Etiket arşivi: çoğunluğa dahil olduklarını

Dini Nikah ve Din ve Vicdan Özgürlüğü

Dini Nikah ve Din ve Vicdan Özgürlüğü

Dini Nikah ve Din ve Vicdan Özgürlüğü

Resmi nikah kıyma yetkisinin müftülüklere verilmesiyle ilgili düzenleme sonrasında şöyle bir karşıtlığın doğduğunu gözlemliyorum. Düzenlemeyi savunanlar bunun bir din ve vicdan özgürlüğü konusu olduğunu söylerken, karşı çıkanlar bunun laik hukuk düzenine yönelik sistemli saldırının bir parçası olduğunu iddia ediyorlar.

keremaltıparmakİlk görüşü dile getiren hükümet sözcüleri birçok vakada olduğu gibi başka ülkeleri örnek verirken, bu görüş içinde en çok ilgiyi ve tepkiyi Nuray Mert’in yazısı çekti. Nuray Mert, bu düzenlemenin hayat tarzıyla ilgisi olmadığını o nedenle karşı çıkılmasının da doğru olmadığını söylüyordu.

Ben düzenlemenin tam da iddianın tersine sadece laiklik açısından değil din ve vicdan özgürlüğü açısından da sorunlu olduğunu ve hayat tarzıyla çok yakından ilgili olduğunu düşünüyorum. Yani düzenlemenin iddia ettiği özgürlük alanı açısından da faydadan çok zarar getireceği bence çok açık.

Türkiye’de gençler evlenirken çok istisnai durumlar dışında aile desteğine ihtiyaç duyuyor. O yüzden sadece evliliği değil tüm merasimini ailenin onayıyla yapıyor. Bu nedenle, birçok durumda zoraki imam nikahı kıyılıyor, ya da kıyıldığı söyleniyor. İmam nikahı merasimi düğün gibi herkese açık olmadığı için de kıydırılmasa da kıydırdık demek bile yeterli olabiliyor. Bir başka deyişle, birçok örnekte imam nikahı kıydırmak istemeyenler, damgalanmamak için imam nikahı kıydırıyor ya da kıydırdık diyor, nasıl olsa kaydı tutulmadığı için sorun da olmuyor. Bunu evlenen kişiler değil, ebeveynleri (AS: anababaları) istediği için ya da daha da ötesi ebeveynleri de değil ebeveynlerinin çevresi istediği için yapıyorlar. Kınanmamak, işsiz kalmamak, dışlanmamak için çoğunluğa dahil olduklarını göstermek zorundalar çünkü. Burada zaten başlı başına bir din ve vicdan özgürlüğü sorunu duruyor.

Dini nikah resmi hale geldiğinde, bu çok daha açık bir baskıya dönüşecek. İmam nikahı da kıydıran seküler resmi nikah sahiplerine “neden tek nikahta” işi halletmedikleri sorulacak. Müslüman değil misin, gel müftülükte kıldır nikahı denecek.

Bir paralellik kuralım. Nüfus cüzdanında din hanesini sildirip, başka inanç da yazdırabiliyorsunuz. Ama bunu yaptığınız zaman otomatik olarak damgalanıyorsunuz. Bu nedenle, inançsız olan veya farklı inançta olan çok az kişi gidip nüfus cüzdanındaki din hanesini değiştiriyor. Bu nedenle yapılması gereken din hanesinin değiştirilebilmesi değil, tümüyle kimliklerden çıkarılması.

Her şeyin açıkça dinsel referanslarla belirlendiği bir devlet ve toplum yapısında resmi dini nikahı yaptırmamanın aynı anlama gelmeyeceğini kim söyleyebilir? Resmi olmayan imam nikahını bile metazori yaptıran veya yaptırmış gibi yapan birçok insanın, resmi dini nikahtan kaçmaları mümkün olmayacak. Patronunu nikaha çağırmak isteyen kişi çocuğuna dini nikah yap diyecek. Belediyeyle ihale işi olan müteahhit, çocuğuna dini nikah yapacak. Ayrımcılığa uğramaktan çekindiği için Alevi olduğunun öğrenilmesini istemeyen kişi yine dini nikah yapacak. Örnekler çoğaltılabilir.

Kısaca, hali hazırda resmi nikah yanında dini nikah da kıydırabilenlere din özgürlüğü açısından belki çok kısıtlı bir fayda sağlayan bu düzenleme, inanmayan ve farklı inançta olanlara çok ağır bir yük getirecek. Nuray Mert’in dediğinin aksine sistemli bir şekilde yürüyen hayat tarzına müdahalelere yeni bir halka ekleyecek. Bunun içindir ki, resmi dini nikah sadece laiklik açısından sorunlu değil bizzat hizmet ettiğini iddia ettiği din ve vicdan özgürlüğüne aykırı bir düzenleme.
====================================
İşte budur dostlar…
Nuray Mert hanımefendinin öngörüleri tümüyle temelsiz..
Üstelik Bayan Mert, söz konusu yazısında dinsel nikahın = müftü / imam nikahının kimi yararlarının da olacağını savlamak ölçüde ileri gidebilmekte..
Bunca “liberal – rahat” olabilmek için ne yapsak acaba??

Teşekkürler Sayın Yrd. Doç. Dr. Kerem ALTIPARMAK..
(Ankara Üniv. Siyasal Bilgiler Fak. – Mülkiye, İdare Hukuku)

Sevgi ve saygı ile. 07 Ağustos 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net   profsaltik@gmail.com