Etiket arşivi: Kara – kirli para aklama

NET HATA NOKSAN – HAYALET PARA


NET HATA NOKSAN – HAYALET PARA

PORTRESİ

 

Av. A. Erdem Akyüz
erdemak@gmail.com
H
ukukun Egemenliği Derneği Genel Başkanı

 

Net hata noksan” yani İngilizce adı ile “Net errors and omissions

Ne İngilizcesi, ne Türkçe’si bize bir şey ifade etmiyor.

Bana göre; hukukta, ekonomide, siyasette ve kamu yönetiminde mahsus böyle yapıyorlar ki kimse bir şey anlamadan yutturup gitsinler diye.

Ve öyle de oluyor.

Netice ve özet olarak, net hata noksan “nereden gelip, nereye gittiği belli olmayan” para imiş.

Millet “kara para” diyor da, bana göre “hayalet para”.

ŞÖYLE DÜŞÜNELİM:

Her bireyin ve her ailenin bir gelir gider hesabı vardır. Ay sonunda oturulur ve hesap yapılır. Aile bireylerinin gelirleri alt alta yazılır toplanır. Sonra giderler düşünülür, alt alta yazarak toplanır. Böylece o ay içinde, insanların ne kadar para kazandığı ve ne kadar harcadığı görülür.

Bu hesap genellikle “-” eksi bakiye (AS: artık) verir.

İnsanlar borca girmiştir. Kredi kartlarıyla harcamalar yapılmıştır ama ödenmemiştir.
Yapılması gereken bir sürü iş, alınması gereken bir sürü şey vardır ama alınamamıştır.

Biraz tartışma ile aile bireyleri suratları asık bir şekilde yatmaya giderler.

Pek az olarak da, bazı aylarda, gelir; giderden fazla gözükür. Yani ellerinde para olacaktır ama bu para bulunamaz. Hatırlanmayan yerlere harcanmıştır. Aile bireyleri gene biraz tartışırlar, sonra unuturlar.

Pek ender olarak da, artan para ortadadır. Yani keyifleri yerindedir ama bu paranın harcanacağı kırk türlü yer bulunur. Hesap gene tutmaz.

Devletin hesabı da böyledir.

Şu farkla ki; devletin hesabı senelerden beri, nereden geldiği, ne olduğu bilinmeyen miktarda fazla vermektedir. Hem de öyle, üç beş kuruş değil; milyar dolarlar.

Üç, dört seneden beri artarak yükseliş gösteren bu giriş, şimdiye dek Türkiye Cumhuriyetinde görülmeyen bir düzeye yani “rekor’a” yükselmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) 2015 yılı Temmuz ayına ilişkin ödemeler dengesini açıkladı. Yılın ilk altı ayında Türkiye’ye 9 milyar dolar kaynağı belli olmayan nakit girişi (Net hata noksan!) olmuş.

Böyle hataya can kurban” diyeceksiniz ama durum öyle değil.

BİR BAŞKA HESAP

Deminki aile hesabına dönelim ve biraz değişik bir gözle bakalım:

Ay sonunda aile bireyleri oturur, gelir gider hesaplarını yaparlar. Bakarlar ki, büyük harcamalar yapılmıştır. Gene de ortada fazladan para vardır. Gelirleri bu kadar değildir. Gelirlerinden fazla para harcamışlardır. Gene de ellerinde çok fazla para vardır. Ekonomik deyimi ile ortada tam bir “Net hata noksan” söz konusudur. Bu para nereden geldi diye birbirlerinin yüzlerine bakarlar. Koca, biraz sıkılarak, biraz da övünerek “Geçen ay büyük bir ihale yapmıştık, ihaleyi alan firma ‘şey yaptı’ da” der. Paranın kaynağı bulunmuş, insanlar rahatlamıştır. Şimdi bu parayla gidilecek yerler, alınacak yerler düşünülür.

Bir ay sonra yeniden hesaba oturulur. Gene fazla para çıkmıştır. Herkes döner ve aile reisi kocaya bakar. Baba bu defa, ellerini çaresiz bir şekilde açar. Birbirlerine bakarlar.
Anne biraz utangaç, sıkılarak söz alır : “Geçen ay biriyle tanıştık ‘şey oldu’ da” der.

