Etiket arşivi: DİSK Genel Başkanı Kani Beko

İŞİMİZİ, EKMEĞİMİZİ, ADALETİ KAZANACAĞIZ!

DİSK
İŞİMİZİ, EKMEĞİMİZİ, ADALETİ KAZANACAĞIZ!

DİSK Yönetim Kurulu adına DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun, 692 sayılı KHK ile yaşanan işçi kıyımıyla ilgili açıklaması

15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünden bir gün önce yayımlanan 692 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile toplamda 7348 kişi kamudan ihraç edildi.

İhraç edilenler arasında emeğin, barışın ve demokrasinin yanında olan akademisyenlerin yanı sıra, kayyum atanan belediyelerdeki işçiler de var.

692 sayılı KHK ile 306 DİSK Genel İş sendikası üyesi belediye işçisinin iş akdi feshedilmiş, böylece KHK ve atanmış belediye yönetimlerince iş akdi feshedilen DİSK Genel İş üyesi işçi sayısı toplamda 1961’e çıkmıştır.

15 Temmuz öncesinde yayımlanan bu KHK ile hükümet bir kez daha, darbenin panzehiri olarak demokrasiyi değil başka bir darbe sürecini işletmekte ısrarcı olduğunu göstermiştir.

OHAL bahanesi ile grev yasakladığını açıkça ilan eden hükümetin, yine OHAL’e sığınarak işçilerin ekmeklerine el uzatması şaşırtıcı değildir.

Darbeyle hiçbir ilişkisi olmayan, birçoğu hakkında soruşturma bile yürütülmemiş olan emekçilerin kıyıma uğratılması, hükümetin OHAL bahanesiyle emeğe yönelik saldırılarının bir başka boyutudur. Amaç emeği tamamen güvencesizleştirmektir.

Dün OHAL vasıtasıyla Anayasal grev hakkını gasp ettiklerini itiraf edenler, bugün KHK’lar ile çalışma yaşamında güvencesizliği normalleştirmekte, böylece sermayeden aldıkları desteği sürdürmeye çalışmaktadır.

Tek kişinin kararı ile işten atılabilen, başvuracak mahkemeleri bile olmayan bir işçi ordusu yaratmak, sermayenin ve iktidarın ortak düşüdür. Bu düşe hizmet eden 692 sayılı sayılı KHK da dahil olmak üzere, tüm hukuksuz KHK’lar, bu kararnamelerin altında imza atanlarla beraber tarihte layık olduğu yeri bulacaktır!

İşçiler işini, ekmeğini ve adaleti er yada geç kazanacaktır!

Zafer direnen emekçinin olacaktır!
(http://disk.org.tr/2017/07/isimizi-ekmegimizi-adaleti-kazanacagiz/, 17.7.2017)

HAYIR’ın 1 Mayıs coşkusu

HAYIR’ın 1 Mayıs coşkusu

Atilla ÖzseverAtilla Özsever

İstanbul Bakırköy Halk Pazarı’ndaki 1 Mayıs mitingi oldukça coşkuluydu. Anayasa referandumundaki “Hayır” duruşu, miting alanına yansımıştı. Bir anlamda toplumun yarısının gösterdiği “Hayır” tavrı, 1 Mayıs’ta da devam etti ve katılanlara moral aşıladı. Mitingin başlama saati 13.00 olmasına rağmen sabahın erken saatlerinden itibaren (AS: başlayarak) meydan dolmaya başladı. Alana girişte polisin iki kez arama koridoru yapması, sıkışıklık yarattı. Grupların girişini geciktirdi. O nedenle alanın tümüyle dolması, biraz zaman aldı. Miting de bir saat gecikmeyle 14.00’te başladı.

Kürsünün hemen önünde DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun sendikası olan Genel-İş üyeleri çoğunluktaydı. Eğitim Sen başta olmak üzere KESK de önemli bir katılımla alandaydı. 1 Mayıs mitinginin bileşenlerinden TMMOB ve TTB üyeleri de yerlerini aldılar. Ses düzeninde zaman zaman aksamalar oldu. Aşırı yüksek ses, biraz rahatsızlık verdi.

Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal, Gamze İlgezdi gibi birçok CHP milletvekilinin yanı sıra Ertuğrul Kürkçü, Filiz Kerestecioğlu gibi HDP’li milletvekilleri de alandaydı. CHP’nin Şişli, Beşiktaş, Ataşehir gibi belediye başkanları da oradaydı. Milletvekilleri topluca kürsüden halkı selamladılar.

Uluslararası IndustriALL Sendikası’nın Genel Sekreter Yardımcısı Kemal Özkan da mitinde yer aldı. Birleşik Haziran Hareketi, Halkevleri, HDP de yoğun bir katılım gösterdi. Halkevci kadınlar alana koşarak girdiler.

CHP’nin yanı sıra TKP, ÖDP, EMEP, SYKP gibi sol partiler de alandaydı. DİSK Korosu’nun şarkılarıyla miting başladı. 1 Mayıs ve Enternasyonal marşları hep birlikte söylendi, büyük alkış aldı. İlk konuşmayı DİSK Genel Başkanı Kani Beko yaptı. Kani Beko, referandum öncesi kıdem tazminatının gaspına “Hayır” dediklerine vurgu yaparak “Kıdem tazminatımız bizim evimize götürdüğümüz ekmektir, iş güvencemizdir. Asla gaspına izin vermeyiz” dedi. Beko, tüm alandakilere kıdem tazminatının gaspına “hayır” diyeceklerini bir kez daha tekrarlattı.

Taşeron işçilerin kadro sorununa değinen DİSK Başkanı Beko, kamu emekçilerinin de iş güvencesinin tasfiyesine “Hayır” dediklerini ifade etti. Alandan “Şeriata, faşizme, karanlığa geçit yok” sloganları üzerine Beko da, “Sesimizi faşist diktatörler kısamaz” dedi. “Büyük bir kavganın arifesindeyiz” diye seslenen DİSK Başkanı, sözlerini şöyle tamamladı:

“Sandıklardan ‘Hayır’ çıktı ancak YSK bunu ‘Evet’e çevirdi.

Bu hırsızlığın hesabını sormak boynumuzun borcudur.

80 milyonun anayasasını yapmak için birlikte mücadele vermeliyiz. Bizim anayasamız eşitlikçi, özgürlükçü, laik ve sosyal bir hukuk devletini öngören bir anayasa olacaktır. Selam olsun Deniz Gezmiş’lere, Mahir’lere, Kaypakkaya’lara, Kemal Türkler’e, Abdullah Baştürk’e, Nebioğlu’na, selam olsun işçi sınıfına…”

KESK Eşbaşkanı Lami Özgen de, OHAL’e kesinlikle karşı olduklarını KHK’lerle işten atılan kamu emekçilerine sahip çıkacaklarını söyledi. Kamu çalışanlarının iş güvencesinin ortadan kaldırılmasına karşı mücadele edeceklerini belirten Lami Özgen, şaibeli referandum sonucunu kabul etmediklerini ifade etti. TMMOB Başkanı Emin Koramaz ile TTB Başkanı Raşit Tükel de birer konuşma yaptılar.

