Etiket arşivi: dindar nesiller yaratılması ve dinin toplumsal yaşamı yönlendirmesi

Türkiye’de ‘laiklik’ laik midir?

Türkiye’de ‘laiklik’ laik midir?
Ahmet İnsel
Cumhuriyet
, 30.09.2017
(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)
AKP iktidara geldiğinde (AS:3 Kasım 2002 seçimi), Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 74 bin personeli vardı. Çoktu. Daha da çoğaldı, 2017’de personel sayısı 117 bin oldu. On beş senede artış %58. Aynı dönemde Türkiye nüfusu %22 arttı. DİB’in kadroları, nüfus artışının yaratacağı hizmet artışı ihtiyacının çok üstünde büyüdü. Çünkü AKP iktidarında ve son yıllarda giderek daha fazla, DİB Sünni din hizmeti verme görevinin ötesinde, iktidarın kültür ve eğitim politikasının önde gelen bir aktörü oldu. 
Diyanet’in 2017’de 117 bin 378 olan kadro toplamının dağılımı şöyle: İmam hatip 71 bin 362, Kuran kursu öğreticisi 19 bin 721, müezzin 11 bin 908. Geri kalanı teknik personel. AKP iktidara geldiğinde cami sayısı 75 bin 941’di. 2016 sonunda 87 bin 300 oldu. On beş yılda DİB personeli, cami sayısından neredeyse dört kat fazla büyüdü. Buna paralel olarak DİB’in bütçesi, özellikle son yıllarda hızla arttı. 2015’te DİB’in bütçe başlangıç ödeneği 3.5 milyar TL idi. 2017 sonu bütçe gerçekleşme tahmini, 8.1 milyar TL. Son üç yılda Diyanet’in harcamaları %76 arttı. Enflasyondan arındırılınca, üç yılda gerçek artış % 50! 
Bu harcamaların %90’ını personel giderleri oluşturuyor. Türkiye’de Sünni din hizmetinin bütçe içindeki payını dikkate alırken, buna Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne bağlı çalışan personeli de ilave etmek gerekir. Bu sayı 2015’te 56 bin 328’di. İmam hatip okulu açılışı furyası içinde son iki yılda muhtemelen artmıştır. 2016’da Milli Eğitim bütçesi içinde bu genel müdürlüğe 3.6 milyar TL ayrılmıştı. 
Türkiye’de devletin yarı resmi dini konumunda olan Sünni İslam eğitim-öğretim ve din hizmetlerinde bugün 180 bine yakın kamu görevlisi çalışıyor. 2016’da devletin doğrudan verdiği din hizmetleri ve din eğitim-öğretimi için kamu bütçesinden 10 milyar TL’den biraz fazla harcandı. Diyanet Vakfı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün toplamda bir milyar lirayı geçen harcamaları buna dahil değil. Laik Cumhuriyete hoş geldiniz! 
Gelgelelim, zaten doksan yıldan beri bu “laik” Cumhuriyet yürürlükte değil mi? AKP iktidarı laikliği, din ve devlet işlerinin ayrılması olarak başından beri tasarlamamış olan devlet yapısı içinde, DİB’i sadece kuruluş amacının tersi yönde kullanıyor. Laikliği, devletin dini denetim altında tutması olarak anlayan laikçi anlayışın kurduğu ve geliştirdiği kurumu, AKP iktidarı, yasalarda hiçbir değişiklik yapmadan, dinin topluma yön ve şekil vermesinin aracına dönüştürdü. Bugün hâlâ seküler otoriter Cumhuriyetin savunucuları, Diyanet’in bir merkezi devlet idaresi olmasını eleştirmekten imtina ediyor (AS: kaçınıyor). Hatta bir kısmı, DİB’in kurum olarak laisizmin özüne uygun olduğunu savunuyor. 
Ülkemizde on yıllardır süregiden bir kültür savaşı var. Diyanet, AKP liderinin özel yönlendirmesiyle, şimdi toplumu dindarlaştırma politikasının hücum gücü olarak kullanılıyor. Buna gayet haklı olarak tepki gösterenlerin bir kısmı, Diyanet’in laik bir kurum olduğunu iddia etmekten geri kalmıyor. Din hizmetleri vermekle yükümlü laik bir kurum olabilir mi sorusunu sormaktan kaçınıyorlar. Halbuki laikliği devletin dini denetim altında tutması olarak tanımlayan anlayışın yarattığı bu kurumun, hiçbir kurumsal değişiklik geçirmeden, dindar nesiller yaratılması ve dinin toplumsal yaşamı yönlendirmesi aracına nasıl kolay döndüğü ortada. 
Laiklik demokrasinin olmazsa olmaz tamamlayıcısıdır.
Kuşkusuz, ama hangi laiklik? Soruyu tersten soralım. Dini denetim altında tutmak için veya tam tersine toplum üzerinde bir dini denetim ve baskı yaratmak için devletin doğrudan din hizmeti vermesi, üstelik bunu çoğunluğun mezhebiyle sınırlı tutması, demokrasiyle bağdaşabilir mi? Otoriter laiklikle otoriter Sünniliğin ortak paydası, demokrat olmamalarıdır. Zaten bu yüzden, Diyanet’in ne kuş ne deve kurumsal yapısı her ikisine uyuyor.
=============================
Dostlar,

Sn. İnsel emek verip bilgi toplamış, hesaplar yapmış ve net, yeterli kanıtlara dayalı olarak yukarıdaki makalesini kaleme almış sağolsun.
DİB, AKP’nin katı Sünni İslam yorumunu topluma giydirmek için deyim yerinde ise “koçbaşı” gibi kullanılmaktadır. Bu hırslı politikaya uyum sağla(ya)mayan Diyanet İşleri Başkanları, TEK ADAM tarafından derhal “gönderilmektedir”. Örn. Prof. Ali Bardakoğlu ile Tayyip bey bir türlü uzlaşamamıştı. Aşağıdaki sözleri hocanın sonunu getirmişti. Oysa biraz sabretse, devlet protokolünde 50. sıradan 10. sıraya uçarak konacaktı! Ne büyük dünya makamı!..
21. yy’ın şafağında hala dini siyasete alet etmek utanç verici. Dahası, toplumları belli bir din – mezhep rotasında dinci-kinci yetiştirmeye çabala-mak yüz kızartıcıdır. İnsanlar dinsel inanç-larını vicdanlarında yaşamalı, toplumlar  akıl-bilim kurallarıyla yönetilmelidir.. 

2012’de bu sitede paylaştığımız bir yazımız, üstünde tıklayınız : LAİKLİK: Nedir, Ne Değildir?

Sevgi ve saygı ile. 01 Ekim 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com