SÖZÜM MECLİSTEN DIŞARI…

İşte net para girişi, böyle bir net noksan neticesi oluşur.

İşin şaşılacak bir başka yönü de; bu net hataya neden olanların halen görevde ve
başta olmalarıdır.

Net hata noksan hesabının “pozitif” olması, ülkeye hangi kalemler aracılığı ile ne olduğu bilinmeyen bir döviz girişini gösterir.

Net hata noksan kaleminin “negatif” olması ise hangi kalemler ile ve ne olduğu bilinmeyen
bir döviz çıkışını gösterir.

Bu “net girişin” bir de “net çıkışı” olacaktır. Çünkü para babaları; satın aldıkları yerde,
bütün değerleri tükettikleri ve ortada satın alacak bir şey kalmayınca bavullarını toplar giderler.

Bir gün, bir sabah, kalkmışsınız bakmışsınız ki ortada yalnızca “şey” kalmış.

===============================

Teşekkürler dostumuz Sayın Av. Erdem Akyüz’e…

Bir iktisatçı yetkinliğiyle, bizlere kumarhane kapitalizminin yüz kızartıcı sefilliklerinden
birini açıklamış..

AKP iktidarı geçtiğimiz aylarda, yurt dışından getirilecek dövizde sınırı kaldırdığı gibi,
kaynağının sorulmasına da son verdi.. Kara – kirli para aklamaya kapıları açtı!

Böylece, nasıl kazanıldığı belirsiz her türlü kara paranın ülkeye girişi serbest oldu..
Mafyasından gladyosuna, PKK‘sından yabancı istihbarat örgütlerine, vergi kaçakçısından uyuşturucu tecimenine (tacirine)…. dek her-kes bavulunu doldurup bu ülkeye sokabilir ve
yasal – yasadışı etkinliklerinde kullanabilir..

MASAK, Hazine, TCMB, SPK … seyreder..

Sonra da “PKK bu paraları nereden buluyor?” diye saf saf sorarsınız.

AKP neden böylesine karanlık bir yolu seçti?

Çünü cari açık sürdürülemiyor!..
Döviz açığı  muazzam ve kapatılamıyor..
Kamu – özel dış borçları, dış ticaret açığı döviz açığı (cari açık) doğuruyor ve ;
rakam 50 (elli) milyar dolara koşuyor..
Hele yükselen kurlarla çevrilebilir olmaktan çok uzak

İşte ekonomide zaaf ardından böylesine yaşamsal ödünleri getirir..
Cari açık salt ekonomik bir makro büyüklük değildir;
aynı zamanda küresel sermayenin politik kaldıracıdır (manivelasıdır)..

Türkiye üretmeli, yerli malı kullanmalı, tasarruf etmeli ve ayağını yorganına göre uzatmalıdır. Borç alan emir alır, asla akıldan çıkarılmamalıdır.
İşte AKP’nin durumu : 13 yılda toplam borcu 221 milyar Dolardan 3 katına çıkarırsanız, ipleriniz tümüyle Batı’ılı bankerlerin ellerine geçer ve ululsal politikalar güdemezsiniz.
Emperyalizmin oyuncağı olur, ülkeniz ihanet edersiniz; ne var ne yok peş keş çeker –
talan edersiniz; adına “özelleştirme” diyerek kendinizi ve halkı kandırmaya çalışarak..
Tefeci fiyatına el koyar alacaklılar ülkenin en stratejik kurumlarına bile..
Sonra sizi saraylarınızda bile 24 saat izler ve dinlerler..
Şantaj yaparlar, bütünüyle avuçlarının içine alırlar..

Size acımıyoruz da olan Ülkeye olur..
Ama sonunda bedelini mutlaka ama mutlaka siz de ödersiniz..
Ya ülkenizin halkı uyanıp sizi alaşağı eder, hesap sorar ya da emperyalizm kullanır kullanır, sümüklü mendil gibi çöpe atar..

Bir kez daha bizden uyarması..

Sevgi ve saygı ile.
22 Eylül 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com