Etiket arşivi: “GERİ KALMIŞLIKTA SORUN İSLAM OLSAYDI(…..)”

“GERİ KALMIŞLIKTA SORUN İSLAM OLSAYDI(…..)”

Dostlar,

Sevgili arkadaşımız, Uluslararası İlişkiler Uzmanı Sn. Duran Aydoğmuş;
çok değerli yazıları – yazışmalarını paylamakta..

29.8.2013 günü de “TANRI’dan MEKTUP VAR” başlıklı bi dosyasını paylaşmştık.

Yeni sunumu aşağıda ..

Teşekkür ederiz Sn. Adoğmuş’a..

 

=========================================

Sevgili Dostlar,

26.08.2013’de sizinle ve kısa bir yorumumla paylaştığım GERİ KALMIŞLIKTA SORUN İSLAM OLSAYDI(…..)” konulu makale için kendi yorumunu ekleyen Eğitimci Yazar Sayın Ahmet Z. Özdemir hocamızın aynı tarihteki yorumu da aşağıdadır. Söylediklerine katılmamak mümkün mü?
Piyasada önemli kitapları bulunan Sayın Yazarı henüz tanımayanlar için kısa özgeçmişi aşağıdaki bağlantıdadır. Tıklayınız.
 +
Saygılarımla. 29.8.13

Duran Aydoğmuş
—–

Kimden: Ahmet Z. Ozdemir <azozdemir@……….>
Kime: duran aydogmus <durgul55@yahoo.com>
Gönderildiği Tarih: 26 Ağustos 2013 11:17 Pazartesi
Konu: GERİKALMIŞLIKTA SORUN İSLAM OLSAYDI,

    Değerli Dost, sayın Aydoğmuş,

Sitenizdeki sayın Prof. Dr. Kemal Arı’nın yazılarını okudum. Güzel ve doğru şeyler, yazdıklarına katılıyorum. Ancak önemli bir hususu belirtmeden geçemeyeceğim. Sayın Arı; İbn-i Sina’dan, El Brûni’den, İbn-Rüşt’ten, Farabi’den söz ederken
bu değerli insanların o devrin yobazları tarafından dışlandığını, ayıplandığını söylemiyor. Bu bilim adamlarına: “Bunlar Kur’an dışına çıkyor, hadis dışına çıkıyor diye onları halk nezdinde itibarlaştırdıklarını belirtmemiş.Tamam, sorun İslam’ın kendisinde değil, ama bu sorun nerede?. Gökte mi, yerin altında mı, insanların kafasında mı? Burası bir açığa çıkmalıdır. Dünyada hiçbir din, sakın ilerleme, olduğun yerde kal, sakın kıpırdama demez.
—–

Bilindiği gibi bütün kitaplı dinler, o dinin peygamberi öldükten sonra onun halifeleri, müçtehitleri ve imamları tarafından biçimlendirilmiştir. Hıristiyanlık, İsa’nın ölümünden sonra Sen Piyer (Petros) ile Tarsuslu Sen Pol (Pavlus) tarafından kurallara bağlanmış. Küçük değişiklikler bir yana…

Bu durum İslamlık için de böyledir. İslam’ın peygamberi öldükten yaklaşık yüz yıl kadar sonra ortaya çıkan mezhep kurucuları (imamlar) ve Osmanlı döneminde de “hükemâ-yı İlâhiye” denilen yorumcularla İslam bu hale geldi. Medresedeki müderrisler ve mollalar da bunun uygulayıcısı oldular. İşte bu noktada ben Osmanlı devletini yıkanlar da bu molla kafasıdır diyorum. Çünkü bunlar altı yüz yılda müsbet bilim konularında bir adam yetiştirmemişlerdi. Yani bir Pastör, bir Edison çıkaramamış. Ama bol bol ülema, din adamı çıkarmışlardır. İslam’a beş, güsle üç, imana altı, hayvan kesmeye dört…şartlarını koyanlar da bunlar. Mesela İslam’ın şartına gelelim: Doğru olacaksın, yalan söylemeyeceksin, çalmayacaksın, haksızlık yapmayacaksın…. böylece yüzlerce şartı var İslam’ın ama biçimlendirenler kendilerine göre biçimlendirmiş işte.Günümüz üleması da o kaynaklardan, yani medrese kaynaklarından etkilenerek yetişmişler. İşte örnekler:

“Müzik için haram diyemeyiz ama helal da diyemeyiz. İçeriği İslam’a uygun olmalı ama kadın sesi içeren müzik kesinlikle caiz değildir.” Prof. Dr. Orhan Çeker, Selçuk Üniversitesi.

“Çalgı aletleri, bunları çalmak, satmak ya da şarkı söylemekten para kazanmak, nefsi azdıran, örneğin

– dini bir kadının ya da şarabın heyecan verici niteliklerini anlatan şarkılar (çalgısız dahi olsa) caiz değildir.” Prof.Dr.Hamdi Döndüren, Uludağ Üniv.

“Şarkı denilen şeyin ancak (eğer çalgı ve kadın sesi içermiyorsa); sözleri de dinen sakıncalı değilse dinlenebilir.” Prof.Dr.Ekrem Buğra Ekinci,
Marmara Üniv.

Sayın Prof. Kemal Arı, Dini, İslam’ı bu hale getirenler, o dinin uygulayıcılarıdır. Düşünsene, sadece “Prof.” ünvanlıları bir tarafa bırakalım bir de bunun daha aşağı ellerde, halk arasında nasıl değiştirilerek, çeşitlendirilerek yayıldığı meselesi…