Etiket arşivi: direniş şehidi Ethem Sarısülük

Sessiz Çığlık Sürüyor..

Dostlar,

Bu gün de 22.6 13 günü 13:00 – 14:00 arasında Ankara Sakarya Caddesinde
“SESSİZ ÇIĞLIK” eylemine / eylemsizliğine katıldık.

Artık kimi kavramlar tek başlarına kullanıldıklarında karşıtlarını (mefhum-u muhalif) çağrıştırmakta tembelleştiler.

Çığlığın da “sessiz”i olur muymuş?

Türkiye’deki faşist yönetim, -ki malumları “ileri demokrasi” yaftası ile
halk afsunlanmaktadır,- “durumdan” görev çıkarmayı ve kimi hatta pek çok
kitlesel eylemde yaratıcı olarak fincancı katırlarını ürkütmemeyi gerektiriyor.

“Yaratıcı” olmak gerekiyor, toplumsal eylemlerdeki diktatör(ler) rahatız olmasınlar.

5-6 yıldır uydurma kanıtlarla (sözde delillerle), sanal ortam hileleriyle Atlantik ötesi destekli kumpaslarla kodese tıkılan yurtseverlerin acısı içimizde dinmiyor.

Asker – sivil yüzlerce toplum önderi ulusalcı savunma hattından böylelikle geriye çekilmiş durumdalar.. Balyoz’da “Balyoz” kararı verildi, dosya Yargıtay’da.. Oradan birkaç ayda çıksa bile, Silivri ÖYM (Özel Yetkili Mahkeme) kararı kısmen bozulsa bile yeniden sürecek birkaç yıllık bir sözde “yargılama” süreci daha başlayacak.

Becerilebilirse de bu arada Türkiye’de sözde AÇILIM paketi içinde saçılım gerçekleşecek ve Bölücü anayasa, başkanlık vb. anayasal düzenlemeler nafile çabayla kotarılmaya çalışılacak..

Ama artık mevsim başka bir mevsim.

RTE Kayseri’de, kendisine çölün susamışlığını kandıran su gibi gelen “kalabalıkları” (?!) görünce, adeta kendinden geçercesine “kadanızı alırım” sizin dedi!

Hem de 2 kez..

Ünlü Anadolu deyimidir; size gelecek beka, felaket (“kada”!) ‘bana gelsin’ demektir.

Öylesine yalnız, çaresiz ve aciz görmektedir ki kendisini Türkiye’nin Başbakanı RTE, narsisistik (Kendine aşırı severlik) eğilimlerinin – takıntısını çırılçıplak dışa vuran yukarıdaki sözcüğü hem de 2 kez, kalabalık kitlelere karşı kullanmıştır. Tabii iç dünyasını ele verdiğinin ayırdında olmaksızın. Sıradan medikal psikoloji bilgisi bu yalın gözlem için çok fazla bile..

Regresyon, hatta puerilizm düzeyinde..

Yardım edilmesi gerek.

Türkiye Psikiyatri Derneği’nin bir girişimi, çağrısı gerek.

Belki de TTB’nin (Türk Tabipleri Birliği) gıyapta bir yetersizlik tıbbi raporu.

*******

Bu gün de tertip davaların kurbanları ve yakınları ile yurtseverler Sakarya Caddesinde sessiz çığlıklarını attılar.. O kadar ki, ağızlarında maske vardı. Ola ki bir sesli çığlık çıkmasın!

Ellerinde posterler, anlamlı sözler içeren dövizler ve hüzünlü – acılı ama dimdik aileler..
Tutsakların fotoğrafları ellerde.. Türk bayraklarımızla da.. Her ne denli dün Kayseri’de RTE bayrakları “sade” buyurdu ise de.. Açık açık diyemedi, Atatürk fotoğrafı ile
ay yıldızın kucaklaşmasından rahatsızlığını..

“Sessiz çığlık” eylemcileri “örgü örmekte” idiler..

Sorduk ne için diye??

Tutsaklara kışlık mı?

“Almıyorlar ki içeriye..” dediler..

Bir başka espri “başlarına çorap örüyoruz..” idi.

Tabii sormadık “kimin?” diye..

