Etiket arşivi: dez-enformasyon

“Sessiz çığlık” Eylemlerinin Anlamı ??


“Sessiz çığlık” Eylemlerinin Anlamı ??

Dr. Ahmet Saltık
Ankara Üniv. Tıp Fak.
ADD Bilim-Danışma Kurulu Üyesi
www.ahmetsaltik.net, 05.05.2013

Bu 2 sözcük üzerinde iç düşündünüz mü? İnsanlar topluca “çığlık atacak” ama bu eylem üstelik “sessiz” olacak!? “İnsan” olanın uygar vicdanı zaten bu 2 sözcük altında ezilir..

2 masum sözcük 2 dev soru doğuruyor :

1. Türkiye insanı neden topluca “çığlık” atmak zorunda bırakılıyor?
2. Çığlık; doğasına aykırı olarak neden “sessiz” ??

Vurgulayalım ki; Ruhsal davranış bozukluklarının özneleri her zaman tekil kişiler değildir.
Kimi kez toplu (kolektif) özneler, örgütlü – örgütsüz psikopatolojik dışavurumların öznesidirler.

Baskı altında kalan, yoksullaştırılan, yaşam hak ve alanlarına örneğin Vatanlarına dönük
tehdit algılayan kitleler, kimi “sosyal tepki” davranışları sergilerler. “İnsan ve davranışı”nı öngörebilmek, öteden beri birçok bilim alanının ilgisindedir. Özellikle siyaset bilimciler yararcı (pragmatik) bağlamda seçmen kitlelerinin olası eğilimlerini bilmek isterler. Piyasada mal ve hizmet pazarlayanların da dayanılmaz “öngörü” gereksinimlidirler. Bu bakımdan özellikle Sosyal Psikoloji, Siyaset Bilimi ve İşletme Bilimleri alanında epey varsıl bir yöntem kümesi eldedir ve kamuoyu yoklamaları ile oldukça isabetli sayısal kestirimler yapılabilmektedir.

Bunlara kitlelerin algı yönetimi, mis-enformasyon, dez-enformasyon, reklam – propaganda  teknikleri.. gibi zihin denetimi (mind control) yöntemlerini de eklemek gerek. Böylece bilimin kötüye kullanılışına çok üzücü -immoral- örnekler görmüş oluyoruz..

*****

Türkiye’de 5-6 yıldır, dış güdümlü Ergenekon tertiplerine dayalı olarak açılan bir dizi “dava”da yüzlerce yurtsever insan, en temel evrensel hukuk kuralları çiğnenerek sözde yargılanmakta! Üstelik tutuklu olarak. “Balyoz” davasında, -dosya Yargıtay’da- adeta müebbet hapis yağdırıldı. Halk, tam örgütlü sayılamayacak tepkisini “SESSİZ ÇIĞLIK” eylemi ile yaklaşık 1 yıldır dışa vurmakta.

Herkesi bu yerden göğe haklı ve meşru “SESSİZ ÇIĞLIK” eylemine destek vermeye çağırıyoruz.. Zerrece duygudaş (empatik; diğerkâm; hemhal) davranabilenler de algılasın diye..

“Duysun” diyemiyoruz, çünkü eylem-feryat “sessiz” ! Görünürde kulağa dönük değil.. Peki neye dönük ? İnsanı insan yapan “akılcı vicdan”a dönük.. Dikkat buyurulsun salt “vicdan” diyemedik.. “Beşer” sayısınca vicdan türevi var çünkü..
Biz ise beşerin öznel -zavallı- vicdanına” değil, insanı insan yapan
nesnel (nesnelleşmiş olması gereken!) “akılcı, uygar vicdan”a duyurmak istiyoruz –bir tür zoraki-“sessiz çığlıklarımızı”..

Duymasanız da algılıyor musunuz ??

Her Cumartesi saat 13:00 – 14:00 arası; Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Antalya, Kocaeli’de..

– ANKARA – SAKARYA CADDESİ TAŞ ANKARA HEYKELİ önünde,

– İZMİR – ALSANCAK KIBRIS ŞEHİTLERİ CADDESİ SEVİNÇ PASTANESİ önünde,
– KOCAELİ – DEĞİRMENDERE ÇINARLIK MEYDANI’nda,
– BURSA – ŞEHREKÜSTÜ MEYDANI’nda ve
– ANTALYA – KAPALI YOL, BÜYÜK HAVUZ YANI’ndayız.. diyorlar..

“Vardiya Bizde” diye nöbeti tutsak askerlerimizden devralan aileleri ve onlarla bütünleşerek dayanışan tüm yurtseverlerle omuz omuza.. Her Cumartesi..
Karda kışta, yakıcı güneşte..

Sessizce haykırmayı -aşkolsun ki- başarabilen yüreklerle..
Tutsaklar özgür bırakılana dek..