1 Mayıs mitingi politik içeriği açısından da iyiydi, katılanların “Hayır” tavrından vazgeçmeyecekleri bir kez daha yüzlerinden okunuyordu. Mitingin ana sloganı ile izlenimlerimizi noktalayalım: “Hayır bitmedi, mücadeleye devam…”
(http://www.birgun.net/haber-detay/hayir-in-1-mayis-coskusu-157728.html)

1 Mayıs DİSK Kani Beko CHP miting anayasa KESK HDP ifade TMMOB TTB
==============================================
Dostlar,Biz de dün, 1 Mayıs emek bayramına Ankara’da katıldık..
Önce Tandoğan’da TÜRK-İŞ öncülüğünde olana…
Öğleden sonra da Kolej meydanında DİSK, KESK, TMMOB, TTB’nin…. mitingine.
İkisi de çoook coşkulu ve başarılıydı…
Hepsi de “yurdum insanı” idi..
Hepsi de “HAYIR” demişti faşizme ve tek adam diktasına..
Umut vericiydi.. Ama kaygı veren ve düşündüren ise;

* Tandoğan ve Kolej meydanındaki kitleleri nasıl bir araya getireceğimiz..
Temel sorun bu BİRLEŞMEDE!
Her-kes buna kafa yormalı.. En başta da CHP!
Faşizme karşı birleşik cephe!
Sevgi ve saygı ile. 02 Mayıs 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

HAYIR’ını al da gel: Emek, barış, demokrasi için yaşasın 1 Mayıs!

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır…)
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, DİSK Genel Merkezi’nde gerçekleştirdikleri basın toplantısıyla 1 Mayıs gündemlerini ve programlarını açıkladılar.

Basın toplantısına DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, DİSK Genel Sekreteri Dr. Arzu Çerkezoğlu, DİSK Yönetim Kurulu üyesi Kanber Saygılı, DİSK üyesi sendikaların merkez ve şube yöneticileri ve işçiler katıldı.

DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun okuduğu ortak açıklamada, 2017 1 Mayıs’ının,
hile-hurda ile dayatılan tek adam rejimine karşı demokrasi için, giderek derinleştirilen ve ülkeyi Ortadoğu’daki çatışmaların ateşine sürükleyen savaş politikalarına karşı barış için, giderek pervasızlaşan emek düşmanlığına karşı emeğin hakları için, MİLYONLARIN ‘HAYIR’LI BULUŞMALARI olarak örgütleneceği duyuruldu.

Kani Beko dört emek ve meslek örgütü başta olmak üzere, dost kurumlarla beraber, İstanbul’da Bakırköy Halk Pazarı başta olmak üzere, Türkiye’nin her yerinde olabildiğince yaygın, kitlesel, coşkulu ve ‘HAYIR’LI 1 Mayıs buluşmalarını birlik içinde örgütlemeye karar verildiklerini söyledi. Açıklamanın tam metni şöyle:

‘HAYIR’INI AL DA GEL! EMEK BARIŞ DEMOKRASİ İÇİN YAŞASIN 1 MAYIS!

Dünyanın dört bir yanındaki milyarlarca işçi için, emekçi için, tüm ezilenler ve yok sayılanlar için her 1 Mayıs, birliğin-mücadelenin ve dayanışmanın gücüyle umudun büyütüldüğü gündür.

Yok sayılan emeğin, dünyanın dört bir yanında görkemli bir biçimde varlığını gösterdiği gündür 1 Mayıs. Dünyanın her yerinde en merkezi ve en büyük meydanlar, emeğin bu görkemli buluşmasına tanıklık eder. İşçiler özlemlerini, umutlarını, taleplerini istedikleri meydanlarda özgürce ifade eder.

Türkiye’de ise maalesef 1 Mayıs’lar iktidarların getirdiği yasaklar ve devlet şiddetinin gölgesi altında kutlanmaktadır. 365 gün bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenlere bir gün dahi saygı gösterilmemektedir. Siyasi iktidar bir gün için dahi işçilerin taleplerine kulak vermemekte, yıllardır 1 Mayıs mitinginin kendi istediği yerde yapılmasını dayatmaktadır. “Ayaklar baş olursa kıyamet kopar” diye açıklanan bu tutum, 2017 yılında da devam etmektedir.

  • 1 Mayıs 1977’deki kontrgerilla katliamının 40’ıncı yılında da bu dayatmanın sürdürülmüş olması ölenlere ve işçi sınıfına saygısızlık olarak tarihe geçecektir.
  • 15 Temmuz darbe girişimine karşı, bizler de dahil olmak üzere, yurttaşların buluştuğu
    Taksim alanı ne yazık ki yeniden yasaklı meydan haline getirilmiştir.

Bizler 4 emek ve meslek örgütü olarak, ulusal ve uluslararası mahkemelerin verdiği yargı kararlarını tanımayarak hukuksuz bir yasakta ısrar edenlerin er ya da geç bu tutumlarının hesabını vereceklerinin altını bir kez daha çizmek istiyoruz.

Hukuku, demokrasiyi, evrensel temel hak ve özgürlükleri yok saymayı bir rejim biçimi olarak benimsemiş anlayışa karşı, bu yıl her zamankinden çok daha yaygın, kitlesel ve coşkulu bir biçimde buluşmayı görev biliyoruz.

Bilindiği gibi, emekçilerin haklarını geliştirmeyen, aksine zarar veren ve tek adam rejimini dayatan bir anayasa için referanduma gidildi. Devletin tüm olanaklarının kullanılmasına, tek sesli medyaya, “hayır” diyenlerin engellenmesine karşın yurttaşların en az yarısı HAYIR dedi. Böyle bir anayasa değişikliği ile ülke huzur, barış ve istikrar bulamayacaktır.

  • Türkiye’nin acil ve yaşamsal ihtiyacı eşitlikçi, özgürlükçü, laik ve sosyal bir Anayasadır.

Ancak ülkeyi yönetenler bu gerçeklere gözünü kapatmakta, Türkiye’ye tek adam rejimi dayatmaktadır. Halkın en az yarısının HAYIR dediği bir rejim değişikliğini, cebren ve hile ile meşrulaştırma girişimlerine karşı 2017 1 MAYIS’ı çok daha anlamlı ve önemli hale gelmiştir.

2017 1 Mayıs’ı, hile-hurda ile dayatılan tek adam rejimine karşı demokrasi için, giderek derinleştirilen ve bizi Ortadoğu’daki çatışmaların ateşine sürükleyen savaş politikalarına karşı barış için, giderek pervasızlaşan emek düşmanlığına karşı emeğin hakları için, MİLYONLARIN HAYIR’LI BULUŞMALARI olarak örgütlenecektir!

Bizler 4 emek ve meslek örgütü başta olmak üzere, dost kurumlarla beraber, İstanbul’da Bakırköy Halk Pazarı başta olmak üzere, Türkiye’nin her yerinde olabildiğince yaygın, kitlesel, coşkulu ve HAYIR’LI 1 Mayıs buluşmalarını birlik içerisinde örgütleyeceğimizi ilan etmek istiyoruz.

  • Olağanüstü Hal’e, Kanun Hükmünde Kararnamelere ve tek adam rejimine HAYIR demek için 1 MAYIS’TA ALANLARA!

