Etiket arşivi: hain padişah Vahdettin

Erzurum Kongresi 94 Yaşında!

 

Erzurum Kongresi 94 Yaşında!

Mustafa Kemal Paşa, Erzurum Kongresi’ne tüm askeri san ve görevlerinden ayrılmış olarak (İstanbul hükümetinin görevden alması / kendisinin istifası) ile, güçlükle sağlanan bir sivil giysiyle katıldı. Kongre açış konuşmasında şu sözleri tarihe geçti ve örnek oldu :

  • “Efendiler, Sine-i millette bir ferd-i mücahitim..”

Erzurum_Kongresi'nde_Ataturk_Sivil_Giysiyle

Büyük Atatürk, bu yaşamsal Kongreye, tüm görevlerinden istifa etmiş, boynunda hain padişah Vahdettin‘in idam fermanı olduğu halde,
kendi deyimi ile
  • SİNE-İ MİLLETTE FERD-İ MÜCAHİDİM
diyerek katılmıştı..
Bu kongre Türk Kurtuluş savaşının en kritik dönemeçlerinden biridir.
Kazım Karabekir Paşa‘ya şükranla..
Erzurum Kongresi : 23 Temmuz – 7 Ağustos 1919
Mustafa Kemal Paşa, ilk büyük kongreyi topladığı Erzurum’da
hükümet konağı önünde Vali Zühtü Bey, memurlar ve subaylarla..
Erzurum Kongresi’ne katılan 56 harman yürekli yiğide,
başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere vatan minnettardır..

Erzurum Kongresi, 23 Temmuz – 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum’da toplanan kurultaydır. Kongreye çoğunluğu işgal altındaki 5 doğu ili Trabzon, Erzurum, Sivas, Bitlis ve Van’dan gelen 56 (62?) delege katılmış; 2 hafta süren Kongrede alınan kararlar Kurtuluş Mücadelesinde izlenen çizgide önemli ölçüde belirleyici olmuştur.

Bu kongreyi Atatürk düzenlememiştir. Erzurum kongresi bölgesel bir kongre olmasına karşın, tüm Ulusu etkileyecek kararlar alınmıştır

Kongreyi geçici başkan olarak Erzurum delegelerinden Hoca Raif Efendi açmış; yoklamanın ardından yapılan oylamada Mustafa Kemal Paşa kongre başkanlığına getirilmiştir.

Erzurum_Kongresi

Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar:

  • Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz.
  • Her türlü yabancı işgaline ve müdahalesine karşı millet hep birlikte direniş ve savunmaya geçecektir.
  • İstanbul Hükümeti vatanın bağımsızlığını sağlayamazsa geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümet milli kongre tarafından seçilecektir.
    Kongre toplanmamış ise, bu seçimi Temsilciler Kurulu yapacaktır.
  • Kuva-yi Milliye‘yi etkili, milli iradeyi hakim kılmak esastır.
  • Azınlıklara siyasi hakimiyetimizi ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez.
  • Ancak bu vatandaşların canları, malları ve ırzları her türlü saldırıdan korunacaktır.
  • Manda ve himaye kabul olunamaz.
  • Milli irade ve toplanan ulusal güçler padişahlık ve halifelik makamını kurtaracaktır.
  • Mebuslar Meclisi’nin derhal toplanmasına ve hükümetin yaptığı işlerin milletçe denetiminde çalışılacaktır.
  • Sömürgecilik amacı taşımayan devletlerden teknik,sanayi ve ekonomik yardım
  • kabul edilebilir.

Sevgi ve saygı ile.
22.7.13, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

13 ARALIK 2012 GÜNÜ NEDEN SİLİVRİ CEZAEVİNE GİDECEĞİM??


13 ARALIK 2012 GÜNÜ 
NEDEN SİLİVRİ CEZAEVİNE GİDECEĞİM??


Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak.
ADD Bilim Kurulu Yazmanı

www.ahmetsaltik.net


Bu gece 21:30’da ADD Çankaya Şubemizin bir üyesi olarak,
bu şubemizin önünden kalkacak otobüsle biz de yollara düşeceğiz.

  • Bu Ergenekon tertibinin mutlaka geri püskürtülmesi gerekiyor.

Aksi takdirde emperyalist güçler ve yerli işbirlikçileri son derece kritik bir taktik başarı kazanmış olacaklar ve savaşım için çok mevzi yitirilmiş olacak..

Sorulacak yüzlerce soru var.. Tek 1 olayda birkaç soru ile yetinelim :

Teğmen Mehmet Ali Çelebi 18 Eylül 2008’de gözaltına alındı. İki gün sonra tutuklandı.
Ancak iki yıl sonra, 27 Eylül 2010’da yargıç karşısına çıkarıldı. 2 yıl yargıç karşısına çıkarılmadan hapiste tutuldu.. Bu süre çok uzun değil mi? Kısaltılamaz mıydı?
Niçin böyle davranıldı? Hukuk sistemi açısından ussal (rasyonel) bir gerekçesi var mı??

Teğmen Mehmet Ali Çelebi ne denli tutuklu kaldı?

20 Mayıs 2011’de salıverilene dek 2 yıl 8 ay cezaevinde unutulmuştu adeta!
Ta ki bilirkişi raporuna dek. TİB (Türkiye İletişim Başkanlığı) raporuna göre,
Hizbut Tahrir örgütü ile yapay biçimde gerçek dışı olarak ilişkilendirilen
Teğmen Çelebi’nin
cep telefonuna örgütle bağlantılı 139 kişinin numarası,
yalnızca 1 dakika 1 saniyede “polis tarafından” yüklenmişti!

Basın bu skandalı “bir parça” haber yapabildi…

  • Polis hata yaptığını “sehven yüklendiğini” açıkladı!?

