Etiket arşivi: Cumhuriyet parantezini kapatma

Coşkun Özdemir yazdı: Evrim mi cihat mı?

Coşkun Özdemir yazdı: Evrim mi cihat mı?

PROF. DR. COŞKUN ÖZDEMİR

Türkiye’yi halkın oylarını alarak yönetenler görevi Allah’tan almışçasına icraatlarına eleştiri itiraz istemiyorlar. Bu yaptıklarını da bütün dünyaya en iyisi en adili olarak ilan ediyorlar. Hukuk ve yargı ellerinde şikayetçi olmanız bir şey ifade etmiyor. Hukuka başvuramıyorsunuz. Sizi ve görüşlerinizi temsil edecek konuşmacılar TV’lerdeki açık oturumlara çağrılmıyorlar ama Atatürk’le laikliğe sahip çıkan Orduyu darmadağın eden, kumpası öven Nagehan Alçı ve kayıtsız şartsız yandaş Cem Küçük her gün TV’lerde. Bu ayrıcalıktan hiç utanç duymuyorlar. Çağrılan muhalifler kanalı zor duruma düşürmemek için kendilerini sınırlıyor. TV kanallarında iç karartıcı, isyan ettirici şeyler dinliyoruz. Uygar, çağdaş, bilime öncelik veren bir ülke özlemini taşıyan yurdunu ülkesini seven insanlar büyük kaygı ve düş kırıklığı yaşıyor. Bir ilahiyat profesörü deve sidiğinin şifa veren bir madde olduğunu, bunun hadiste belirtildiğini ve bu konuda yazılmış kitaplar olduğunu ileri sürüyor. Yine hadiste var olan bir gerçek, erkek ve kız çocukları arasındaki bir farka işaret ediyor. Erkek çocuğun idrarı kolay temizlenirken ve kokusuz iken kız çocuğun idrarı zor temizleniyor ve kokuyor. Bunları CNN’de hadislerle ilgili bir programda izliyoruz. Cumhuriyet parantezini kapatma konulu programlar yıllardır süregeliyor. 90 yıllık enkazı kaldırıyorlar.

Okullarımızda yeni düzenlenen  müfredat bir başka kaygı uyandıran konu. Biyolojinin temeli olan evrim tümü ile çıkarılıyor. Atatürk‘le kurtuluş savaşı ile Lozan’la ilgili konular hele Cumhuriyet Devrimleri iyice sınırlanıyor. Çocuklar hiç gecikmeden CİHAT’ı öğrenmeliler diye düşünülüyor. Nasıl işlenecektir bu konu acaba diye düşünüyorsunuz? Cihat popüler anlamı ile kafirlere karşı verilecek savaştır. Onları yok etmektir. Bunu mu anlatacaktır öğretmenler?

TV’deki müfredat tartışmasında oldukça sıcak çatışmalı tartışmalar izledik. Urfa Harran Üniversitesinden Fen Edebiyat fakültesi dekanı Prof. Hasan Akan müfredattan Evrim’in çıkarılmasını ısrarla savundu ve Evrime şiddetle karşı çıktı. Orhan Bursalı, Gülsün Kaya ve bir Biyoloji Profesörünün onu Darwinizm‘in önemine ikna etmeleri olanaksızdı. İnanç sahibi ve onu her şeyin üstünde tutan bir akademisyendi Prof. Akan. Türkiye’de sanırım Aydınlanmayı, Laikliği savunanlarla, İslam inancına sadık kalan, onu meşrebine göre yorumlayanların uzlaşması anlaşması olanaksızdır ve tartışmalar boşunadır. Şimdi inancını böylesine bir fanatizm ile savunan bir insanın hakim olduğunu düşünün, onun Medeni Kanunu, Cumhuriyet Devrimlerini benimsemesi, doğru kararlara imza atması olası mıdır?

