Etiket arşivi: dinci – faşist örgütlenme

Muhalefet Etme Stratejisini AKP’lileşmek Üzerine Kuranlar!!


Muhalefet Etme Stratejisini AKP’lileşmek Üzerine Kuranlar!!

portresi

Mahmut ÖZYÜREK
Ulusal Eğitim Derneği
Isparta Şube Başkanı

Seçim tarihinin yaklaşması ile dershaneler üzerinden başlayan AKP – Cemaat gerilimi, MGK kararlarının açığa çıkartılması, kaset şantajı, Anayasa Mahkemesi’nin Mustafa BALBAY hakkındaki kararı ve
yeni gelişmelerle sürmektedir.

Bugünkü gerilimin, temel nedeni bir iç hesaplaşmadan daha çok,
Kemalist Cumhuriyetin çökertilmesi (ele geçirilmesi değil) sonucu kurulan paralel devletçikler arasındaki hâkimiyet alanı çatışmasıdır. Daha anlaşılır bir söylemle, Cumhuriyet’in tasfiyesiyle birlikte kurulan paralel devletçikler arasında rant paylaşımı ve egemenlik alanlarının genişletilmesi üzerinden yürütülen bir çatışma söz konusudur. Bu çatışmanın tarafları yalnızca AKP ve Cemaat değil, üçüncü paralel devleti örgütleyen
PKK da bu çatışmanın tarafı olarak sahnededir.

Türkiye, Kurtuluş Savaşı döneminde olduğu gibi, ayrılıkçı Kürt hareketi, işbirlikçi dinci hareket tarafından parçalanmıştır.

Kendilerini bu toprağa, bu vatana, bu halka ait hissetmeyen, Cumhuriyet kalıtı (mirası) üzerinden değil,  Cumhuriyeti tüm kurumları ile kökten reddeden bu üç paralel devletçiğin örgütleyicileri, Atatürk Cumhuriyetini yıkma noktasında birleşerek hareket etmektedirler. Cumhuriyet yıkıcılığında birleşen bu ihanet cephesinin önünü açma görevi AKP iktidarına verilmiştir. İşte bu nedenle merkezi hukuk sistemi rafa kaldırılmış, ulusalcı yapılar tasfiye edilirken PKK ve tarikatlar hukuk üstü bir konum kazanmışlardır. Bu nedenle TSK’nın eli kolu bağlanarak “İrticaya ve bölücülüğe karşı mücadelenin kurmay çadırı”
etkisiz kılınmıştır.

Bugünün Türkiye’si, yeni bir yapılanmayla karşı karşıyadır ve taşlar buna göre döşenmektedir. Bugün artık Türkiye’de kazanılmış hiçbir hak güvence altında değildir. Ne yasaların ne de anayasanın böyle bir işlevi kalmıştır.

Yaratılan bu yeni durum ABD’nin (emperyalizmin) bölge politikalarına
denk düşen bir yapılanmayı ifade etmektedir.

Cumhuriyet’in tasfiye süreci büyük ölçüde tamamlanmış, Cumhuriyet tarihinin tüm gerici kalkışmalarının mirasçısı olan AKP koalisyonu tarafından devletin çökertilme süreci sonuçlandırmışken,  emperyalizme karşı bir kurtuluş savaşıyla kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde, cumhuriyetin kurucu partisi olan CHP; yıpranmış Erdoğan hükümeti yerine kitleleri sol söylemlerle uyutacak, emperyalizmin yedek gücü olma yolunda koşmaktadır.

CHP; yükselen toplumsal muhalefeti,  yurtsever, devrimci-demokrat güçlerin birikimini umudunu/geleceğini iktidara egemen olmuş gerici güçler arası çelişmelere kurban etme, geniş halk yığınlarını çatışmanın tarafı durumuna getirme, AKP koalisyonuna siyaseten enerji verme, onu güçlendirme,
tıkanan AKP siyasetine soluk katma işlevini üstlenmiş gözükmektedir.

Dinci Faşizmin toplumsal muhalefeti sistem içi kanallara hapsetme amaçlı; Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması, uzun tutukluluk sürelerinin düşürülmesi, buna bağlı olarak kimi tutukluların serbest bırakılması vb. attığı adımlar yanılsamadan öte bir anlam taşımaz.

  • Tahliyeler yakın bir gelecekte “takas”a dönüşecek,
    PKK terör örgütü elebaşısı ve yandaşları “uzun tutukluluk süreleri” nedeniyle bir bir tahliye edilecektir. Yaşayarak göreceğiz.

Bu adımlar geniş halk yığınlarının, emeği ile geçinen ve bu nedenle de giderek yoksullaşan emekçi halkın bilincinin bulandırmasına, uyuşturulmasına
bu çatışmaya alet edilmesine, kitlelerin gericiliğin yedeğine hapsedilmesine, onların aldatıcı argümanlarına inandırıcılık kazandırılmasına
hizmet etmektedir.

İktidardaki dinci-gerici-bölücü koalisyonun kendi iç çatışmasının konusu olan sorunlara karşı, SEÇENEK DEVRİMCİ – HALKÇI  POLİTİKALAR ÜRETECEK yerde, koalisyon arasındaki çatlaklardan medet uman, taraflardan birinin hizmetkârlığına soyunan anlayışın varacağı yer,
yükselen halk hareketi karşısından güç ve enerji yitirmiş, ağır yara almış olan AKP iktidarının yaralarının sarılarak yeniden iktidara taşınmasıdır.