Darbe girişimine karşı ilan edildiği iddia edilen Olağanüstü Hal ile hukukun ayaklar altına alındığı, yurttaşların temel hak ve özgürlüklerinin keyfi biçimde gasp edildiği bir rejim kalıcı hale getirilmek istenmektedir.

  • Yüz binin üzerinde kamu emekçisini ve işçiyi, haklarında hiçbir yargı kararı bulunmadan işinden eden Kanun Hükmünde Kararnamelere, OHAL fermanlarına HAYIR demek için
    1 MAYIS’ta alanlarda olacağız.Sendikal örgütlenme hakkını KHK ile ortadan kaldıran, kamu emekçilerinin toplu iş sözleşmesi hakkını ve kazanımlarını yok sayan antidemokratik uygulamalara teslim olmayacağız.
    Halkın seçtiği vekillerinin yaptığı Seçim Yasası’nı yok saymayı marifet bilen YSK örneğinde olduğu gibi, adaletin çivisinin çıktığı, Meclisin tamamen yok sayıldığı tek adam rejimine
    1 MAYIS meydanlarında tüm gücümüzle HAYIR diyeceğiz!

Kıdem tazminatının gaspına HAYIR demek için 1 MAYIS’TA ALANLARA!

Referandum öncesinde kezlerce dile getirdiğimiz gibi, 16 Nisan’ın ardından ilk işleri kıdem tazminatına göz dikmek oldu. Patronlar “yük” olarak görüyor diye işçi sınıfının ve bütün çalışanların 80 yıllık kazanımına göz dikenlere “HAYIR” demek için 1 MAYIS ALANLARINDA OLACAĞIZ. Emekçilerin iş güvencesi, işsiz kaldığında kara gün dostu olan kıdem tazminatından nemalanmak isteyenleri, İşsizlik Sigortası Fonu’nu yağmalamalarından tanıyoruz. Tüm emekçileri yağmaya ve talana HAYIR demeye, 1 MAYIS ALANLARINA çağırıyoruz.

Taşeron köleliğine ve kamu emekçilerinin iş güvencesinin kaldırılmasına HAYIR demek için 1 MAYIS’TA ALANLARA!  

Milyonlarca taşeron işçisinin umutlarını yıllardır aldatmacalarla sömürenlere, 1 Kasım 2015 seçimlerinden önce “taşerona kadro” vaat edip sözünde durmayanlara HAYIR demek için
1 MAYIS ALANLARINDA olacağız. Taşeron işçilerin mücadele ederek ve mahkemelerde kazandıkları kadro hakkını tanımadığı gibi taşeron düzenini bile aratacak “kiralık işçilik” uygulamasını, işçi simsarlığını yasal hale getirmek isteyenlere 1 MAYIS ALANLARINDAN HAYIR diyeceğiz! Taşeron işçilerine kadro vaadini tutmadığı gibi kamu emekçilerinin 657 sayılı yasadan kaynaklanan iş güvencelerini ortadan kaldıracaklarını açıklayanlara, milyonlarca kamu emekçisine güvencesiz çalışmayı dayatanlara omuz omuza HAYIR diyeceğiz!

‘HAYIR’INI AL DA GEL!

Bu topraklarda emeğiyle, onuruyla yaşayan hemen herkesin HAYIR dediği o kadar çok şey var ki! 1 MAYIS ALANLARI herkesin ‘HAYIR’ını alıp geldiği rengarenk ve apaydınlık meydanlar olacak.

  • İşsizliğe HAYIR,
  • kiralık işçiliğe HAYIR,
  • iş cinayetlerine HAYIR,
  • krize HAYIR,
  • yoksulluğa HAYIR,
  • zamlara HAYIR,
  • içeride ve dışarıda savaşa HAYIR, (AS: çekincemiz aşağıda)
  • kentlerin ve doğanın yağmasına HAYIR,
  • kutuplaşmaya HAYIR,
  • kadın cinayetlerine HAYIR,
  • çocuk istismarına HAYIR,
  • cinsiyetçiliğe HAYIR,
  • kamu hizmetlerinin ticarileşmesine HAYIR,
  • gazetecilerin, siyasetçilerin, gençlerin hapishanelere doldurulmasına HAYIR,
  • akademinin ve bilimin bitirilmesine HAYIR,
  • sömürüye HAYIR,
  • diktaya HAYIR… gibi milyonlarca HAYIR’lı çığlık 1 MAYIS ALANLARINDA buluşacak!

Haydi, hep beraber, birlik olarak, dayanışmamızı güçlendirerek, mücadelemizi büyütmek için
1 MAYIS ALANLARINA!

Yaşasın İşçilerin Birliği, Halkların Kardeşliği (AS: çekincemiz aşağıda)
Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik ve Dayanışması!

YAŞASIN 1 MAYIS!


====================================
Dostlar,

TTB ve birlikte davranan DİSK, KESK ve TMMOB’nin 1 Mayıs kutlaması yarın,
1 Mayıs 2017 günü saat 13:00’te Ankara Kolej meydanında başlayacak..
Basın açıklamasında 2 yerde çekincemiz var :

1. Türkiye’de “halklar” değil tek bir halk vardır ve adı Türk halkıdır.
Büyük ATATÜRK‘ün tanımlamasında olduğu gibi,

  • “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye ahalisine/halkına Türk Milleti denir.” 

    Ülkemizde farklı etnik kümelerden yurttaşlarımız olduğu bir gerçektir ancak
    hep birlikte Türk Milleti / Türk halkıyız.

İkincisi “içeride ve dışarıda savaşa hayır.”.. Türkiye, “içeride” emperyalizmin bölücü ve ağır silahlı taşeron örgütüne karşı bir meşru savunma içindedir. Bu bir “savaş” ise, başlatan ve yönlendiren) 1984’ten bu yana) ne yazık ki Batı emperyalizmidir. Burada “savaş” terimini kullanmak, bölücü, silahlı emperyalizmin maşası PKK‘yı uluslararası hukuk katında “savaşan taraf” statüsüne yükseltmektir ki, asla doğru değildir ve kabul edilemez. PKK açıkça bir taşeron terör örgütüdür! Dileriz, basın açıklamasındaki bu anlatım, uyardığımız anlamda değildir..

“Dışarıda” savaşa gelince; BM Sözleşmesi gereğince (md. 51) ve BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin 111. maddesi uyarınca sınır ötesinde ülkemizin güvenliğini tehdit eden oluşumlara karşı sıcak takip, uluslararası hukuktan kaynaklanan egemen devlet hakkımızdır.

Bunun dışında, başka ülkelerin içişlerine karışmak, oralarda isyan vb. çatışmaları kışkırtmak, darbe girişimi… hele hele emperyalizmin maşalığına soyunmak.. asla onaylamadığımız hukuk dışı ve Türkiye’ye yakışmayan, “haydut devlet” davranışlardır ve uluslararası hukukta suçtur.

1 Mayıs işçinin ve emekçinin bayramını, biz de bir emekçi olarak gönülden kutluyoruz.

Küreselleşen emperyalizmi, yüzyılların utanç veren

  • “maksimum kâr” ilkelliğini – vahşetini terk etmeye ve 21. yy’ın şafağında artık “ehlileşerek” ‘makul kâr’ anlayışına çekilmesini diliyoruz. Zamanın ruhu artık bu ilkelliğe geçit vermiyor..

