Etiket arşivi: Diyarbakır’da İndirilen Bayrak ve Kritik Kodları..

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ ABONELİK DUYURUSU ve ÇAĞRISI

  • ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ
    ABONELİK DUYURUSU ve ÇAĞRISI
Add dergi

Derneğimizin çıkarmakta olduğu Düşün Dergisi ve Dergi Eki‘ni daha kolay elde edip okuyabilmek için sizlerin isteği doğrultusunda “ABONE OLMA” olanağı sağladık.
İki ayda bir çıkan bu dergilerimizin birlikte adresinize gönderilmesin istiyorsanız,
lütfen abone olunuz. Çevrenizdeki tanıdıklarınızı abone olmaya teşvik ediniz. Katkılarınız için teşekkür ederiz.

Abonelik, posta ücreti karşılığı yıllık yurt içi ;25 T.L., yurt dışı 35 T.L. dir.

Ad, Soyadı:
Posta Adresi:
e-İleti:
Telefon numarası:

Ücretin yatırılacağı banka hesabı: T.C. İŞ Bankası Maltepe Şubesi.Hesap No.1026384
TR 28 0006 4000 0014 2121 0263 84

Lütfen dekont örneğini yukarıdaki bilgilerle birlikte aşağıdaki adrese gönderiniz.

Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi
Gazi Mustafa Kemal Bulvarı No.102/8- Maltepe-Ankara
Not: Yatırılan paradan banka havale ücreti alınmayacaktır.

==========================================

Dostlar,

Bir kez daha duyurmuş olalım ve ilginizi dileyelim…

Asıl emek sahibi, GYK üyesi ve Yayın Kurulu Başkanı seçkin dostumuz
Sayın – Sevgili Prof. Dr. Naki Selmanpakoğlu‘na ve öbür emek veden tüm dostlara
içten teşekkür ederek..

Son sayıda bizim de bir makalemizin yayımlandığını Naki ağabeyden öğrendik.

  • Diyarbakır’da İndirilen Bayrak ve Kritik Kodları..

Sevgi ve saygıyla.
9.9.2014, Datça

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

ADD Dergisi’ne Sürdürüm (Abone) Çağrısı ve Düşündürdükleri..


ADD Dergisi’ne Sürdürüm (Abone) Çağrısı ve Düşündürdükleri..


Dostlar,

ADD’nin Haziran 2014 seçimli genel kurulunda GYK (Genel Yönetim Kurulu) üyesi seçilen çok değerli Aydınlanma insanı Prof. Dr. Naki Selmanpakoğlu‘ndan aşağıdaki ileti ulaştı.

Biz de paylaşmayı görev biliyoruz. Her ne denli GYK’nun başındaki hanımefendi ile ciddi – önemli düşünsel anlaşmazlıklarımız varsa da (bu gerekçelerle Bilim – Danışma Kurulu Yazmanlığından çekildiysek de); Naki bey uzun yılların dostu bir tıp Profesörü (Genel Cerrahi + Estetik – Plastik Cerrahi) meslektaşımız. GATA’dan emekli Tabip Albay.. Ve tüm yaşamı boyunca Atatürkçü – ilerici kimliği ile doğrultu tutarlığını sürdürmüş, örgüt bilinci ve sorumluluğu taşıyan bir büyüğümüz. Önemli sağlık sorunları da olmasına karşın ADD’de böylesine ağır ve etkin bir görevi üstlendi ve başarıyla sürdürüyor. 2 sayı dergi çıkardı bile. Geçmişin çizgisini daha ileri taşıyacak doğrultuda.

“Naki ağabey” nitelikli emeğini bu dergiye esirgemeden akıtıyor.

İletisinde ise kendisinden çarpıcı bir ironi ile “İşsiz güçsüz Naki” diye söz ediyor!

Sağolsunlar, çağrısı üzerine, geçtiğimiz ay Ankara Melbo’da bizimle de uzun uzun
“ADD Dergisi”ni konuştular. Geçmişte ADD yönetiminde iken kapsamlı deneyimlerimizi, hizmetlerimizi ve önerilerimizi paylaştık. Yayına hazırlanan 3. sayıda (belki de basıldı – basılacak) bizden de bir yazı istedi ve takdim ettik..

Lütfen ADD Dergisine sürdürümcü (abone) olalım..
Sürdürümcü bulalım..12 sayı için yılda 25 TL nedir ki??
Üstelik ekler de olacak. Cumhuriyet Gazetesi günlük 1,5 TL, AYDINLIK 1 TL.
1-2 gazete bedeline aylık dergi.
Düşünsel tartışmalara da katılalım, ADD Dergisine yazalım…

Karşıdevrimciler kendilerini “Yeni” (!?) olmakla tanımlıyor,
doğallıkla biz ATATÜRK DEVRİMCİLERİNE “eski” (!?) nitemi iliştiriyorlar.
Bu davranış son derece düzeysiz bir retoriktir (takiyye – söz cambazlığı).

