Etiket arşivi: ‘halkı Allah ile aldatarak soyan

Prof. Yaşar Nuri Öztürk : Din sınıfı veya halkı soyanlar sınıfı

Din sınıfı veya halkı soyanlar sınıfı

Kur’an, din sınıfının en büyük kötülüğü olarak bu sınıfın, ‘halkın malını-mülkünü çeşitli oyunlarla tıka basa yemeleri’ olduğunu söylüyor. Kur’an’a göre, bu talan, “Sizi Allah’a götüreceğiz” vaadiyle kandırılarak yapılmaktadır. Yine Kur’an’a göre, talan bittikten sonra halkın elinde kalan şudur: Allah’ın yolundan daha da uzaklaşmış olmak.

Din sınıfı (günümüzde dinciler sınıfı), işte böylesine vicdansız ve zalim bir sınıftır. Din sınıfı, tarih boyunca, bir ‘gulûl mücrimleri sınıfı’ yani kamunun haklarını çalıp çırpan sınıf olagelmiştir. Kur’ansal bir terim olan ‘gulûl’ün halkın haklarını, mallarını çeşitli oyunlarla ele geçirmek olduğunu biliyoruz. Kur’an, din sınıfının, ‘halkı Allah ile aldatarak soyan mücrimler sınıfı’ olduğu gerçeğini çok açık, sade ama etkileyici bir biçimde ve bir uyarı şeklinde ifadeye koymaktadır:
“Ey iman sahipleri! Şu bir gerçek ki, hahamlardan ve rahiplerden birçoğu halkın mallarını uydurma yollarla tıka basa yerler de insanları Allah’ın yolundan usandırarak vazgeçirirler/insanları Allah yoluna karşı konuma getirirler/insanları, su yolunu kesmiş zehirli yılanlar gibi ürkütürler. Altını ve gümüşü depolayıp da onları Allah yolunda harcamayanlara korkunç bir azap muştula!” (Tevbe, 34)
Demek ki din sınıfı olursa halk, bu sınıf tarafından “Sizi Allah’a götüreceğiz” diye kandırılacak, buna inanan halkın elinde avucunda ne varsa soyulacak, sonunda da Allah’a gitmeyi bekleyen halklar Allah’tan daha da uzaklaşmış olacak. Ve büyük ihtimalle dine-imana düşman kesilecek. Veya karmaşa ve bunalımlar içinde ruhsal dengelerini yitirecek.
Türkiye’de dinciliğin açtığı yıkım, toplumda bu üç belayı yaymıştır.
Din sınıfı bununla da yetinmez; dokunulmazlık ve despotizmini bir sadizme dönüştürür ve kendisini Allah’ın yetkileriyle donanmış ilan eder. Hatta ‘yedek Tanrı’ (tâbir, Kur’an’ındır) ilan eder. Aldatılan halk, ne yazık ki bunu da kabul edecektir. Kur’an bu tarihsel gerçeği de ifadeye koymaktadır:
“Allah’ın yanında, hahamlarını ve ruhbanlarını da rabler edindiler. Meryem’in oğlu Mesih’i de öyle. Oysa kendilerine, tek olan Allah’tan başkasına ibadet etmemeleri emredilmişti. İlah yok, o tek Allah’tan başka! Onların ortak koştuklarından arınmıştır o!” (Tevbe, 31)

NEDEN RAHATSIZ OLUYORLAR?
 

İbrahim Özinan yazıyor:
“Gerek dinci münafıkların gerekse dinsiz angutların, Kur’an’dan referans vermeye kalktığınızda rahatsız olup size dil uzatıp alay etmelerinin sebebini, Kalem Suresi 51. ayette buldum. ‘O küfre sapanlar, Zikir’i/Kur’an’ı işittiklerinde az kalsın gözleriyle seni devireceklerdi. ‘Bu tam bir cinlidir’ diyorlardı.’ Demek ki, dinsiz angutlara Kur’an ayetinden referans verilmiyor, dincilere ise ayetlerde tahrifat yaparak vermek gerekiyor.”

“Kul haklarının, günümüz münafıklarının deşifre edilmesine ve Kur’an’dan bugüne kadar anlayamadığımız gerçeklerin tam anlaşılmasına vesile olduğunuz için Allah sizden razı olsun! Bu bilgilerle insanları ve kendimi daha iyi tahlil edebiliyor ve Kur’an’ı daha iyi anlayabiliyorum.” .. “Sizi kıskananların Allah cezasını veriyor. Şöyle ki; size eziyet edildikçe
ve siz saldırıya uğradıkça sizden daha güzel eserler çıkıyor……”

====================================

Evet Dostlar,

Üstad Sayın Prof. Yaşar Nuri Öztürk, AYDINLIK‘taki son yazısında yukarıdaki dizeleri kaleme almış. Ülkemizin dincileri kökten Kuran dışına düşümüş durumdalar ancak
mütedeyyin dindar milyonlarca yurttaş bu acı gerçeği görebilmekten çoook uzak…

Ne yapmalı??

Bir şey yapmalı, birşey yapmalı, işe yarar şeyler yap(ıl)malı..

Sevgi ve saygı ile.
06 Aralık 2015, Ankara