Herkes aptal-salak yerine kondu. Sonra 3 maymunlar oynandı; konu kapatılddı.

Teğmen M. Ali Çelebinin, gözaltına alındığında Emniyette el konulan cep telefonuna
2 arada 1 derede Hizbut Tahrir örgütü bağlantılı 139 kişinin kaydını kimler,
ne amaçla yükledi?

Kumpasla sanık yapılan Teğmen Çelebi bu komployu kanıtladığı halde,
Emniyet’in “sehven yüklendi” (??!) savunması nereye konabilir?

Böyle bir suç yükleme, iftira tuzağı kuranlar Devletin polis gücü içinde
ne aramaktadır?

Bu kişiler kimlerdir ve polis örgütüne ne zaman alınmışlardır ?
Özlük dosyalarında kayda değer hangi bilgiler – notlar vardır?

Teğmen bu iftitra ile 2 yıl 8 ay hapis tutulurken, salındıktan sonra (20 Mayıs 2011),
aradan geçen 1 yıl 7 aya yakın zamanda bu polisler hakkında hangi idari-disiplin işlemi ve yasal – adli girişim yapılmıştır?

  • Bu koğuşturmada 19 ay içinde 8 kez savcı değişimi ne anlama gelmektedir?
  • İftira atan polislerin yargılanmasını kimler, nasıl ve niçin engellemektedir?

Başbakan RT Erdoğan ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin bu işin içinde midir,
dışında mıdır, neresindedir?

TBMM İnsan Hakları Komisyonu bu olayla ilgili olarak günümüze dek ne yapmıştır?

Batı’li “Demokrat” (?), “AB” li dostlarımız ve onların içerideki müritleinin vicdanları zerrece sızlamakta mıdır ve sızlıyor ise ne girişim yapmışlardır?

Olay içeride bilerek ve isteyerek kilitlendiğine göre, “hukuk yolları fiilen tüketilmiş” demektir.

Bu durumda AİHM‘ne gitmeden önce süreci 1-2 yıl daha uzatacak olan
Anayasa Mahkemesi’ ne bireysel başvuru yolu açık mıdır?
Yeni Anayasa Mahkemesi böyle bir başvuruya nasıl bakar?
Biçimsel mi, özüyle mi?
AİHM’nin benzer durumlarda davaları kabul ettiğini kendisine içtihat edinir mi?
Yoksa kesnleşmiş yargı kararı mı ister ısrar ve inatla??

Tek bir skandal olayda bile kaç tane can alıcı soru..
Batı demokrasilerinde birkaç saat içinde hükümet düşürecek nitelikte..

“İleri demokrasi” kahramanı Başbakan RT Erdoğan çıkıp “yargıya gerekeni
söyleyebilir mi; daha önce kezlerce başka olaylarda adeta azarlayarak yaptığı gibi?

Ya da yargıya saygılı kalıp “gerekeni söylemek” yerine, bir yurttaş olarak, basın önünde bu konuda da “adaletin hızla gerçekleşmesini dilediğini“ söyleyebilir mi?

En azından idari soruşturma -ya da hızlandırıması- buyruğu verebilir mi
İçişleri Bakanına ??

Bunları yapmıyor ya da yapamıyorsa neden? Nedenini açıklayabilir mi?

Ya da biz fikrimizi söylersek, örn. görünür köy kılavuz istemez.. dersek suç olur mu?
Hemen onbinlerce TL’lik çökertici maddi tazminat ve de hakaret savlı ceza davaları
açar mı?

Tüm bunların, tek bir olayda, 1/40’nın olduğu bir ülkede rejimin geçek adı nedir ??

İşte Dostlar..

Önümüzdeki dönemin daha da kötü olmaması adına,

  • Ergenekon tertibinde yurtseverlere sahip çıkmak,
    bırakın demokratlığı ve Atatürkçülüğü; insan olmanın boyun borcudur.

Hepimize kolay gelsin..

  • Tutsakları Halkımız kurtaracak..

Tarihte örnekler, çok.. En son, hain padişah Vahdettin‘in Bekir Ağa Bölüğü tutsaklarını ve Malta sürgünlerini büyük devrimci Gazi Mustafa Kemal Paşa öncülüğünde Cumhuriyet Devrimcileri özgürleştirmişti.

Biraz geri gidersek, Fransa Kralı 16. Louis Antointte’in Bastil’e tıktıklarını da
Fransız yurtsevereleri bu hapishanenin duvarlarını yıkarak ve zincirlerini kırarak salmış; büyük ve şanlı Fransız Devrimi ile zalim kral ve kraliçe Marie’yi giyotine yollayarak ülkelerinde Demokratik rejimi kurmuşlardı..

Tarih “tekerrürden ibarettir” diyen kimi kıt akıllılara anımsatmak isteriz :

Gerçekte tarihin tekerrürü (yinelemesi), “koşullar benzerse” geçerlidir.

Her “verili koşullar ortamı” kendi tarihini doğurur.
Yaşamın gerçeği yer ve zamana görecelidir hatta pozitif bilimin gerçeği de..

Bu, diyalektiğin temel yasasıdır ve bildiğimiz ölçüde henüz değişmemiştir, yürürlüktedir.

Bu kadim Andolu coğrafyası da, söz konusu tarih-toplum yasasının kapsama alanı içindedir. Hem de Devrimler yapmış, emperyalizmi savaş meydanlarında ilk kez
dize getirmiş deneyimli ve kahraman halkı ile.

  • Emperyalizm ve iğrenç yerli işbirlikçileri; mide bulandıran tertipleri ile
    hiç kuşku yok bir kez daha yenileceklerdir. 

Sevgi ve saygı ile.      
12.12.12, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net