  • Türkiye’de, Mustafa Kemal Paşa’nın Batı’dan yüzlerce yıl sonra gerçekleştirdiği Anadolu Rönesansı’na Karşıdevrimcilik,
    apaçık gericiliktir.

Ünlü İngiliz tarihçi Arnold Toynbee‘nin yazdıkları tüm Dünyaya öğretidir :

  • “Batı dünyasındaki Rönesans, Reformasyon, bilim ve düşünce devrimi, Fransız Devrimi ve Sanayi Devrimi’ni, ATATÜRK, bir insan ömrüne sığdırmıştır.”

Dolayısıyla, misyoner bir İngiliz tarihçinin bile nesnelliğinden fersah fersah uzak Türkiye karşıdevrimcilerinin 2 seçeneği var : Ya kavrayamama sorunu ya da yadsımacılık..

28 Ağostos 2014’te RTE 12. CB / Yarı başkan olarak görevi üstlenince,
bu gericilerin gazetelerinde yazdıklarına göre, “YENİ TÜRKİYE” (!?) başlayacaktır.. “Eski Türkiye” ye (!?) ilişkin ne varsa “Çankaya Köşkü’nde” bırakılacak ve “Yeni Türkiye” (!?) 12. CB / Yarı Başkan RTE ile AOÇ’de (Atatürk Orman Çiftliği) Mahkeme kararları çiğnenerek yasalara – anayasaya aykırı biçimde korkunç harcamalarla, olağanüstü lüks ve debdebeli – korku ürünü olarak olağan dışı güvenlikli AK-SARAY’dan yönetilerek yoluna devam edecektir.

Göreceğiz..
3/4’ü bile bulmayan bir katılımla, 15,5 milyon yurttaşın bilinçli olarak sandığa gitmediği bir seçimde RTE, toplam oyların %38’i gibi bir oranla Çankaya’ya / AK SARAY’a çıkıyor. Ateşten gömlektir.. Hele kendisinden sonra AKP’de engellenemeyecek tufan, artık ötelenemeyecek ağır ekonomik bunalım, kendi yarattıkları Davutoğlu made” boğucu dış politika sorunları ve 10 ay sonraki genel seçimlerde AKP’nin dağılışı..
Daha önce bölünmezse ve baskın genel seçim yapılmazsa..

RTE için sonun başlangıcı hızlanmıştır yeni bir kulvarda..
Orada sönümlendirilecektir..

*****

ADD Dergisi’ne SÜRDÜRÜM – ABONE çağrısı aşağıda..

Lütfen gerekli duyarlığı gösterelim dostlar..

Teşekkürler Naki ağabey..

Sevgi ve saygıyla.
24.8.2014, Tekirdağ

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

=================================================

24 Ağustos 2014
Konu :  DERGİYE ABONELİK
Kimden : nakiselmanpakoglu@gmail.com

Yazıp yazmamakta biraz -epey değil- düşündüm.
“Ulan bu arkadaşlar madem beni seviyor o halde bana destek verirler..”
dedim. Destek de emek ürünü 12 dergi için 25 TL.. yılda hem de.

Ek dergi yanı sıra, asıl “Düşün” dergimizi yeni bir formatla çıkartıyoruz.
Söylenmez ama siz yabancı değilsiniz, GYK yayın kurulu başkanı da işsiz güçsüz Naki!
Bu arada dekont ve ekteki bilgileri bana veya GMK Bulvarındaki Genel Merkeze
elden de bırakabilirsiniz.
Benim diyeceğimi Nasuh Mahruki söylemiş:“Vatan sözle değil eylemle sevilir!”
Bu arada formu çoğaltıp 3-5 arkadaşınıza da önerirseniz sevinirim.
Ayrıca dergiye eleştiri ve yazı da bekliyorum.
Sabah sabah biraz hüzünlü olduğum için sizlerle,
gülen yüzleriniz aklıma gelerek moral buldum.
Varın siz çok yaşayın güzel insanlar.
******
Portresi
Güzelin güzeli insan Naki ağabey;
Siz de çok ve sağlıklı – onurlu – üretken yaşayın diliyoruz!
Ahmet Saltık
24.8.14, Tekirdağ

İstanbul Gaziosmanpaşa’da İndirilen Bayrak ve Kritik Kodları..


İstanbul Gaziosmanpaşa’da İndirilen Bayrak ve Kritik Kodları..

10 Haziran 2014 günü web sitemizde yayımlamıştık :

“Diyarbakır’da İndirilen Bayrak ve Kritik Kodları..”

başlığını taşıyan yazımızı. 29.6.12’de de güncelledik.. (http://ahmetsaltik.net/2014/06/29/diyarbakirda-indirilen-bayrak-ve-kritik-kodlari/)

Aradan 20 gün gibi çoook uzun bir zaman geçti..
Ne yapıldı belirgin olarak?
Siyasal iktidarın başı, Fırat’ın – Dicle’nin kıyısında yitirilen koyundan bile
kendisinin sorunlu olduğunu belirten Başbakan R. T. Erdoğan hangi iradeyi sergiledi sorunun köklerine inmek ve çözmek adına??

