Etiket arşivi: İstanbul Barosu Başkanı Ümit KOCASAKAL

ÜMİT KOCASAKAL İYİMSERLİĞİ !

 

ÜMİT KOCASAKAL İYİMSERLİĞİ !

28f9e0b0-350e-4fc2-87fb-33be4c7bf964

İstanbul Barosu Başkanı Ümit KOCASAKAL’ı izleyip de iyimser olmamak ne mümkün! Bulunduğu ortama olağanüstü olumlu enerji yayan, kabına sığmayan ve neredeyse yorulmayan bir kişilikten söz ediyoruz.
Bugünlerde ardışık terör saldırılarıyla baskı altında pek çoğumuz! Şu ya da bu şekilde etkilenmeyenimiz yok gibi! Korkmuyoruz deyişimiz bile bir korkunun eseri.
Bombalı saldırı araçlarının plakaları belleğimize işlenmiş gibi! Saldırılması olası yerler de öyle! Bu durum bile terörün amacına ulaştığının belirtisidir!
Ümit Kocasakal dün akşamki konuşmasında terör eylemlerine birkaç tümceyle değindi. Ankara’da ve başka yerlerde patlayan bombalar Türkiye’nin terör örgütüyle masaya oturtulması girişiminden başka bir şey değildir dedi ve bu konuda başkaca bir şey söyleme gereği duymadı!
İki saate yakın süren konferans bittiğinde salonda bulunanların biraz daha sürseydi diye mırıldandıklarını duyar gibi oldum!
Yaptığı millet ve halk tanımı bugüne dek işitilmiş değildi. Millet iradesi adı altında pazarlananın ne milletle ne de halkla ilintisi yoktur diyerek aydınlattı izleyenleri.
Millet, bu coğrafyada geçmişte yaşamışların yanı sıra, şu anda yaşamakta olanları ve gelecekte yaşayacakları kapsayacaktır saptaması önemliydi. Halk ise şu anda yaşayanların oluşturduğu topluluktur Ümit Kocasakal’a göre. Seçimlerde oy verenler ise millet iradesi olmak şöyle dursun halk iradesi bile sayılmaz. Seçime katılıp da farklı partilere oy verenler yok mu?
Seçime katılmayanlar göz ardı edilebilir mi? Ya seçimde oy verip de oyları baraja takılanlar!
Özetle, seçimlere katılanların oluşturduğu sonuç “millet iradesi” ile karıştırılmamalıdır!
Üstelik, bu seçimde A partisine oy verenlerin izleyen seçimde yine aynı tercih içinde olacağının güvencesi var mıdır?
Kocasakal, Yeni Anayasa söylemlerinin ardında yatan düzenbazlıkları hukukçu olmayanların da anlayabileceği şekilde ustalıkla anlattı. Yeni Anayasa yapmak bir yana hiçbir meclis çoğunluğunun anayasamızın değiştirilmesi söz konusu bile olamayacak maddeleri üzerinde
bir çalışma yapma yetkisinin olmadığını; şu anda bu çalışmalara şu ya da bu şekilde katılanların suç işlemekte olduğunu üzerine basa basa vurguladı!
Yazılacak pek çok şey olmakla birlikte, konuşmadaki bir başka önemli bölüm Türkiye’de yaşanan olumsuz sürecin sorumlusuna ilişkindi. Özellikle, Atatürkçü, Cumhuriyetçi kesimdeki ağırlıklı kanı halkın sorumlu olduğu yolundadır. Oysa, halkın tek suçu cahil ve
geri bırakılmış olmasıdır. Bu durum da kesinlikle onun sorumluluğu değildir! Halkı, siyasi tercihlerinden dolayı aşağılamak, “bu halkla bu kadar olur” gibi söylemlere sığınmak
halkı çözümün değil sorunun bir parçasına dönüştürecektir. Bizim amacımız halkı başkalarının kucağına itmek değil kazanmak olmalıdır.
Tam da burada, Kocasakal kendisine özgü “genetiği değiştirilmiş aydın” ve “genetiği değiştirilmiş sosyalist” terimleriyle gerçek suçlunun halk olmadığını, aydın ve sosyalist geçinenler olduğunu söylemekten de geri durmadı!

