Etiket arşivi: Kamu-Özel Ortaklığı… Yasası ve Getirip-Götürdükleri

Başkan girmeyen eve doktor girer!

Aman diim ha…
Başkan girmeyen eve doktor girer!

portresi_Yimaz_Ozdil_yazdi

Yılmaz ÖZDİL, 09.01.2016, SÖZCÜ

Meclis’in çoğunluğu saçma sapan tiplerden oluşuyor ama, varlığıyla onur duyduğumuz milletvekilleri de var. Dr. Ceyhun İrgil mesela… Bursa milletvekili. Hekim.
Çıktı meclis kürsüsüne “yeni anayasa” tartışmalarıyla resmen uyutulan, gerçekleri görmemesi için adeta uyuşturulan milletimize hitaben, tek tek anlattı.

  • “Devlet hastanelerindeki ölüm oranı %40 arttı. Devlet hastanelerinde 2010’da 83 bin kişi yaşamını kaybederken, 2014’te 114 bin kişi yaşamını yitirdi. Çünkü… Durumu kritik hastaların çoğuna özel hastanelerde bakılmıyor, zordaki hastalar Özel’den devlete sevkediliyor, ;
    devlet hastanelerinde yeterli bakım sağlanamıyor, bu ağır istatistikler oluşuyor.”
    *
    “Hekime başvuru rakamlarına bakalım… AKP iktidara geldiğinde 2002’de 209 milyon insan hastaneye gitti. 2014’te bu rakam 644 milyon oldu! Ülke nüfusunun neredeyse dokuz katı.”
    *
    “2002’de 769 milyon kutu ilaç satıldı. 2014’te 1 milyar 970 milyon kutu ilaç satıldı.”
    *
    “Acil servise başvuran vatandaş sayısı kaç biliyor musunuz? 100 milyon! Ülkenin nüfusu 78 milyon… Dünya rekorudur bu. Dünyada nüfusundan daha çok acile başvuran tek ülke, biziz.”
    *
    “Çünkü… Acil servise gidince fark ödemiyorsun. İnsanlarımız iki – üç lira farkı bile ödeyemeyecek durumda olduğu için, acil servislere yığılıyor. Kadının çocuğu ateşleniyor,
    farkı ödeyebilecek durumda olmadığı için mecburen akşamı bekliyor, acil servise götürüyor.”
    *
    “2002’de bu ülkede 2 milyon kişi ameliyat olmuştu. 2014’te kaç kişi ameliyat olmuş? 14 milyon! Bunun nedeni ne? Halka hizmet mi? Hayır. Bunun adı, performans… Hükümet, performans
    adı altında, doktorlara hastanelere ameliyat karşılığı para ödüyor, bu yüzden habire ameliyata yükleniliyor.”
    *
    Bıçak parası kaldırıldı deniyor. Halbuki, bıçak parası resmileştirildi. Özel hastanelere giden vatandaşlar %200 fark ödüyor. (AS: 2008’de % 20 ile başlanmıştı..) Bu farkın adı ne Allah aşkına? Bıçak parası işte o… Açıktan alınan bıçak parası, resmi bıçak parası haline geldi.“
    *
    “Bu performans sistemi nedeniyle, bu gidişle, memlekette neşter değmeyen insan kalmayacak!”
    *
    “Milleti kandırmayalım. Madem sağlık sisteminde her şey yolunda… O halde neden insanlarımız hastanede yer bulabilmek için, ameliyat olabilmek için habire bizi,
    milletvekillerini arıyor?”
    *
    “AKP yalnızca parası olanların sağlıklı hizmet alabildiği bir sistem yarattı. Katkı payı,
    katılım payı, reçete parası gibi çeşitli yollarla fark ücreti alarak, hasta vatandaşları
    müşteri konumuna getirdi.” (AS: AKP’nin ilk Sağlık Bakanı R. Akdağ bunu açık açık söylemişti; Milliyet, 26 Temmuz 2003)
    *
