Etiket arşivi: Kalpaksız kuvayı milliyeci

Kalpaksız Kuvayı Milliyeci

Büyükelçi Korkmaz Haktanır'ın Anısına Saygı-Daver Darende - Telgrafhane SanatDAVER DARENDE
Emekli Diplomat

Cumhuriyet, 24 Ocak 2023

24 Ocak, onurlu yaşamını ülkesi için feda eden kalpaksız Kuvayı Milliyeci Uğur Mumcu’yu yitirdiğimiz hüzün dolu gündür. Bugünü asla unutmayacağız, unutturmayacağız.

  • Uğur Mumcu Atatürk devrimlerinin yılmaz savunucusuydu.

Bu topraklarda bir sömürge aydını gibi dolaşanlara, karşıdevrimcilere, siyaseti kendi çıkarları için kullananlara karşı Mustafa Kemal Atatürk’ün anısını yücelterek kalemiyle savaştı.

Yurdunun sorunlarını kendine dert edinmiş gerçek bir yurtseverdi.

‘İNANÇ IŞIĞI’

Değerli yazar Ali Sirmen bir yazısında Uğur Mumcu için şöyle demişti:

  • “Gerçekten eğer toplum Uğur Mumcu gibi olabilseydi veya O’nun uyarılarından
    gerekli dersleri çıkarmayı başarabilseydi, bugün içinde bulunduğumuz duruma düşmezdi.”

    (Cumhuriyet, 25 Ocak 2008)

Uğur Mumcu, Kuvayı Milliye ruhunun aramızda soluk alan inançlı temsilcisiydi.
Bugün yaşamda olsaydı, Lozan’ın intikamını almak isteyenlere karşı amansız mücadelesini sürdürür, ülkemizin bugün “Mütareke” döneminden daha ciddi bir durumda olduğunu halkımıza anlatırdı.

Türkiye, son derece ciddi ve tehlikeli bir süreçten geçiyor

Uğur Mumcu, yıllar önce ülkemizin karşı karşıya kaldığı tehlikeyi gördü ve halkımızı uyardı. Şimdi O’nun yıllar önce yazdıklarına kulak verelim:

  • “Ortadoğu siyasetinde kimin kiminle ne zaman dost, ne zaman düşman olacağı bilinmez. Çünkü Ortadoğu kum ve petrolden oluşan bir cehennemdir.”
    (Cumhuriyet, 22 Haziran 1991)
  • “ABD, Türkiye topraklarını öteden beri Ortadoğu’ya müdahalesi için bir üs olarak kullanmak istiyor. Dün böyleydi, bugün de böyle. Herhalde yarın da böyle olacaktır.”
    (Cumhuriyet, 22 Haziran 1991)
  • “Türkiye, dış siyasetinde ABD markalı mayınlarla döşenmiş bir mayın tarlasına doğru
    hızla sürükleniyor.” (Cumhuriyet, 26 Temmuz 1992)

Şimdi aramızda olmayan, değerli yazar Oktay Akbal bir yazısında şöyle demişti:

  • “Sevgili Uğur Mumcu, bir yıldız gibi geldin geçtin Türk tarihinden.
    Ardında inanç ışıkları bırakarak…”

GERÇEK KEMALİST

Aydınlanmanın simgesi, direncin anıtı Uğur Mumcu Türkiye üzerine oynanan kirli oyunları önceden gören, emperyalizmin çevirdiği dolapları belgeleriyle ortaya çıkaran gerçek bir Kemalist idi.

Bizlere inanç ışıklarını bırakan Uğur Mumcu’yu, O’nun çok sevdiği Sabahattin Ali’nin unutulmaz dizeleriyle saygı ve artan bir özlemle anıyorum.

Hisler kambur oluyor dökülünce yazıya
Kısacası gönlümü verdim Ulu Gazi’ye 
Göğsümde şimdi O’nun aşkı yatıyor..

Kurthan Fişek ağabeye..

(1942- 17 Eylül 2012)

Dostlar,

Kurthan ağabeyi 30 yılı aşkın bir zamandır tanırım.

Babası Prof. Dr. Nusret H. Fişek 1971’de Hacettepe Tıp 1. sınıfta hocamız olmuş ve bize Toplum Hekimliği / Halk Sağlığı tıp dalını benimsetmişti.

Tıbbiyeyi bitirince de (1977) 1 yıl Anadolu’da çalıştıktan sonra yine Hacettepe’de bu dalda tıpta uzmanlık eğitimi almaya başlamıştım 1978 sonlarında..