Sevgi ve saygı ile. 30 Nisan 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

DİSK : Anayasa değişikliğinde “Sosyal talepler için tek madde yok”

DİSK

DİSK : 
“Sosyal talepler için tek madde yok”

(AS : Bizim katkımız yazının altındadır…)

BASINDA DİSK / 10 NİSAN 2017
http://disk.org.tr/2017/04/sosyal-talepler-icin-tek-madde-yok/ ==================================================
Dostlar,

DİSK‘in ilk kadın Genel Yazmanı (Sekreteri) meslektaşımız tıp doktoru (Patoloji uzmanı) sevgili Dr. Arzu Çerkezoğlu’na selam gönderiyoruz öncelikle..

Türkiye daha demokratik bir anayasaya kavuşacaksa, halkoylamasına sunulan metinde
örneğin memur sendikalarına neden grev hakkı yok?? Anayasanın 51, 53 ve 54. maddelerinde uygun bir düzenleme ile bu hak memurlara neden verilmez?

Toplu sözleşme ve grev hakkı olmayan örgüte sendika denebilir mi??
Bu durumun deniz kıyısında kumda kovası – küreği ile oynayan çocuklardan ne farkı var??!
Kaldı ki, memurların toplu sözleşmelerinde Hükümet ile memurlar arasında her yıl doğal olarak anlaşmazlık çıkıyor ve son sözü hep Hükümetin egemen olduğu Kurul veriyor (AY m. 53/4):

  • Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurabilir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve
    toplu sözleşme hükmündedir.”

AKP iktidarı emekten yana olsaydı, emekçilerin iş güvencesi ve çalışma – yaşam koşullarını iyileştirici önlemler de alırdı.
Üstelik AB’ye üyelik süreçlerinde Sosyal Şart‘a imza koymuş iken!

Emekçi işçilerin sendikalılık oranları 35 yıl önce bile %50’lerde iken günümüzde % 11’e dek indirilmişken, memurlara sendikacılık oyunu oynatılırken… Toplu sözleşme yapabilecek işçiler toplamın yalnızca %5’i iken! Bir başka anlatımla işçilerin %95’i toplu sözleşme / pazarlık olanağından yoksun iken.. Asgari ücret açlık sınırının bile altında ve işçi cinayetleri
tüm hızıyla ülkemizde sürerken;

  • 2016’da 1970 emekçi sermayeye kan ve can vergisi ödetilerek öldürülmüşken!

Herrrr şey AKP için… Herrr şey RTE için…
Herrr şey AKP – RTE imparatorluğu için…
Herrr şey AKP – RTE’ye dokunulamaması için, soru sorulamaması için..
Herrr şey AKP – RTE’nin yargılanmasının hemen hemen olanaksız kılınması için..
Herrr şey AKP – RTE’nin işlediği suçların saklı – gizli Anayasa ile affedilmesi için..

Bu Halk bu oyunu yutmaz..
Yutmaz bu halk kendisine kurulan acımasız ANAYASA KUMPASINI, YUT-MAZ!

Yutmayacağını 16 Nisan 2017 günü gece yarısına doğru dünya alem görecek ve Türk Ulusu totaliter- otoriter – despotik – diktatoryal, giderek dinci faşist değil, 1. sınıf bir demokrasiye yaraşır olduğunu haykırarak kanıtlayacaktır 1 kez daha.. 1876’da, 1908’de yaptığı gibi!

Haydi Anadolum, göster kendini bir kez daha, yırt bu utanılası deli gömleğini..

Mutlaka sandığa git ve emek düşmanı bu iktidara HAYIR-HAYIR-HAYIR de..
Tercih mührünü kahverengi hayır bölümüne bas gurur ve kararlılıkla..

Sevgi ve saygı ile. 10 Nisan 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net   profsaltik@gmail.com

TTB : Şirvan Maden Faciası Ön İnceleme Raporu açıklandı

Şirvan Maden Faciası Ön İnceleme Raporu açıklandı

(AS : Bizim katkımız yazının altındadır..)

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB başkanları Siirt’in Şirvan ilçesine bağlı Madenköy’de açık işletme yöntemi ile işletilen bakır madeninde, 17 Kasım 2016’da meydana gelen ve 16 kişinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili olarak bölgede yapılan inceleme sonrası oluşturulan ön inceleme raporunu kamuoyuyla paylaştı.

TMMOB’de 9 Aralık 2016 tarihinde düzenlenen basın toplantısına DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Eş Başkanı Lami Özgen, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ve TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel katıldı.

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB heyetinin 23 Kasım 2016’da facia bölgesinde yaptığı incelemeler sonrası oluşturulan raporu TMMOB Yönetim Kurulu Bşk. Emin Koramaz sundu.

Raporda, facia bölgesinde çıplak gözle bile büyük sorunlar olduğunun gözlemlenebildiğine dikkat çekilerek,

  • “Facianın büyük ve önemli ihmaller nedeniyle meydana geldiği kesindir.” denildi.

Raporda, emniyet tedbirlerinin gerektiği gibi alınmadığı, basamakların açılarının ve yüksekliklerinin doğru belirlenmediği, üretim hızını artırmak için işçilerin yaşamının tehlikeye atıldığı vurgulandı.
==========================
Dostlar,

Siirt – Şirvan – Maden köyünde 17 Kasım 2016 günü yaşanan faciada 16 maden emekçisi göçük altında kalmıştı. 14 emekçinin cesetlerine, ilerleyen günlerde birer – ikişer ulaşıldı ancak 2 emekçinin bedenine hala ulaşılabilmiş değil..

Basında, hemen her yerde facianın nedeni heyelan – toprak kayması olarak “doğal – masum” gösterilmeye çalışıldı. Oysa olay yerinde inceleme yapan TMMOB Maden Mühendisleri Odası ise “şiv kayması” raporu verdi. Açık maden alanında maden çıkarma sürecinde oluşturulan eğik düzlem ile sekileme ve merdivenle inme çalışmalarında, başta verilen eğim olmak üzere yapı güvenlik önlemleri vb. alınmadığından, “şiv kayması” nedenli göçük yaşanmıştı..

Oysa bilimsel yazın (literatür), iş kazalarının neredeyse %98’inin ÖNLENEBİLECEĞİNİ yazmakta. Biz konuyu web sitemizde faciadan hemen sonra işlemiştik:

ŞİRVAN’da MADEN FACİASI : 16 EMEKÇİ GÖÇÜK ALTINDA!

TTB – TMMOB – KESK – DİSK’in bu yakıcı soruna ilişkin 4 sayfalık ön inceleme raporu için lütfen tıklayınız :

ŞİRVAN MADEN FACİASI ÖN İNCELEME RAPORU

Evet… AKP’nin sermaye yanlısı iktidarının 15. yılında emekçi kıyımları hızla sür(dürül)üyor! AKP iktidarlarında 15 yılda, toplam 18206 emekçi, kayda alınabildiği kadarıyla, iş cinayetlerinde kurban verilmiştir. Yıllık ortalama “resmi” kurban sayısı 1214, aylık 101’dir! Yalnızca Kasım 2016 yitikleri 190; 2016 yılı 11 ay yitikleri 1806’dır!