*****
Gözünü sevdiğimin Türkiye’si..

Devr-i AKP“de, Ülkemizi bölme amacıyla terörü araç olarak kullanan emperyalizmin ;
taşeron örgütünün silahlı ve katil militanlarına elini kolunu sallaya sallaya başka ülkelere
(gerçekte Barzanistan’ın Kandil üssüne!) gitme (yığınak yapma!) olanağını tülü planlarla tanıyacaksın:

Öte yandan bu bölücü emperyal plana geçit vermeyecek yurtseverleri
yıllarca kodeste tutacaksın..

  • Devletin kurumlarının adının başından “T.C.” yi kaldıracaksın!?
  • “Akiller” in zoraki toplantılarına yurttaşın Türk Bayrağı ile girmesini yasaklayacaksın!?

Meşru direniş hakkını kullanan halka da en ağır lafları söyleyeceksin..
“Akil” sakillerin, halk İstiklal Marşı’nı söylerken ayağa bile kalkmayacak..
Devletin ve Milletin manevi değerlerine en açık ve en ağır hakaret değil midir bunlar???

Dahası, halkı apaçık isyana tahrik etmek değil midir?

Yasalarımızda bu eylemin karşılığı bir yaptırım yok mudur?
Örn. Türk Ceza Yasası’nın 302. maddesi ne günedir?
Cumhuriyet’in Savcıları nerelerdedir??

Bu zulüm artık sürdürülemez kerteye gelmiştir.

Bir “Toplum Hekimliği (Halk Sağlığı) Uzmanı” öğretim üyesi hekim olarak
profesyonel yetki ve sorumlulukla kaydetmek zorundayız ki;

  • Türk Toplumu ağır bir “Sosyal şizofreni” ye sürüklenmektedir!

Bu gidişin, kurgulayıcılarınca, özellikle yabancı danışmanlarca öngörülmediğini sanmak saflıktır.

Ancak, “sosyal şizofrenik” davranışlar sergileyen bir toplumun yönetiminin ciddi sorun doğuracağı ve kurgulayıcılara da ağır faturalar ödetebileceği akıldan çıkarılmamalıdır.

  • Demokrasi – insan hakları şampiyonu AB ve
    Atlantik ötesi “stratejik müttefik” niçin yitiktir?
  • Elbette içişlerimize karışmasınlar ama, bunca da 3 maymun olunabilir mi??

Kanımızca bu 2 eylem, Siyasal iktidarın maskesini bütünüyle düşürmüştür :

  • Devletin kurumlarının adının başından “T.C.” yi kaldıracaksın!?
  • “Akiller” in zoraki toplantılarına yurttaşın Türk Bayrağı ile girmesini yasaklayacaksın!?

Siyasal iktidar artık eğik düzlemdedir ve düşüşü durdurma olanağı kalmamıştır.

Bu yüzden olağanüstü gergin, hırçın hatta saldırgandır.

Siyasal iktidar, bu “gergin” psikoloji ile 1 Mayıs’ta (2013) tarihe geçecek kapsam, ağırlık ve nitelikte insanlık suçu işlemiştir. Kendi halkına ölçüsüz ve hukuksuz zulüm uygulamıştır.

SESSİZ ÇIĞLIK, bir bakıma tarihsel – sosyolojik bir politik alarmdır..

Anlayana..

Ancak hiç kuşku duyulmasın, SEVR gibi, binlerce yıllık anayurdunun da işgal edilerek
harem-i ismetine tecavüz edildiğini gören, böylesine ağır bir örselenmeyi (travmayı) deneyimleyen bu Halk; 1920’lerin en ağır, çökkün koşullarında bile önderini çıkarmış ve tarihte örneği görülmemiş biçimde emperyalizmin 7 düvelini (Müttefikleri!) sıcak savaşla kovmuştur.

Bir kez daha kesinlikle başaracaktır;

Türkiye Cumhuriyeti’miz, sonsuza dek bağımsız, onurlu, başı dik yaşayacak ve mazlum uluslara öncü ve örnek olmayı sürdürecektir! Türkiye aydınları, Ulusumuza gerekli öncülüğü üstlenmiştir. Emperyalistler ve işbirlikçileri bir kez daha yenilecek ve
Büyük Atatürk’ün tam doğru tanımıyla, hiç kimseyi dışarıda bırakmayan
kapsayıcı sosyolojik ve reel-politik tanımıyla

  • Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.”

barışçı – birleştirici, asla ırkçı olmayan ve emperyalizme karşı temel güvence olan ULUS DEVLETİ ile yoluna devam edecektir.

Tarihin diyalektiği, -üstelik deterministik olarak- bu yöndedir..

Sevgi ve saygı ile.
5.5.2013, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net