Oysa bu konu değil 20 gün, değil 20 saat, 20 dakika içinde atak – kesin – kararlı bir tutumla üstüne gidilmesi ve kökünün aydınlatılması gereken bir konudur.

28.6.2014 günü basından öğreniyoruz ki, İstanbul’da benzer bir olay daha oluyor ve
bir özel hastanenin gönderinden bayrağımızı indiren sefil, hızını alamayarak İstanbul Gaziosmanpaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü önündeki bayrak direğinden de bayrağımızı indirmeye kalkışınca, uyarı ve biber gazı etkili olmayınca,
polis ayağından vurarak düşürüyor.. Yarası çok hafif ve Ali yürüyebiliyor..

Bayrak indirene tek kurşun(İstanbul Gaziosmanpaşa’da 28 yaşındaki Ali Uçkun ‘Kürtlere özgürlük’ diye bağırdı. Daha sonra hastane yakınındaki İlçe Emniyet Müdürlüğünün Türk bayrağını indirmeye çalıştı. Polis ekipleri Ali Uçkun’u önce uyardı ve biber gazı sıktı. Bayrağı indirmeye çalışan Ali U. polis tarafından bacağından vuruldu. Ali Uçkun’un 15 gün önce
Muş’tan İstanbul’a geldiği öğrenildi.
 Hürriyet haber portalı, 28.6.14)

Bu olay apaçık, Diyarbakır’daki bayrak indirme girişiminin düzenleyenlerin AKP’nin “tepkisini” nasıl okuduklarını, bir anlamda ciddiye almadıklarını ortaya koymaktadır.

Çıplak ayakla geldi tutuklandı

Yaralanan Ali Uçkun ‘Kürtlere özgürlük’  diye bağırmış..

Sevgili Ali evladım,

Kürt kardeşlerimiz bu ülkede “tutsak” mı?
Neden hep kendini hem halkımızı kandırmaya çalışıyorsun?
Neden seni kullanmak isteyenlerin maşası oluyorsun?

Bu yaptığın düpedüz provokasyon..

Karakolda, polislerin gözü önünde bu çok yanlış ve senin de bir parçası olduğun ulusumuzun onuru olan bayrağa en ağır saygı kusurunu işliyorsun..

Eyleminin doğru ya da yanlış olduğunu değerlendirmekten (tefrik) aciz olduğunu
hiç sanmıyoruz. Hukuksal olarak bu bağlamda “ergin” (farik) olduğunu düşünüyoruz. Dahası, bu eyleminin ne gibi sonuçlara yol açabileceğini öngörmekten de aciz olduğunu sanmıyoruz. Yani Ceza hukuku ve adli tıp bakımından ek olarak “sezgin” sin (mümeyyiz) eminiz. Ceza sorumluluğun var. Nitekim yetkili mahkeme seni tutukladı!
Şizofreni hastalığı raporunun olduğu ileri sürüldü ama mahkeme seni

“Türk bayrağına hakaret” ve “Terör Örgütü üyesi olmamakla birlikte örgütü övmek” suçlarıyla tutukladı. 

Bu ülkede Kürt kardeşlerimiz Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan, Bakan…. olmuyorlar mı? Örneğin  İsmet İnönü Malatya’lı Kürt asıllı bir devlet büyüğümüz
değil miydi?? Sayısız örneği hepimiz gibi sen de bilmelisin..
Kürt kardeşlerimiz tutsak olsa böyle bir şey görülebilir mi?

Bu bölücü emperyalist oyunlara gelmeyelim; birbirimize düşmeyelim.

  • Asıl düşman seni de bizi de sömüren ve ülkemizde inanç ve etnisite temelinde bölücülükle iç savaş çıkarmaya çalışan emperyalizm!

Kol kola girerek, gönül gönüle,Kurtuluş Savaşımızda olduğu gibi gene işbirliği yapmamız ve omuz omuza dövüşerek emperyalizmi ülkemizden kovmamız gerekiyor.

Şu 2 gerçeği sakın unutma:

1. Kanlı ve iğrenç, insanlık düşmanı Emperyalizmin yeryüzünde özgürlüğüne kavuşturduğu halk yoktur; çünkü dokusuna, tarihsel işlevine, karakterine uymaz..
O bölücü, köleleştirici ve sömürgendir.

2. Özgürlük düşmanı Emperyalizm ile işbirliği yaparak özgürlük savaşı verilebilir mi?
Bu durum çok derin bir çelişkidir ayrıca ahlak dışıdır; hiçbir devrimciye yakışmaz.

Kavga birbirimizle değil anlıyor musun evladım Ali?

