Etiket arşivi: gerçek ve yakın bir tehlike

AİHM Gülmen ile Özakça için yapılan acil tedbir başvurusunu reddetti

AİHM Gülmen ile Özakça için yapılan
acil tedbir başvurusunu reddetti:
‘Hayati tehlikeleri yok’

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), açlık grevindeki Nuriye Gülmen ile Semih Özakça için yapılan acil tedbir başvurusunu reddetti.
Anayasa Mahkemesi’nden red kararının gelmesiyle iç hukuk yollarını tüketen Gülmen ile Özakça’nın avukatlarının acil tedbir kararı vermesi talebiyle başvurduğu AİHM’den gelen yanıt hayal kırıklığı yarattı. AİHM Türkiye Hükümetine, Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’nın derhal salıverilmelerinin sağlanması yönündeki geçici tedbirin bildirilmemesine karar verdi. Talebin yalnızca
ciddi ve telafi edilemez bir hayati risk yaratan yakın bir tehlike söz konusu olduğunda uygulanacağı ifadeleri dikkat çeken karar, “Sincan Hastanesi’nde tutulmalarının, bu kişilerin yaşamına geri dönülemez bir zarar verecek nitelikte gerçek ve yakın bir tehlike oluşturmadığı tespit edilmiştir” diye gerekçelendirildi.

Kendi doktorlarına imkan sağlayın’ 
Numune Hastanesi’nin Sağlık Kurulu Raporu’ndaki
* “Mevcut bulgulara göre hayati tehlike arz eder. Hayatını yalnız başına idame ettiremez” ifadelerinin anımsatıldığı kararda; hükümetten, günlük yaşam ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yeterli düzenlemelerin hayata geçirilmesini sağlamasını talep edildi. Kararda ayrıca; Gülmen ile Özakça’nın kendi seçtikleri doktorlara danışmalarına imkan sağlaması da hükümetten talep edildi. Mahkeme kararında açlık grevini sonlandırma çağrısını yineledikleri söylenerek, hükümetten her türlü gelişmeyi, Gülmen ile Özakça’dan da yerel mahkemelere yapabilecekleri her türlü başvuruyu haberdar etmeleri istendi.
‘Kararda akıl verdi’
Gülmen ile Özakça’nın avukatları, AİHM’in 24 uzman hekimin raporuna rağmen şimdilik hayati bir tehlike görmediğine karar vermesine tepki gösterdi.
* “Açlık grevinde olan ve yalnızca ifade hürriyeti sebebiyle örgüt üyesi ilan edilmiş bu iki insanı tutuklamak onlar için bir kötü muameleye dönüşmüş müdür? Sağlıkları için bir risk oluşturmakta mıdır” sorularının tespitlerini istediklerini söyleyen avukatlar,
* “Tutukluluğu beğenmiyorsak ulusal mahkemelere başvurmamız konusunda akıl da verdi kararında. Mahkemenin bu kararı, temsil ettiği varsayılan “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi” değerleri açısından utanç vericidir” dedi.
Artık hukuksal süreç yok
Halkın Hukuk Bürosu’ndan yapılan açıklamada, “Bu mahkemeye yahut herhangi bir mahkemeye özel bir anlam yüklediğimiz için değil, pervasızlık, yüzeysellik ve temel haklar konusundaki utanmazca tasarruf nedeniyle kızgınız” denildi. 24 Mayıs günü başlatılan hukuksal sürecin sona erdiği belirtilen açıklamada,
“Artık geriye kalan Nuriye ve Semih’in başından beri güvendikleri ve tutkuyla sevdikleri Türkiye halkının vicdanı ile ömürlerini ortaya koyarak savundukları onurlarıdır. Onun da hukuka ihtiyacı yok, hep birlikte yanlarındayız” dendi.⁠⁠⁠
‘Sadece devlet görüşü”
AİHM’in verdiği ara kararla Numune Hastenesi’nde Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’nın kontrolleri için Ankara Tabip Odası tarafından görevlendirilen adli tıp uzmanı Şebnem Korur Fincancı, AİHM’in verdiği ret kararı için “Çok korkunç, inanılır gibi değil. Bizim hiçbir değerlendirmemizi hiçbir bilimsel görüşümüzü dikkate almamışlar. Sadece devletin görüşü değerlendirilmiş” dedi. Fincancı, AİHM’in Gülmen ile Özakça’ya “Açlık grevini bırakın” çağrısını yinelemesine “İnsanların özgür iradesiyle vermiş oldukları bir karar bu. Hekimler olarak bizlerin bunları sorma yükümlülüğümüz var ama böyle bir çağrı yapamaz hukukçular. AİHM’e yakışmayan bir çağrı” yorumu yaptı.
28 Haziran’da başlayan acil talepli hukuki sürecin bir ayı geçtikten sonra sonuçlanmasına tepki gösteren Fincancı, “Gerçekten çok üzücü ve çok taraflı bir karar olduğu düşüncesi oluşturuyor. Bizim değerlendirmemize yer verilmemesi de bunu doğruluyor.” diye konuştu.
(http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/794940/AiHM_Gulmen_ile_Ozakca_icin_yapilan_acil_tedbir_basvurusunu_reddetti___Hayati_tehlikeleri_yok_.html, 03.08.2017)
=================================
Dostlar,Gerçekten şaşkınlık içindeyiz..
İnanmakta zorluk çekiyoruz..
AİHM – AİHS sistemine ve Avrupa Konseyi eliyle Avrupa’da yarım yüzyılı aşan bir süredir oya işlercesine geliştirilmeye çalışılan İNSAN HAKLARI HÜLYASI’na ağır bir darbedir bu karar. Ardalanını incelemek, kararı ve gerekçesini değerlendirmek gerekir.

Daire kararını temyiz etmek gerekir..

Ankara Numune Hastanesi referans hastanedir ve nitelikli hekimleri vardır. Çok sayıda uzman hekimin “yaşamsal tehlike varlığı ve hapiste tek başına yaşamını sürdüremeyeceği” bilimsel saptamasını görmezden gelmenin AİHM’ne, ona dayanak veren AİHS’ne ve de he ikisin, de var eden Avrupa Uygarlık – Özgürlük – İnsan Hakları sistematiğine katacağı hiçbir değer yoktur. İlgili Dairenin kabul edilemez bu kararı hızla temyiz edilmeli ve 17 yargıçlı Büyük Daire’de hızla düzeltilmelidir..

Gerçekten çok üzgün ve kaygılıyız.. Ölüme yatış 5 ayını bitirmek üzeredir..
Güvenilen dağlara kar yağmış, AİHM, AKP iktidarının yaptığı savunmaya dayalı kararla, onlarca yıldır biriktirdiği saygınlığını onarımı çok güç biçimde zedelemiştir.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın önüzdeki günlerde yitirilmesi ya da dönüşümsüz biçimde engelli kalmaları (başta Wernicke-Korsakoff sendromu!) durumuda AİHM bu kararını gözden geçirebilecek midir? Telefi etme yolu bulabilecek midir? Bu yitikler gerçekte tüm insanlığındır ancak hesabını verecek kişi – kurum ne yazık ki, postmoedern – dijital dünyada ortalıkta gözükmüyor… Çooook hazin ve çooook yazık; hatta utanılası!

Daire kararına hemen itiraz ve Büyük Daire’de ivedi kayıtlı temyiz lütfen..

Sevgi ve saygı ile. 03 Ağustos 2017, Ankara
Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com