Etiket arşivi: Halil Arık

Şiir köşesi : ZULÜMSE ÖLÜM KAHROLSUN BE GÜLÜM!…


Şiir köşesi…

ZULÜMSE ÖLÜM
KAHROLSUN BE GÜLÜM!…

Varsın kaderde var olsun ölüm…
Biz yaşarken gelemez be gülüm!...
Yaşamak hak, yaşatmak görev!...
Emir inmişse yüceden;
Ne haltetmeye var öyleyse zulüm!...
*
Yükselmişken barışın çığlığı arşa,
Bu arzuyu ölüm
Silemez ki be gülüm!...
Erdemin ilkesiyse yurtta barış, dünyada barış,
Nedir bu ihtiras,
Nedendir bu öfke, kimedir bu kin,
Daha ne kadar sürecek bu 
Kahrolası faşizan yarış!?...
*
Umut güneş, umut dağ, umut derya…
Altedemez bu gerçeği üçbeş palikarya!...
Kaç zaman engeldir bulut güneşe gülüm!...
Yastayız!... İsyandayız!...
Ölümden öte… hayındır zulüm!...
*
Her kahpece ölümle kapkara kesilir gönlüm,
Kahpece ölüm varsa,
Vicdan susamaz be gülüm!...
Umut yarıda kalmışsa kahrolsun ölüm!...
Kahrosun zulüm!...

divider_cizgi

Mehmet Halil Arık
Emekli eğitimci – DENİZLİ
mehmethalilarik@gmail.com
11 Ekim 2015

==================================

Dostlar,

ADD Denizli Şubesinden yoldaşımız E. Öğrtemen Sayın Halil Arık‘ın günümüz politik iklimine tanıklık eden, isyan ve dik duruşu simgeleyen dizelerden kurulu şiirini paylaşmak istiyoruz..
Sevgili Halil Arık öğretmenimize teşekkür ederiz.

Ülkemizi despotça yönetenlerin ve onlara gözü kara destek veren bürokratlarla
milyonlarca oy boca eden halkımızın duyarlığına sunulur..

Halkın bağrından yükselen bu çığlıklar duyulmaz ve gereği yapılmazsa yarın çok geç olabilir..

Sevgi ve saygı ile.
24 Ekim 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Şiir köşesi : Yaranamadım..


YARANAMADIM!…
(İbretlik Bir Serzeniş)

Bir serzeniş bu yaptığım….
Sesimi kimselere duyuramadım!…
İçimde kaldı acım;
Bilemedim, oldum ile olacağın farkını;
Acım büyük; paylaşmaya muhtacım…

*

Özümü sildim yarım asırlık;
El pençe divan durdum huzurunuzda.
Aynı bağın gülüyüz biz dediniz;
Bu yalan teraneye beni de… ortak ettiniz..
Eski dostlarla yüz yüze gelemez oldum;
Yine de bir türlü yaranamadım!…
Ne oldu da koltuk gitti altımdan… İnanamadım!..

*

Her yangına dayanırım… işte buna dayanamam!…
Makama doyamamışken, reva mıydı.. görevimden alınmam!..
Hangisini yapmadım…
İstediklerinizin…?
Hangi biatınıza karşı çıktım ki sizin!?..
Derenin yatağını değiştirmesinden daha zorluydu işim…
Ama ben.. o makam için:
Köprüleri atıp, öyle gelmiştim!…
Yaranamadım!…
Ve de anlayamadım!?…
Ben nerede, ne hata yaptım

*

Nere gideyim!?…
Nasıl edeyim!…
Genç kız da değilim ki
Bohçamı sırtlayıp; baba ocağına döneyim…
Bir makam vaadine, güvendim.., geldim..
Gelirken;
Tüm gemileri yaktım!…
Verilen makamı hep benim sandım!..
Geçmişimi bohçaladım,… dipsiz kuyulara attım da geldim!…

*

Yapılır mıydı bu!?…
Ne olacak şimdi bu işin sonu!?…
Korkarım, bir sonraki trene de almazsınız beni!…
Ben; ne deyim de savunayım şimdi kendimi!….
Desem mi yemin billah; istemeden imzaladım o kararnameleri…
Zorladılar beni!…
İstemeden onay verdim o teşviklere…
Turistik belgelere!….
Ama bilseydim böyle olacak,
Kaptanlığım yarı yolda; ellerim boşta kalacak…
Biner miydim trene!…

*

Dere değiştirmez yatağını, ama ben…değiştirdim!…
Zira size güvendim!…
Kavak yelleri esince başımda…eğildim!…
Sele kapıldım… sürüklendim!…
Bir makam vaadiyle hiç direnmedim!..
Demedim ki; solcuydum; sosyalisttim;
Çağrılınca hemen geldim!…
Böylemi olmalıydı sonum!..
İşte kırıldı kolum… büküldü boynum!…

*

Makam mahzun!…
Ben mahzun!…

divider_yesil_fiyonk

Mehmet Halil Arık
Emekli eğitimci – DENİZLİ
mehmethalilarik@gmail.com

Not: Bir Malum’un ağzından bir serzeniş bu!.. Dilerim ibret olur birilerine…