Sen, sözde Türk ırkçılığı yapılarak Kürtlerin haklarının gasp edildiğini belki de
Türkiye ve dünya  gündemine taşımak istiyorsun ama Kürt ırkçılığı çıkmazına düştüğünün ayrımında mısın??

Bak, İsrail Başbakanı B. Netanyahu İspanya’da yaptığı bir açıklamada Kürt Devleti kurulmasından söz ediyor (Hürriyet haber portalı, 30.6.14). İsrail, Kürtlerin özgürlüğü ve bağımsızlığı için içtenlikli mi sanıyorsun? Bölgede hemen hemen tüm ülkelerle
başı dertte. Yeni sorun niye yaratsın? Derdi bölge ülkelerini bölerek zayıfatmak,
iç kargaşa ile meşgul etmek ve oluşacak küçük küçük güçsüz devletlerin de başına yandaş yönetimler getirerek bölgeye egemen olmak, doğal kaynakları kullanmak.

Hatta bu bağlamda “Judaik Kürtler” diye bir assimilasyon politikası ile Kürtlerin aslında Yahudi kökenli oldukları çarpıtması bile uyduruldu..

Sözde Kürt kardeşlerimize sahip çıkıyor görünüyor ama amaç yukarıda yazdığımız gibi. O bakımdan emperyalizmin böl – parçala – yönet (Divida et impera!) oyununa gelmeden, T.C. topraklarında, hepimiz 1. sınıf yurttaş olarak devletimizin vatandaşları olmalı ve birlikte yaşamalıyız.

Büyük ATATÜRK, 1933 yılında Cumhuriyet Bayramı’nın 10. yılında, 29 Ekim günü verdiği 10. Yıl Söylevi’nde

  • “AYRICALIKSIZ – SINIFSIZ KANAŞMIŞ BİR KİTLE OLACAĞIZ”

hedefini göstermişti. Bundan ala hedef olabilir mi??

Hem ayağındaki hafif kurşun yarası için sana şifa diliyoruz hem de esas olarak
beynine – gönlüne sokulan akıl ve bilim dışı Kürtçülük hastalığı için şifa diliyoruz..

Sevgi ve saygı ile.
30.6.2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

İstanbul’da ve Diyarbakır’da İndirilen Bayrak ve Kritik Kodları..


Diyarbakır’da İndirilen Bayrak ve Kritik Kodları..

İstanbul Gaziosmanpaşa’da İndirilen Bayrak ve Kritik Kodları..

Güncelleme…

10 Haziran 2014 günü bu sitede yayımlamıştık yukarıdaki başlığı taşıyan yazımızı.
Aradan 20 gün gibi çoook uzun bir zaman geçti..
Ne yapıldı belirgin olarak?
Siyasal iktidarın başı, Fırat’ın – Dicle’nin kıyısında yitirilen koyundan bile kendisinin sorunlu olduğunu belirten Başbakan R. T. Erdoğan hangi iradeyi sergiledi
sorunun köklerine inmek ve çözmek adına??

Oysa bu konu değil 20 gün, değil 20 saat, 20 dakika içinde atak – kesin – kararlı
bir tutumla üstüne gidilmesi ve kökünün aydınlatılması gereken bir konudur.

28.6.2014 günü basından öğreniyoruz ki, İstanbul’da benzer bir olay daha oluyor ve
bir özel hastanenin gönderinden bayrağımızı indiren sefil, hızını alamayarak karakol direğinden de bayrağımızı indirmeye girişince polis, uyarılar ve biber gazı ile müdahaleden sonra ayağından vurarak düşürüyor..

Bayrak indirene tek kurşun
(İstanbul Gaziosmanpaşa’da 28 yaşındaki Ali U. ‘Kürtlere özgürlük’ diye bağırdı.
Daha sonra hastane yakınındaki karakolun Türk bayrağını indirmeye çalıştı.
Polis
ekipleri Ali U.’yu önce uyardı ve biber gazı sıktı. Bayrağı indirmeye çalışan
Ali U. polis tarafından bacağından vuruldu.  Ali U.’nun 15 gün önce İstanbul’a geldiği öğrenildi.
Hürriyet haber portalı, 28.6.14)

Bu olay apaçık, Diyarbakır’daki bayrak indirme girişiminin düzenleyenlerin AKP’nin “tepkisini” nasıl okuduklarını, bir anlamda ciddiye almadıklarını ortaya koymaktadır.
Cumhurbaşkanı seçimi öncesi R.T. Erdoğan’a bir ileti boyutu da olsa gerektir..

  • “Oyumuzu istiyorsan istediklerimizi ver, yoksa terör vb……yaratırız…”

Yaralanan Ali U. ‘Kürtlere özgürlük’  diye bağırmış..

Sevgili Ali evladım,

Kürt kardeşlerimiz bu ülkede “tutsak” mı?
Neden hep kendini hem halkımızı kandırmaya çalışıyorsun?
Neden seni kullanmak isteyenlerin maşası oluyorsun?

