Etiket arşivi: FETÖ/PDY terör örgütü

KAYMAKAMLIK SINAVI SORULARININ SIZDIRILMASI HAKKINDA

KAYMAKAMLIK SINAVI SORULARININ SIZDIRILMASI HAKKINDA

Mahmut ESEN
E. Mülkiye Başmüfettişi

1-Yazılı ve görsel medyada “2012 Kaymakamlık sınavı sorularının FETÖ mensuplarınca sızdırılması soruşturması kapsamında 45 ilde 165 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildiğine…” ilişkin haber yayımlanmıştır.

2- Mülki İdare Amirliği Hizmetleri Sınıfında KHK ile görevine son verme işlemleri, 430 mülki idare amirinin (vali/vali yrd./kaymakam vb.) görevine son verilmiş olması, görevine son verilmiş personelin toplam istihdam edilenlere oranının %19,9 olması dikkate alınarak, konu tarafımdan (yalnızca) açık kaynaklara dayalı olarak incelenmiştir.

FETO/PYD ve öbür terör örgütleriyle daha etkili mücadele edilmesi, bu bağlamda asıl suç faillerine/ elebaşlarına ulaşılması, 44 yıla yakın hizmet verdiğim mülki idarede oluşmuş zafiyetin hızla giderilmesi ve bu tür durumların yeniden yaşanmaması için gereken önlemlerin alınmasına yönelik önerilerde bulunmak, terörle mücadelede halkın desteğinin en üst düzeye çıkarılması için kamuoyunun aydınlatılmasına az da olsa katkı sağlamak amacını taşıyan yazımda;

2012 yılındaki kaymakam adayı alımları konusu örnek olay olarak ele alınmış, konu aşağıdaki gibi açıklanmıştır:

“Örnek alınmış olan 2012 yılında yapılmış yazılı/sözlü sınavlar sonucunda 60 kişinin kaymakam adaylığını kazandığı ilan edilmiştir. Güvenlik soruşturmaları olumlu sonuçlanan kaymakam adaylarının atamaları yapılmıştır. Göreve başlatılmış kaymakam adaylarından 35’inin terör örgütü ile iltisaklı / irtibatlı olduğunun anlaşılması üzerine, 2016 ve 2017 yıllarında yayınlanmış KHK’lerle, görevlerine son verilmiştir. Görevine son verilmiş adayları sayısı, sınavı kazanan toplam adayların yarısından çoktur (%58,3). Üstelik görevine son verilmiş olanların sınavı ilk sıralarda kazanmış oldukları görülmektedir. Bu yüzden olayı FETÖ/PDY terör örgütünün elemanlarını mülki idareye “sızma”sı olarak nitelendirmek hatalı / noksan / konuyu basite indirgeyen bir değerlendirme olacaktır. Olayın, salt sızmadan çok bir tür “kabul / yerleştirme işlemi “olduğu anlaşılmaktadır.” değerlendirmesinde bulunulmuş; alınması gereken ek önlemler belirtilmiştir.

3-Yazımızın yayınlanmasından yaklaşık iki yıl geçtikten sonra bile sözü edilen konunun ayrıntılarıyla ele alınmış olması, soruşturuluyor olması sevindirici bir durumdur.

Selam ve saygılarımla. 17.09.2019
________________________
https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/kaymakamlik-sinavi-sorularinin-sizdirilmasi-sorusturmasinda-165-gozalti-karari/1582574
https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/kaymakamlik-sinavi-sorularinin-sizdirilmasi-sorusturmasinda-165-gozalti-karari/1582574
26 Mart 2012 21:31 http://forum.memurlar.net/konu/1484393/29.sayfa
( E. Tarihi 18.08.2017)
https://odatv.com/ohal-onlari-da-vurdu-0811171200.html

15 TEMMUZ’UN YIL DÖNÜMÜNDE 26 ADET KHK’YE TOPLU BAKIŞ

15 TEMMUZ’UN YIL DÖNÜMÜNDE
26 ADET KHK’YE TOPLU BAKIŞ

Mahmut Esen
E. Mülkiye Başmüfettişi

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

Olağanüstü Hal kapsamında bazı tedbirlerin alınması, bazı kamu/özel kurum ve kuruluşlara dair düzenleme yapılması, bazı kanunlarda değişiklik yapılması vb. amaçlar için Anayasanın 121 inci maddesi ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’nun 4 üncü maddesine göre,  Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nca 22.7.2016- 05.06.2017 tarihleri arasında kararlaştırılmış olan 667[i] – 692 sayılı (toplam 26 adet) KHK yayınlanmıştır.

