Etiket arşivi: “Demokrasiye çakılan son tabut çivisi..”

HASUDER : ŞEKER FABRİKALARI ÖZELLEŞTİRİLMESİN, NİŞASTA BAZLI ŞEKER ÜRETİMİNİN ÖNÜ AÇILMASIN!

ŞEKER FABRİKALARI ÖZELLEŞTİRİLMESİN,
NİŞASTA BAZLI ŞEKER ÜRETİMİNİN ÖNÜ AÇILMASIN!

(AS: Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır.)

Bugün halk sağlığı açısından önemli bir tehlike olarak tartışılan Nişasta bazlı şeker (NBŞ), mısırın nişasta kısmından üretilen, şekere alternatif sıvı bir tatlandırıcıdır. Doğal değil, işlenmiş bir üründür; içinde çok yüksek oranda fruktoz bulunur.

Bu nedenle yüksek fruktozlu mısır şurubu olarak da adlandırılır. Maliyeti ucuz ve tatlandırma özelliği yüksek (çok tatlı) olduğu için gıda sektörü için çok caziptir. Gazlı ve meyveli içecekler başta olmak üzere çikolata, kek, şekerleme, reçel, marmelat ve jöle gibi şekerli gıdalarda yaygın şekilde kullanılmaktadır.

Eldeki kanıtlar, nişasta bazlı şekerlerin sağlık üzerine çok çeşitli ve olumsuz etkileri bulunduğunu göstermektedir.

  • NBŞ tüketimi kilo artışına ve obeziteye neden olur. Obezite, ülkemizde hem çocuklar hem de erişkinler için çok önemli bir sağlık sorunudur.

  • NBŞ, insülin direnci, tip 2 diyabet, hipertrigliseridemi (kanda trigliserid yüksekliği), abdominal (karın bölgesinde) yağlanma ve metabolik sendromla kesinlikle ilişkilidir.

  • NBŞ’nin çocuklarda diş çürüğü ile ilişkisi gösterilmiştir. Böbrek taşı ve gut hastalığına yol açabileceği düşünülmektedir.

  • NBŞ’nin özellikle çocuklarda yağlı karaciğer hastalığında aracı rol oynadığı konusunda yeterli kanıt oluşmuştur.

  • Doğrudan kanser oluşturduğu yönünde bir kanıt yoktur; fakat kilo artışı ve şişmanlık aracılığıyla kanserle ilişkisi olabileceğinden şüphelenilmektedir.

NİŞASTA BAZLI ŞEKERİN ÜRETİMİ HALKIN SAĞLIĞINI KORUMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR!

Türkiye`de Şeker Kanunu`nun 3. maddesine göre pazarlanacak şeker miktarı, şeker türlerine göre kotalar ile belirlenir. Buna göre nişasta kökenli şekerler için belirlenecek toplam kota, ülke toplam kotasının %10’unu geçemez. Ancak Bakanlar Kurulu bu oranı artırmaya veya azaltmaya yetkilidir. Avrupa Birliğinde NBŞ için belirlenen kota % 5.3’tür. Türkiye’de ise Endüstrinin yönlendirmesiyle son 10 yıllık dönemde Bakanlar Kurulu NBŞ kotasını önce %15e yükseltmiş şimdi de %50 ye çıkarmayı tartışmaya başlamıştır.

Nişasta bazlı şekerlerin tüketilmemesi konusunda halkın bilgilenmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması önemli olmakla birlikte, yeterli ve etkili değildir. Asıl önemli olan bu tür şekerin üretiminin kısıtlanmasıdır. Bu da halkın sağlığını her türlü yarardan üstün gören sağlıklı kamu politikalarının öncelenmesini ve uygulanmasını gerektirir.

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi, kâr etmenin toplumun sağlığından üstün tutulmasına ve üretimi daha ucuz olan nişasta bazlı şeker üretiminin artmasına neden olacaktır.

Bu gerekçeyle kamuya ait şeker fabrikalarının özelleştirilmesinden vazgeçilmeli, aynı zamanda Türkiye’de NBŞ kotasının artırılması durdurulmalı, Avrupa Birliği kota düzeyine indirilmelidir.
(http://hasuder.org/anasayfa/index.php/cal-sma-gruplar/bulas-c-olmayan-hastal-klar/484-saglikli-kamu-politikalarinin-oencelenmesi-icin-cagri)

HASUDER
Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Çalışma Grubu
========================================
Dostlar,

Bizim de üyesi olduğumuz HASUDER (Halk Sağlığı Uzmanları Derneği) yukarıdaki açıklamayı yayınladı web sitesinde.. Ne var ki; iktidar kanadında ipler tümüyle kopmuş görünüyor.. 

Tam bir karmaşa, başıboşluk ve TEK ADAMA TANRI GİBİ TAPINMA görüyoruz.. Çok hazin ve çok tehlikeli Türkiye için..

“Seçim İttifakı Yasası” Türkiye’de artık, yaygınlaşan deyimi ile “Demokrasiye çakılan son tabut çivisi..”. YSK da teslim alınmış durumda ve saçma sapan işler dünya alemin gözü önünde yapılagelmekte.

Mühürsüz zarf ve oy pusulalarının da geçerli olması ne demektir? Bir iktidar ve TBMM grubu bu denli mi gerçeklerden kopar ve gözü kararır? Sandık Kurulunun bu iki kağıdı mühürlemeyi ihmal etmesi / edebilmesi sorununa (!) karşı önlem olarak savunulabilir mi bu aklımızla alay eden yasal düzenleme? Sandık kurulunun yapacağı birkaç temel işten biri bu mühürleme işi değil midir? Mevzuata, yönergeye koyarsınız, sabah oy kullanmaya başlamadan önce bu mühürleme işinin bitirilmesini koşul koyarsınız.. Yurttaşı da iyice sıkılarsınız eğitimle, uyarıyla; zarfa ve oy pusulasına dikkat et, önce mührüne bak öyle al ve kulübeye git.. dersiniz.. Ama niyet başka.. Seçmen sayısından katlarca fazla zarf ve oy pusulası neden bastırılır?.. 26 maddelik yasanın TBMM’den jet hızıyla 1 gecede geçirilmesi TBMM’nin saygınlığı  adına ne çok acı verici! Her madde birkaç soru doğuruyor ve iktidarı suçüstü yakalamamıza kanıt oluyor.

AKP = RTE, ne pahasına olursa olsun seçim kazanmaya kilitlenmiş durumda. Sağduyunun zerresi kalmadı. Şeker fabrikalarının satışı – NBŞ şeker sorunu ve zincirleme doğacak ağır sorunları algılayabilecek düzeyde bir iktidar yok ortada.. Bu çok acı ve çok tehlikeli. 

Dış alemden de artık Afrin operasyonunun sonlandırılması için dozu giderek artan uyarılar geliyor. Ancak iktidar, denetimini yitirmiş durumda.. Tam bir şaşkınlık ve dissosyasyon izliyoruz. Yaşamın gerçekliklerinden kopmuş, kendi kurguladığı sanal alemde sürüklenen.

Bir politik şizofreni olgusu bu!.. Çok hazin, hatta dehşet verici..

Tüm uyarılar, öneriler, ricalar, çığlıklar, haykırışlar… boşlukta yitiyor; şizofrenik iktidarın harap burçlarından yankılanıp geri dönüyor..

Nereye dek?? Bilmiyoruz ama artık daha fazla uzamaması gerek.. Beka sorunu bu işte!

Sevgi ve saygı ile. 16 Mart 2018, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – HASUDER Üyesi
Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com