Etiket arşivi: İbn-i Sina Hastanesi

Deniz Baykal’ın durumuna ilişkin açıklama: Bilinci açık 

Deniz Baykal’ın durumuna ilişkin açıklama: Bilinci açık 

Deniz Baykal'ın durumuna ilişkin açıklama: Bilinci açık17 Kasım 2017, DHA
(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbiş, Deniz Baykal’ın sağlık durumuna ilişkin ‘Genel durumu iyi, bilinci açık. Gayet iyi iletişim kuruyor’ dedi.

Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, 33 gündür İbn-i Sina Hastanesi‘nin yoğun bakım servisinde tedavi gören Deniz Baykal’ın sağlık durumuna yönelik açıklamalarda bulundu.

Prof. Dr. İbiş, Deniz Baykal’ın sağlık durumunun iyiye gittiğini belirterek, şunları söyledi:

  • Deniz beyin hastanemizde kaldığı süre 1 ayı aştı ve yine yoğun bakımda tedavisi sürüyor. Genel durumu iyi, bilinci açık. Gayet iyi iletişim kuruyor. Yazıyor ve kısa cümleler kuruyor. Bazı soruları anlamlandırabiliyor. Örneğin, ‘Neşet Ertaş kimdir?’ dediğimiz zaman onun ‘Bozkırın Tezenesi’ türküsünün ismini de söyleyebiliyor. Doğum tarihi olan 20 Temmuz tarihini sorduğumuz zaman Kıbrıs Barış Harekatı’nın olduğunu da söylüyor. El, kol, boyun hareketleri iyi durumda. Kısa süreli oturmalar başladı. Fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamalarımız da başladı. Burada tabii ki meslektaşlarımız O’nun tedavisi için çaba gösteriyor. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Ama Deniz beye de çok teşekkür ediyorum çünkü bu sürece uyum sağlıyor. Ve bu sayede de tedavisi iyi yolda ilerliyor. Tedavisi başarı ile devam ediyor. Elbette ki bu tedavisi uzun süreli. Hastane de kalma süreci uzun süreli. O yüzden sabırlı olmamız ve süreci sabırla takip etmemiz gerekiyor.”

Deniz BaykalZİYARET YASAĞI
DEVAM EDİYOR

Ziyaret yasağının sürdüğünü anımsatan Prof. Dr. İbiş,

  • “Tabii sevenleri ziyaret etmek istiyor ama şu aşamada enfeksiyon riskine karşı ziyaret yasağımız devam edecek. 24 Kasım Cuma günü yine Deniz beyin durumuyla ilgili açıklama yapacağız.” dedi.

Prof. Dr. İbiş ayrıca, soru üzerine fizik tedavinin yoğunlaşarak devam edeceğini belirterek, “Çünkü uzun süren yatan hastalarda kasların tekrar gücüne kavuşması için ve oluşabilecek hasarların tedavisi için mutlaka fizik tedavi uygulamalarının yoğunlaşarak devam etmesi gerekiyor.”
=================================================
Dostlar,

İbni Sina Hastanemiz, bizim de öğretim üyesi olduğumuz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin hastanelerinden biridir. Türkiye’nin teknik donanımı ve insangücü niteliği bakımından en önde gelen dev hastanelerindedir. Büyük tıbbi başarılara imza atmış, öncü ve parlak bir bilimsel sağlık kurumumuzdur. Sayın Deniz Baykal‘ın çok ciddi yaşamsal risk oluşturan akut beyin damar tıkanıklığı ve ardından ağır beyin kanaması nedeniyle ilk götürüldüğü oldukça iyi donanımlı bir özel hastaneden İbni Sina Hastanesine sevk edilmesi rastlantı değildir. Deniz beyin genel cerrahi profesörü olan oğlu Hacettepe Tıp Fakültesinde öğretim üyesidir.

İbni Sina’da tüm tıbbi girişimler uluslararası standartlarda yürütülmüştür. Başta Nöroloji ve Nöroşirürji uzmanı hocalarımız olmak üzere büyük özveri ile 7/24 çabalamaktadırlar. Sağlık hizmetleri ciddi bir takım çalışmasını zorunlu kılar. Sayın Baykal’a Emeği geçen tüm sağlık çalışanları içten ve engin teşekkürü hak etmektedirler.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi 1945’te, 2. Dünya Paylaşım Savaşı cehennemi sonunda
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü‘nün istemi ve desteği ile açılmıştır. Ertesi yıl Cumhuriyet’in ilk Üniversitesi olan Ankara Üniversitesine temel oldu. Hacettepe Tıp Fakültesi başta olmak üzere çok sayda Tıp Fakültesinin açılmasını sağladı.. Bir Cumhuriyet kurumudur ve asla incitilmeden, engellenmeden…. önü açılmalıdır. Görüldüğü gibi gün olup herkese ivedi olarak elzem olmaktadır NİTELİKLİ SAĞLIK HİZMETLERİ..