Olağanüstü hal ilan ediliş nedenleri ve süresi ile de sınırlı olmayan çok sayıda/köklü değişikliklerin yapıldığı, bu bağlamda KHK aracılığıyla Devletin yeniden yapılandırılmak istendiği anlaşılmaktadır.

Nitekim KHK’ler ile özgün/yeni düzenlemelerin yanı sıra kişisel/toplumsal yaşamın tüm evrelerini kapsayan sayıları 256 adedi bulan muhtelif kanunlarda (bazıları mükerrer olmak üzere) ek/değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Mevzuat alanında toplam 785 maddeye ulaşan yeni düzenlemeler yapılmıştır.

Sözü edilen KHK’lerle getirilmiş ve AYM’nin yetkisizlik kararlarından sonra daha da yaşamsal önem kazanmış olan bu düzenlemeler; KHK’lerde izlenmiş sistematiğe uygun olarak birleştirilmiş, yer yer güncelleştirildikten sonra bölümler halinde analitik olarak özetlenmiştir. Konunun daha iyi anlaşılması bakımından uygulama örnekleri verilmiş/kısa açıklamalarda bulunulmuştur.

Kamuoyunun sağlıklı bilgi sahibi olması, getirilmiş düzenlemelerin topluca hatırlatılması amacıyla ilişikte (iki farklı formda) hazırlanmış yazımız bilgilerinize sunulmuştur.

Saygılarımla. 23.07.2017
Mahmut ESEN
Mülkiye Başmüfettişi

[i] 667-669,671 ve 674 sayılı KHK’ler; TBMM tarafından da kabul edilerek 6749, 6755-6758 sayıları ile yasalaştırılmıştır.
===================================================
Dostlar,

E. Mülkiye Başmüfettişi Sayın Mahmut Esen, son 1 yıldır önemli bir görev yürütüyor. OHAL dönemi içinde Cumurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunca çıkarılan ve bir bölümü TBM’de yasalaştırılan OHAL KHK’lerini bir Mülkiye Başmüfettişi titizliği ve yetkinliği ile irdeliyor, özetliyor, önemli bölümleri öne çıkarıyor.

Ne yazık ki OHAL rejimi ülkemizde 1. yılını doldurdu ve 4. kez uzatıldı. İlk yılda 26 OHAL KHK’sı çıkarılarak tüm Devlet / Kamu yapısı ve işleyişi kapsamlı ve köktenci biçimde yeniden yapılandırıldı. Kodifikasyon bağlamında bu denli kapsamlı ve köktenci düzenlemelere tarihte rastlamak pek olanaklı değil. Tam anlamıyla “olağanüstü” bir dönem yaşanmakta. Bu OHAL KHK’leri ile yer yer Anayasa çiğnenmekte ancak Anayasa Mahkemesi önüne götürülen iptal istemlerini (davalarını) ne yazık ki, daha öncesinde tersi yönde içtihatların da varlığına karşın, “yetkisizlik” gerekçesi ile geriçevirmiş bulunuyor (!?). Dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, OHAL dönemlerinde Anayasaya aykırı KHK çıkarılabileceğini savlayacak ölçüde kendinden geçmiş bulunuyor. FETÖ ile savaşım bağlamında kuru ile birlikte yaş da yanıyor ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan bizzat itiraf ederek “At izi it izine karıştı..” diyor.

Son derece kapsamlı ve derinlikli, zaman olarak ciddi yayılımlı bir “altüst oluş” süreci yaşanmakta. Pek çok mağduriyetin asla giderilemeyeceği ortada. AİHM de bunaldı ve 16 bin dolayındaki Türkiye’den başvuruyu, OHAL Komisyonu‘na başvurulmadığı için reddetti. 7 kişilik bu Komisyon onbinlerce dosyayı nasıl etkin, adil ve hızlı inceleyebilecek? Üstelik Bakanlar Kurulu ve HSK tarafından kuruluyor.. Bağımsızlığı ve tarafsızlığı tartışmalı. Sonrasında yer yer idari yargı yolu açılıyor; ancak kesin kararlara erişmek yılları bulabilecek. Geç kalan adalete “adalet” denemeyeceği açık. Daha farklı birşeyler yapılmalı; hem adaletsizlik yaratma önlenmeli hem de bu işlemlerin yargısal denetimi hızlanmalı..