Bu yaptığın düpedüz provokasyon..

Karakolda, polislerin gözü önünde bu çok yanlış ve senin de bir parçası olduğun Ulusumuzun onuru olan bayrağa en ağır saygı kusurunu işliyorsun..
Eyleminin doğru ya da yanlış olduğunu değerlendirmekten (tefrik) aciz olduğunu
hiç sanmıyoruz. Hukuksal olarak bu bağlamda “ergin” (farik) olduğunu düşünüyoruz. Dahası, bu eyleminin ne gibi sonuçlara yolaçabileceğini öngörmekten de aciz olduğunu sanmıyoruz. Yani Ceza hukuku ve adli tıp bakımından ek olarak “sezgin” sin (mümeyyiz) eminiz. Ceza sorumluluğun var..

Bu ülkede Kürt kardeşlerimiz Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan,
Bakan….bile olmuyorlar mı? Örneğin  İsmet İnönü Malatya’lı Kürt asıllı bir
devlet büyüğümüz
değil miydi?? Sayısız örneği hepimiz gibi sen de bilmelisin..
Kürt kardeşlerimiz tutsak olsa böyle bir şey görülebilir mi?

Bu bölücü emperyalist oyunlara gelmeyelim; birbirimize düşmeyelim.
Asıl düşman seni de bizi de sömüren ve ülkemizde inanç ve etnisite temelinde bölücülük yaparak iç savaş çıkarmaya çalışan emperyalizm!

Kol kola girerek, gönül gönüle, Kurtuluş Savaşımızda olduğu gibi gene işbirliği yapmamız ve omuz omuza dövüşerek emperyalizmi ülkemizden kovmamız gerekiyor.

Şunu sakın unutma :

1. Kanlı ve iğrenç, insanlık düşmanı Emperyalizmin yeryüzünde özgürlüğüne kavuşturduğu halk yoktur; çünkü dokusuna uymaz.. O köleleştirici ve sömürgendir.

2. Özgürlük düşmanı Emperyalizm ile işbirliği yaparak özgürlük savaşı verilebilir mi?
Bu durum çok derin bir çelişkidir ayrıca ahlak dışıdır; hiçbir devrimciye yakışmaz.

Kavga birbirimizle değil anlıyor musun evladım Ali?

Sen, sözde Türk ırkçılığı yapılarak Kürtlerin haklarının gaspedildiğini
belki de Türkiye ve dünya  gündemine taşımak istiyorsun ama
Kürt ırkçılığı çıkmazına düştüğünün ayrımında mısın??

Hem ayağındaki kurşun yarası için sana şifa diliyoruz hem de
asıl olarak beynine – gönlüne sokulan Kürtçülük hastalığı için şifa diliyoruz..

Sevgi ve saygı ile.
29.6.2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

================================================

Dostlar,

İçimiz çok acılı, öfkemiz büyük ama bu iğrenç saldırının ulusal bilinci iyice uyarması bakımından bir parça teselli buluyoruz..

Tüm doğrudan – dolaylı sorumluların derhal bulunmasını ve adalete teslim edilerek cezalandırılmasını istiyoruz.

Bu konuda, zerrece içtenlikleri – dürüstlükleri varsa, HDP yetkililerinin ve
Diyarbakır Belediye Başkanı Gültan Kışanak hanımefendinin de desteğini dileriz.

  • Dileriz ki; hiç utanmadan ve acımadan kullanılan bu genç bulunsun ve
    aynı yerde bayrağımızı göndere çekerek özür dilemesi sağlansın..
  • Bu girişimi HDP – PKK – KCK – Akiller (!) ve de açık – örtük yerli -yabancı uzantıları üstlensin..Fantazi işte..

*****

Korkarız altından gene AKP – RTE çıkacak..

Bunca kuru gürültüye – şamataya bakmayın.. Tam tersine, ne denli çok esme-gürleme,
o denli suçluların telaşıdır ve bilinçaltı kendini elevermedir.
Gariban yurdum insanı – AKP tabanı halk yutar nasılsa..
Üstelik gene mağduru da oynayabilirsiniz..
1 taşla vurulacak kuş sayısı öyle birkaç tane değil; epey..
Politik – stratejik mühendisliğin hiç de “fena” sayılamayacağını itiraf etmeliyiz.

Başbakan R.T. Erdoğan‘ın bugünkü AKP grubu konuşmasını çok yüksek mega piksel çözünürlüklü (UHR-UHD) kameralarla kaydetme ve yetkin NLP uzmanlarıyla
ultra HD ekranlarda teknik çözümleme olanağımız olsaydı daha neler yazabilirdik..