Sayısız başlık altında başka pek çok şey yazılabilir(di) Ümit Kocasakal’ın konuşması için!
Bir yazının sınırlarını aşacağı kesindir konuşmasının tümünün kâğıda dökülmesi.
Kocasakal iyimserliğinin içini doldurarak, yapılacaklar bitmedi diyerek ve özellikle de; Türkiye’de bir iktidar sorununun yanı sıra görmezden gelinmemesi gereken bir
muhalefet sorunu olduğuna vurgu yaparak önemli bir iş yaptı.
Türkiye’nin içinde bulunduğu olumsuz koşullarda Ümit Kocasakal görüşleri,
düşünceleri ve çözüm önerileri önemsenmesi gereken gerçekten milli bir aydındır!

“Türkiye kuruluş ayarlarına dönmelidir!” sözleriyle sonuçlandırdı konuşmasını Kocasakal! Sözü dolandırmadan bu kuruluş ayarlarının Kemalizm olduğunun altını çizerek
çözümü de sunmuş oldu!

Aralarında benim de bulunduğum izleyicilere “iyi ki buradaydım” dedirten bir etkinlikti!

Dr. Ceyhun BALCI
17.03.2016, İzmir

===================================

Dostlar,

Hem İzmir Tabip Odası yönetimindeki meslektaşlarımıza, kadim dostumuz genel sekreter
Uzm. Dr. Mete Güzeland‘a hem de toplantıyı izleyip üşenmeden not alan ve özetleyen yine aynı Oda’nın önceki yöneticilerinden sevgili meslektaşımız Uzm. Dr. Ceyhun Balcı‘ya
teşekkür ediyoruz…

Elbette, İstanbul Barosu’nun çok değerli başkanı, Ceza Hukuku uzmanı
Sayın Doç. Dr. Ümit Kocasakal‘a da şükranlarımızı sunuyoruz..

Uyarıları ciddiye alınız, “yeni anayasa” saçmalığını kesiniz, kendinizi sanık sandalyesinde bulmak istemiyorsanız.. TCK md. 309 çok açık ve zaman aşımı süresi çoook uzun..

Sevgi ve saygı ile.
17 Mart 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Savcı Mehmet Selim Kiraz Öldürüldü!


Savcı Mehmet Selim Kiraz Öldürüldü!

istanbul_barosu_ndan_aciklama_h54996_c9f17.png (625×325)

İstanbul Barosu Başkanlığı, Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda gerçekleşen rehine operasyonunda şehit olan Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın ölümüyle ilgili açıklama yaptı.

Baro’dan yapılan açıklama şöyle              :

“Öncelikle Cumhuriyet savcımızı, meslektaşımızı yitirmemiz nedeniyle çok üzgün olduğumuzu belirtmek isteriz. Hukuk camiasının ve milletimizin başı sağolsun.

Bu bir terör eylemidir
.

Bir meslektaşımıza ve dolayısıyla hepimize yönelen bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz.

Bilinmesini isteriz ki, gerek İstanbul Barosu başkanı gerekse baromuz mensubu
avukat meslektaşlarımız bu süreçte müzakereler sırasında olayın kan dökülmeden
sona ermesi için olağanüstü bir çaba göstermişlerdir.

Ancak daha henüz meslektaşımızın acısını bile yaşamamıza izin verilmeden,
birtakım medya organlarında olayın sıcaklığı içinde olaydan avukatları,
onların adliyeye giriş biçimlerini sorumlu tutmaya yönelen haksız ithamları ve
kara propagandayı kabul etmek mümkün değildir.

Saldırganlar avukat değillerdir ve bu bir terör eylemidir.

Varlık nedeni hukukun üstünlüğünü, hak ve özgürlükleri korumak olan avukatların
bu müessif olaydan hareketle hedef haline getirilmesi, sorumlu tutulmaya çalışılması
kabul edilemez. Bu anlamda biz avukatlar her türlü teröre ve şiddete karşı olduğumuz gibi, meslektaşlarımızın, hukuk camiasının içinde ve yanındayız.

  • TCK 6. maddeye göre, avukatların da tıpkı hâkim ve savcılar gibi
    yargı görevi yapan kişiler olduğu unutulmamalıdır.

Bu anlamda avukatlar hukukun, adaletin ve adliyenin ayrılmaz bir parçasıdır.
Bu gerçekler ışığında herkesin açıklamalarında çok dikkatli ve soğukkanlı olması,
eksik ve yanlış birtakım bilgilerle hukuk camiasının kenetlenmesine zarar verebilecek, bütün bir avukat camiasını rencide edebilecek haksız ve zamansız açıklamalarda bulunulmaması gerekir.

Hepimizi ilgilendiren adliyelerin güvenlik sorunu ortak bir akıl ve diyalog çerçevesinde ele alınmalıdır.

