Etiket arşivi: FETÖ ile mücadele kayıkçı kavgası değilse

33 yıllık hekim Dr. Hüseyin Demirdizen nasıl işten atıldı!

33 yıllık hekim Dr. Hüseyin Demirdizen nasıl işten atıldı!?

Eski Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi 33 yıllık hekim Dr. Hüseyin Demirdizen, son çıkarılan 692 sayılı KHK ile kamudaki görevinden ihraç edildi.
(AS : Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır..)

Son çalıştığı Kadıköy Toplum Sağlığı Merkezi’ne giderek eşyalarını toplayan ve çalışma arkadaşlarına veda eden Demirdizen, hükümetin kendi iktidarını sağlamlaştırmak için muhalif tüm kesimleri birer birer ihraç ettiğini söyledi. Demirdizen, “Bizlerin kamudan ihraç edilmesi şüphesiz kişisel mağduriyetlere yol açıyor ama daha büyük endişeyi, her kamu çalışanı gündelik hayatında hissediyor olması oluşturuyor. En büyük risk birey ve toplumun geneli için bu belirsizliktir. İçinde adalet, hakkaniyet barındırmayan bu kararlar toplumun bir arada yaşamasını sabote etmektedir. Geniş mağdur toplumsal taban bu adaletsizliğe, hukuksuzluğa, bu keyfiyete (AS: keyfiliğe!) birlikte itiraz etmeli” dedi.

Yılmadan çalıştı

Demirdizen, Ankara Kalecik Hançılı köyünde 9 çocuklu bir ailede dünyaya geldi. Maddi imkânsızlıklarla mücadele etti ama yılmadı. Çapa’daki İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandı ve 1984 yılında mezun oldu. Uzun yıllar Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalıştı. Son 4 yıldır da Kadıköy Toplum Sağlığı Merkezi’nde çalışıyordu. Ta ki 14 Temmuz’da yayımlanan son KHK’ya kadar. O gece arkadaşı Dr. Osman Öztürk’ten gelen telefon ile kamudan ihraç edildiğini öğrendi. Demirdizen, ihraç edilmesinin ardından gazetemize konuştu. OHAL’in kendi hukukuna bile uymayan şekilde gelişmelerin yaşandığını söyleyen Demirdizen,

  • “İktidar her ne kadar OHAL’i FETÖ darbesi gerekçesiyle uygulamaya koyduğunu söylemiş olsa da ilk günden bu yana bütün toplumsal muhalefeti hedef alan bir baskı ve yaptırım uyguluyor” dedi.
  • İktidarın KHK’lerle yaptıklarında bir hukuk, mantık, adalet aramadığını belirten Demirdizen “Muhalif olmanın kendisi ihraç edilmede yeterli olabiliyor. İktidar bloku dışındaki insanlar, değişik özelliklerle bu uygulamalardan nasibini alıyor.” diye konuştu.
  • Demirdizen, AKP hükümetinin her türlü toplumsal muhalefeti kendisini yıkmak üzere gerçekleştirilmiş etkinlikler olarak gördüğünü kaydetti. (AS: Tam ve devasa bir hezeyan, darbe paranoyası hastalıklı ruh hali!)

Köyünün ilk doktoruydu

Demirdizen, çevresinde çok sevilen bir isimdi. İhraç kararı, sosyal medyada da eleştirilere neden oldu. Demirdizen’in yakınları;

“Kimi zaman ekin biçti, kimi zaman harman savurdu, kimi zaman üzüm sattı. İmkânsızlıklar içinde mücadele etmeyi ve başarmayı çocukken öğrendi. Demirdizen köyünün ilk doktoruydu.
O hep doğru olanı yaptı, emeğin yanında, haksızlığın hukuksuzluğun karşısında durdu.
Çünkü hak, adalet, dürüstlük kavramları ona ta ilkokul sıralarında öğretilmişti. O doğru bildiği yolda asla baskılara boyun eğmedi, haksızlıklar hukuksuzluklar karşısında geri adım atmadı. Doktor Hüseyin Demirdizen, onurumuzdur” sözleriyle ihraç kararına tepki gösterdiler.
(http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/saglik/785109/33_yillik_hekim_nasil_isten_atildi.html)
=========================================
Dostlar,

Dr. HÜSEYİN DEMİRDİZEN’e KEFİLİZ!

Dr. Hüseyin Demirdizen’i bizim de mezunu olduğumuz İstanbul Tıp Fakültesi’ndeki öğrencilik yıllarından beri biliriz. Dahası, abisi Mehmet Demirdizen’i matemetik öğretmenimiz olarak 1970-71 ders yılında Van’da tanımıştık. Ailece görüşürdük o dönemde. Mehmet Demirdizen öğretmenimiz ile sonraki yıllarda abi – kardeş olduk, Mehmet abi bizim manevi ağabeyimiz oldu. İlişkilerimiz artan bir sevgi – saygı ile hep sürdü Demirdizen ailesiyle. Bir kardeş, Ali Demirdizen ise Ankara Keçiören’de Atatürkçü Düşünce Derneği yönetiminde idi ve bizi konferanslara çağırmıştı.

Hüseyin ile Türk Tabipleri Birliği, İstanbul Tabip Odası ortamlarında sıklıkla görüştük.
Meslek örgütü ile öylesine bütünleşti ve örgütsel savaşımın önemine, etkinliğine, erdemine  öyle çok inandı ki, kişisel kariyerini bile bu yolda feda etti. Ankara Kalecik’in köylerinden, 9 çocuklu çok yoksul bir ailenin çocuğu olarak İstanbul Tıp Fakültesi gibi çok yüksek puanlı bir fakülteyi kazanan sevgili Dr. Hüseyin Demirdizen’in, tıbbın dilediği dalında uzmanlık eğitimini kazanabileceği tartışma dışıdır. Ama O, kendisini İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği’nin meslek örgütlenmesinde öncü, önder bir eylemci olarak buldu ve yıllarca çok değerli hizmetler ve katkılar verdi.

