10 dakika önce bir görevli dersliklerin açıldığı koridorlara ve merdiven boşluklarına baş hizasında olacak biçimde dezenfektan sprey uygulamalı. Öğrencilerin derslikleri terk etmelerini izleyerek, aynı işlem dersliklerde de yapılmalı. Araya (teneffüse) çıkılırken koridor ve merdiven boşluklarında birikim olmayacak biçimde  sınıfların aşamalı boşaltılması sağlanabilir ve öğrencilere, açık alana çıkana dek yüksek sesle konuşmamaları uyarısı ile olası damlacık birikiminin en az düzeye ineceği belirtilebilir.