Şimdi birlik zamanıdır.”

==================================

Dostlar,

“Her türlü teröre ve şiddete
karşı olduğumuzu” 

biz de,

İstanbul Barosu Başkanı Sayın Doç. Dr. Ümit Kocasakal gibi,

bir kez daha en yüksek perdeden ve dev puntolarla haykırıyoruz.

Ancak saptamak ve altını çizmek zorundayız, çiziyoruz                 :

  • Ülkemizin içine sürüklendiği şiddet iklimini ilmek ilmek dokuyan, AKP iktidarıdır.

Tarihsel ve siyasal sorumluluk, başta Erdoğan olmak üzere bu kadronundur.

  • Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın gerçek katili, bu siyasal kadrolar ve
    baştan sona hatalı, dış güdümlü körü körüne teslimiyetçi politikalarıdır.

Şimdi                                    :

Bütün “şiddet” eken, şiddete bulanmış hatta

şiddet – nefret – kin’den başka hiçbir şey olmayan hatalı – iğrenç politikalarınızı


tümüyle gözden geçirin ve seçime giderken toplumsal gerilimi derhal,
hızla düşürün..

Başkaca hiçbir reçeteniz ve kurtuluşunuz yok!

Hemen, anlıyor musunuz??

Beylik demeçlerle değil, cenazede timsah gözyaşlarıyla da değil..

Aklınızı başınıza –artık– almazsanız, “bu kan” kesin ve mutlak olarak sizi de boğacaktır!
Tarihsel pratik bu öngörümüzün kanıtlarıyla doludur.

Derin kaygıyla.. çoğu da sizin adınıza – yerinize üstelik;
anlıyor musunuz ey sorumsuz ama giderek büyüyen ağır suça ortak AKP’liler ??!

Sevgi ve saygı ile.
01.04.2015, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Naci BEŞTEPE : BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ


E. Tümg. Naci BEŞTEPE

Naci_Bestepe_portresi

BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ      

Bugün (24 Mart 2013 Pazar), Ankara Yenimahalle Belediyesi Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde, ADD öncülüğündeki VATAN-CUMHURİYET VE EMEK BİRLİKTELİĞİ‘nin düzenlediği, Anayasa ve Türkiye Gündemi konulu,  ANKARA BULUŞMASI’nı izledim.

2000 kişilik salona 5 bin kişi gelmişti.

Daha önce görmediğim coşkulu bir kitle vardı.

Konuşmacılar izleyicileri, izleyiciler konuşmacıları ateşledi.

Karşılıklı çok güzel etkileşim oldu.

Bu kalabalık, ilgi ve coşkuda; organizasyonun iyi planlanıp uygulanması yanında,
21 Mart NEVRUZ ve BÖLÜNME mitinginin yarattığı tepkinin de etkili olduğunu değerlendirdim.

Başta ADD Genel Başkanı Sayın ÇÖLAŞAN olmak üzere çorbada tuzu bulunan herkesin kutlanmayı hakkettiğini söylemeliyim.

Kısaca konuşmacılardan aldığım vurguları aktarayım.

– ÇYDD Başkanı Prof. Aysel ÇELİKEL;

Cumhuriyetle al-ver olmaz.

Her şeyini Atatürk Cumhuriyetine borçlu bir Türk vatandaşı olarak dayatılan sisteme teslim olmayacağım.

 Ankara Barosu Başkanı Prof. Metin FEYZİOĞLU;

Ver padişahlığı al özerkliği.
Sevr’i hortlatmayız, Lozan’ı vermeyiz.
Görev belgemiz Atatürk’ün Gençliğe Hitabı’dır.

 Türk Hukuk Kurumu Başkanı Sabih KANADOĞLU;

Yurdun bütünlüğü, ulusun bağımsızlığı tehlikededir. Ulusun bağımsızlığını yine ulusun  azim ve kararı kurtaracaktır.

 – Gazi Koray GÜRBÜZ;
Annemin göz yaşlarının hesabını kim verecek?
Madalyalarımızı Öcalan’a mı verecekler?
Vücudumuzun kalan kısmını da vatanımızın bütünlüğü ve ulusumuzun birliği için vermeye hazırız.
Anaların gözyaşının alçakça kullanılmasına asla izin vermeyeceğiz.

– Eğitim-İş Sendikası Başkanı Veli DEMİR;

1980’de Türkiye 45 milyonken 2.5 milyon sendikalı vardı.
Bugün, 75 milyonluk ülkede yalnızca bir milyon sendikalı var.