    “Piyasacı sağlık hizmetiyle anne ve bebek ölüm hızları arttı. Anne ve bebek ölümlerini bile küçük göstermeye çalışıyorlar, TÜİK rakamlarını bile küçük göstermeye çalışıyorlar.”
    *
    “Şimdi ne yapıyorlar? Şehir hastaneleri yapıyorlar. Şehir hastaneleri, özelleştirmenin
    Truva atıdır. Adama arsayı buluyorlar, adam o arsaya bina yapıyor, o binayı o adama
    49 yıllığına kiralıyorlar, %70 doluluk güvencesi veriyorlar, doktoru hemşireyi Devlet veriyor, doktorun hemşirenin maaşını Devlet veriyor, hastanenin gelirini o adam alıyor;
    binadaki kafeterya, kuaför gibi işletmeler bile o adama ait oluyor.
    Böyle bir şey dünyada nerede var?”
    *
    “Şehir hastaneleri, kamu-özel ortaklığı kisvesi altında, kamu adını kullanarak,
    küresel sermayeye kaynak yaratıyor. Halkın sağlığı, yandaş işadamlarına pazarlanıyor.”
    *
    “Sağlık çalışanlarının özlük hakları verilmiyor. Fazla mesaiye zorlanıyor.
    İtiraz edenler sürülüyor, taciz ediliyor.”
    *
    “Altı bin doktor istifa etti. Şu anda devlet hastanelerinde kritik ameliyatları yapacak adam yok. Bursa Devlet Hastanesi’nde mesela, neredeyse beyin ameliyatı yapılmıyor, tümör ameliyatı yapılmıyor.”
    *
    “Sağlık personeli mutsuz, bıkkın… Nasıl sağlık hizmeti verecekler?”
    *
    “Her dört sağlık çalışanından biri taşeron… Taşeron kafayla sağlık hizmeti olur mu?”
    (AS: “Taşeron” değil “Taşeron elemanı” demek gerekiyor.. Taşeron altişverendir,
    çalışan değildir.. İnsan çalıştırır.. Çalışanlar taşeron değil, taşeron elemanı olabilirler..)
    *
    “Eğer sağlığı bu taşeron kafayla yürütmeye devam ederseniz, bunun acı sonuçlarını gün gelir, herkes sevdikleriyle öder. Sağlık denilen kavram, ne ekonomiye benzer, ne siyasete benzer. Unutulmasın… Dünyada sağlıktan, hastalıktan daha demokratik bir şey yoktur.
    Bu meclis bile hastalıktan daha demokratik değildir.”
    *
    (Nedir bu hastalık-demokrasi ilişkisi diye merak ettim. Biraz daha açması için değerli vekil Ceyhun İrgil’i aradım. İzah etti.)“Dünyada en demokratik kavram, hastalıktır. Etnik köken, mezhep, cinsiyet, zengin-fakir ayırmaz, herkese eşit davranır, kimseye ayrıcalık tanımaz. AKP’linin prostatı da aynıdır, CHP’linin prostatı da… MHP’linin diabeti de aynıdır, HDP’linin diabeti de… Bu nedenle, sağlığın siyaseti olmaz. Asla olmamalı. İngiltere kraliçesine hangi ilacı veriyorsan,
    aynı hastalıktan muzdarip Fatma teyzeye de aynı ilacı verirsin. Sağlık hizmetinde lüks olmaz. İnsanlarımız parası olsa da olmasa da ilacını alabilmeli, hekimine ulaşabilmeli.
    İnsan için daima en iyisi olmalı. Eğer sağlığı bu kafayla yürütmeye devam edersek,
    bunun acı sonuçlarını gün gelir, herkes sevdikleriyle öder.”
    *
    Benim anladığım şu :

Asrın liderimizi Başbakan seçtik, Cumhurbaşkanı seçtik, sonuçta turp gibiyiz maşallah…
Yılda  644 milyon kez doktora gidip, 100 milyon kez acil servise yatıp, 14 milyon kez
ameliyat olup, 2 milyar kutu ilaç içiyoruz, sağlık sıhhat afiyetteyiz.