Dr. Hüseyin Demirdizen, Cumhuriyeti’mizin temel değerlerine içten bağlı, Atatürkçü, toplumcu dünya görüşünü paylaşan, ilerici – devrimci sol ideoloji sahibi, tutarlı bir hekim, eylemci ve aydındır.

Geçelim FG cemaatı gibi ilkel – gerici – yobaz ve en önemlisi emperyalizmin maşası bölücü bir terörist örgütü; akla ve bilime dayanmayan hiçbir açık – gizli, yasal olmayan örgütle ilişkisi, bağı asla olmadı Dr. Hüseyin Demirdizen’in. Çünkü O, devrimci – yurtsever bilinciyle daima ileriye bakıyor, her tür inanç sömürüsünü doğallıkla reddediyor, akla ve bilime dayalı olarak toplumunu aydınlatmaya çabalıyordu. 33 yıl boyunca da sağlık sektörümüzün pek çok biriminde nitelikli – dürüst – ilkeli – meslek değerlerine bağlı, bilimsel ve etik hekimlik hizmeti vermişti.
Sicili tertemiz, disiplin cezası yok…

T.C. Devleti’nin memuru olan Dr. Hüseyin Demirdizen’in 33 yıl boyunca memurluğuna engel bir durum bulunamadı da şimdi mi, OHAL furyasında mı bulundu?
Dr. Demirdizen’in hangi yasa dışı yapı, kurum, örgüt ile “irtibatı – iltisakı – mensubiyeti” (!?) vardır, net ve kanıtlarıyla açıklanmalıdır. Kaldı ki bu kavramlar, Ceza hukukunda net tanımı olmayan muğlak ve içeriği her yöne çekilebilecek esnek sözcüklerdir. Oysa suç tanımı ve dayanakları net, kesin sınırlı, anlamı esnetilip – sündürülemeyecek terimlerle olmalıdır. Suçlanana mutlaka etkili savunma hakkı tanınmalı, böylesine ağır bir yaptırım (kamu görevinden atılma!), denetimsiz bir idari tasarrufla değil, kesinleşmiş bağımsız – tarafsız yargı kararıyla uygulanabilmelidir.

  • Dr. Hüseyin Demirdizen’e biz kefiliz.

Yapılan çok büyük bir yanlış ve adaletsizliktir.
AKP içtenlikliyse bu hatadan derhal dönmelidir. Kuru ile yaşın birlikte yanması ya da doğrudan Erdoğan’ın itiraf ettiği üzere “at izi it izine karıştı” bahanelerine yer yoktur! Ne yaş kuru ile yanmalıdır ne de at izi it izine karışmalıdır. Çok net olarak ortadadır ki, iktidar OHAL’i tüm karşıtlarını tasfiye etmek için acımasız, ölçüsüz ve pervasızca kullanmayı sürdürmektedir. Bu kabul edilemez ve sürdürülemez. OHAL 1. yılını dün doldurdu ve biz bu vesile ile AKP – Erdoğan iktidarına açık çağrı yapan bir yazı yayımladık web sitemizde (lütfen tıklayınız : OHAL’in_1._YILINDA_AKP= RTE’YE_CAGRI). Gereksiz yinelemelere girmek istemiyoruz. Ancak bunca yaygın ve derin adaletsizlik toplumun bünyesini her yönüyle tahrip eder ve son derece sakıncalı, tehlikeli istenmeyen gelişmelere yol açar.

Bu çok tehlikeli oyuna artık son verilmelidir. 1 yılda OHAL’in bütün hışmıyla kullanılmasıyla FETÖ ya da herhangi bir başka örgütün tasfiye edilememiş olması kabul edilemez. FG’e övgüler dizen kişiler AKP’nin en tepesinden aşağı doğru kamuoyu önünde. Bunlara ısrarla dokunmayıp hatta Kabinede tutup üstelik terfi de ettirerek, AKP içeride ve dışarıda hiç kimseyi inandıramaz. Önceki gün Bakanlar Kurulu değişiklikleri ile AKP tüm kredisini bir kez daha ve neredeyse bütünüyle yitirmiştir. Kamuoyu desteği almadan böylesi bir örgütle mücadele yürütülemez, başarılamaz; ancak her geçen an faşizme – diktatörlüğe biraz daha sürüklenilmiş olur. AKP’nin durumu tam da budur!

CHP, dün (20.7.17) TBMM Başkanlığı’na verdiği 71 sayfalık ek rapor (600 sayfalık karşı oy raporuna ek) ile AKP – FETÖ ilişkisini bir kez daha net olarak somut belgelerle ortaya koydu!

Eğer bu sürükleniş AKP = RTE‘nin kurguladığı bir senaryo – hedef değilse (?!?), FETÖ ile mücadele kayıkçı kavgası değilse… artık frene basmanın ve zulmü durdurmanın zamanı gelmiş ve geçmektedir.
Yarın çoooook geç olabilir!

Dr. Hüseyin Demirdizen’i ve benzer durumdaki masum insanları görevlerine iade ediniz ve artık ülkede HAK – HUKUK – ADALET üzere yönetim sürdürünüz; inanınız bu herkesten çok sizin hayrınıza olur. Yarın sizi hiç kimse kurtaramayabilir.. (Bu tümce salt bir öngörüdür.)

Sevgi ve saygı ile. 21 Temmuz 2017, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK
AÜTF Halk Sağlığı AbD, Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net      profsaltik@gmail.com