Ellerinizi çabuk tutun.. dedik.

Geçen hafta, bir yanlış algı ile “son” diye yazmıştık bu eylemler için..

Hayır, devam ediyor.. Sonuç alınana dek..

Bu zulüm tez elden bitirilene dek..

****

Dün akşam da Güven Park’ta yüzlerce “Duran adam” dan biri idik.

Gençler ne denli düzeyli bir “toplu açık hava sohbeti” yapıyordu adeta.
Bir forum yürütülüyordu ağırbaşlı ve içerikli.

Polis uzakta idi ve sorun yoktu. Keşke dinleseler ve halkın gündemini öğrenme fırsatı yakalasalardı!

Sorunun kaynağı polis mi yoksa??

Rahmetli direniş şehidi Ethem Sarısülük’ün polis kurşunu ile tasarlanarak vurulduğu yerde mumlar yanıyordu. Fotoğrafları vardı çepeçevre.. Yerlerde minderler ve acılı, yanık çehreler mum alevlerinin alazında ıslak gözlerini birbirlerinden saklamaya çalışıyorlardı.

Bir yakını, yeğenimdi.. dedi. Şu fotoğrafını da çek.. dedi.

Boynuma sarıldı ve insan sıcağı ıslaklıkları bedenime yayıldı..

Hüngür hüngür, katıla katıla ağlıyordu..

**********

Malsahibi, bu mazlum ahlarını komayacaktır.

Sessiz çığlığımız göklerde yankılandı 21 Haziran 2013 günü Güven Park’ta..

Bir “Duran adam” olarak..

Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 22.6.13

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

O polisin kimliği açıklandı


O polisin kimliği açıklandı!

Ankara’da polis kurşunuyla vurularak öldürülen Ethem Sarısülük‘ün ailesinin avukatı Kazım Bayraktar, ölümün silahla olduğunun kesinleşmesi ve raporların incelenmesinin ardından savcılığın emniyetten, polisin ismi ve silahını istediğini söyledi.

18 Haziran 2013 Salı 13:16
 O polisin kimliği açıklandı

ANKARA- Ethem Sarısülük’ün öldürülmesini soruşturan Cumhuriyet Savcısı
Veli Dalgalı, ön otopsi raporu ve Jandarma bilirkişinin raporu ile görgü tanıkları,
olay yeri MOBESE ve güvenlik kameralarının görüntülerini inceledi.Sarısülük ailesinin Avukatı Kazım Bayraktar, ölümün silahla olduğunun kesinleşmesi
ve raporların incelenmesinin ardından savcılığın emniyetten, polisin adı ve silahını istediğini anımsattı.Bayraktar, Emniyetin, A.Ş, isimli polisin bilgilerini ve silahını savcılığa ilettiğini açıkladı.
Bayraktar, “Savcı, polis memurunun ifadesini alacak. Silahı da kriminal inceleme için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Biz jandarma kriminale gönderilmesini bekliyorduk. Neden İstanbul’a gönderildiğini de savcılıktan öğreneceğiz.” dedi.

  • Bu haberle ilgili yorumumuz aşağıda.. Okunmasını dileriz..

==============================================

Dostlar,

27 Mayıs 1960 Devrimi, öncesinde tek1 üniversite öğrencisinin (Orman Fak. öğr. Turan Emeksiz) polis kurşunuyla öldürülmesine büyük ölçüde bağlıdır.

Taksim direnişi 3. haftasında ve resmen bilinen 5 kurbanımız var.
(1’i polis komiseri, belki de kaza ölümü..)

Aradan yarım yy. geçmiş ve hala vahşet, hala polis şiddetinin adam öldürmeye varması..

Bu durum kabul edilemez..

Ethem Sarısülük, apaçık, adı” A.Ş.” (Ahmet Şahbaz) olarak açıklanan o polis tarafından 4,8 m uzaklıktan kafasına hedef gösterilerek ateş edilmesiyle göz göre göre vurulmuştur (1 Haziran 2013; ölümü 15.6.13) ..

Tüm kamera kayıtları ile durum ortadadır ve 1 hafta – 10 gün içinde gelinen yer yalnızca polisin adının ve silahının savcıya verilmesidir.