Üstüne başkan seçelim.. Yanaklarımıza renk gelsin.. Ay parçası olalım!

=======================================

Dostlar,

Usta gazeteci, araştırmacı yazar, yurtsever insanımız Sayın Özdil dün de SÖZCÜ‘deki köşesinde son derece başarılı yukarıdaki yazıyı yayımladı. Kendisine teşekkür borçluyuz. Konuşmasını alıntıladığı meslektaşımız Dr. Ceyhun İrgil ve bizim gibi Halk Sağlığı öğretim üyesi olan
hekim eşlerii yakın dostlarımızdır. Dr. İrgil’e bu çok öneml – sağır uyandıracak uyarısı için sağolsun diyoruz..

Umarız AKP’li yetkililer de duyar.. Dünya Bankası – IMF güdümünde sürdürülen
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM saçmalığının daha fazla daytılmasının olanaksılığını
ya da olağansütü yüksek – sürdürülemez faturasını
algılayabilirler..

Hastalar_musteri_olacak_Recep_Akdag

Yıllardır bu sitede yazıyoruz, konferanslarda, derslerde anlatıyoruz..
17 Ocak 2016 Pazar günü Ulusal Kanal’da Alternatif Programında Sayın Sebahattin Önkibar’ın konuğu olacağız (Sabah saat 11:00’e doğru).. Sağlık sisteminde neler yaşandığını, talanı, rantı.. bir kez daha anlatmaya çabalayacağız..

AKP iktidarını bir kez daha, iyice geç olmadan, bu dış güdümlü ve ancak dayatanlara
yararı olacak, ülkemiz – halkımız için ise yıkımdan başka sonuç vermeyen SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM politikasına son vermeye çağırıyoruz..

Sevgi ve saygı ile.
10 Ocak 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

 

 

Sağlıkta Kamu-Özel Ortaklığı Yasası ve Getirip-Götürdükleri


Dostlar
,

Türkiye bindirilmiş bir kıyamate, sürükleniyor bilinmez (meçhul) bir alamete.. (fırtınaya!)

Bu karmaşa ortamında, 2 hafta önce son derece kritik bir yasa daha TBMM’den AKP’lilerin oylarıyla geçirildi. Önceki gün, bir bayan AKP’li vekilin belirttiği gibi
(Samsun, adını vermeyelim..) “anlamadan elimi kaldırıp indiriyorum..” itirafı bağlamında bu YIKIM YASASI da yüce Mecli’imizden geçti, geçirildi.

AKP’li vekillerin % 90’ının bu yasanın neler götüreceğini (getirecekleri de var mı??)
“kabul oyu” vercek düzeyde anladıklarından ciddi olarak kuşkuluyuz.

Peki bu demokrasi mi?
Yüce Meclis işlevini mi yerine getiriyor, saygınlığı mı tükeniyor?

Ya Cumhurbaşkanlığı makamı?? Orası da bu “telaşeci başı” nın yangından
mal kaçırma serüvenine gözü kapalı katılmayı sürdürecek mi?

Nereye dek??

Ülke gümbür gümbür başımıza çöktüğünde elimizde bir seçenek kalacak mı?

Bu konuda sitemizde daha önce de birkaç yazıya yer verdik. (http://ahmetsaltik.net/saglik-el-yakiyor/, 26.2.13; http://ahmetsaltik.net/sehir-hastaneleri-icin-yargi-engelini-asma-yasasi-cikariliyor/, 22.2.13)

Türk Tabipleri Birliği elinden geleni yaptı. 21 Şubat 2013 günü TBMM önünde basın açıklaması yapıldı, yasa tasarısının olağanüstü büyük sakıncaları ve getireceği yıkım, uzman görüşleri bağlamında açıklandı.. TBMM’ye çağrı yapıldı. Örneğin TTB’den bir brifing alınmasını önerdik biz..

