Etiket arşivi: Demirtaş-Kavala davaları

Avrupasızlaştırma-3

İnsan hakları kazanımlarına meydan okuma ve ulusal hukuku çiğneme alışkanlığının ulaştığı en uç ve üst eşik: Avrupasızlaştırma.-1.

Kazanımlarda aşamalı olarak sağlanan oydaşmaya karşın tek kişi yönetimindeki ayrışma halkaları: Avrupasızlaştırma-2.

(AS: bu 2 yazı için lütfen tıklayınız : Avrupasızlaşlaştırma | Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc

“İnsan haklarına dayanan demokratik hukuk devletine dönüş, Avrupalılaşmak”tır- 3.

Hukuktan uzaklaşma, iktisadi bunalımın itici gücü oldu; çok yönlü yoksulluk ve öncelikle gıda kıtlığı, sonuç.

  • Hukuka dönüş, ilk adım olmalı.

Hukuka dönüş, öncelikle yürürlükteki hukuk kurallarına saygı ile Anayasa ve yasaların gereklerini yerine getirmektir.

Unutmayalım: Güvence altına alınan hak ve özgürlük gerekleri açısından, Anayasa ve Avrupa Sözleşmesi (AS: AİHS) arasında büyük ölçüde örtüşme var; suçsuzluk karinesi örneği. Demirtaş-Kavala davalarında sorunun kaynağı, İHAS ve Anayasa arasındaki düzenleme farkı değil,

  • tek kişi yönetiminin en üst düzeydeki kurallara saygı göstermemesi.

Demokrasiye dönüş, hukuka dönüşe özdeş bir süreç. “Gerçekten demokratik rejim”in (İHAS, Bşl.) ve “demokratik hukuk devletinin (Any., md.2) asgari gereklerinden 2017’de uzaklaşıldığından, Anayasa değişikliği acil.

Bu bakımdan, Ahlatlıbel Bildirisi önemli: “Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normları çerçevesinde temel hak ve özgürlükleri” güvencelemek. Bu irade, Cumhur İttifakı ortağının,

  • “Avrupa normlarına bağlı kalacaklarmış. Bu kadar mı yozlaştınız…”

sözlerinin tam tersine, Avrupa yolunda, İnönü-Menderes-Demirel-Özal-Ecevit tarafından atılan -Bahçeli ve Erdoğan’ınkiler dâhil- adımları, 21. Yüzyıl gerekleri ışığında yeniden hukuk kurallarına dönüştürmeye yöneliktir.

Doğru bilgiye dönüş: Bu nedenle özellikle AKP ve MHP yönetimi ile özdeşleşen bilgi kirliliğine karşı ortak mücadele, hukuka ve demokrasiye dönüşün ana halkası olmalıdır. Dezenformasyon ağındaki üç kavram: egemenlik, koalisyon, beka.

Hazırlanmasına Türkiye’nin katıldığı İHAS kurallarına saygı göstermek, -ahde vefa ötesinde- bir ulusal onur sorunudur. Asıl egemenlik sorunu, ulusal limanlar üzerinde uluslararası şirketlere 49 yıllık ayrıcalık tanımaktır.

Koalisyon (güçbirliği) hükümetine gelince; 6’lı birlik (CHP, İYİ P., SP, DP, DEVA P. ve Gelecek P.) karşısında 3’lü koalisyon ortakları (AKP-MHP-BBP), geçmiş dönem koalisyon hükümetleri olumsuzluklarını gündeme getirmeye başladı, şu iki gerçeği göz ardı ederek:

“Koalisyona son” sloganı ile hükümeti kaldırdıkları halde, Cumhur İttifakı yoluyla, TBMM’ye ters kelepçe vuran kendileri.

“Demokratik güçbirliği” gereği: Oysa, hükümetsiz koalisyon ile ülkeyi sürükledikleri “siyasi-hukuki -iktisadi” bunalım sarmalından çıkışın yolu, geniş bir ‘demokrasi koalisyonu’ dur.

Beka, iktidarı ömür boyu elde tutmak değil, ülkenin doğal-tarihsel-kültürel mirasını sahiplenmektir. Bu da, genç kuşakları hukuk ve demokrasi ereğinde çağdaş eğitimle yetiştirmekle olur. Bu nedenle, insan hakları kazanımlarının dış güçler söylemli “beka sopası” ile gölgelenmesine olanak tanınmamalı.

Geniş demokrasi güçbirliği, “Kurtuluş ve Kuruluş” esinli olup, 6’lı adım, eksikliklerine karşın, tarihsel ve yaşamsaldır. Bu adım, HDP-TİP ekseninde kurulmakta olan sol ittifak için de itici güç olarak görülebilir.

Her iki güçbirliğinin, özeleştiriler eşliğinde dünyevi hukuk yolunda adımlar atması, AKP içinde demokrasi seçeneği arayan vekil ve grupları için umut kaynağı olacaktır.

Bütün bunlar, demokratik hukuk devletine dönüşün kilometre taşlarını oluşturacağı için, “ya seçimlerden sonra 360 oy alamazsanız ne yapacaksınız?” benzeri sorulara da yanıt oluşturabilir.

KIRILMA MI, KAZANIM MI?

Hayır bloku, Millet İttifakı için itici güç oldu; Millet İttifakı da 6’lı güçbirliği için. Çelişki şurada: Ahlatlıbel-Bilkent yolu, 2017 ‘evet’çilerine de açıldığı halde, kimi ‘hayır’cılar dışarıda kaldı.

Bu çelişki, ‘evet’çilerin hayır blokunun içkin ögesi haline gelerek, 6’lı birlik ve 3. İttifak arasında demokratik hukuk devleti ekseninde sinerji yaratılabilmesi ölçüsünde aşılabilir.

Şu kayıtla: Artık ayrılmaz bir bütün olan hukuk devleti-sosyal devlet-çevre devleti gerekleri üzerinde ivedi uzlaşma, yalnızca temsili düzlemde müzakereci demokrasi yoluyla değil, yurttaşı da katmayı amaçlayarak; “yurtta barış, dünyada barış” için.