Sermayeye, insanın kanını donduran, vicdanını isyan ettiren postmodern  KAN ve CAN VERGİSİ, AKP iktidarında artarak ödenmektedir.

Dileyelim, ödenen bu hazin ve çoook ağır bedeller emekçilerin siyasal bilinçlerini beslesin..

Sevgi ve saygı ile.
09 Aralık 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak.
Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net

profsaltik@gmail.com

DİSK: Kölelik düzenine direnelim!

DİSK: Kölelik düzenine direnelim!

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) özel istihdam büroları yasa tasarısına karşı eylem yaptı.

Aydınlık / Ankara (10.4.16)
(AS: Bizim kapsamlı irdelememiz yazının altındadır..) 

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) özel istihdam büroları yasa tasarısına karşı eylem yaptı. Özel istihdam büroları tasarısının Meclis gündemine gelmesi konfederasyon ve sendikaları harekete geçirdi. DİSK’li işçiler de Ankara başta olmak üzere pek çok ilde eylem yaptı. Ankara Sakarya Meydanı’ndaki eyleme, Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, Dev Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün, Emekli-Sen Genel Başkanı Veli Beysülen, Sosyal-İş Genel Başkanı Metin Ebetürk, BTO-Sen Genel Başkanı Ayvaz Şeker, yönetim kurulu üyeleri, şube yöneticileri ile çok sayıda işçi katıldı. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Kani Beko;

  • “TBMM gündemine getirilen bir yasa ile ‘insan ticareti’ ve ‘kölelik’ oylanacak. Biz bu kölelik düzenini reddediyoruz. Özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi veren yasa tasarısı kayıtsız şartsız TBMM gündeminden çekilmelidir.” dedi. Türkiye’deki 15 milyon işçiye, tüm emekçilere, emek dostlarına, emek dostu tüm siyasi partilere ve kurumlara seslenen Beko, 
  • “Gelin işçileri köle pazarında köle satar gibi satmaya kalkanlara karşı hep beraber direnelim.
  • Gelin kıdem tazminatlarımıza göz koyan leş kargalarına karşı direnelim.
  • Gelin taşeron işçilerine ayrımsız, kayıtsız, şartsız daimi işçi kadrosu hakkı için hep beraber omuz omuza kol kola direnelim.
  • Emek, hak ve demokrasi mücadelesi verenler er ya da geç hep kazanmıştır.
  • İşçilere kölelik dayatanlar kaybedecek, biz kazanacağız.” diye konuştu.
BMİS: O yasaları çıkaramayacaksınız!

Emek Servisi
DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası (BMİS), kıdem tazminatını gasp etme girişimleri ile özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisini öngören yasa tasarısına karşı önceki akşam İstanbul Kartal’da yürüyüş düzenledi. Eylemde açıklama yapan Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, “İşçilerin birçok kazanımı özel istihdam büroları üzerinden ortadan kaldırılacak. Özel istihdam bürosu kiralık işçilerin patronu olacak. Bu düzeni, bu uygulamayı, bu yasayı biz kabul etmiyoruz. Size o yasayı çıkartırmayacağız” dedi.

=========================================

Dostlar,

Kesin ve net olarak emekçilerimizin yanındayız..
EMEK düşmanı politikalardan AKP iktidarını, vazgeçmeye biz de çağırıyoruz.
13+ yıldır tek başına iktidar olan AKP’nin emek hak ve özgürlüklerini ne denli gerilettiğini ve sermaye yanlısı politikalar güttüğünü çok net olarak gözlüyoruz..

Örn. HAK-İŞ’i kurdurarak yandaş sendika yaptı ve hormonlıu olarak hızla büyüttü.
Bu sendika (??) koşar adım 300 bini aşan üye sayısına kavuşturuldu iktidar desteği ile..
Oysa onyılların işçi sendikası DİSK hala 122 binlerde.. TÜRK-İŞ 820 binlerde..

AKP, 12 Eylül 2010 Anayasa değişikliği ile 26 maddelik bir paketi ya hep – ya hiç dayatması ile halkın önüne sürdü.. Maddelerin tek tek oylanmasına olanak vermedi. Bu maddelerden biri de 1’den çok sendikaya üye olma “hakkı” (!) idi.. Ne yazık ve ne utanç verici ki; bu sendika maddesi gibi, HSYK gibi, Anayasa Mahkemesi’nin yapısını değiştirme, yönetsel yargı yetkisini kısma gibi.. değişiklikler, satılık – kiralık kimi sözde aydınların desteği ve propagandası ile “yetmez ama evet” sloganının mide bulandırıcılığında halk aldatılarak geçirildi..

Günümüzde o durumdayız ki, 16 milyona yakın işçinin ancak %10-11 kadarı sendikalı ve bunların da bir bölümünün 1’den çok sendikaya üye olması (!) nedeniyle ancak yarısının işyerlerinde toplu sözleşme hakı var… Bir başka deyimle devr-i AKP’de emekçilerin %90’ı sendikasız ve %95’i toplu sözleşme olanağından yoksun.. Oysa 1980’de bile 3 milyon işçinin %50’si, 1,5 milyonu sendikalı idi..

AKP, memur sendikacılığına da geçit vermedi.. “Özgürlükler şampiyonu” bu parti (!), 2002 sonunda iktidara gelirken “3Y” formülünü öne sürmüştü.. Yoksulluk – Yolsuzluk – Yasaklar.. ile savaşacaktı AKP.. Memur sendikalarının (!) toplu sözleşme ve grev hakları hala yok ve AKP’nin bunu tanımaya niyeti de yok.. Memurlara oyuncak.. Sözde memur sendikası.. Dernek gibi.. Çünkü küresel – yerli sermaye ittifakı ağababaları AKP’nin ipini sıkıca tutmaktalar. Hoş AKP’nin de sözde Müslüman geçinmesine, yoksul Müslüman halktan oy almasına karşın onların çıkarlarını savunmaya, hele sermayeyi karşısına alarak hiç mi hiç niyeti yok. Görevine çoook sadık..

Yukarıda değinilen özel istihdam büroları yasal düzenlemesine ek, sermaye, AKP eliyle emekçilerin yaşam güvencesi olan kıdem tazminatına da göz dikmiş durumda..

Ayrıca emekçinin dişinden tırnağından kesilen kara gün dostu işsizlik sigortası da AKP – sermaye işbirliği ile gasp edilmiş durumda. 90 milyar TL gibi 2016 bütçesinin 1/6’sına yaklaşan muazzam büyüklüteki fondan işsiz kalan emekçilerin yararlanabilmeleri için deveye hendek atlatmaları gerek. Bu alınteri fon, AKP iktidarınca nerede açık varsa orada hovardaca kıllanılıyor adeta. Resmen %10’ları gerçekte 2 katını bulan işsizlik milyonlarca insanın belini büküyor.. AKP, Aile Sigortası getirmediği gibi, İşsizlik Sigortası fonunu da yedek akçe olarak tepe tepe kullanmakta.