Ama bu olanaktan yoksun olan biziz..
Başta büyük yabancı ülkelerin ülkemizdeki temsilcileri, bu teknik yeteneğe sahipler…
Veee, vee onlar söylenene bakarak söylenmeyeni – saklananı ayırdedebiliyorlar..
Böylelikle tam denetim de kurmuş oluyorlar kurbanları – ajanları üzerinde..
Halimiz budur..
Türkiye’de de sınırlı birkaç yerli odak bu teknolojiyi kullanıyor olabilir..

*****
“Korkarız altından gene AKP – RTE çıkacak.. ” 
dedik yukarıda..
Nedeni mi?
Çok basit : Cumhurbaşkanı seçimleri çok yaklaştı, HDP – PKK – Öcalan – Akiller – KCK ve dış payandaları – gerçekte kukla oynatıcıları (AB-ABD emperyalizmi!) sıkıştırıyorlar
Tayyip beyi en zayıf – kırılgan olduğu dönemde.

Yaşamsal ödünleri koparmanın tam da zamanı..
Üstad Cumhurbaşkanı olmak istiyor ya.. HDP – Kürtçü oyları %5-6 dolayında ve yaşamsal önemde.. Son kamuoyu yoklamalarına göre bu bile yetmiyor RTE’ye gerçi ama umut işte. RTE %40’larda çivilenmiş gibi.. Asla düşmemesi, tersine tırmanması gerek..

Ne yapıp yapıp Kürtçü oyları ile % 50’yi yakalaması gerek ki, aday olabilsin!..

Geçen hafta Diyarbakır’daki “açılım” (!?) çalıştayında 3 bakanın kuru vaatleri kesmedi.. Öcalan “yetmez” buyurdu, “sorun sokakta çözülecek” ve iyice tırmandırılacak.
“Biraz daha sabredin ..” kodlu yalvar – yakar ricacı iletiler reddedildi..
“Ya şimdi, ya yarın çok geç diyor” Kürt ayrılıkçıları..
Dedirtiliyor ya da dışarıdaki asıl aktörlerce..

Ne yapsın Tayyip bey, çıldırmak üzere.. Artık verilecek “sıradan” ödün kalmadı..
Apaçık ÖZERKLİK istiyorlar..
Arkaları da sağlam, bölücü AB-ABD emperyalizmine dayamışlar sırtlarını..

Tayyip bey giderek yalnızlaştırılıyor..

Bunun kökü dışarıda planın ne denli ayırdında acaba??

Dolayısıyla AKP tabanı, oy verenleri, müritleri, sadaka mahkumları, devşirilenleri,
öyle ya da böyle bağlananları.. bir arada tutmak yaşamsaldan da önemli
AKP’nin RTE’si ve RTE’nin AKP’si için..

Allta sakal, üstte bıyık.. Aşkolsun Tayyip beye.. Bunca stres nasıl yönetilir ki??
Adam en azından kurdeşen döker, uykularından karabasanlarla çığlık çığlığa uyanır..

*****
Bir olay çıkaralım, hem gündemi değiştirelim hem de PKK-HDP ve türevi uzantıları halkın genelinin gözünde birazcık itibarsızlaştıralım, halk tepki koysun, bunlar da biraz gerilesin.. Ben de zaman kazanayım, Cumhurbaşkanı seçimini geçirelim..
Sonra Allah kerim, gene içerden – dışardan istediklerini vermeye çabalarız…

Bizce senaryo böyle..

Böyle zor zamanlarda nefesler daraldıkça, çember sıktıkça gözler iyice kararır
ve daha riskli eylemler göze alınır. O ölçüde de hata yapılır ve iz bırakılır..

Bir süre sonra da, bakarsınız yıllar geçmeden, tüm gerçekler ortaya çıkar, okuruz.. Dileriz çoook da uzamaz..

Vah AKP, vah RTE ve de asıl kocaman vaaaah sizlere ki;
akılları – vicdanları mühürlü AKP’liler ve sadık mürit yandaşları..
Bürokrasideki tam teslim her düzeyden elemanlar..
Bakın nelere alet ve de suç ortağı ediliyorsunuz..
Vebaliniz, bu kezlerce cehennemlik suçu işleyen asıl faillerden çoook daha ağır..
Siz azıcık “olmaaaz” diyecek olsanız neler neler düzelmez ki..
Siz hiç utanmaz mısınız??

Sevgi ve saygı ile.
10 Haziran 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net 

 

Nerde bu Devlet? PKK’lılar Türk Bayrağı’nı İndirdiler!


Nerde bu Devlet?

PKK’lılar Türk Bayrağı’nı İndirdiler!

Dostlar,

Aşağıdaki iletide aşağılayıcı ve hakaret içerebilecek, terbiye sınırlarını zorlayan içeriğe tarafımızdan yer yer müdahale edilerek zorunlu düzenleme yapılmıştır..
Haklı öfkelerini dile getiren arkadaşların hoşgörüsünü dileriz..

Bu sitede daha önce de yazdık;
(http://ahmetsaltik.net/2014/06/10/diyarbakirda-indirilen-bayrak-ve-kritik-kodlari/, 10.6.14, 
Diyarbakır’da İndirilen Bayrak ve Kritik Kodları..)

