Etiket arşivi: Cumhuriyetin 1924’te öngördüğü öğretimin birliği

‘Tevhidi Tedrisat’ Tamam!

Prof. Dr. Yakup Kepenek
yakup@metu.edu.tr
17 Eylül 2012 – Cumhuriyet

‘Tevhidi Tedrisat’ Tamam!

Yeni bir ders yılı başlıyor. Son bir yıl boyunca ülkenin eğitim düzeni çok büyük bir evrim geçirdi; Tevhidi Tedrisat, yani öğretimin birliği gerçekleşti. Eğitim, hem yatay hem de dikey olarak aynı biçimde birleşti.

***
Bilindiği gibi Tevhidi Tedrisat uygulamasına, Cumhuriyetin kuruluşundan hemen sonra 3 Mart 1924’te çıkarılan bir yasa ile geçilmişti. Yenileşme sürecinde Osmanlı, çağdaş eğitim veren okullar (mektepler) açmış, ancak dinsel eğitim kurumları olan medreselere dokunmamıştı. Ayrıca çok sayıda yabancı misyon ve azınlık okulları vardı.
Cumhuriyet, Osmanlı’dan kalan bu çok başlı eğitim düzenini yeniden yapılandırarak, çağdaş bilimin ışığında ve yol göstericiliğinde çalışacak ve tüm halkı kapsayacak bir eğitim sistemini yaşama geçirmeyi amaçlıyordu.

***
Başbakan’ın “dindar nesiller yetiştireceğiz” özlü sözüyle başlayan süreç, önce, ünlü 4+4+4 uygulamasını getirdi. Bugünlerde, sevinçten mi, üzüntüden mi olduğu pek anlaşılamayan gözyaşları ile 66 aylık çocuklarla başlayan eğitim uygulaması, ilk ve ortaöğretimi tümüyle dinsel eğitimde birleştirdi; imam hatip ekseninde tektipleştirdi. Böylece II. Dünya Savaşı sonrasında başlayan anlayış, 4+4+4 ile niteliksel bir gelişmeyi gerçekleştirdi.

Ancak öğretimde birlik henüz tamamlanamamıştı. Bir büyük eksik vardı. Geçtiğimiz günlerde Başbakan kim gücenirse gücensin vurgusu yaparak, bu eksiği giderdi, gelecek ders yılı başında özel dershanelerin kapatılacağını açıkladı!
Aynı gün şu çok büyük soru ülke gündemine bomba gibi düştü: Dershanelerin kapatılması konusunda acaba cemaat ne diyor?

Bereket, Hürriyet yazarı Taha Akyol “Cemaat ya da camia çevresine sordum, bir gerilim, bir alınganlık görmedim. Bizim için sorun yok dediler” müjdesini, kaynağı belirsiz uzun bir alıntıyla verdi (Hürriyet, 10 Eylül).

“Bizim dershanelerimiz yıllar içinde kazandığı tecrübe ve başarı ile buna çoktan hazırdır. Özel okullara gidecek öğrencilerin ücretini de devlet ödeyecek. Talep artışı bile olabilir. Lise düzeyindeki okullarımızda öğrencilerimizi üniversite sınavlarına hazırlayacak birikimimiz de var üstelik. Bu karar konusunda tek eleştiri, özel hocalarla varlıklı ailelerin çocuklarını sınava hazırlamaya devam etmesi, bunun dışında ise ‘kayıt dışı’ kursların ortaya çıkması ihtimali olabilir.”

Cemaat, bu açıklamasıyla, Başbakan’ın aynı konuşmasında sözünü ettiği, dershaneler yerine okullar kurun, bedelini biz verelim isteğine de olumlu yanıt vermiş oluyordu.
Böylelikle bir taşla birkaç kuş vuruluyor, hükümet ile cemaat arasında var olduğu uydurulan bir kavganın ya da gerilimin en azından bu konuda yaşanmayacağı anlaşılıyordu. Büyük bir gerilim aşılmıştı; toplum derin bir nefes aldı!

Aslında Cumhuriyetin 1924’te öngördüğü öğretimin birliği, yalnızca ilk ve ortaöğretimi kapsıyordu. Yeni biçimiyle gerçekleşen eğitimde birlik ise YÖK uygulamaları;
TÜBİTAK, TÜBA ve ÖSYM’de yaşanan yıkımlar ve Cumhurbaşkanı’nın son beş yıl boyunca yaptığı rektör atamalarıyla günümüzde yüksek öğretimi de içeriyor.

Bu gidişin bir ilk meyvesi olarak, baksanıza, üniversitelerimizin anlı şanlı (b)ilim insanları, “teknoloji, medeniyet ve değerler” konulu uluslararası bir toplantıda, İslami bisiklet konusunu konuşmuşlar!

Yıllar önce İran’da kadınlara özel İslami bisiklet üretilmesi gündeme gelmişmiş. Bizimkiler, hiç olmazsa eşitlikçi bir tutum sergiliyor; İslami bisiklette henüz kadın-erkek ayırımı yapmıyor!

***
Yeni ders yılına, elhamdülillah, Başbakan’ın büyük reform dediği türden öğretimin birliğiyle giriliyor. İktidarıyla, muhalefetiyle tüm siyaset ve cemaatin elbirliği; basın-yayın dünyasının akıl almaz aymazlığı ve inanılmaz bir toplumsal duyarsızlıkla bu büyük başarıya ulaşıldı!