Etiket arşivi: filyasyon oranı

HALK TV Programımız – 22 Mayıs 2021

Dostlar,

22 Mayıs 2021 Cumartesi günü akşam saat 20:00’de HALK TV’de Sn. Fatih Ertürk’ün konuğu olduk.

Sayın Ertürk bize günün turkuvaz tablosundaki verilerin nasıl yorumlanması gerektiğini sordu.


Ayrıca 1 Haziran’da esnek normalleşmeye geçme ile birlikte bizi nelerin beklediğini de sordu.

Son olarak ise ülkemizin ne zaman normalleşebileceğini..

Yaklaşık yarım saat süre içinde güncel verilerle açıklamaya çalıştık.
Örneğin son haftada dünyada haftalık ortalama olarak günlük yakalanan yeni hasta sayısında %14 ama Türkiye’de %23 azalma olduğunu belirttik.
Bu azalmanın ölümlerde ise, son haftada dünyada haftalık ortalama olarak günlük yakalanan ölüm sayısında %2 ama Türkiye’de %16 oranında olduğunu ekledik. Arıca dünya genelinde %2 olan olgu ölüm hızı (case fatality rate) ülkemizde %0.9!

  • Görülüyor ki dünya ortalamasının çok önünde başarı ile (!?) salgını ülkemizde yönetmekteyiz!?


Üstelik son 1 haftada anlamlı hız ve oranda aşı yapmamış iken..
2 doz aşılananların sayısı 11,9 milyon, toplam nüfusta (90 milyon) payı yaklaşık 8’de 1 iken..

Toplam yapılan aşı sayısı 27.774.523
1. Doz uygulanan kişi sayısı 15.892.513
2. Doz uygulanan kişi sayısı 11.882.010… 90 milyon eylemli (fiili) nüfusta % 12,4;
Dünyada 12. sıradayız.. (23 Mayıs 2021, Pazar 04:11)
https://ourworldindata.org/covid-vaccinations
29 Nisan akşamı – 17 Mayıs 2021 sabahı “17 günlük kısa ve sözde tam kapanma” yapmış iken.

Test politikasında
ciddi açmazlar ortada duruyorken..

Örneğin test pozitifliği 8697 + 835 / 216.658 = / %4,4’e dek hızla düş(ürül)müş iken…
Tarama amaçlı test yapmıyor iken, salt başvuranlara ve belirtisi olanlara yapılıyor iken..
Dolayısıyla toplumda yakın ve uzak temaslıları bulup ayırarak bulaş zincirini kırmak için aktif çaba göstermiyor (aktif sürveyans yapmıyor iken!)  iken.. Bu amaçla 400 bin / gün dolayında tarama + tanı amaçlı test yapılmalı DSÖ ölçütlerine göre..
Testin kalibrasyonunu / validasyonunu (geçerliliğini) ortaya koymamış iken..
PCR testlerinim, mutant tür sayısı ve yaygınlık olarak ürkütücü boyutları ortada iken ne ölçüde güncellendiğini (varyantları da yakalayabilmek üzere) bilmiyor iken..

Mutant / varyant tip sorununun Epidemiyolojik boyutlarını ve haritasını ortaya koyabilmek için yeterince dizin çözümlemesi (sekans analizi) yapmıyor / yapamıyor ve bu amaçla DSÖ desteği de almıyor iken.

Havuzdaki hasta sayısı 21 Nisan’dan 22 Mayıs’a 1 ayda 565 binden 125 bine olağanüstü bir “destan yazılarak” düşürülmüş iken.. Oysa, Epidemiyolojik kurallara göre bu havuzun ancak her gün en çok 1/14 oranında (en az 14 gün bulaştırıcılık süresi) boşalabileceğini, havuza hiç yeni hasta katılmaması durumunda kuramsal olarak ancak en az 14 günde boşalabileceğini bekliyoruz. Üstelik son zamanlarda artan mutant tip bulaşları (enfeksiyonları) nedeniyle, tıp yazını (literatürü) verilerine göre %50’den çok hastada bu sürenin 14 günü aştığı bilinirken.. Öte yandan 21 Nisan – 22 Mayıs 2021 arasında toplam 732.057 “yeni hasta” havuza “resmen” eklenmişken..

Halen 125 bin hasta görünüyor havuzda. Türkiye verisi ile %1 ölüm oranı üzerinden, önümüzdeki 4 haftada 1250, Dünya ortalaması %2 ile ise 2500 ölüm beklenebilecektir. 2500 / 28 = 89 ölüm / gün demektir; bu ileriye doğru 4 hafta içinde havuza yeni eklenecek hastaları ve onlardan “erken” ölümleri dikkate almaksızın..

