Etiket arşivi: El-Bab

Hüsnü MAHALLİ : Emevi’de namaz Musul’da niyaz

Emevi’de namaz Musul’da niyaz

portresi

Hüsnü MAHALLİ
YURT
Gazetesi, 5.10.16

(AS : Bizim katkımız yazının altındadır..)

‘Arap Baharı’ sonrasında Müslüman Kardeşler Mısır’da iktidar olunca birileri çok sevindi!
Müslüman Kardeşler Örgütü İngiltere’nin dolaylı yardımıyla 1928’de kuruldu. Yani Saltanatın iptal edilmesinden (AS : 1 Kasım 1922)   6 ve Hilafetin kaldırılmasından (AS : 3 Mart 1924) 4 yıl sonra. İngiltere dâhil emperyalist ülkeleri yenen Türk halkının Cumhuriyet ilanından 5 yıl sonra. Türkiye’de yenilen İngilizler, Türkiye kadar önemli olan Mısır’da gardını aldı. O tarihten sonra Müslüman ülkelerde kurulan tüm İslamcı  parti ve örgütler Müslüman Kardeşler (AS : İhvan!) yolunda yürüdü. 1945’e gelindiğinde devreye ABD girdi ve Siyasal İslamı pazarlamak için Suudi kral, emir ve şeyhleri kullandı. Parasal ve ideolojik olarak. Yani Vahabilik.
Suudi Arabistan o tarihten sonra dünyadaki tüm parti, örgüt, cemaat, dernek, okul, cami ve hatta hükümetlere 300 milyar dolar para dağıttı. Yani satın aldı.
İslamın içini boşaltmak, bağnazlaştırmak ve radikalleştirerek ABD’nin emrine vermek için.

  • Kaide, Taliban, El-Şabab, Boko Haram ve benzerleri
    Suudi parası ve CIA becerisiyle kuruldu.’Arap Baharı’ bu tezgâhın devamı.