Nitekim bunun olamayacağını dehşet verici FETO olayı ile gördük yaşadık. Binlerce hakim akıldan bilimden, aydınlanmadan uzak kalmış Fetoculuğa teslim olmuştu. Katolik Hıristiyan kilisesinin evrimi kabul etmesi ve inançlarla evrimi bağdaştırması Müslümanlar için örnek olabilir mi? Üstelik ne kadar

  • Çok sayıda Müslümanlık var!
    Sunni, Şii, Vahabi, Selefi, Nurcu, Nakşibendi, Menzil, İskender Paşa ve dahası.Bir kitap var Allah’ın yolladığı bir de peygamber, Peki nedir bunun açıklaması.Diyanet işleri başkanımız neden halkı aydınlatmaz? Bu kadar çok sayıdaki Müslümanlıktan hangisi muteberdir ve neden? Yapılan hesaplar, incelemeler öldürülen Müslümanların katillerinin %90 öteki Müslümanlar olduğunu gösteriyor. Ne trajedidir bu? Biraz önce verdiğim cehalet örnekleri samimi, sağduyulu Müslümanların çok yoğun bir çalışma araştırma yapmalarını zorunlu kılmıyor mu? Kabul edilebilir hoş görülecek şeyler olabilir mi bunlar? Türkiye’nin böyle bir Diyanet İşleri kadrosuna sahip olmasını dilemez miydiniz?

    Bu sorunları ortaya koyan ve araştıran, İslam dünyasına öncülük eden, nişanlıların el ele tutuşmasının caiz olmadığını söyleyen, depremi Allah’ın kullarını denemeye tabi tutması olarak yorumlayan Diyanet Başkanını çok eleştirdim. Çünkü beklentilerimize hiç yanıt vermediği gibi akla-mantığa uymayan şeyler söylüyordu. İstifa ettiğini, başka bir görev talep ettiğini öğreniyoruz. Yeni Dişleri Başkanını heyecanla ve umutla bekleyeceğiz. Şu tariflere sığmaz inanç kargaşasını belki de bir açıklığa kavuşturur umududur bu.

Sigara tüketiminde, cep telefonu ve TV düşkünlüğünde birinci, kadın cinayetlerinde rakipsiz, durmadan çatışan, şiddet gösterilerinin ön planda olduğu, polisleri, görevlileri rüşvet alan
ilkel bir ülke manzarası arz ediyoruz dünyaya. En çok gazeteci hapsediyoruz. En çok yasak çiğniyoruz. Şehit veriyoruz, intihar ediyoruz. Bu toprak sağlıksız, sağlıksız ürün veriyor. El birliği ile çare, çözüm aramamız lazım. Oysa amansız bir çatışma ve kutuplaşma halindeyiz.

Mezara kadar yineleyeceğim : 1946’da başlayarak bu millete vurulmuş en büyük darbe halkı çağdaş eğitimden, akıldan, bilimden aydınlanmadan yoksun bırakan, onları dogmaların sınırları içine hapseden darbedir.

  • Karşı devrimcilerin ilk hedefi birer Aydınlanma odağı olan Köy Enstitüleri ve Halkevleri olmuştur. Cumhuriyet bu darbeyi önleyebilse idi hiçbir askeri ve sivil darbe olmayacak, bir İslamcı parti iktidara gelemeyecek, kalkınmış, sınıf bilincine varmış bir ülkede Kürt sorunumuz ve FETÖ’ cülük gibi cahilane bir çılgınlık olmayacaktı.

Not: Bu yazıyı hazırlarken iki büyük düşünürün bu konudaki kitaplarından yararlandım.
Cengiz Gündoğdu (Aydınlanma İçin Kalkışma) ve Tayfun Atay (Parti, Cemaat, Tarikat).
Onlara teşekkür borçluyum.
(http://www.abcgazetesi.com/evrim-mi-cihat-mi-59967h.htm, 26.7.17)
============================================

Biz de size çooook teşekkür borçluyuz saygın hocamız Prof. Dr. Coşkun Özdemir..

Bizim 40 yıl önce (1977) bitirdiğimiz İstanbul Tıp Fakültesi’nde öncü – unutulmayan öğretmenlerimizden idiniz.

Yaşınız 90’a yaklaşıyor ve siz Ulusunuza öğretmenlik yapmayı sürdürüyorsunuz..

Aşk olsun size!

Ne mutlu size ve bize..

Sevgi ve saygı ile. 26 Temmuz 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com