Etiket arşivi: Çernobil ve Fukuşima

AKP’nin seçim kampanyası

Örsan K. ÖymenÖrsan K. Öymen
01 Mayıs 2023, Cumhuriyet

 

Bir ülkenin seçim kampanyasında ortaya atılan söylemler, o ülkenin uygarlık seviyesinin (düzeyinin) göstergelerinden biridir. AKP’deki ve MHP’deki bazı (kimi) yöneticilerin ve siyasetçilerin seçim söylemleri nedeniyle, Türkiye şimdiden bu konuda sınıfta kalmıştır.

Yalan, iftira, tehdit içeren söylemler, mert, dürüst, namuslu ve şerefli insanların kullanacağı söylemler değildir. Bu insanların, bunu utanmadan yapmaları ve içlerine sindirmeleri, ciddi bir kişilik sorununa sahip olduklarının da göstergesidir.

Kendine güvenen ve cesur (yürekli) olan insan, yalana, iftiraya ve tehdide başvurmaz. Yalana, iftiraya, tehdide umut bağlayan insan, aynı zamanda, eşit ve dürüst koşullarda yarışmayı göze alamayacak kadar (ölçüde) kendisine güvenmeyen ve korkak olan insandır.

İktidarda kalmak için yalana, iftiraya ve tehdide başvuran insan, kişisel hırslarına, egosuna (benliğine) yenik düşmüştür, ahlaken zafiyet (ahlaksal zayıflık) içindedir.

Bu insanlar kurnaz olmak ile akıllı olmak arasındaki farkı da bilmezler, kurnazlığın büyük bir marifet (hüner) olduğunu sanırlar.

Halkın demokrasi, hukuk, adalet, özgürlük, medya, ekonomi, enflasyon, işsizlik, yoksulluk, sanayi, teknoloji, tarım, eğitim, kültür, sağlık, çevre alanlarındaki sorunlarını çözemeyen AKP’nin, seçim kampanyasında bir yandan da tank, füze, uçak, gemi, araba, nükleer santral, doğalgaz projeleriyle övünmesi, ayrıca trajikomik bir durumdur.

Türkiye’nin bazı alanlarda proje geliştirmesi ve üretim yapması olumlu bir gelişme olmakla birlikte, bunların halkın temel sorunlarını çözmesi olanaklı değildir.

Karadeniz’de doğalgaz arama ve çıkarma çalışmaları kısa bir süre önce başlamıştır ve bu çalışmaların Türkiye’nin doğalgazda dışa bağımlı duruma gelmekten çıkmasını sağlayıp sağlamayacağı belli değildir.

  • Akkuyu Nükleer Santralı’nın Türkiye’ye yarardan çok zarar getireceği açıktır.

Almanya, nükleer enerjinin yerine, enerji için rüzgâra, güneşe, suya (yenilenebilir yeşil enerji kaynakları) yönelirken ve ülkesindeki tüm nükleer santralları kapatırken, dünyada nükleer santral faciası konusunda Çernobil ve Fukuşima gibi iki kötü örnek varken,

  • AKP hükümetinin nükleer santralla övünmesi bir akıl tutulmasıdır.

Savunma sanayisi alanındaki bazı projelerin Türkiye açısından ne denli öncelikli olduğu tartışma konusudur. Türkiye, savaş durumunda bir ülke değildir. Türkiye için yakın gelecekte bir savaş riski de bulunmamaktadır. Türkiye’nin komşusu olup da Türkiye’yi tehdit eden hiçbir ülke yoktur. Yunanistan ile zaman zaman yaşanan anlaşmazlıklar, iki ülkenin de NATO’ya üye olmasının da etkisiyle, savaşa yol açmamıştır. 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekâtı’nda bile iki ülke savaşa girmemiştir. Kurtuluş Savaşı’ndan beri, yaklaşık 100 yıldır, iki ülke arasında bir savaş yaşanmamıştır.

Türkiye, savunma sanayisi için bu denli çok harcama yapacağına, bu bütçeyi eğitime ve sağlığa ayırsaydı, bugün dünyanın en gelişmiş ülkelerinden birisi olabilirdi.

Togg adı verilen arabaya gelecek olursak; AKP’nin seçim kampanyasının en zayıf halkalarından birisi budur.

Neden mi?

Nedenini anlamak için arabanın fiyatını ve kaç vatandaşın o arabayı satın alabilecek gücü olduğunu öğrenmek yeterli olacaktır.

TTB Halk Sağlığı Kolu Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi ÇED Raporu Değerlendirmesi

TTB_logosu

TTB Halk Sağlığı Kolu
Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi ÇED Raporu Değerlendirmesi

http://www.ttb.org.tr/index.php/Haberler/akkuyu-5144.html, 12 Şubat 2015

Bilindiği gibi ülkemizde nükleer enerji tartışmaları uzun yıllardır sürdürülmekte
ve bu tartışma yeni bir aşamaya gelmiş bulunmaktadır.