Ama bu kez işin içinde mezhepsel  düşmanlık ve provokasyon vardı.
Alevi ve Şiilere karşı. AKP’nin de katkısıyla. Çok önemli başarılar elde edildi.
İşte bu nedenle birileri ‘Arap Baharı’na çok sevindi. Hem de başkaları adına.
Kahire’ye gidip Halife dönmeyi hayal edenler oldu. Yavuz Selim gibi.
Üçüncü Köprünün adı Yavuz Sultan Selim oldu. Emevi’de namaz kılma hayalleri kuruldu.
Yavuz gibi. Önce Şam’da Emevi’de namaz sonra Mısır’a uzanıp orada Halife ilan edilmek.
Olmadı. Esad her şeyi bozdu. Ama ‘Büyük Hayallerden’ vazgeçmek yok.
ÖSO ve ruh hastası katilleri toplayıp Suriye’ye girildi. 24 Ağustos 2016 özellikle seçildi.
Yavuz’un Suriye’ye girişinden tamı tamına 600 yıl sonra.
Türk ordusu müttefikleriyle birlikte önceki gün Mercidabık’a saldırdı.
Mercidabık Yavuz’un Memlukileri yendiği yer. Şimdi o kasaba IŞİD işgalinde.
El-Bab, Menbiç, Rakka ve Musul çok moda sözcükler.
Ankara bu yerleri IŞİD’in elinden almak için sürekli plan yapıyor.
Haberlere bakılırsa, Musul için binlerce Iraklı Sünni Türkiye’de eğitiliyor.
Olası ‘Şii planlarına’ karşı! IŞİD ve NUSRA da böyle ortaya çıktı.
Barzani’nin de gözü Musul’da. Musul; Şam, Kahire ve Filistin gibi eski Osmanlı vilayeti.
Vilayet; Erbil, Süleymaniye, Kerkük ve Musul’u kapsıyor.
İlk üçü Kürtlerin  kontrolünde. Kerkük dahil. Hem de AKP’nin onayıyla.
Lozan tartışmasının zamanlaması işte bu nedenle çok önemli.
Lozan yoksa Cumhuriyet de yok!
Cumhuriyet yoksa 1925’de Musul’u  İngilizlere bırakan anlaşma da yok.
Ama 1920’li Sevr var. Hayal kurmak ve fantezilerle eğlenmek serbest.
Sanki bu coğrafyanın kaderini bir tek AKP belirleyecek.
Osmanlı’yı çökerten ama kurtuluş savaşında yenilen ülkeler armut topluyor.
Abdülhamit’i anmak ve yüceltmek için zamanlama çok uygun.
TSK’yla Suriye’ye giren gruplar içinde Abdülhamit, Murad ve diğer Osmanlı sultanlarının
adını alan örgütler var. Hepsi Müslüman Kardeşler kökenli.
Son 90 yılda kurulan ya da kurdurulan tüm örgütler gibi. Ilımlı ya radikal.
Hepsi esas patron gibi ruh hastası.
Suudi yönetimi, şimdi en büyük müttefik Amerikan kıskacında.
11 Eylül saldırısındaki rolünden dolayı. 11 Eylül  kurbanları tazminat için mahkemelere  başvurmaya başladı. Yasa geri çekilmez ve mahkemeler beklenen kararları verirse Suudi’ler 6-8 trilyon dolar tazminat ödeyecek. İflasın eşiğinde bu ülkenin işi bitecek. AKP buna çok üzüldü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 11 Eylül yasasına çok kızdı. İslam İşbirliği Örgütü de.
Herkes Suudilerden para almış ve alıyor. ‘Arap Baharı’nda ve özellikle Suriye’de AKP’nin en büyük müttefiki Suudiler. Amerikalılar yan çizmez ve Suudilere yönelik tavırlarını sürdürürse AKP’nin işi çok zor. Emevi’de namaz ve Kahire’de Hilafet  olmadığı gibi Rakka ve Musul da olmayacak. Anlaşılan bu kadar kan yetmedi. Anlaşılan hayal kurma cehaleti ve rüya görme beceriksizliği tatmin için yeterli olmuyor. Az bir şey Amerikan hormonu gerekiyor.
Riyal bitti Amerikan doları verelim. Nasıl olsa o da yeşil. İslamı çağrıştırıyor. Yani Osmanlı’yı.
Azıcık da AKP’yi. Camilerde sela okunuyor.
Mehter takımının sesini duyar gibiyim. Bir adım ileri iki adım geri.
Emevî ve Kahire’de hilafet olmadı Rakka ve Musul’da niyaz hiç olmaz.

=======================================

Dostlar,

RTE’nin ve ardından “gönüllü kölelik” ile felakete sürüklediği AKP ve Türkiye’nin Ortadoğu’da saplandığı kanlı ve sonu olmayan, daha doğrusu hüsran olacağı kesin bulunan çok yönlü batak, bu yazıdakinden daha ustaca betimlenebilir mi (tasvir edilebilir mi) ??

İlgililerin – sorumluların birkaç kez ve dikkatle, düşünerek, namuslu uzmanlarla veriler ışığında tartışarak konumlarını düzeltmeleri gerekiyor.. Bu yazı dün yayımlandı YURT gazetesinde; bu gün Irak merkezi hükümetinin ültimatom gibi açıklamasını öğreniyoruz.. Irak, gerekirse, “işgalci” Türk ordusu ile savaşacaklarını ihtar ediyor. Başbakan Yıldırım ise yüksek perdeden Irak’a gürlüyor..

Biz Sayın Mahalli’den daha karamsarız korkarız : Bizim kulağımıza gelen mehter marşı nağmeleri değil..

Cehennemin tam tamları..

TBMM’de İVEDİLİKLE bu kritik yaşamsal sorun Anayasa’nın 98. maddesi uyarınca “genel görüşme“ye açılmalı ve ulusal bir politika belirlenmeli..

AKP – RTE’nin gözü kara – kanlı serüvenciliği (Hilafet hayali!) mutlaka durdurulmalı.

Türkiye komşularıyla çatışmaya değil dayanışmaya girmeli.

Büyük ATATÜRK rotayı çizmişti : YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ..

Çözüm, 60+ yıldır oturtulduğumuz Batı emperyalizminin kucağından kalkmakta..

Sevgi ve saygı ile.
06 Ekim 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com
rsa Türkiye kalmaz.
Yoksa plan bu mu?