 Şair ve gazeteci Ataol BEHRAMOĞLU;

Cellat hukukunu reddediyorum. Bunlar hem hakim, hem savcı hem cellat..
Antiemperyalist, aydınlanmacı, yurtsever cephede buluşmalıyız.

– BMC İşçileri Temsilcisi;

Kanuni Sultan Süleyman, eş başkanlık yapacağına aç işçilerini doyur.

– Engelliler Federasyonu Başkanı Turhan İÇLİ;

Yoksullar ve sakatlar, diktatörlüğü sürdürmek için oy deposu haline getirilmek istenmektedir. Ulusal değerler kadar halkın sosyal durumu da gözetilmelidir.

 TGB Eski Başkanı ve Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker YÜCEL;

Çözüm iktidar olmaktır. İktidar mücadelemizi sürdüreceğiz.
Parça parça  direne direne değil, BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ.
      Gençlik vardır. Deneyiminizden yararlanmak istiyoruz.

    – Gazeteci- Yazar Bekir COŞKUN;

      Kötü gidişe dur demek için siyasi partiler aklını başına toplamalıdır.
AKİL ADAMLAR topluyor, sizler SAKİL ADAMLAR mısınız?
Gerekiyorsa Meclisi  terk edin.

 – İstanbul Barosu Başkanı Ümit KOCASAKAL;

Ülke işgal altındadır!
      Milli görüşten gelip ABD emperyalizmi ile işbirliği yapanlarca işgal gerçekleştirilmiştir.
Muhalefet milletvekilleri Meclisi terk etmeye hazır olmalıdır.
      Başı kapalı ulusalcı kadını, başı açık işbirlikçiye tercih ederim.
Siyasallaşacağız.

    – ADD Genel Başkanı Tansel ÇÖLAŞAN;

Cumhuriyetten mağdur olduğunu iddia eden dinciler ile bölücüler (feodal ağalar) Cumhuriyete karşı iş birliği halindedir.

AKP’li milletvekillerinin çoğu da vatan-millet ve Cumhuriyet için oy kullanacaktır. Yoksa tarih ve millet onları affetmeyecektir. İhanet edenler olarak yazılacaklardır.

Görevimiz; köy köy, mahalle mahalle halkı aydınlatmak, buradan alınan mesajları iletmektir.
Çağrı yaptığımızda hazır olun.
İlk çağrı; 8 Nisan’da hep beraber SİLİVRİ’de olacağız.

********************
      Ulusal birlikteliğimize, vatanın bütünlüğüne, cumhuriyet değerlerimizi korumaya olan kararlılığımızı yineleyerek ve güven tazeleyerek ayrıldık salondan.
Bir kez daha teşekkürler bu günü bize yaşatanlara.

ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan:‘Oynanan Oyunu Bozacağız’

‘Oynanan Oyunu Bozacağız’

portresi

Vatan ve Cumhuriyet Birlikteliği                        :

Yargı siyasallaştı; aydınlar hapishanelere dolduruldu!

29 Ekim 2012’de Ankara’da on binlerce yurttaşın katıldığı Cumhuriyet Bayramı kutlamasını örgütleyen, çok sayıda sivil toplum kuruluşu ve sendikanın içinde
yer aldığı Vatan ve Cumhuriyet Birlikteliği, 24 Mart Pazar günü saat 13.00’te Yenimahalle Belediyesi Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde

  • “Vatanımıza – Cumhuriyetimize ve Emeğimize Sahip Çıkıyoruz”

etkinliği düzenleyecek.

Etkinliğe;

– Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel,
– ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan,
– İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal,
– Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu,
– Türk Hukuk Kurumu Başkanı Sabih Kanadoğlu,
– Cumhuriyet yazarı Bekir Coşkun,
– Sanatçılar Girişimi Sözcüsü ve yazarımız Ataol Behramoğlu,
– Türkiye Gençlik Birliği eski Genel Başkanı İlker Yücel,
– Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Veli Demir,
– Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin,
– İstanbul Eczacı Odası Başkanı Semih Güngör ve
– Engelliler Konfederasyonu Genel Başkanı Turhan İçli

konuşmacı olarak katılacak.