Türk hukuk sistemi dışında gayri meşru bir yapılanma olan cemaat örgütlenmesinin önünde kalkan görevi yapanlar, Türk halkının meşru ve
haklı kavgasının görkemli birikimini,  mimarı ABD emperyalizmi olan
AKP koalisyon iktidarına peş keş çekmeye soyunmuşlardır.

Geçmişten günümüze, “Komünizme Karşı Mücadele Dernekleri” sömürge tipi faşizmin kontrgerilla yöntemlerinin ve emperyalizmin
Yeşil Kuşak stratejisinin gereklerini yerine getiren, faşist bir örgütlenme olan, Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) ve İlim Yayma Cemiyetleri gibi örgütlenmelerle birlikte, yükselen devrimci mücadelenin önünü kesmek ve sömürge tipi faşizmin iktidar temellerini sağlamlaştırmak için her türlü kirli saldırgan yönteme başvuran Cemaat örgütlenmesi değil midir?

Bu gerçek ortada iken, bu dinci – faşist örgütlenmeye kalkanlık görevi yapmaya soyunanlar, Atatürk Cumhuriyetine ve Türk halkına ihanet batağına saplanmışlar, toplumsal muhalefeti de bu bataklığın içine çekme çabası içinde çırpınmaktadırlar.

Ancak Türk halkının ezici bir çoğunluğu bu kirli ve ucuz siyasetin oyununa gelmeyecektir.

Biz Kemalistler, AKP koalisyonunu iktidara taşıyan ABD emperyalizminden icazet alan sahte muhalefetin, Atatürk’ün mirası üzerinden nemalanmasına izin vermeyeceğiz.

  • ABD’YE, NATO’SUNA, AVRUPA BİRLİĞİ’NE KARŞI OLMAYAN,
    TAM BAĞIMSIZLIĞIMIZI, ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİNİ YAŞATMAYI HEDEFLEMEYEN HİÇBİR KURUM, BU CUMHURİYETİN KURUMU OLDUĞUNU, ATATÜRK’ÜN MİRASINA SAHİP ÇIKTIĞINI İDDİA EDEMEZ.

Muhalefet etme stratejisini AKP’lileşmiş bir CHP üzerine kuran,
tüm hesabını bunun üzerine yapmış bir CHP’nin Türk Devrimi’ne, Cumhuriyet’e hiçbir katkısı olmayacağı, tersine zararı olacağı açıktır. Muhalefetin bu tavrı yüzünden AKP geçen her seçimden daha güçlü çıktı, iktidarını güçlendirdi! Cumhuriyet devrimin bütün kaleleri tek tek işgal edildi! CHP’nin bu tavrı yüzünden Atatürk’ün Çankaya’sına
ABD bayrağı çekilmiş durumda!

Halkçı – Devrimci – Atatürkçü milyonların amacı yalnızca AKP’yi yıkmak değildir. Amaç Atatürk’ün tam bağımsız Türkiye’sini yeniden inşa etmektir. Bu amaçta karşı devrime teslim olmuş, ABD istihbaratı kalelerinden Brooking Enstitülü Kemal Derviş’le yelkenlerini şişiren bir CHP’yi, “AKP’yi yıkmak” adına desteklemek -kimse kusura bakmasın-
iyi niyetten öte saflıktır, siyasal körlüktür, AKP’nin ekmeğine yağ sürmektir!!

=========================

Dostlar,

Sayın Mahmut Özyürek, emekli Tarih öğretmenidir. ADD Isparta Şubesinin kuruluşundan geçtiğimiz yıla dek Başkanlığını üstlenen bir yurtseverdir.
Kendisi ile biz, ADD Genel Yönetim Kurulu üyeliği ve Genel Başkan Yardımcılığı yıllarımızda yoğun ve yakın olarak çalıştık. Son derece çalışkan, üretken, özverili ve yürekli olduğunu yakından biliyoruz. Isparta ve ilçelerinde çok sayıda konferans düzenledik ve yakıtını da kendisinin cebinden sağladığı otomobiliyle bu aydınlanma etkinliklerini yürüttük. Kentin  son derece gerici ve tutucu siyasal iklimi dikkate alındığında, bu çaba daha da anlam kazanıyor.

Yaklaşık 10 yıl kadar önceki bir “turnemizde”, Isparta Ulusal Güçler Birliği kurulmasına öncülük etmiştik. Bu üst birlik, bildiğimiz ölçüde
hala etkin..

Bu bağlamda Sayın Özyürek çok sayıda davayla da boğuşmak zorunda kaldı. Bu davalarda da kendisini ve ADD’yi, davayı azim ve başarıyla savundu.

Bu görevinden ayrıldıktan sonra da boş durmadığını biliyoruz.
Yukarıya aktardığımız iletisindeki (içeriğini çok sert yer yer abartılı, haksız buluyoruz..) imzadan, Ankara’da bizim de üyesi olduğumuz
Ulusal Eğitim Derneği Iparta Şubesi‘nin başkanlığını üstlenmiş..

Yakışır.. Kendisine yeni vatan”Nöbet” inde içten başarılar diliyoruz.

Sevgi ve saygı ile.
11.12.2013, İstanbul

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net