Bu kişi hala serbesttir.
CMK uyarınca SANIK bir yana, ŞÜPHELİ işemi bile görmemektedir.
Acaba kaçma olasılığı, kanıtları karartma olanağı var mıdır?
Neden hemen göz altına alınmaz, önlem için tutuklanmaz?
Ortada 1 genç masum insanın ölümü var..

Ergenekon vd. tertip davalarda yurtsever asker – sivil aydınların nasıl hukuk
ayaklar altına alınarak yıllardır tutuklu olduğu gözönünde..

Bu çifte standart, kamuoyunu yalnızca sızlatmamakta, oluk oluk kanatmaktadır.

İşlenen suç cinayet.. Eldeki kanıtlar nerdeyse SUÇÜSTÜ niteliğinde :

Bu polisin görüntüleri, video kayıtları ortalıkta dolaşıyor..
Aşağıdaki erişkelerden (linklerden) izlenebilir..

http://webtv.hurriyet.com.tr/20/50860/0/1/ethem-sarisuluk-hayatini-kaybetti-ankara-daki-gazi-parki-olaylarinda-boyle-vurulmustu.aspx

http://webtv.hurriyet.com.tr/2/50629/0/1/ankara-daki-gezi-parki-protestolarinda-ethem-sarisuluk-boyle-vuruldu.aspx

Bu olayın üstü hiçbir biçimde kapatılamaz.

16.6.13 günü bu sitede yazdığımız kapsamlı yazıya bakılmalıdır :

OHAL’e 1 adım kaldı : Yoksa her şey bu hedefe mi yönelikti??

(http://ahmetsaltik.net/ohale-1-adim-kaldi-yoksa-her-sey-bu-hedefe-mi-yonelikti-3/)

Başbakan RTE bugünkü parti grup toplantısında bu konuya neden hiç değinmedi?

Rahmetli Ethem Sarısülük‘ün yakını bir kadın, olay yerinde 14 saattir hareketsiz yatarak olayı canhıraş protesto ediyor..

Konu dünya kamuoyunun gündemindedir.

Rahmetlinin ablası ve ağabeyi de eylemi desteklemekte.

Hükümetten ilgili bir bakanın derhal olay yerine giderek, gerekli güvenceyi kamuoyu önünde açık olarak ve ivedilikle vermesi gereklidir.

İçişleri Bakanı kamuoyu önünde emniyete açık talimat vererek adli kovuşturmanın önünün açılmasını istemeli ve sağlamalıdır.

Türk polisi yasa dışı bir cinayet örgütü değildir, olamaz!
Namuslu polis şefleri, bu cinayeti işleyeni elbette adalete teslim edeceklerdir.
Kendilerine yakışan ve kendilerinden beklenen budur.

Bu acı olayın faturası mutlaka ödenmelidir, ödenecektir.

Muhalefet de TBMM’de bu iğrenç cinayetin izlemcisi olmalıdır.

TBB (Türkiye Barolar Birliği),  TTB (Türk Tabipleri Birliği), insan hakları  örgütleri..
olayı özenle, adım adım izlemeli, demokratik baskı grubu işlevini sürdürmelidir.

Sarısülük ailesinin ve yakınlarınıni ulusumuzun acısını paylaşıyoruz.

16.6.13 Pazar günü rahmetlinin cenaze töreni için Kızılay’da toplanılmasını engelleyen yersiz ve hukuksuz polis şiddetini bir kez daha kınıyoruz. Aşırı şiddetle oradaki yaklaşık 50 bin insan dağıtıldı.. Gazlandık, ilaçlı su sıkıldı.. Tören dağıtıldı. Binlerce insan alana gelemedi ve Batıkent’te Cemevi törenine de katılamadı.. biz de Kızılay’dan döndük.

Rahmetli Ethem’in ağabeyinin TOMA’ya bedenini siper etmesi bile
gözükara polis vahşetini durduramadı..

Çok yazık..

Sonsözü, direniş şehidi Ethem Sarısülük‘e bırakalım :

Ethem Sarısülükün cenazesine müdahale

Sevgi, saygı ve derin acı ile.
18.6.13, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net