  • Türk Bayrağını indirmede kullanılan bu genç, O’nu kullananlarca oraya getirilmeli ve özür dileyerek Bayrağımızı yeniden göndere çekmesi sağlanmalıdır.
    Bu ağır yara ancak böyle sarılabilir…

http://www.asbayrakcilik.com/wp-content/uploads/dunyanin-en-buyuk-bayragi.jpg

Sevgi ve saygı ile.
10 Haziran 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

=========================================

​”SOYULURKEN SOĞAN YAŞARIR GÖZLER
İNDİRİLİRKEN BAYRAĞIMIZ BAKAR ÖKÜZLER.
NE DESEK NE SÖYLESEK BOŞUNA SÖZLER
BİR PAKET MAKARNAYA SATILIR GARİPLER…

10 Haziran 2014 19:00 tarihinde Mehmet Gozgucu <mehmet.gozgucu@gmail.com> yazdı:

Utanmadan, sıkılmadan hala istifa etmeyen bu kişileri tanıyın lütfen!
Dost ve müttefiklerimizin her turlu hainlikleri ile Ulusal Ordumuz yok edilmiş,
PKK TBMM içine sokulmus ve Euronews hava raporunda gosterildigi gibi artik Doğusu gitmis bir Turkiye bu hale gelirken, asagidakiler tren gecer gibi sadece baktilar!

Sahi siz hic sokaklarda uzun zamandir resmi uniformali asker goruyor musunuz?
Hayir!
Nedeni toplumun bilincinden guclu Turk Ordusunu cikarmak ve yine toplumu Ulus’tan ümmet olamaya alistirmak! Al sana “dost ve müttefiklerden” bir guzel oyun daha!
Dost ve muttefikler ve onlarin usaklari ile kendi kucuk cikarlari icin dogru gorunup
yamuk olanlarin mabadina tekme vurulmadikca kurtulusumuz cok zor!

DEĞERLİ ÜYELERİMİZ,

BUGÜN PKK’lılar 2. Hava Kuvveti Komutanlığı’ndaki Türk bayrağını indirdi.

ARTIK BUNA SEYİRCİ KALMAYIN. ŞU ANA KADAR ÇÖZÜM SÜRECİ ADI ALTINDA PKK’YA HER TÜRLÜ TAVİZ VERİLDİ AMA ARTIK YETER. ÜLKEYİ VE ŞANLI BAYRAĞIMIZI KORUMAKLA GÖREVLİ KOMUTANLAR NE YAZIK Kİ ACZİYET İÇİNDE. PKK’LILAR HEM DE BİR ASKERİ TESİSTE BULUNAN BAYRAĞI YERE İNDİRDİ AMA İNANILMAZ ŞEKİLDE ASKERLERİMİZ MÜDAHALE ETMEDİ. EDEMEDİ. ÇÜNKÜ KOMUTANLARI İLE PKK ANLAŞMIŞTI.

EĞER ONLAR BAYRAĞIMIZIN DEĞERİNİ BİLMİYORLARSA AŞAĞIDAKİ GÖRÜNTÜYÜ İZLEMELERİNİ ÖNERİYORUZ.

BİR RUM KÖPEĞİ BAYRAĞIMIZI İNDİRMEYE KALKINCA
DERSİNİ NASIL VERDİLER.

https://stratejikistihbarat.files.wordpress.com/2014/06/image001116.png?w=600

NEREDE O EFSANE SUBAYLARIMIZ NEREDE BU GAFİLLER.
LÜTFEN BU BAYRAK TANIMAYAN KOMUTANLARIMIZA
BAYRAĞIN NE ANLAMA GELDİĞİNİ ANLATIN.

AŞAĞIDA Kİ METNİ EK’TE BULUNAN GENELKURMAY BAŞKANLIĞI ADRESLERİNE YOLLAYIN.

ONLAR SAHİP ÇIKMAZ İSE BU ÜLKENİN CUMHURİYET BEKÇİLERİ
SAHİP ÇIKAR.

PKK’lılar 2. Hava Kuvveti Komutanlığı’ndaki Türk bayrağını indirdi

DİYARBAKIR’ın Lice ilçesinde yolu trafiğe kapatan grupla güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada ölen Ramazan Baran’ın cenaze töreninden sonra yüzleri kapalı PKK’lı teröristler 2. Hava Kuvveti Komutanlığı’nın bahçesinin duvarından atlayarak direkte asılı bulunan Türk bayrağını indirdi. Askeri kulübeye de saldıran teröristler yolları da
trafiğe kapattı.