TTB Genel başkanı, -Hacettepe Tıp’tan sınıf arkadaşımız- Prof. Dr. Özdemir Aktan imzasıyla tüm vekillere bir mektup yazıldı.. (http://ahmetsaltik.net/12369/, 21.2.13)

Kayalara çarpıp dönüyor..

  • Peki; AKP kimi dinliyor ?

Yanıt : AKP yalnızca DB (Dünya Bankası) ve IMF’yi dinliyor.
Onlar da ABD-AB’nin, küresel sermayenin sözcüleri..
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM dedikleri bu..
Kökü dışarıda bu politikaların tümü.

Bu yasa ile Sağlık Bakanlığı adeta tasfiye ediliyor.
Ne hizmet, ne tesis ne de çalışan.. Denetim de göstermelik.. hatta o da özel..
Hepsi sermayeye devredilecek hem de milyarlarca TL rantla..
ABD’den daha yabanıl (vahşi) bir sağlık sistemi ülkemizi bekliyor.
Balayı dönemi bitti..

Soylu (necip!) halkımız, her zaman olduğu gibi gene çooook geç uyanacak, uyanabilirse!

  • Bu yasayı CHP’nin 9 Mart’tan başlayarak 60 gün geçmeden (Anayasa md. 151)
    Anayasa Mahkemesi’ne götürmesi gerekiyor..

Kamu_ozel_ortakligi_yasası_Kosk'te_onandi_11.3.13

SAĞLIKTA KAMU-ÖZEL ORTAKLIĞINA ONAY

Cumhurbaşkanı Gül, kamuoyundaSağlıkta Kamu-Özel Ortaklığı Yasasıolarak bilinen yasayı yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderdi. (08 Mart 2013)

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre Gül, 6428 sayılı

  • ‘Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İş Birliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”u

RG’de yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderdi.

Gül’ün onayladığı yasa, Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarınca yapılmasına gerek duyulan tesislerin ön fizibilite raporu ve belirlenecek standartlar çerçevesinde Hazine’nin özel mülkiyetindeki taşınmazlar üzerinde, 30 yılı geçmemek üzere bağımsız ve sürekli nitelikte üst hakkı kurulması (inşşat yapılması) yoluyla yaptırılması, varolan tesislerin yenilenmesinin sağlanması ve bu projeler için alınacak danışmanlık, araştırma ve geliştirme hizmetleriyle ileri teknoloji ya da yüksek mali kaynak gerektiren kimi hizmetlerin gördürülmesine ilişkin ilke (usul) ve yöntemleri (esasları) belirliyor.

Hazine’nin tasarrufundaki bir arazide üst hakkı anayassamıza göre tanınabilir mi?

YENİ YASAYA GÖRE:

Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşları, Maliye Bakanlığı’nca yükleniciye bedelsiz olarak tesis edilecek Hazine’nin özel mülkiyetindeki taşınmazlar üzerinde, sözleşmede belirlenecek bedel karşılığında kuruluş (tesis) yaptırabilecek. Bir kez daha soralım :

Hazine’nin tasarrufundaki bir arazide üst hakkı anayassamıza göre tanınabilir mi?

Yapım işlerine ilişkin ön fizibilite raporu ile belgeler, Sağlık Bakanı’nın imzasıyla
Yüksek Planlama Kurulu‘nun onayına sunulacak.

Yapım işlerinin ihalesi, Yüksek Planlama Kurulu’ndan yetkilendirme kararı alındıktan sonra gerçekleştirilecek.

Hastane yerleşkeleri, sağlık tesisi ve ticari hizmet alanlarından oluşacak. Bakanlık, kullanımında olan tesislerin yenilenmesi işlerini, tesislerdeki belli hizmetlerin sunulması, ticari hizmet alanlarının işletilmesi ya da bedelinin ödenmesi karşılığında yaptırabilecek.