Vatanın – Cumhuriyetin ve emeğin saldırı altında olduğunu belirten,
saldırının anayasa tartışmaları ile açığa çıktığını ifade eden
ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan, etkinliğe ilişkin,

  • Yeni anayasa bölünme isteyenlere yarayacak.
    Anayasada nelerin yer alacağı, terör örgütü başı ile pazarlık ediliyor.
  • İçeriği halktan gizlenen bu pazarlığın amacı, ülkemizin bölünmesine yol açacak tavizler karşılığında, iktidar alanlarının genişletilmesine destek almaktır.
  • Ulusumuz ise emperyalizme karşı verilen ‘Kurtuluş Savaşı’ sonrası sınırları çizilen aynı vatanda birlikte yaşamak istiyor” açıklamasını yaptı.
  • Yargının siyasallaştığı, hapishanelerin hukuksuz uygulamalarla doldurulduğu; demokrat, Atatürkçü, sivil veya asker birçok aydının özgürlüğünden yoksun bırakıldığı bir ortamda anayasanın yapılamayacağını belirten Çölaşan,
  • Amaç; Atatürk ilke ve devrimlerini yok etmek,
    insanlarımızı din, mezhep ve etnik kökenlerine göre ayrıştırarak
    Türk milletini birbirine düşürmek, vatanı bölmek, Cumhuriyet’i yıkmaktır.
  • Oynanan oyunu görüyoruz. Oynanan oyunu bozacağız.
    Halkımızın toplantıya güçlü bir şekilde katılımı ve varlığı,
    saldırı odaklarına açık bir mesaj olacak, sonraki eylemlerimiz için
    kuvvet kazandıracaktır.” dedi. (Cumhuriyet, 20.03.2013)

Naci BEŞTEPE : ÇARŞAMBA İĞNELERİ

Naci_Bestepe_portresi

Naci BEŞTEPE

ÇARŞAMBA İĞNELERİ

TAYYİB
Tayyib Turizm adlı acente kurup vatandaşları umreye götürme gerekçesiyle paraları götürmüşler.
Dolandırmaya uygun ismi nasıl da bilmişler…

AKRABA
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’ı yargılayacak yargıç,
iddianameyi hazırlayan başsavcının kocası.
Aşağı tükürse koca sakallı,
Yukarı tükürse karısı…

KORUMA
AİHM, Başbakan korumalarının bir vatandaşı dövmeleri karşılığında 12 bin euro para cezasına hükmetti.
Başbakan, korumaları için de koruma yasası çıkarmalı…

BEYİNSİZ
5’inci Asliye Hukuk Mahkemesi, bavulcu Baransu’ya “KÜÇÜK BEYİNLİ ” demeyi hakaret saymadı.
Hukuken uygunsuz kaçmasa, övgü bile sayardı…

TUZU KURU 
Güler Sabancı da ver kurtulculara destek verdi.
”Barışı gerçekleştirirse Türkiye’nin ekonomik olarak uçacağına inanıyorum.” dedi.
Buradaki Türkiye; Sabancılar, Koçlar, Çalıklar, Albayraklar, Remzi Ağabeyler, Fettahlar oluyorlar efendim…

UÇURDU
Ülkemizdeki her sekiz kişiden birinin sosyal yardıma gereksinimi var.
Bu Tayyip uçurdu Türkiye’yi,
Bu gidişle bulamayacağız ayağı yerde bir kişiyi…

DÖNÜŞ
RTE, yabancı büyükelçilere, AB sürecini yeniden hızlandıracağını açıkladı.
Baktı ki, liberal yardakçılar, yetmez ama evetçiler bile bölündü,
O da aldatmacada başa döndü…

HASDAL’DAKİLER
Aslı Aydıntaşbaş, Ece Saygun’a atfen, Hasdaldaki subayların RTE’ye duacı olduklarını yazdı.
Ederler, ederler, hem de yedi sülalesine…

VALİMMM…
Ağrı Valisi Mehmet Tekinarslan, ilkokul çocuklarına, “Başbakanımızı seven sütünü içsin”dedi.
Benimmm valimmm şimdiden bakanlığı hakketti…

KÖR
Casusluk davasında, bir albayın kardeşinin evinde bulunan belgelerin tutanağı gözleri görmeyen babaya imzalatıldı.
Kör tuttuğunu becerir,
Polis tutuğu körle becerir…

ÖRGÜT 
Bakanlar Kurulu terörü finanse eden kişi ve kurumların mal varlıklarına el koyabilecek.
İlk uygulamaya Gnkur.Bşk. tutuklu olan TSK terör örgütü bütçesinden başlanmalı…

