Etiket arşivi: “CHP’de etnik şovenizme yer olamaz”

Yargıtay’dan siyasetçilere dava dersi


Yargıtay’dan siyasetçilere dava dersi

Saygı Öztürk

SÖZCÜ, 19.4. 2015

TBMM’de AKP’lileri hop oturup hop kaldıran belki de tek isim CHP’li Kamer Genç’ti…
Terör örgütlerinin önemli bir güç haline geldiği Tunceli gibi bir ilimizde her seçimden başarıyla çıktığı gibi terör örgütünün simgelerini dağlarda görünce,

“Nerede bu devlet, nerede bu hükümet?” diye isyan ediyordu. Merak etmesinler,
artık Tunceli için bunları söyleyecek milletvekili olmayacak. Çünkü Genç, aday gösterilmedi.
TBMM’de AKP’lileri kızdıran, onları ayaklandıran Kamer Genç’e, parti yöneticileri de sahip çıkmıyordu. Hatta, onun söylediklerinden dolayı bazen AKP’lilerden özür de diliyorlardı. Genç’in bir açıklaması öyle bir büyütüldü, öyle bir çarptırıldı ki, TBMM’de o gün kıyamet kopmuştu.

Söyler, bakalım ne söyler

Tarih 25 Nisan 2013’ü gösteriyordu. TBMM Genel Kurulu’nda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından hazırlanan bir tasarı görüşülüyordu. Bakanlık binasına verilen
yüksek kiradan tutun, Kamer Genç bakana değişik sorular yöneltti. Bu bakanlığın yayınladığı dergide Çanakkale Savaşları’ndan söz edilirken Atatürk’ün adının
yer almaması
,
CHP Milletvekili Kamer Genç’i kızdırdı. Genel Kurul salonunda bakanı şöyle eleştirdi:

“…Ama Atatürk kelimesini ağzına almıyor. Atatürk kelimesini ağzınıza almak sizi
çok mu rahatsız ediyor? Acaba bu Cumhuriyeti kurmasaydı, siz hangi devletin vatandaşıydınız? O makamda oturacak mıydınız? Otursaydınız hangi tarikat mensubu kitlenin, bilmem kaçıncı hanımı durumuna düşerdiniz.
Atatürk’ün getirdiği nimetleri inkar etmeyin.”

Bu sözler ortalığı karıştırmaya yetti. Fatma Şahin çok sinirlendi. Genç’e,

“Sizinle bu çatı altında bulunmaktan büyük utanç duyuyorum. Atatürkçülüğü sözde yapmıyoruz. Ülkenin çağdaşlaşmasına gövdemizi koyuyoruz. O yüzden haddinizi bilin, ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olan birine ‘kaç eşli’ olabileceğini soracak kadar hadsiz ve terbiyesizsiniz. Herkes haddini bilecek.” dedi.

Tazminat davası açtı

Kamer Genç’e yapılan bu hakaretler yetmemiş gibi, bu kez AKP Grup Başkanvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı aldı sazı eline… Söyler bakalım ne söyler:

“Bu salonda adı Kamer Genç olan bir kişi var. Bütün işi gücü gelip burayı karıştırmak ve
sonra kaçmak. Yok olan itibarını herhalde canlı tutmaya çalışıyor. Kendisini lanetliyorum, protesto ediyorum.”

AKP’liler öylesine bastırdı, öyle bir gürültü çıkardı ki, Kamer Genç’e bu sözlerinden dolayı “Kınama” cezası verildi. Kınanmasının ardından Fatma Şahin de Parlamento’nun duyarlılığına teşekkür ederken, o gün Genel Kurul’da bulunmayan Kamer Genç için ise “Genel Kurul’a gelemeyecek kadar korkak ve yüreksiz” dedi.