AKP’nin 13+ yıllık iktidarında ölümlü iş kazalarında (cinayetlerinde!) Avrupa’da 1., Dünyada ise 3. lüğümüz sürüyor. Soma’da 301 emekçiyi yutan toplu cinayette AKP 1. derecede sorunlu.. Çok sayıda büyük, toplu emeki katliamına yol açan iş kazaları (cinayetleri!) bu iktidar döneminde yaşandı ve davalar sorumluları ortaya koy(a)madı.. Hele yandaş sermaye – şirketler açıkça kollandı… Dönemin Çalışma Bakanı Faruk Çelik, Soma madenini denetleyen (?!) ve “her şey yolunda” rağoru veren müfettişlerin Savcıya ifade vermelerine bile izin vermedi! Niye acaba??

is_cinayetleri_ve_AKP

 

Türkiye, 13+ yıllık tek başına AKP iktidarında olduğu ölçüde kötü yönetilmedi,
hatta zulüm görmedi..
Düşün emekçilerin yakasından ey AKP’liler..
Geri çekin özel istihdam büroları kölelik yasası tasarısını..
Semayenin sadık kölesi olacağınıza birazcık vicdanınız sızlasın ve emekçiye sahip çıkın..
Döneminizde kaç Dolar milyarderi yetiştirdiniz, gelir dağılımı neden bunca adaletsiz??

Türkiye, vargücüyle emekçilerinin bu haklı direnişine destek vermelidir…
AKP’ye, Türkiye’de dilediğince at oynatamayacağı gösterilmelidir..

Sevgi ve saygı ile.
10 Nisan 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

“EMEĞİN HUKUKU” KURULTAYI


SENDİKACILIK TARİHİNDE BİR İLK!


29.05.2015, http://www.barobirlik.org.tr/Detay62933.tbb 

ÜÇ BÜYÜK İŞÇİ KONFEDERASYONU VE TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ
“EMEĞİN HUKUKU” KURULTAYINDA BULUŞTU

FEYZİOĞLU:
EMEĞİN ÖRGÜTSÜZ KALMASI
TÜRKİYE AÇISINDAN EN BÜYÜK TEHLİKEDİR

Türkiye Barolar Birliği, Türk-İş, Hak-İş ve DİSK tarafından ortaklaşa düzenlenen
“Emeğin Hukuku” Kurultayı, 27-28 Mayıs 2015 günlerinde Türkiye Barolar Birliği’nde gerçekleştirildi.

Saygı duruşu ve TBB Emek Komisyonu Başkanı Av. Abdi Pesok’un sunuşunun ardından
açış konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, üç büyük işçi konfederasyonunun ilk kez bu kapsamda bir toplantıda
Türkiye Barolar Birliği’nin ev sahipliğinde yan yana oturduğunu söyledi.

Emekçinin hizmetinde olan sendika ve konfederasyonların, hizmet verdikleri emekçilerin aynı sorunlarıyla uğraştığını ifade eden Feyzioğlu, “Tersten söylemek gerekirse, hangi sendikaya ve sendikamız hani konfederasyona bağlı olursa olsun, emekçinin sorunu aynı. Bu sorunlara sadece sendikalarımız, konfederasyonlarımız belki farklı kadrolarla, belki farklı yaklaşıyorlar,
ama özü aynı. Dolayısıyla emekçilerin sorularının, üç büyük çatı örgüt ve Türkiye Barolar birliği tarafından birlikte tartışılması öyle sanıyorum ki, son derece önemli ve sonuç doğuran
çözüm önerilerini ortaya çıkaracak” diye konuştu. Feyzioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

EMEĞİN HUKUKUNU SAHİPLENMEK,
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN BEKASINI DA GÖZETMEKTİR

Amacımız Türkiye’de toplumsal barışı sağlamak. Amacımız Türkiye’de emekçinin alın teri kurumadan, bunun karşılığını almasını sağlamak. Amacımız emekçinin refah içinde yaşamasını sağlamak.

Aslında bütün bunları arka arkaya koyduğumuzda, amacımız Cumhuriyet’in kuruluş değerlerinin yaşama geçmesini sağlamak. Bu bakımdan, emeğin hukukunu sahiplenmek
aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasını da gözetmek anlamına gelir,
milletin üstün menfaatini gözetmek anlamına gelir.

Türkiye’de gerek hukuktan, gerek hukuk uygulamalarından, gerek sendika uygulamalarından çeşitli yakınmalar olduğu herkesin bilgisindedir. Zaman zaman yakınma yasalardandır,
zaman zaman yasalar iyi olsa da uygulamadandır. Zaman zaman aşağıdan değil, yukarıdan aşağıya gelen yanlış bir yapılanmadan dolayı sendikalardandır, sendikacılardandır.
Ancak şunu unutmayalım,

Emeğin örgütsüz kalması Türkiye açısından en büyük tehlikedir.

Yakınmanız varsa, çözüm sendikalara sırtımızı dönmek değil, içinde kalıp mücadele etmektir.

Türkiye’de rakamlara baktığımızda örgütlü işçi sayısı inanılmaz bir şekilde düşüş göstermektedir. Özellikle son 20 – 25 yıllık döneme baktığımızda, grev hakkına sahip örgütlü işçi sayısında, ekonominin büyümesiyle de kıyasladığımızda düşüş dramatiktir. Bizim bugün yapmamız gereken, etkili bir örgütlenmenin emek ve emekçi için nasıl gerçekleştirileceğini
ve herkes için nasıl daha yararlı olabileceğimizi günlük siyasetten, her türlü makam,
mevki kaygısından uzaklaşarak tartışmaktır.

Feyzioğlu’nun ardından kürsüye gelen Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, kıdem tazminatı ve esnek çalışmaya ilişkin sorunlara dikkat çekerek, 30 yaş altında sendikasızlaşmaya doğru bir gidiş olduğunu vurguladı.

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan da 1. sorunun

Türkiye’deki tüm sendikaların işçilerin ancak %10’unu temsil etmesi olduğunu

belirterek, “İşçilerimizi sendikalarda örgütlersek, bugün bunları konuşmazdık” dedi.

Daha sonra kürsüye gelen DİSK Genel Başkanı Kani Beko, bundan sonra işçilerin ölmemesi için Soma Davası’ndan ders niteliğinde bir karar çıkması gerektiğini söyleyerek,
emekçilerin karşı karşıya bulunduğu sorunlara dikkat çekti.
Beko,

“İşsizlere iş bulmanın tek yolu kölelik değildir.”

diye konuştu.

Açış konuşmalarının ardından Kurultay’ın

“Artan İş Kazaları Çağrıştırmasıyla İş Güvenliği ve İş Sağlığı”

başlıklı ilk oturumuna geçildi. Hak-İş Hukuk Müşaviri Av. Hüseyin Öz’ün başkanlığını yaptığı oturumda Prof. Dr. Levent Akın, Prof. Dr. Oğuz Karadeniz ile Doç. Dr. Mahmut Kabakçı
birer sunuş yaptılar.

Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Kürşat Karacabey’in başkanlığını yaptığı,

“Emeğe Etkileri Bağlamında Özelleştirmeler, Taşeronluk ve Özel İstihdam Büroları”

başlıklı 2. oturumda Prof. Dr. Aydın Başbuğ, Av. Dr. Murat Özveri, Doç. Dr. İbrahim Aydınlı görüşlerini dile getirdiler.