Erdoğan ise, akut olmayan hastalığında, yine bir devlet kurumu olan ülkemizin ilk ve en köklü  Tıp Okulu olan ve Ankara Tıp Fakültesini de yaratan, bizim de mezunu olmakla (1977) övündüğümüz İstanbul Tıp Fakültesi’nden bir cerraha kendisini teslim etmişti özel hastane koşullarında.. (Biz, Cumhuriyetimizin fırsat eşitliği sayesinde Hacettepe’de tıp eğitimine başladık, İstanbul Tıp Fakültesinde tamamladık ve halen Ankara Tıp Fakültesinde çalışıyoruz.. Ülkemizin gözbebeği en önde gelen 3 tıp okulunda çalışabilme onurunu taşıyoruz..)

Ülkemizde tıp bilimlerinin, tıp eğitiminin ve üst düzey karmaşık – nitelikli sağlık hizmetlerinin amiral gemileri olan bu sayılı Tıp Fakültelerinin özellikle kollanması ve birer mükemmeliyet merkezi olarak varlıklarını sürdürmelerini sağlamak siyasal iktidarların temel görevleridir. İstanbul Tıp Fakültesi’nin 1999 depreminde hasar görerek kullanılamaz olan Çocuk Kliniğinin uzun yıllardır yenilenmemesi asla kabul edilemez. Utanç vericidir hatta vatan hainliğidir. Bu köklü kurumların çok değerli arsalarına göz koyarak kent dışında uzaklara taşınmaları akıl dışıdır. Özel hastaneler kent merkezlerinde iken bu kurumları uzaklara taşımak halkın erişebilirliğini engellemek anlamına gelir ve kabul edilemez.

Başta ülkemizin ilk tıp fakültesi olan İstanbul Tıp Fakültesi olmak üzere deniz gören Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin bina sorunlarının hızla çözüme kavuşturulması ülkemiz için stratejik bir öncelik olarak kabul edilmelidir.

Bir kez daha Sayın Baykal’a şifa dilerken,
özveri ve ehliyetle O’na bakan tüm yetkin sağlık emekçilerine şükranlarımızı sunuyoruz.

Sevgi ve saygı ile. 17 Kasım 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

 

 

SAĞLIKTA ŞİDDET DİNMİYOR..

SAĞLIKTA ŞİDDET DİNMİYOR.. NİÇİN ??

ibnisina2

TBMM Sağlıkta Şiddet Araştırma Komisyonu Ekim ayından beri (2012) çalışmalarını sürdürüyor. Türk Tabipleri Birliği de 11 Ekim 2012’de Komisyon toplantısına katıldı ve görüşlerini iletti. Türk Tabipleri Birliği bir temsilci ile TBMM Komisyon toplantılarına sürekli olarak katılmaktadır.

Şiddette caydırıcılık bakımından önemli olduğunu düşündüğümüz
Türk Ceza Yasası’na ek madde önerisi Komisyona iletilmiştir.

kanayan_stetoskop

 

(Dr. Taner ÖZEK)

Sağlık emekçilerinin “Bu şiddet sona Ersin!’ diyerek greve çıkmasının üzerinden henüz bir gün geçmişken, dün (18 Nisan) gece 23.30 sularında Ankara Üniversitesi
İbn-i Sina Hastanesi’nde bir hasta yakını, bir asistan hekim ile iki hemşireyi silahla tehdit etti.

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddete karşı Sağlık Bakanlığı’nı birçok kez uyaran
sağlık emekçileri, silahlı tehdide karşı İbn-i Sina Hastanesi’nde iş bıraktı.

Asistan hekimler: ‘Şiddet durmazsa süresiz grev kapıda’

12.30′da İbn-i Sina Hastanesi Başhekimliği önünde bir araya geldi. Binden çok sağlık emekçisi, Sağlıkta Dönüşüm’ün yarattığı sistemde hizmet üretemeyeceklerini söyledi. Çok sayıda vatandaş da eyleme destek verdi.