Kamer Genç aleyhine hava oluşturuldu. Fatma Hanım da, Genç aleyhine 100 bin liralık giderim (tazminat) davası açtı. Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi de, Genç’i 20 bin lira tazminat ödemeye mahkum etti. Kamer Genç kararı temyiz etti. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkan Vekili Kamil Kancabaş, üyeler Sadık Demircioğlu, Selma Bellek, Ali Akın, Hüseyin Kulaç bütün siyasetçilere ders niteliğinde olan şu kararı verdi:

Siyasetle uğraşıyorsan katlanacaksın

“Gerek dairemizin, gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) istikrar kazanmış uygulamalarında, siyasetle uğraşan kişilerin kendilerine yönelik sert, ağır ve hatta incitici eleştirilere dahi katlanması gerektiği vurgulanmış ve bu durum
demokratik toplum hayatının vazgeçilmez unsurlarından biri olarak kabul edilmiştir.

AİHM’in anılan davada belirttiği gibi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. maddesinin sadece zararsız ve ilgilenmeye değmez olarak görülen bilgi ve fikirlere değil, aynı zamanda rahatsız eden, şaşırtan ve gücendirenlere de uygulanabileceği belirtilmiş
ve bu ifadeler var olmadan demokratik bir toplumun söz konusu olamayacağı,
bunların çoğulculuk, hoşgörü ve geniş fikirliliğin talepleri olduğu vurgulanmış.

Fatma Şahin’in açtığı davada 18 Mart Çanakkale Zaferi nedeniyle davacının hazırlatmış olduğu derginin önsözünde Atatürk kelimesinin hiç geçmemesinden hareketle davalı milletvekili Kamer Genç, TBMM Genel Kurulu’nda konuşmuş, davaya konu edilen sözleri sarf etmiştir. Bu sözlerin Atatürk’ün olmaması halinde tarihin gelişim seyrinin değişeceği, davacının bir kadın olarak konumunun daha kötü olabileceğine dair kanaat açıklamasından olması tarafların siyasi kişilik olmalarının yanında, konuşmanın TBMM Genel Kurul konuşmaları sırasında yapılmış olması da göz önüne alındığında, sarf edilen sözlerin düşünce açıklaması ve siyasi eleştiri olarak kabul edilmesi olarak gerekir.”

Bu karar, siyasetçilere ders olsun. Özellikle AKP’liler haklarındaki en küçük eleştiriyi bile “iftira, hakaret” diye yargıya taşımayı adet haline getirdi. Bu karar hoşlarına gitmemiş olabilir ama en azından saygı duysunlar.

Gelelim Kamer Genç’e. Kararı tedavi gördüğü ABD’de öğrenen Genç, telefonda

“Daha ülkemizde yargı bitmemiş. Buna sevindim. Atatürk’le ilgili o gün söylediklerimin sonuna kadar arkasındayım. Atatürk’süz bir Çanakkale olur mu?
İşte o yüzden Çanakkale ile ilgili filmlerde, dergilerde Atatürk adını siliyorlar.
Buna yalnız ben değil,
hepimizin tepki göstermesi gerekirdi.” diyor.

==============================

Dostlar,

Önce sevgili Saygı Öztürk’e bu güzelim yazısı için teşekkür ederiz..
Ardından Yargıtay 4. Hukuk Dairesi‘nin namuslu yargıçlarına..
Sonra özverili ve birikimli, yürekli, renkli sima hemşehrimiz – Tunceli milletvekili
Sayın Kamer Genç‘e tüm yaptıkları için teşekkür borçluyuz..
Milletvekili aylığının yarısını yoksul Tuncelililer için harcayan, burs veren,
Tunceli’den Ankara’ya gelen gariban hastaların ve türlü türlü dertleri olan hemşehrilerinin önüne düşüp, AKP kıskacındaki bürokraside çare arayan…
örnek bir kişilikti..
Birikimli bir yüksek yargıç (Danıştay üyesi) idi..
Tunceli’de geniş bir oy tabanı vardı.
Hasta ve yurdumuzdan uzaklarda sağaltım ararken,
partisi CHP tarafından liste dışı bırakıldı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin hanımefendinin kuruntuladığı gibi
“Genel Kurul’a gelemeyecek kadar korkak ve yüreksiz” değildi O.
Bayan Şahin’e ayna tutmuştu ama bayan bakan espriyle yüzleşmeye dayanamadı;
kolay olanı, öfke patlamasını seçti Bay RTE’den galat ile. O’nun bir sözü ile de bitirdi:
“Herkes haddini bilecek..”

