Dostlar,

Meslektaşımız Dr. Taner Özek’ten çok anlamlı bir çizim daha..

Hukuk devleti…

Bugünleri de geçirecek Türkiye’miz..

Ancak siyasal iktidarın sorumluluğu artık kaldırılmaz kerteye ulaştı.

AKP’nin yapıp ettiği akıl dışı eylemler – politikalara sabrımız kalmadı..

Çağlayan Adliye’sinde Savcı odasında rehin alınıyor, oda içinde 2’si eylemci
toplam 3 kişi var; polis operasyonu sonucunda 3 kişi de ölüyor, canlı kurtarılan yok..

3 kişinin de ölümünden, yaşamlarının kurtarıl(a)mamasından Devlet sorumlu!

Her şey birkaç saat içinde oluyor.. Sabretmek, zaman kazanmak, süreci zamana yaymak, zamanı eylemcilerin aleyhine çevirmek… yok.. Klasik şiddet operasyonu, gir, çatış ve vur.. Savcının ve 2 eylemcinin öldürülmesinde operasyonu yürütenlerin hukuksal sorumluluğu yok mu? Güç kullanımı orantılı mıydı, elverişli araçla mıydı, zorunlu muydu, sonuç alacı mıydı? Tek seçenek miydi?? Bunları kim sorgulayacak? Polis VSK ve TCK kurallarına tümüyle uyuldu mu? Yönetsel bir soruşturma ya da adli bir koğuşturma var mı bu bağlamda? Bildiğimiz ölçüde yok.. Ama Devletin tepesindeki kişi, “Polisi başarılı operasyonu” (!?) için kutlayabiliyor.. ve bu 2 sürecin önünü tıkamış oluyor.
Hangi yetki ile? Hangi sorumlulukla? Erdoğan gerçekten sorumsuz davranmaktadır.
Anayasa koyucu böylesi bir durumu hayal bile edememiştir. Devlet başkanlarının sorumsuzca davranabilecekleri akla – hayale sığmadığından, Anayasaya sorumluluk tanımı konmamıştır. Durum R.T. Erdoğan’a özel sui generis bir hukuk ihlalidir..
Ve hukuk devleti aciz – çaresiz olamaz; İçtihatlarla, Doktrin ile bir çözüm üretilecektir, üretilmelidir; hem de gecikmeden..

Bu normal bir davranış olabilir mi, değilse ne yapmak gerekir??
Sözcükler biraz daha ileri giderse kendinizi Cumhurbaşkanına hakaretten içeride buluyorsunuz.. Üstelik Yargılama tutuklanarak yapılıyor…
Hem de çok sayıda örnekte durum böyle..
Tutuklama koşulları var mı? Tek bir olasılık kaçma..
Kanıtları karartma, olayda başka kişilere baskı yapma söz konusu mu, değil..
Tutuklananların hepsinin yurtdışına kaçma olanağı / olasılığı mı var?
Yok!
O halde yargı neden böyle yapar?
Erdoğan neden bu gidişe yol verir, karşı durmaz?
Bu rejimin adı “Hukuk devleti” midir, başka bir şey midir?
Türkiye apaçık diktatörlüğe sürüklenmiş değil midir?

Peki böylesi bir rejimi yürütenler ne denir ve bunlar kimlerdir??

Sevgi ve saygı ile.
03 Nisan 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com