Etiket arşivi: gıllıgışlı ilişkiler

‘Aman…’ virüsü

Zafer ArapkirliZafer Arapkirli
Cumhuriyet, 14 Mayıs 2021

 

İnsanoğlu, tarihin her döneminde türlü çeşitli virüslerle boğuşmak zorunda kaldı. Kimi, tedavi edilebilir, kimi ölümcül, kimi de elini yıkayınca, dezenfekte edince ölüp gidiveren virüsler.

Bugünlerde de Covid-19 denilen bela ile uğraşmaktayız.
Bu da geçecek ve bugünleri nesiller boyu anacağız, anlatacağız.

Ama bir de “Çaresi zor” başka bazı ölümcül virüsler var. Onlardan biri de şu “Aman abi… Virüsü” dür.

Tehlikeli, tehlikeli olduğu kadar da insan beynine ve yüreğine yerleşti mi, bir türlü çıkmayan, yapışkan bir virüstür bu “Aman…” virüsü.

Beyni ve yüreği işgal eder ve çıkıp gitmez oradan.

“Aman abi… Neme lazım başıma bişi gelmesin” varyantı, en tehlikelilerinden biridir, mesela.

Elini oynatamazsın. Ağzını açamazsın. Klavyen kilitlenir. Kaleminin mürekkebini tüketir. Mikrofonunun kablosunu koparır. Kameranın merceğini kapkara bir boya ile örter.

Özellikle de söz ve yazı erbabını, akademisyeni, gazeteciyi yakaladı mı, bırakmaz. Hayatına kasteder.

“A.A.N.L.B.L.B.İ. – Aman abi… Neme lazım… Bulaşmamak lazım bu işlere/bu adamlara” varyantı daha da kötüdür.

“Bu adamlar” bedel ödetme eğilimindedir çünkü. O bedel de rahatını bozuverir insanın. Bugüne kadar iyi kötü eline geçen ayrıcalıkları, kurduğun düzeni, kazandığın üç beş kuruşu (kimi zaman üç beş milyonu) yitirmek riski vardır işin ucunda.

Dilini bağlar adamın. “Aman abi… Başıma durup dururken iş almayayım abi… Çoluk çocuğumuz rahatsız olmasın” varyantı ile aynı laboratuvar çıkışlıdır bu virüs de.

Hele ki geçmişinde gıllıgışlı ilişkiler içinde olmuşsan, muktedir mahfillerde kemik (ve yemek artığı) yalamışsan, bu virüsten korunman zaten mümkün değildir. “Götürür” insanı, maazallah.

Bir de bu “Aman abi…” virüsünün siyasetçilere musallat olan bir varyantı vardır. Nesiller boyu mutasyona uğraya uğraya, iyice “canavarlaşır” bu virüs.

Üstelik, “muhalif siyasetçi” tayfasının, kendi geçmişinde (ya da bugününde) unutulmasını istediğini açıklar, yamuklar yumuklar varsa iyice kolay yakalanır bu virüse.

Mesela bu meretin bir de “Aman abi… Şimdi devri sabık-mabık kim uğraşacak bunlarla” varyantı vardır ki… Uyku uyutmaz adama. Bu virüsün “Kim uğraşacak şimdi abi…” türünden çok ölen olmuştur.

Bugünün yamuğuna yumuğuna ses ederken bile aklının bir köşesine takılır muhalif siyasetçinin. “Ulan şimdi, biz bunları bir kenara yazıyoruz ama. Hesap soracağımızı söylersek potansiyel seçmen tabanını, yani ötekilerden aparacağımız oyları ürkütmek var işin içinde… Neme lazım abi… Boşver… İktidara gelelim de… Unutalım bunları. Maksat ağızların tadı bozulmasın…” hissiyatına neden olur.

Çok tehlikelidir bu virüs. Adeta, “Musluklar, köşe başları bize geçecek nasılsa. Gerisini fazla kurcalamayalım şimdi” hissiyatıdır bu. Kapkara bir kâbus gibi çöker ciğerlere, dalaklara, böbreklere. Çoklu organ iflasına neden olur.

Sıradan insana da bulaşma riski taşır bu “Aman abi…” virüsü. Üç satırlık sosyal medya paylaşımını bile yaptırmaz adama. Klavyenin tuşlarına, telefonun ekranına adeta tutkal gibi yapışır. “Çoluğumu çocuğumu düşünmem lazım abi. Şimdi iki like’tan üç RT’den başımıza bir iş gelir. Huzurumuz kaçar. Bak, geçen gün komşunun kapısına dayanmışlar. Eltimin kızına soruşturma açmışlar. Görümcemin terfisini engellemişler. Kayınbiraderin oğlunu işten atmışlar…” duygusunu beynine işgale yollarlar adamın.

Kötüdür bu virüs. Çaresi vardır ama.

Özgür bir yürek, sürekli antikor üretir bu virüslere ve varyantlarına karşı. Öyle güçlü bir antikordur ki anında öldürüverir bu baş belası virüsü. Tavsiye ederim.

Gündüzleri dipdiri tutarken insanı, geceleri yastığa başınızı koyduğunuzda öyle güzel uyutur ki. Bebek gibi uyur ve rüya bile görürsünüz. Güzel günlerin çok yakın olduğu rüyası.

Motorları maviliklere süreceğimiz günlerin, en güzel elbiselerimizle meydanlara doluşup özgürlüğü kutlayacağımız rüyası.

Bayramınız şeker tadında olsun.