Kamer Genç’in yürekli sesini TBMM çatısı altında özlemle arayacağız..
CHP kendini de AKP’yi de rahatlattı (!)

Hemşehrimiz “Dersimli Kemal” ise Tunceli’den aday ol(a)madı!
Kolayı ve güvenceliyi seçti, İzmir’de, sonucu belli sözde önseçime girdi..
Tunceli’den 1. sıra adayı gösterilen bayan avukatın ise hemen hemen hiç şansı yok gibi..
Çünkü tabanın eğilimleri dikkate alınmadan tepeden indirildi.
HDP’nin Tunceli’de 2/0 yapması hiç sürpriz olmaz eğer % 10’u aşarsa..
Kimbilir, belki de örtük plan budur ?!

Bu vesile ile başta Bay RTE olmak üzere eleştirenlere dava yağmuru yerine biraz tahammül ve sert de olsa, ağır da olsa söylenenlerden – yazılanlardan yararlanma feraseti diler ve de tavsiye ederiz. Çevrelerşndeki dalkavuk surlarını aşabilirlerse..

Sevgi ve saygı ile.
19 Nisan 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

“CHP’de etnik şovenizme yer olamaz” diyenler hakkında düşünceler


“CHP’de etnik şovenizme yer olamaz” diyenler hakkında düşünceler

Portresi_gulumseyen

Bazıları “CHP’de etnik şovenizme yer olamaz” diyorlar.
Bu sözlere açıklık getirmek gerekiyor. Acaba kimleri kastediyorlar?
Biz CHP’liler olarak faşit ve şovenist gibi yaftalamaları hiçbir zaman kabul etmedik. Başbakan’ın İsmet İnönü‘den “faşist diktatör” diye söz etmesine de
güçlü tepki gösterenlerden olduk.Benim görev yaptığım yıllarda CHP içinde şovenist düşünceli kimseye rastlamadım. Ama birçok Avrupalı parlamenterin Kemalizmi şovenist bir düşünce gibi göstermeye çalıştıklarını ve

  • “CHP Kemalizmden vaz geçmedikçe Avrupalı bir parti olamaz.” 

dediklerini duydum.

Keza

  • “Türkiye Kemalizmden vaz geçmeden AB üyesi olamaz.” 

diyenleri işittim. Her kezinde kendilerine gerekli yanıtları verdik.
Esas tepki göstrerilmesi gerekenler onlardır.

Eğer Türkiye’de de kimileri Atatürkçülüğü etnik şovenizm gibi anlıyorlarsa,
onlara Atatürk’ün şovenizm karşıtı düşüncelerini daha iyi incelemelerini
tavsiye ederim.

Atatürk’ün milliyetçilik tanımı, O’nun düşüncelerini öğrenmek isteyenlere kaynak olabilir. Aynı biçimde Atatürk’ün Hitler ve Mussolini hakkındaki söyledikleri de
O’nun nasıl şovenizm karşıtı olduğunu anlamaya yeter.

Şovenizmin en çarpıcı örneklerine, bize bugün ders vermeye çalışan kimi ülkelerin geçmişteki liderlerinin sözlerinde rastlamak mümkündür. Bu konuda merakı olanlara “Ulusal Çıkarlar” adlı kitabımı okumalarını tavsiye ederim.

Saygılar, sevgiler.