BATIK

Batı Karadeniz Deniz Ticaret Odası, RTE’ye, temelini attığı 10 tersaneden altısının kapandığını, birinin de icralık olduğunu yazdı.
Ne önemi var,
Açılışta, temel atarken naklen yayınla herkes görüyor,
Kapanışı,batışı yalnızca içindekiler biliyor…

SAİDİ NEFRETİ
Rusya; Saidi Nursi’nin kitaplarını dini nefreti körüklediği gerekçesiyle yasakladı.
TSK’ya duyulan kin ve nefretin izlerini işte burada aramalı…

KOMEDİ 
CHP’li Umut Oran elektrik kesintilerinin sebebini sordu.
Bakan’ın yanıtı;
” Kesintiler, daha kaliteli, kesintisiz ve sürekli enerji temini sağlanması amacıyla yapılmaktadır”
Doyurmak için aç bırakmak gibi yani…

HARAM
RTE’ye ederi 400 milyon dolardan A330 Airbus uçağı geliyor.
Sorarsanız dindardırlar, mangalda kül bırakmazlar,
İslamda israf haramdır derler, kendilerine gelince tınmazlar…

NERDEEENN..
RTE; “330′u yakalamak için BDP ile işbirliği yapabiliriz”
Dokunulmazlıkların kaldırılması nere,
İşbirliği nere,
Nerdeeen, nereye…

ESKİDEN
RTE, “Türkiye, içişlerine karışılacak, dışarıdan yasama, yürütme, yargı sistemlerine burun sokulacak bir ülke değildir”
1938 ve öncesi için söylenmiş güzel ve doğru sözler…

PROJE
Psikopat haham Toronto’dan seslendi, “ERGENEKON bir projeydi bitti artık. İçeridekilerin çıkması gerekir.”
RTE burdan, Arınç ordan, Özkök Paşa İzmir sularından, Tuncay Güney Toronto’dan;
Proje mühendisleri hep bir ağızdan,
El tutarak yoğun bakımdan…

Naci BEŞTEPE
İLK KURŞUN
(12 Şubat 2013)

 

Ümit Kocasakal’dan çok çarpıcı Balyoz yorumu

Ümit Kocasakal’dan çok çarpıcı Balyoz yorumu

ÖZGÜR ÇAKAR
MUHALİF GAZETE

1.5 yıldan fazla bir süredir devam eden 250’si tutuklu 365 sanığın yargılandığı “Balyoz” davasında beklenen karar nihayet açıklandı. Balyoz’dan yargılanan komutanlara en üst sınırdan ceza verildi. Karar başta aileler tarafından büyük bir tepkiyle karşılanırken hukukçular ise karardaki çelişklere dikkat çekti.

Muhalif Gazete’nin ulaştığı İstanbul Barosu Başkanı Ümit KOCASAKAL kararı değerlendirdi; Yanlış bir kapıdan girerek doğru kapıdan çıkamazsınız. Böyle bir şansınız yok. Ben bir kararın yargı kararı olması için bazı şartlar ararım. İddialar akla ve mantığa uygun olacak. Bu iddiaları destekleyen soyut değil somut deliller olacak. Yargılamayı yapan hakimler bağımsız ve tarafsız olacak. Başta sanıklar olmak üzere verilen kararlardan şüphe etmeyecek. Doğru deliller toplanıp değerlendirilecek, savunma kısıtlanmayacak. Delillerin sahte olduğu iddiası varsa tatmin edici bir şekilde cevaplanacak. Bu bağlamada alınacak kararlar bu şartların biri eksik olursa bile verilen karara hüküm demek mümkün olmaz. Yalnızca aleyhe değil lehte de deliller toplandı mı? Savunmanın talepleri karşılandı mı? Avukatların kendi aralarındaki konuşmaları mahkemede dinlendi mi? Avukatlar bulunmadan hüküm verildi mi? Bu soruların cevapları davayı takip eden herkes tarafından biliniyor.
Ben sonuca bile bakmıyorum bu şekilde yapılan bir yargılama mıdır? Olağanüstü yetkilerle kurulu bir mahkeme kurmuşsunuz.

Sonra kanunlarla bu mahkemeleri kaldırmışsınız neticede ne bekleyebilirsiniz ki!
Burada gerçek anlamda adil bir yargılama yapıldı mı?
Ya da önceden ne yapılması gerektiği söylendi mi?

Süreç ortada kamuoyu bunun kararını versin?

Dostluk ve sevgi ile kalın.
Yıldırım Alkan
http://www.yildirimalkan.net, 21.9.12