Bağlar sokaklarını savaş alanına çeviren teröristler, polise havai fişek, molotof ve taşlarla saldırdı. Polis, PKK’lılara gaz bombası ve basınçlı su ile müdahale etti. (CHA)

AŞAĞIDAKİ METNİ YA DA KENDİ HAZIRLAYACAĞINIZ BİR METNİ
LÜTFEN EK’TEKİ 
ADRESE GÖNDERİN Kİ;
BAYRAĞIMIZA ULUSÇA SAHİP ÇIKTIĞIMIZ VE ÇIKACAĞIMIZ 
İYİCE ANLAŞILSIN.

*****

SAYIN KOMUTANIM;

PKK’lılar 2. Hava Kuvveti Komutanlığı’ndaki Türk bayrağını indirdi, ASKERLERİMİZ İSE SEYRETTİ.
TÜRK BAYRAĞI ARTIK SİZLER İÇİN KUTSAL DEĞİL Mİ ?
ORDUMUZUN EN BAŞTAKİ GÖREVİ ONU KORUMAK DEĞİL Mİ ?
NEDEN BAYRAĞIMIZA SAHİP ÇIKMIYORSUNUZ ?
BAYRAĞIMIZI İNDİREN O ALÇAĞI NİYE VURMADINIZ ?
1996’DA BAYRAĞIMIZI İNDİRMEYE KALKAN BİR RUM KÖPEĞİNİ
DÖNEMİN BİR SUBAYI NASIL VURMUŞTU, HATIRLAYALIM.

VİDEO LİNK : http://www.youtube.com/watch?v=a_LvRnmRhqo

SİZLERDEN DE BU ULUSUN BEKLEDİĞİ BAYRAĞA KALKAN ELLERİ KIRMAKTIR, SEYRETMEK DEĞİL. MADEM BAYRAK NEDİR BİLMİYORSUNUZ,
O ZAMAN ANLATALIM..

Türk bayrağı; Devletlerin, milletlerin ulusların halkının sembolü olarak tarif eden değerdir. Birlik ve beraberliğini temsil eden her zaman önemli kutsal manalar ve değerler taşımıştır.

Hiçbir bayrağın şekil ve renkleri rastgele meydana gelmemiştir.
Türk bayrağı ülke ve milletimizin varlığı ve bağımsızlığını temsil eder.
Türk bayrağının üzerinde ki al renk şehitlerimizin kanını üzerindeki Hilal ve Yıldız ise bir efsaneye göre cephede şehit olan askerlerin kanının birikimi üzerine gökyüzünde ki Hilal ve yıldızın yansımasından Türk bayrağının oluştuğu yönündedir.

Mithat Cemal Kuntay’ın

“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”
dizesindeki bu satırlar 
Türk bayrağının tarihine hitaben yazılmıştır.

Türk bayrağı tarihinde bir çok zafere tanıklık etmiş ve birçok zaferde ellerde taşınmış kutsal değerdir. Bayrak üzerine günümüze kadar süregelen birçok şiir, birçok anı yazılmıştır. Tarih boyunca bayrak uğruna savaşıldı, binlerce şehit verildi.

Mehmet Akif Ersoy’un

“Yaralanmış temiz alnından uzanmış yatıyor;
Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor”

dizesindeki bu sözler en güzel anlatımlı Türk bayrağı örneğidir.

Türk Bayrağının rengini şehitlerin kanından ilhamını da kan gölüne yansıyan
Ay ve yıldızdan aldığını biliyoruz. Fakat bayrak hakkındaki bu bilgi bayrağın taşıdığı kutsal anlamı o anlamdaki sembolizmi ondaki derinliği ve yüceliği anlatmaya yetmez. Bilindiği gibi genellikle Hristiyan milletler bayraklarında Haç şeklinde semboller yer almaktadır. 

Müslüman milletlerde ise Hilal görünmektedir. Haç’ın anlamı;
Hz. İsa’nın 
çarmıha gerilerek haç şeklinde şehit edildiğine inandıkları için
onu sembol olarak alırlar.

Peki ya Hilal? Müslümanlarca sembol olarak kabul edildiğini biliyoruz.
Ancak bunun sembolik değeri nereden gelmektedir?
Dolunay (Bedir) Ayın ondördüncü gecesindeki haliyle daha parlak olmasına karşın, niçin ayın en az ışık verdiği yay şeklindeki zayıf şekil
sembol almıştır?

İşte Hilal’in gücü burada çıkmaktadır. Çünkü Hilal Haç gibi doğrudan şekil olarak alınsaydı Dolunay kullanmak daha uygun olurdu. Halbuki Hilal şekli dolayısıyla değil ismi dolayısıyla sembol olmuştur. Bu anlamı da
Allah (c.c.) isminden almıştır.

Bilindiği gibi Arapça aslında Hilal kelimesinde; 1 He 1 Lam 1 Elif ve yine Lam harfleri bulumaktadır. Yani 1 He 1 Elif ve 2 tane Lam bulunmaktadır.
__._,_.___

TURK SILAHLI KUVVETLERI E-POSTA.txt

BAYRAK İNER Mİ ? İNDİRİRLER Mİ ?