Kurultay’ın ikinci gününde; Türk-İş Hukuk Müşaviri Av. Ferhan Tuncel başkanlığında gerçekleştirilen

“Yargı Kararları Işığında İşçilik Hakları ve İşçilik Haklarının Tahakkuku ile İş Güvencesi”

başlıklı oturumda Prof. Dr. Müjdat Şakar, Prof. Dr. Kübra Doğan Yenisey, Doç. Dr. Muhittin Astarlı ve Av. Gökhan Candoğan, DİSK Hukuk Müşaviri Av. Necdet Okcan başkanlığında gerçekleştirilen

“Uluslararası Normlar Karşısında Türk Mevzuatı ve Uygulamasında Sendikasızlaştırma”

başlıklı oturumda ise Prof. Dr. Metin Kutal, Doç. Dr. Aziz Çelik ve Yrd. Doç. Dr. Ulaş Baysal konuşmacı olarak yer aldılar.

======================================

Dostlar,

Bu toplantıyı ve emeği önemsiyoruz..
Dileriz TBB sunumları – oturumları kitaplaştırır ve kalıcı bir kaynak ediniriz..

TBB Başkanı Sn. Prof. Feyzioğlu’nun

Emeğin örgütsüz kalması Türkiye açısından en büyük tehlikedir.

Ve HAK-İŞ Genel Başkanı Sn. Mahmut Arslan’ın 1. sorunun

“Türkiye’deki tüm sendikaların işçilerin ancak %10’unu temsil etmesi olduğunu”

bir kez daha öne çıkarmak istiyoruz.. Bize göre,

“SENDİKA YOKSA İSG (İŞÇİ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ) DE YOKTUR!” 

Ve de DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun isyanı :

“İşsizlere iş bulmanın tek yolu kölelik değildir.”

TİSK (Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu) kavşak konumdadır ve politikalarında emekten yana köktenci değişimler – uygarlaşma adımları beklenmektedir.. Bu olumlu tercih değişikliği siyasal iktidarla sinerji yaratarak ülkemizin yüz kızartıcı İSG göstergelerinin iyileşmesine anlamlı katkılar sağlayabilir.. Buna çooook gereksinimimiz var…

AKP’li 12 buçuk yılda en az 15369 işçi yaşamını yitirdi…
YETER ARTIK…

CAN_GUVENLIGI_ISTIYORUZ

Emek verenlere teşekkür borçluyuz…

Sevgi ve saygı ile.
31 Mayıs 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

İşçi katliamının yıldönümünde binler Soma’da buluştu


İşçi katliamının yıldönümünde
binler Soma’da buluştu

15.15: TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı ve TTB Başkanı Dr. Beyazıt İlhan‘ın konuşmalarının ardından miting programı madenci çocuklarının söylediği şarkılarla son buldu.
 
15.00: DİSK Genel Başkanı Kani Beko‘nun ardından KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse konuşmasını yapıyor.
 
14.50: Beko konuşmasının devamında katliamın sonrasında verilen sözlerin tutulmamasını ve işten atma saldırılarını teşhir etti.
 
İş cinayetlerine karşı Türk-İş ve Hak-İş konfederasyonlarına ortak mücadele çağrısı yaptı.
14.45: Kani Beko, maden işçilerine dayatılan ölüm ve açlık ikilemini bir maden işçisinin

“Aşağıda ölüm var yukarıda açlık”

ifadesiyle özetledi. Soma’da gerçekleştirilen katliamı lanetleyerek AKP’nin bu katliamdaki rolünü teşhir etti. Devletin ve bürokratların iş cinayetlerinden hesap sormadığı gibi,
katliamın ardından insanlara TOMA’larla saldırmasını teşhir etti.
Soma, Ermenek ve Torun Center katliamlarını hatırlatarak
sermayedarların işçi kanı üzerinden servetlerini katladığına dikkat çekti.
 
14.35: Program, oğlunu katliamda yitiren Elmas Kara’nın madenci aileleri adına yaptığı konuşmayla başladı. Anne Kaya, katliama tepkisini gösterirken,
“Neden hep bizim çocuklarımız toprak altında kalıyor?” dedi.
 
Ardından DİSK Genel Başkanı Kani Beko söz aldı.
 
14.30: Miting programı Soma, Ermenek ve diğer iş cinayetlerinde katledilenler için
saygı duruşuyla başladı.
 
14.10: Soma Belediyesi önünde kurulan platformdan Soma Katliamı’nı teşhir eden konuşmaların yanı sıra Bursa’da mücadeleyi büyüten metal işçileri de selamlanırken “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganı haykırıldı.
 
13.50: İlçe merkezine girişler devam ediyor. İHD İzmir Şubesi de miting alanına giriş yaptı
(AS: girdi).
 
13.30: DİSK ve KESK’in arkasından TMMOB korteji de ilçe merkezine giriş yaptı (AS: girdi). Birazdan miting programı başlayacak.
13.20: Zonguldak Maden işçileri,
Ege Linyitleri İşletmesi önünde kurulan polis barikatına karşı oturma eylemi gerçekleştirdiler. “Asla boyun eğmeyeceğiz!” sloganıyla barikatı protesto ettiler.
13.15: Sloganlarla yürüyüş devam ediyor.
13.00: İlçe merkezine doğru yürüyüş devam ederken “Gün gelecek devran dönecek katil devlet hesap verecek!”,“İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganları haykırılıyor.

 
12.55: DİSK kortejinin arkasından KESK korteji yürüyor. Konuşma ve sloganlarla
yürüyüş devam ediyor. TMMOB ve TTB‘nin arkasından da siyasal güçler yer alıyor.
 
12.50: DİSK korteji de yürüyüşe başladı.
12.45: Yürüyüş başladı. Binlerce kişi “Soma’yı unutma unutturma!”,“Soma’nın hesabı sorulacak!”
sloganlarıyla yürüyor.

 
12.40: En önde madenci aileleri yürüyor.
Miting başlamak üzere.
 
12.30: Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), DİSK pankartının arkasında “Unutmadık, unutturmayacağız” pankartıyla yerini aldı. Yürüyüş için hazırlıklar sürüyor.
 
12.10: Madenci Anıtı‘na düzenlenecek miting için sendikalar, meslek örgütleri, ilerici
ve devrimci güçler İstasyon mevkiinde (AS: bölgesinde) toplanıyor.
 
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin ardından ilerici ve devrimci güçler yürüyüşte yerlerini alacaklar. Mitinge aralarında BDSP, Halkevleri, BHH ve HDP’nin de bulunduğu siyasal güçler de katılım sağlıyorlar.
Zonguldak’tan maden işçileri de mitingde
yer alıyor.
 
Soma’da yüzlerce madencinin katledilişinin yıldönümünde DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla bugün Soma’da gerçekleştirilecek miting için toplanmalar başladı.
 
Toplanmalar devam ederken aracı çekilmek istenen bir emekçiyle polisler arasında
gerginlik çıktı. Bıçakların çekildiği gerginlik miting için toplanan kitlenin araya girmesiyle yatıştı.