Eylemde ilk olarak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Asistan Hekimleri söz aldı.  AKP’nin sağlık politikalarının sağlık çalışanlarını ve halkı sık sık karşı karşıya getirdiğini belirten asistan hekimler, sağlıkta şiddet ile ilgili yasanın bir an önce mecliste kabul edilmesini istedi. Asistan hekimler, talepleri yerine gelmediği takdirde sağlıkta şiddetin durması için süresiz greve çıkacaklarını duyurdu.

TTB Merkez Konsey II. Başkanı Dr. Gülriz Erişgen de şiddetin son bulmasına ilişkin düzenlemelerin yaklaşık bir yıldır yapılmamasına tepki gösterdi.

SES: ‘Nerede şiddet varsa, orası eylem alanıdır’

SES Ankara Şubesi Başkanı İbrahim Kara, 17 Nisan’daki grevlerindeki ana istemlerinin sağlıkta şiddeti önleyecek bir düzenleme olduğunu hatırlattığı konuşmasında AKP’nin bu konuda bir adım atmamakta direttiğini söyledi. Kara,

“Tüm sağlık çalışanı arkadaşlarımıza sesleniyorum. Bugünden başlayarak herhangi bir sağlık alanında, herhangi bir kişi tarafından, herhangi bir şekilde şiddete uğradığımız anda artık kapı önü eylem alanıdır, grev alanıdır.” diye konuştu.

Türk Sağlık-Sen Ankara Üniversiteler Şubesi Başkanı Alpaslan Cenk Kocabaş,
şiddeti önlemek için yasal düzenlemelerin bir an önce yapılması gerektiğini kaydetti.

Sağlık-Sen’den “inşallah”lı talepler

Basın açıklamasına Sağlık Sen Ankara 2 No’lu Şube Başkanı Metin Memiş de katıldı. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin son bulmasını “inşallah” diyerek talep eden Memiş, Meclis’ten beklenen yasal düzenleme ile ilgili de “İnşallah Meclisimiz gerekli düzenlemeyi yapacak” dedi. Memiş’in konuşması kitleden herhangi bir alkış almazken, konuşmanın sık sık “AKP sağlığa zararlıdır”, “Sağlıkta Dönüşüm ölüm demektir”, “Şiddet sürüyor; Meclis uyuyor” sloganlarıyla kesilmesi dikkat çekti.

ATO: ‘Ancak eyleme geçtiğimizde duyuyorlar’

Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Özden Şener de  ”Sağlıkta şiddeti önleme yasasını iki yıldan bu yana hayata geçiremeyen, yasayı ne zaman sorsak ‘çalışıyoruz’ diyen AKP hükümetinin nasıl bir anayasa hazırlayacağını merak ediyoruz. Bu hükümet anayasa hazırlayamaz” diyerek konuşmasına başladı.

Şener konuşmasında bugünkü eyleme katılımın, 17 Nisan’da gerçekleşmemesine de değindi. Şener, “Ne yapmamız gerekiyor arkadaşlar. Ölmemiz mi gerekiyor? Nasıl durduracağız bu şiddeti? Nasıl duyuracağız sesimizi? Ancak eyleme geçtiğimizde duyuyorlar” dedi.

Şener, AKP’li bakanların sağlık alanındaki grevlere yönelik tepkisine de “Bayramlarda 9 gün tatil ilan edenler, sağlık çalışanlarının iki günlük grevlerine laf edemez. Biz bunları yemeyiz” sözleriyle yanıt verdi.
Silahla tehdit edilen asistan hekim Batuhan Erdoğdu

Batuhan Erdoğdu: ‘Hekimlik yapmayacağım’

Şener’in “hala ölüm tehdidi aldığına” dikkat çektiği asistan hekim Batuhan Erdoğdu eylemde son sözü aldı. Olayı anlatan Erdoğdu, “Buradan ant içiyorum, can güvenliğim sağlanana kadar hekimlik yapmayacağım” dedi.

Konuşmaların ardından binden fazla sağlık emekçisi, dün akşam y (aşanan saldırının failinin yargılanmasını izlemek üzere Ankara Adliyesi’ne yürüdü. Saldırganın tutuklanmasını isteyen sağlık emekçileri, saat 13.30′da başlayan mahkemenin sonucunu beklemeye başladı. (Sendika.Org, http://www.hekimedya.org, 19.4.13)

Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 19.4.13

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net