Etiket arşivi: İmamoğlu ve Yavaş

Cumhuriyet’in 2. yüzyılı için sandığa

İbrahim Ö.  Kaboğlu

İbrahim Ö. Kaboğlu
Siyaset, 18.05.2023, BİRGÜN

Cumhurbaşkanı (CB) seçilebilmek için, « geçerli oyların salt çoğunluğu » gerekli. 14 Mayıs’ta  hiçbir aday, « salt çoğunluk » sağlayamadı. Bu nedenle, 28 Mayıs’ta 2. tur yapılacak ve seçim  kesinlikle sonuçlanacak. « Basit çoğunluk » yeterli : « geçerli oyların çoğunluğunu alan aday » seçilir.

Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı adayları olarak Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Erdoğan yarışacağına göre, hangi aday için daha çok seçmen sandık başına giderse o kazanacak.

Kılıçdaroğlu, kazanabilmek için, Erdoğan için gidecek olanlardan daha çok seçmeni sandığa götürebilmeli. Bunun için çok nedeni ve olanağı var. Nasıl ?

ÖZGÜR İRADE VE TEK KİŞİ

Kılıçdaroğlu yalnız değil: Başkanlar İmamoğlu ve Yavaş ile birlikte İYİ parti, Deva Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Parti ve Saadet Partisi var; genel başkanları CB yardımcısı olacak.

Bu yelpazede Erdoğan adaylığına göre ana fark olarak CB yardımcılarının belli olması, demokratik meşruluk  açısından pek önemli. Çünkü Erdoğan’ın ülkeyi kimlerle yöneteceği belirsiz.

Bu demokratik etken, 1. turda Millet İttifakınca yeterince vurgulanamadı ve kullanılamadı. Oysa, CB yardımcısı veya yardımcıları parlamenter rejimdeki başbakan kadar, hatta birçok yönden daha önemli. Seçmenlerin tercihinde kendilerini kimin veya kimlerin yöneteceklerini bilmeleri hayli etkili.

14 Mayıs’ta sandığa mesafeli seçmenin mazereti de kalmadı. Çünkü, milletvekili seçimleri için
-CHP’liler bakımından- en caydırıcı etken olan « listeler dayatması » ! sorunu şimdi geride bırakılmalı. Siyasal hata ve hukuki zaafları aşan bir soruya yanıt için sandık başına gidilecek:

  • Cumhuriyet, 2. yüzyılında nasıl şekillenecek ? 

Oylarını Kılıçdaroğlu’na veren seçmenler, bu sürece özgür iradesi ile katılacak.

Öteki tercih ise, tek kişinin biçimlendireceği 2. Yüzyılın  kendisine dayatılmasına rıza anlamına gelir.

İlk tercih için sandığa gidecekler yelpazesi oldukça geniş: Başta Emek ve Özgürlük İttifakı içinde yer alan Yeşil Sol Parti ve TİP gelmek üzere birçok parti ve sivil toplum örgütü…

GELECEK KUŞAKLAR…

İnsan hakları, demokrasi ve hukuk devleti ekseninde şekillenecek olan 2. yüzyıl tasarımına öne çıkarılacak hedef, gelecek kuşakların hakları olmalı.

  • Çevre ve doğasıyla yaşanabilir bir ülke,
  • hukuk yoluyla demokrasi,
  • barış içinde birlikte yaşam, kısacası,
  • « çeşitlilik içinde birlik » için değişim

    isteyen bütün yurttaşlar, eşitlik-özgürlük ve laiklik için sandık başına gitmeli…

İstikrar gerekçesi neden tutmaz ? Ayrıca yazacağım, ama şimdilik şununla yetineyim :

Yasama – Yürütme ayrışması, istikrarsızlık etkeni olarak kullanılamaz. Çünkü, Yasama ve Yürütme, anayasal yetkilerini kullanacak. Bunların çerçevesini Anayasa belirliyor. Kaldı ki, ‘Yasama ve Yürütme ayrılığı’, 2017 kurgusunun ana gerekçesi idi.