*******************************
Dostlar,

Bizim de üyesi olduğumuz TTB (Türk Tabipleri Birliği) önemli bir girişime imza attı..

DİSK, KESK ve TMMOB’ye çağrı yaparak 301 Soma kurbanının 1. yılında anılmasına
öncü oldu.

Acımızı içimize sığdıramadığımızı en başta siyasal sorumlu kadrolara biz de haykırıyoruz.

Önerilere, feryatlara kulak veriniz ve gereğini yapınız…

Gecikmeden.. oyalamadan.. sermayenin oyuncağı olmaktan çıkarak..
Taşlaşmış vicdanlarınızı yumuşatarak..

Sevgi ve saygı ile.
17 Mayıs 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

TTB, DİSK, KESK ve TMMOB yöneticilerinin yargılandığı 1 Mayıs davası başladı

 

TTB, DİSK, KESK ve TMMOB yöneticilerinin yargılandığı 1 Mayıs davası başladı

http://www.ttb.org.tr/index.php/Haberler/1mayis-5132.html, 06 ŞUBAT 2015

DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK Genel Sekreteri Dr. Arzu Çerkezoğlu, KESK
Eş Genel Başkanı Lami Özgen, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı
 ve dönemin TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan hakkında, 2014 1 Mayıs’ı ile ilgili olarak “halkı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne kışkırtma” suçlamasıyla açılan dava bugün (6 Şubat 2015) İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başladı.

TTB, DİSK, KESK ve TMMOB yöneticileri duruşma öncesi Çağlayan Adliyesi önünde
ortak basın açıklaması yaptılar.

Kani Beko, Dr. Arzu Çerkezoğlu, Lami Özgen, Mehmet Soğancı ve Prof. Dr. Özdemir Aktan’ın yanı sıra TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Bayazıt İlhan, TTB İkinci Başkanı Prof. Dr.
Raşit Tükel, TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Özden Şener, İstanbul Tabip Odası Başkanı (İTO) Prof. Dr. Selçuk Erez, TTB eski başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, İTO eski başkanı Prof. Dr. Taner Gören’in katıldığı basın açıklamasına, hekimler, emek, meslek örgütü, sendika,
siyasal parti temsilcileri ve yurtdışından temsilciler destek verdi.

6 Şubat 2015

TAKSİM 1 MAYIS ALANIDIR, YARGILANAMAZ!

Padişah fermanını yazdı ve o ferman bizi bugün Çağlayan Adliyesi‘ne çağırdı.
Biz de bu fermanı yırtmak için bugün buradayız.

Hepinizin bildiği gibi, 2014 1 Mayıs’ı ile ilgili DİSK Genel Başkanı Kani Beko,
DİSK Genel Sekreteri Dr. Arzu Çerkezoğlu, KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen,
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve dönemin TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özdemir Aktan hakkında İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

Emek ve meslek örgütlerinin yöneticileri, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ederek “Halkı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne kışkırtma” ile suçlanıyor.

Oysa 1 Mayıs’ta Taksim’i yasaklamak suçtur! Taksim’de 1 Mayıs’ı kutlamanın hakkımız olduğunu teslim eden çok sayıda ulusal ve uluslararası mahkeme kararı mevcuttur.

Türkiye mahkemeleri de 1 Mayıs’ta Taksim alanına yıllardır yaptığımız çağrılarla ilgili kezlerce  “beraat” ve “takipsizlik” kararları vermiştir. Verilen mücadeleler sonucu 2010, 2011 ve 2012’de Taksim’deki 1 Mayıs kutlamalarına herhangi bir saldırı olmamış, emeğin birlik-mücadele ve dayanışma bu alanda yüz binlerle, coşku içinde, şarkılarla türkülerle kutlanmıştır.

Her yıl daha çok katılımla, daha büyük coşkuyla gerçekleşen Taksim 1 Mayıs’ı iktidarı
rahatsız etmiş ve 2012’deki devasa kutlamanın ardından 2013’te saldırılar başlamıştır.
AKP hükümeti tüm mahkeme kararlarına ve üç yıl boyunca hiçbir olumsuz durum yaşanmamasına karşın 1 Mayıs’ta Taksim’i yasaklayarak suç işlemiştir. İşçileri, emekçileri
1 Mayıs’ta Taksim’e çağırmak değil bunu engellemek suçtur. Yalnızca Taksim’i değil,
emeğin var ettiği kentlerin neredeyse tüm merkezi meydanlarını, “yasaklı meydan” olarak emeğe kapatmak suçtur.

İşte bu nedenle fermanın çağırdığı zamanda, çağırdığı yerdeyiz. Bizler bu fermana karşı kendimizi değil davamızı savunmak için buradayız. Bu fermana karşı savunma yapmaya değil milyonlarca işçi ve emekçi adına bu fermanı yargılamaya geldik.

  • Gün faşizmi yargılama günüdür!

Çünkü faşizmin amacı emeğiyle geçinenlerin, açlık sınırının altında ücretlerle çalışırken
sessiz kalması, ölürken bile çığlık atmaması, taşeron köleliğinin sürmesidir!
Tam da bu yüzden grevleri yasaklarlar, işçilere gaz bombalarıyla saldırırlar!

  • Gün faşizmi yargılama günüdür!

Çünkü faşizmin amacı Anayasal haklarımızı kullanmamızı, sendikal örgütlenmemizi,
hakkımızı arayıp sormamızı engellemektir! Bu yüzden emek örgütlerini, meslek örgütlerini baskı altına alırlar, yandaş örgütlenme ağlarının dışında kalan tüm sendikaları, meslek odalarını, demokratik kitle örgütlerini yok etmek isterler!

  • Gün faşizmi yargılama günüdür!

Çünkü faşizmin amacı ayakkabı kutularının, kaçak saraylarının, asgari ücretten pahalı kadehlerinin bekasını korumaktır. İşte bu yüzden 1 Mayıs’a düşmandırlar,
grevlere düşmandırlar; DİSK’e, KESK’e, TMMOB’a, TTB’ye düşmanca yaklaşırlar!

  • Gün faşizmi yargılama günüdür!

Çünkü mücadele ederek, direnerek, mahkemelerde de haklılığımızı tescil ettirerek kazandığımız 1 Mayıs alanımızı savunmak ve 1977 başta olmak üzere 1 Mayıs’larda katledilen arkadaşlarımızın anısını yaşatmak görevimizidir.

– 1 Mayıs’ı savunmak, emeği savunmaktır,
– eşitliği savunmaktır,
– özgürlüğü savunmaktır,
– demokrasiyi savunmaktır,
– barışı savunmaktır.

Biz bugün burada 1 Mayıs’ı savunurken AKP faşizmini hep beraber yargılayacağız.
1 Mayıs’ta Taksim’e omuz omuza yürüdüğümüz tüm dostlarımızla birlikte, işçileri, emekçiler, mühendisler, hekimler, hukukçular ve emek dostları, kol kola, omuz omuza bu fermanı yırtacak!

2015 1 Mayıs’ını, başta Taksim 1 Mayıs Alanı olmak üzere ülkenin dört bir yanında
kutlamak üzere, bugün dayanışma için gelen tüm dostları selamlıyoruz.

DİSK – KESK – TMMOB – TTB