Sayın Mahmut Esen’in çok kapsamlı irdelemesi 20 word sayfasına yakın. Biz tümüyle gözden geçirdik, sayfa düzeni verdik ve yer yer maddi yazım yanlışlarını düzelttik. Uzunluğu nedeniyle, girişten sonra, tüm dosyayı pdf olarak ekliyoruz. Bu emekli dosya için Sayın Esen’e teşekkür borçluyuz, bizimle paylaşarak sitemizde yayınlanmasına izin verdiği için de..

Lütfen tıklar mısınız (ve arşivler misiniz) ?

15_TEMMUZ’UN_YIL_DONUMUNDE_26_ADET_KHK’YE_TOPLU_BAKIS

Sevgi ve saygı ile. 23 Temmuz 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILANLARIN GÖREVE İADELERİ ZORUNLUDUR

logo

GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILANLARIN GÖREVE İADELERİ ZORUNLUDUR

15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe girişiminin sonrasında pek çok kamu kurumu ve MEB bünyesindeki çok sayıda kamu görevlisi FETÖ/PDY terör örgütü kapsamında 657 sayılı Kanunun 137. maddesi gereği görevden uzaklaştırılmış bulunmaktadır.

Sonrasında ise, görevden uzaklaştırılan bu kamu görevlilerinden bir kısmı, yayınlanan Kanun Hükmünde Kararnameler ile kamu görevinden ihraç edilmiş, bir kısmı hakkında ise herhangi bir disiplin cezası ya da başkaca bir idari tasarruf (AS: idari tasarruf değil “idari yaptırım” olmalı) uygulanmamıştır. Ancak görevlerine de henüz iade edilmemişlerdir.

Bilindiği üzere 657 sayılı yasanın 142. ve 145. maddeleri gereğince idari soruşturma kapsamında uygulanan görevden uzaklaştırma tedbiri en çok 3 ay süreyle uygulanabilmektedir ve bu sürenin sonunda hakkında işlem yapılmayan kamu görevlilerinin görevlerine iadesi yasa gereği zorunludur. Buna uyulmaması halinde ise yine aynı Yasanın 139. maddesinde öngörülen cezai, mali ve hukuki yaptırımlara muhatap olunacağı bilinmelidir.

Bu nedenle 3 aylık süre gözetilerek hakkında herhangi bir tasarruf (AS: yaptırım) uygulanmayan kamu görevlilerinin görevlerine iadeleri zorunludur. Konuya ilişkin olarak Bakanlığa, Sendikamızca başvuruda bulunulmuştur. Ayrıca 3 aylık süresi dolanların da örnek dilekçelerini vermelerini öneriyoruz.

EĞİTİM-İŞ MERKEZ YÖNETİM KURULU
http://www.egitimis.org.tr/guncel/sendika-haberleri/gorevden-uzaklastirilanlarin-goreve-iadeleri-zorunludur-2165/#.WAfiDvl952A, 19.10.2016

Bakanlığa yazdığımız yazı
Örnek Dilekçe için tıklayınız
===================================
Dostlar,

Yazılanlar doğrudur.
OHAL dönemi hukuksuzluk değildir.
AKP’nin Adalet Bakanı Bay Bozdağ’ın sandığı gibi OHAL dönemlerinde Anayasa, Anayasaya aykırı mevzuat çıkarılmasına izin verMEmektedir!
FETÖ’yü yıllarca besleyip büyütenler, kolkola yürüyenler, “ne istedi iseler verenler” yerine masum insanlara hak etmedikleri bedelleri ödetmenin adalet ve ahlakla, Müslümanlıkla bağdaşır yanı yoktur..

Toplum, “zulmün artsın eyyy AKP” eşiğine sürüklenmiştir..

Mağdurlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası‘nın aşağıda sunulan 10. maddesi uyarınca İdareye başvurarak bir “işlem” elde etmeli ve sürelere uyarak İdari Yargıda dava açmalıdır..

  • Madde 10 – 1. İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler.
    1. (Değişik: 10/6/1994 – 4001/5 md.) Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler.


    Sevgi ve saygı ile.
    20 Ekim 2016, Ankara

    Dr. Ahmet SALTIK
    EĞİTİM-İŞ Üyesi
    Müliyeliler Birliği Üyesi
    www.ahmetsaltik.net
    profsaltik@gmail.com