Kurthan abi arada Bölüme (Toplum Hekimliği Bölümü) uğrardı. Benden 12 yaş daha büyüktü ve Mülkiye’de hocaydı. Nusret Hoca 1938’de ülkenin tek tıp fakültesi olan İstanbul Tıp Fakültesi’ni 1938’de birincilikle bitirdikten sonra (İhsan Doğramacı ile sınıf arkadaşı) kısa süre Adana Sıtma Enstitüsü’nde çalışmış ve Harvard Tıp Fakültesine doktoraya gitmişti. 2. Dünya paylaşım savaşının zor günleriydi. Kurthan ağabey 1942’de annesi Perihan hanımdan orada doğdu.

Babası gibi çok zeki idi.. 12 Eylül’de işinden uzaklaştırıldı. Yıllar sonra dönebildi. Nusret hoca da 1983’te yeni YÖK yasasının emeklilik yaşını 72’den 67’ye çekmesiyle 5 yıl erken emekli oldu. Fişek hocanın sınıf ve dava arkadaşı (Rektör Yardımcısı) İhsan Doğramacı, 12 Eylül iklimiyle uyum sağlıyordu. Nusret hoca ile ters düştüler.. Toplum Hekimliği Bölümü “Halk Sağlığı Anabilim Dalı” na dönüştürüldü (indirgendi). Nusret Hoca, “Hacettepe’de Toplum Hekimliğinin 15 Yılı” adlı bir kitapçıkla tarihe not düştü.

Nusret hoca emekli olurken, sınıf akadaşı Doğramacı YÖK Başkanı (tüm üniversitelerin rektörü!) oldu.. Hem de uzun yıllar boyunca (10 Aralık 1981 – 10 Temmuz 1992)

Kurthan hoca, babasının sonradan “dönen” dava arkadaşı görevde iken SBF’ye geri dönemedi.

Kurthan ağabey ile en son annesi Perihan hanımın Ankara Maltepe camisi avlusunda cenaze töreninde görüştük.
Sağlığı iyi değildi ve uyarıları dinlemiyordu..

Bir de Gürhan Fişek var.. Hacettepe tıbbiyeden arkadaşım.. O da “İş Sağlığı Doktorası” yaptı Hacettepe tıpta.. Sonra bir de “Sosyal Politika” doktorası yaptı SBF’de ve Prof. Cahit Talas döneminde Mülkiye’ye geçti. “Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri” bölümünde profesötr oldu..

Bir tıbbiyeli, Mülkiyede hoca oldu.. Bir koltukta 2 karpuzu yaşatıyor Gürhan..

Sevgili Gürhan ve eşi Oya ile Kurthan Ağabey’in eşi Neyran hanımdan, çok uzun bir mola vermelerini rica ediyorum bizleri bırakıp gitmeden önce..

Kurthan ağabey, bizlere kattıkların için sana nasıl teşekkür edebilirim?

YÖNETİM adlı özlü kitabın yeniden masamda ve SBF’de hala ders kitabı olarak okutuluyor. Hürriyet’teki “SIFIRCI HOCA” köşesindeki yazılarının da tadı damağımda. Yüksek zekanla ince mizah ve eleştiriler ve de yol göstermeler..

Bir Nusret Fişek anmasında da 3 Kasım akşamlarından birinde, elindeki rakı kadehini yudumlar ve cigaranı adeta içerken, Türkiye’nin en temel sorununun demokrasi olduğunu söylemiştin.. İçin eziliyordu bu tümceyi kurarken, drama yaparcasına söylüyor ve ona ne denli gereksinim duyduğunu ustaca dışavuruyordun.

Kurthan ağabey, efsane hekim, Halk Sağlığı hocası, Türkiye’de modern Toplum Hekimliği – Halk Sağlığı bilimlerini kurucusu Prof. Dr. Nusret H. Fişek’in oğluydu.

Prof. Dr. Nusret H. Fişek ise, Kurtuluş Savaşımızda ülkemize çok hizmet eden Tümgeneral Hayrullah Fişek’in..

Kalpaksız kuvayı milliyeciydi onlar, Uğur Mumcu‘nun nitemiyle..

Nusret Hocam, Kurthan ağabeyim..

Sizli yıllar çooook hoştu..

Tersi ise…. boşverin şimdi..

Sevgi ve saygı ile.
28.9.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net