Ayrıca AĞIR HASTA sayısı dikkat çekici (1876!). Dünya ortalaması %0,6 iken bizde %2. Oysa %99,9 oranında “sabit” bir olağanüstü yüksek günlük filyasyon oranımız var.! Üstelik 8 saatte. Sabah yakalandı ise hasta, akşama kalmadan ya da akşam tanı kondu ise sabaha kalmadan, bu yeni hastalarımızın kim(ler)den hastalığı aldığını jet hızıyla buluyoruz! Ama gene de ağır hastalarımız Dünya ortalamasının 3 katından çok!? Nasıl açıklayacağız? Mutant tiplerle mi, PCR (+) çıkan çoğu hastayı evine yollayıp, “durumun bozulursa 112 çağır” deyip ağırlaşmasına neden olduğumuz için mi? Hem böylelikle yatak doluluk oranımız da çok düşük çıkıyor, yatan kovit-19 hasta sayımız da.
***
Sonuç olarak                                     :

Turkuvaz tablo verileri hala güvenli olmaktan çok uzak..
Halka saydam – doğru bilgi verilmiyor nedense!?..
Oysa Dünya Sağlık Örgütü SAYDAMLIK – GÜVENİLİRLİK .. ikilisini salgın yönetiminde çok önemli buluyor halkın katılımını sağlamak için..
O halde, 1 Haziran 2021 çok önemli bir tarih..
17 Mayıs 2021 sabahı başlayan “tersine kovit göçü” nün 14. günü.. Harman olmuş oluyor ülke. O günkü veriler çok önemli durumu görmek için. Gevşeme önlemleri de hem o 1 Haziran hem de 2. kuluçka süresi sonu olan Haziran ortasındaki durum görülerek çok özenli ve aşamalı olmalı.

UNUTULMASIN : Elde yeterli aşı yok ve hastalık yükü toplumda hala çok ciddi düzeyde..

  • Son verilerle, resmi 5,2 milyon toplam hasta ile Dünyada 5. sıradayız.
  • Günlük yakalanan yeni olgu sayısında ise 8. sıradayız Dünyada.
  • Tüm “roll out” (halının altına süpürme!) çabasına karşın durumumuz hiç de parlak değil.
  • Her gün “resmen” 200’ü aşkın insanımız ölüyor.
  • 10 (on) bine yakın günlük yeni hasta…
  • Nisan 2020’de deneyimlediğimiz ilk dalganın 2 katı verilere sahibiz halen!

TUNELİN UCUNDA IŞIK NE ZAMAN??

Prof. S. Şimşek Yavuz (Bilim Kurulu Üyesi) Ekim’i işaret etti ama 30 + 120 m doz aşının gelmesi koşulu ile. Evet, ek olarak bu aşıların akılcı – adil bir önceliklendirme ile uygulanması gerek. Ayrıca yaygın – hızlı mutasyon sorunu karşısında aşıların etkililiklerini (Efficacy) ne ölçüde koruduğunun da bilinmesi gerek.. Bu arada gereksinimli yığınlara sosyal desteğin sürdürülmesi ama bunun faturasının da akıl almaz akaryakıt ÖTV artışıyla değil, örn. ABD’de olduğu gibi üst gelir dilimlerine ek vergi koyarak karşılanması gerek…

DSÖ kestirimlerine / öngörülerine göre gelişmiş ülkeler 2021 sonunda rahatlayacak.

Orta gelirli gelişmekte olan ülkeler (Türkiye burada mı 8600 $ / kişi / yıl gelirle??) iyimser 2022 içinde, 2023’e sarkabilir..

Yoksul / gelişmemiş (geri bıraktırılmış) ülkelerde ise 2024 -25 yılını bulabilecek salgının sönümlendirilebilmesi.

Son olarak ekleyelim ki; salgını denetlemek için kararlı davranan ülkeler hem daha az hasta – ölüm gördüler hem en az ekonomik yük aldılar hem de temel insan hak ve özgürlüklerini en az sınırlamak durumunda kaldılar. Bu tablo, başta ekonomik kaygılarla olmak üzere “esnek – gevşek – kararsız”” davranan ülkelerde o oranda daha ağır oldu. En ağır bedeli ise, salgın yönetiminde kuralsız – bilim dışı – liyakatsiz… yönetimler ve halkları ödedi, ödemekte. Sanırız – korkarız hatta görüyoruz ki; Türkiye bu son kümede ne yazık ki!*

Sevgi ve saygı ile. 23 Mayıs 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    twitter : @profsaltik

  • SARS-CoV-2 elimination, not mitigation, creates best outcomes for health, the economy, and civil liberties. Published Online April 28, 2021
    https://doi.org/10.1016/ S0140-6736(21)00978-8