YURTSEVERLİK GEREĞİ…

Özetle, 14 Mayıs dersi, gelecek kuşakların özgürlüğü için devleti ırk ve mezhep temelinde inşa faaliyetine ‘dur’ ! demeyi acil kılıyor.

Bu nedenle, artık seçime katılmama mazereti yok; ama katılma gereği için çok neden var…

Sözün özü, 2. oy, 2. haftanın sorunu değil, 2. yüzyıl sorunu…

Keyfi yönetimi frenlemek ve hukuk yoluyla demokrasi için verilecek oy, aslında Cumhuriyet’in Yüzyılına bedel oy olacak.

Anayasal-siyasal, tarihsel-kültürel ve doğal kazanım ve değerler tümüyle tahrip edilmeden ortak toplumsal ve ülkesel kazanımları sahiplenerek gelecek kuşaklara geçirmek için, dinler ve etnisiteler, toplumsal cinsiyet ve sınıflar ötesi, siyasal ayrışmalar ve bölgesel farklılaşmalar üstü bir yurttaşlık sahiplenmesi gerekli. Bu kayda değer toplumsal ortak paydaları genişletmek ve pekiştirmek gerekir.

Kişisel projelerin şekillendirdiği kişi+parti+Devlet birleşmesinin hedeflediği totalitarizm değil, ortak umut ve toplumsal özgür bir gelecek tasarımı için…

İmamoğlu ve Yavaş : Sağlık Bakanlığı’nın rakamları gerçekleri yansıtmıyor!

İmamoğlu ve Yavaş: Sağlık Bakanlığı’nın rakamları gerçekleri yansıtmıyor!

Sağlık Bakanlığı’nın günlük açıkladığı Covid-19 verilerini değerlendiren İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları, sürecin şeffaf yönetilmediğini, açıklanan rakamların gerçekleri yansıtmadığını söyledi. İmamoğlu, “Şu anda neredeyse İstanbul eşittir Türkiye” açıklamasını yaparken, Yavaş ise “Sadece Ankara’da 563 kişi öldü” dedi.

Latif SANSÜR

İmamoğlu ve Yavaş: Sağlık Bakanlığı’nın rakamları gerçekleri yansıtmıyor

Türkiye’de 1 Haziran’da başlayan normalleşme süreciyle birlikte corona virüsü vakaları her geçen gün artarken Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan rakamların gerçekliği de tartışma konusu oldu.

Türk Tabipleri Birliği başta olmak üzere birçok kuruluş tarafından sıklıkla gündeme getirilen bu iddia, bugün Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanları tarafından da dillendirildi.

“BİZİM DERDİMİZ ŞEFFAFLIK”

İYİ Parti’nin online düzenlediği webinar paneli sonrası yöneltilen sorular üzerine açıklama yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, açıklanan pandemi verilerinin gerçekleri yansıtmadığını belirtti.

“Bizim derdimiz şeffaflık” diyen İmamoğlu, “Şu anda neredeyse İstanbul eşittir Türkiye” derken, Yavaş ise “Sadece Ankara’da 563 kişi öldü” şeklinde konuştu.

“BİZDE SAYILAR VAR”

Türkiye’deki sayı kadar, İstanbul’da bulaşıcı hastalıktan ölenler olduğunu söylemesi halinde kıyamet kopacağını dile getiren İmamoğlu, şunları kaydetti:

* Bizde bu sayılar var. Bir dönem kamuya açıktı, e-devlet üzerinden görülebiliyordu. Bunlar kısıtlandı. Ama insanlar istatistikleri okuyabiliyorlar.
* Yani bir önceki sene ile bu sene arasındaki farkı okuyabiliyorlar. Şu anda neredeyse İstanbul eşittir Türkiye.
* Peki üstü ne olacak? Türkiye rakamları neredeyse Ankara’dakiler kadar, açıklanmıyor. Aynı şey İstanbul için geçerli.