Yer seçimi yaklaşık kırk yıl önce yapılan ve Mersin ili sınırları içinde yer alan Akkuyu’da yapımı planlanan nükleer santral kurulma süreci, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporu hazırlanması ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan “ÇED olumlu” kararı çıkması ile kritik bir noktaya ulaşmıştır. Gelinen noktanın birçok açıdan eleştirel bir gözle incelenmesi
ve irdelenmesi gerekmektedir.

Nükleer güç santralleri dünyada giderek daha çok oranda tartışma konusu olmaya başlamıştır.  Nükleer enerji tesisleri “öngörülemeyen risk olasılığının” yüksek olduğu tesislerdir. Hem maliyeti hem de risk potansiyelleri oldukça yüksek olan bu santraller, Çernobil ve Fukuşima’da görüldüğü üzere geri dönüşümü olanaklı olmayan sonuçlara
neden olabilmektedirler. Bu açıdan konuyu salt ekonomik ya da enerji kaynağı boyutundan görmek ya da Akkuyu NGS ÇED Raporu’nda olduğu gibi santralin işletmesi esnasında hiçbir riskin olmayacağını ön görmek bilimsel bir değerlendirme yöntemi değildir.

Türkiye’de ilk kez kurulacak devasa bir nükleer enerji santralinin çevresel etki değerlendirmesinin (ÇED) tesisin özellikleri ve önemi dikkate alındığında, sağlık ve çevre etkilerinin özellikli ve yöntemsel olarak doğru olarak yapılmasını gerektirdiği açıktır.
Tesisin çevresel etkilerinin, özellikle de sağlığa etkilerinin ayrıntılı, duyarlı ve doyurucu bir çerçeve ile değerlendirilmesi, bu tesisin önümüzdeki onlarca yıl içinde gösterebileceği ortaya çıkarması olası etkileri öngörebilmek, ortaya çıkması olası olumsuz etkilere karşı
koruyucu önlemler tasarlamak ve bu tasarımları uygulamaya geçirecek bir yol haritası
ortaya koymak bakımından irdelenmesi gereken bir konudur. Sağlık açısından geri dönüşümü olmayan bedensel, kalıtsal ve ruhsal hastalıklara, kazalara ve ölümlere yol açabilecek yan (AS: istenmeyen) etkiler oluşturma potansiyeli taşıyan bu tesisin geleceğe yönelik etkileri değerlendirmek/öngörmek ve bu etkilerin oluşumunu engellemek iddiası ile oluşturulan ÇED Raporu, içerik ve yöntem açısından dikkatle irdelenmeli ve incelenmelidir.

Bu kapsamda TTB Halk Sağlığı Kolu Halk Sağlığı Uzmanı ve akademisyen hekimlerin katkılarıyla Akkuyu ÇED Raporu’nu incelemiş ve değerlendirmelerde bulunmuştur. Uzmanlar tarafından yapılan bu değerlendirmelere göre

Akkuyu Nükleer Güç Santrali, ÇED Raporu
Halk Sağlığı açısından birçok yönüyle ciddi sorunlar,
eksiklikler ve hatalar içermektedir.

Bu sorun, hata ve eksikliklerle bir nükleer tesisin faaliyete geçirilmesi
Halk Sağlığı açısından felakete çağrı çıkarmak anlamına gelecektir.

Sürecin acilen durdurulması ve
yeniden gözden geçirilmesi zorunluluktur.

Ayrıca Türkiye’nin “nükleer güç santralleri kurulması ülkenin enerji üretim kaynaklarını çeşitlendirme, arz güvenliğini artırma ve fosil yakıt fiyatlarına bağımlılığı azaltma” sorunundan çok neo-liberal politikaların sağlık ve çevre alanında yarattığı tahribatla
baş edebilme sorunu bulunmaktadır.

Enerji kaynaklarını çeşitlendirmenin bedeli sağlık sorunlarının sayısını, türünü ve
etkilenen insan sayısını da çeşitlendirmek olmamalıdır.

Halk Sağlığı Uzmanlığı alanında çalışan hekimler tarafından hazırlanan ve ağırlıklı olarak sağlık etkilerini değerlendiren “TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ HALK SAĞLIĞI KOLU AKKUYU NÜKLEER GÜÇ SANTRALİ PROJESİ ÇED RAPORU DEĞERLENDİRMESİ” başlıklı çalışmayı halkımızın ve yetkililerin dikkatine sunarız.

Rapor için tıklayınız...

 
=========================

Dostlar,

Emek veren Halk Sağlığı Uzmanı 9 meslektaşlarımıza teşekkür ederiz..

Rapora erişmek için lütfen tıklar mısnız?? (Yaklaşık 3,8 MB,69 sayfa)

AKKUYU_CED_Raporu_irdelemesi_TTB_13.2.15

Sevgi ve saygıyla.
13.02.2015, Antalya

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net