Sözleşme özel hukuk hükümlerine bağlı olacak ve süresi, tesisin özelliklerine ve fizibilite raporuna bağlı olarak sözleşmede belirtilen sabit yatırım dönemi dışında
30 yılı geçmemek üzere idarece belirlenecek.

Öbür Yasalardaki Değişiklikler

Yasa, Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun‘da değişiklik yapıyor. Buna göre, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idareler tarafından yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirilmesi planlanan ve tutarı asgari 1 milyar TL olması öngörülen yatırım ve hizmetlere ilişkin uygulama sözleşmeleri ve yap-kirala-devret modeliyle gerçekleştirilmesi planlanan, tutarı asgari 500 milyon TL olan sözleşmelerde; sözleşmelerin süresinden önce feshedilerek tesisin ilgili idareler tarafından devralınması hükmünün bulunması durumunda, söz konusu yatırım ve hizmetler için yurt dışından sağlanan finansman ve bu finansmana ilişkin mali yükümlülüklerin Hazine Müsteşarlığı tarafından üstlenilmesine karar vermeye, üstlenime konu mali yükümlülüklerin kapsam, unsur ve ödeme koşullarını belirlemeye ilişkin ilke (usul) ve yöntemleri (esasları) düzenlemeye Bakanlar Kurulu yetkili olacak.

Mali yıl içinde yüklenilecek (taahhüt edilecek) borç üstleniminin limiti, Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile belirlenecek. Bakanlar Kurulu, limiti bir katına dek artırmaya yetkili olacak.

Giderin kaydı için gerekli olan ödenek, Maliye Bakanlığı bütçesinde yer alan yedek ödenek tertibinden karşılanacak. Müsteşarlık tarafından gerçekleştirilen üstlenim tutarları devlet dış borcu olarak kaydedilecek.

Dış borcun tahsisi yapılabilen idareler dışında kalan idarelerin yürüttüğü projelerden kaynaklanan borç üstlenimlerinde, ilgili idare Hazine Müsteşarlığı’na üstlenilen tutarda borçlandırılacak.

Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu‘na bağlı 2. ve 3. Basamak sağlık tesislerinin bağış, faiz ve kira gelirleri ek ödeme dağıtımında kullanılamayacak. Bu birimlerde görevli personele yapılacak ek ödeme toplamı, ilgili birimin cari yıldaki hizmet bedelinden ayrı olarak faturalandırılan ilaç ve her türlü tıbbi tüketim (sarf) gereci (malzemesi) gelirlerinin % 45’ini, döner sermaye gelirlerinin % 50’sini aşamayacak.
Sağlık çalışanlarının “performans” ödemeleri aşağıya çekilecek.

Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ilana çıkılarak ihale süreci başlatılmış işler, mevcut ihale şartnamelerine göre sonuçlandırılacak. Ayrıca, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ihale süreci tamamlanmış olan veya devam eden işlere ait şartnamelerdeki, yüklenici tarafından yapılacak sağlık yerleşkesinin dışındaki taşınmazların ticari alan olarak işletilmek üzere yükleniciye verilebileceğine ilişkin hükümler uygulanmayacak ve sağlık yerleşkesi dışındaki taşınmazlar yükleniciye verilmeyecek, ihale iş ve işlemleri ile yapılmış olan sözleşmeler bu hükümler geçerli olmaksızın yürütülecek. Yani gene Kamu İhale Yasası dışında..

6428 sayılı bu yasa, 9 Mart 2013’te RG’de yayımlandı..

Yineleyelim :

  • 6428 sayılı bu yasayı  9 Mart’tan başlayarak 60 gün geçmeden (Anayasa md. 151)CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne götürmesi gerekiyor..

Sevgi ve saygı ile.
24.3.13, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net