“YENİ BİR TARTIŞMA AÇMIŞ OLACAĞIZ”

Dertlerinin tartışma açmak olmadığını, ancak bu konunun ele alınmasının şart olduğunu söyleyen Ekrem İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

* Şimdi yeniden tartışma açmış olacağız. Bizim derdimiz tartışma açmak değil ki. Bizim derdimiz şeffaflık.
* Ben görüyorum. Bu rakamları bunu bir kısım siyasilere verdik. Bunu konuşan siyasiler neredeyse hain ilan edildi.
* Ölüm raporunu paylaşmak işin vahametini tedbir boyutunu arttırır. O bakımdan söylüyorum, ne yazık ki şu anda İstanbul eşittir Türkiye.

“NEYİ GİZLİYORSUNUZ, TÜM VERİLER BELEDİYELERDE”

Bütün verilerin belediyelerde olduğunu hatırlatan İmamoğlu, “Neyi gizliyorsunuz. Tüm ölümleri kayıt alan kurumuz. Nakli yapan da biziz. Mezarlıklar Müdürlüğü bizde, ölümler bize geliyor. Bunun gizlisi saklısı olmaz” diyerek bu önemli sürecin siyasi polemiklerden uzak yürütülmesi gerektiğini vurguladı.

“KANAL İSTANBUL İÇİN KÖY KÖY GEZEN BAKANLAR VAR”

Pandemi sürecinin önemli ve ciddi olduğunu hatırlatan Ekrem İmamoğlu, sözlerini şöyle noktaladı:

* İstanbul’un önemli gündemi bu olmalıdır. İkinci vazgeçilmez gündemi deprem olmalıdır.
* Ama artık bakanlar, bakanlıklar Kanal İstanbul için köy köy gezip ‘siz nasıl istiyorsanız planı öyle değiştireceğiz’ diye propaganda  yapıyorlar. Ağlanacak haldeyiz.
* Bakanlar plan değişikliği için köye gidiyor. Çok ayıp. Konumuz, önceliğimiz bulaşıcı hastalıktır, kontrol altına alınıncaya kadar seferberlik devam etmelidir.

“TOPLUM ÖNÜNDE TARTIŞMAMIZI İSTİYORLAR”

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da,

pandemi sürecinde yapmak istedikleri çalışmaların engellendiğini

belirterek şunları söyledi:

* Biz sokakta konteynerler kurup insanların ateşini ölçmek istedik. Bize izin verilmedi. Sonra yollarda polisler ateş ölçmeye başladı.
* Biz bunu kendi aramızda değerlendirdiğimizde, ‘birileri bizimle toplum önünde tartışma yaşamak istiyor’ diye değerlendirdik. Covid-19 üzerinde bir çatışma çıkarmak istiyorlar. Biz bunun dışında kalalım.

“ANKARA’DA 563 KİŞİ ÖLDÜ”

Açıklanan rakamların gerçekten uzak olduğunu anlatan Yavaş, şunları kaydetti:

* Ankara’da toplam 563 kişi öldü. Meclis’te bir araştırma komisyonu kurulsun. Adana, İstanbul, İzmir, Ankara belediye başkanlarından bir günlük rakamları istesinler. Sonra açıklanan rakamlara baksınlar.
* Rakamları az açıklamanın kime ne faydası var? Bence tam tersi olmalı. 30 vefat varsa 100 demeli. Yoksa vatandaşlarımız ne düğünden, ne sünnetten vazgeçer.
* Biraz ikna ile biraz korkutarak, biraz zorlamayla bu tedbirlere ağırlık vermek zorundayız yoksa gerçekten altından kalkamayacağız.

“BELEDİYELER OLMASA HÜKÜMETİN HALİ NE OLURDU?”

Mansur Yavaş, birilerinin kara propaganda yaparak kendilerini kötülediğini anımsatarak şunları söyledi;

* “Biz olmazsak bunlar üç koyun güdemez, ortalık çöp dağlarıyla dolar..” diyorlardı. Hükümet değişikliğinde Türkiye’de kara bir tablo çıkacağını söylüyorlardı.
* Tam tersi çıktı. Hatta bu belediyeler olmazsa pandemi sürecinde hükümetin hali nice olacaktı? Maske bile dağıtmakta zorlandılar.

Diyarbakır Tabip Odası duyurdu: Bugün sadece bir hastanede 15 kişi öldü

TTB Merkez Konseyi Üyesi Yerlikaya: Hasta sayılarında yüzde 31 artış var