Etiket arşivi: Cari açığın asıl sebebi

Cari açığın asıl sebebi ne?

Barış Doster

Barış Doster
Cumhuriyet, 12 Şubat 2022
Son Yazısı / Tüm Yazıları

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

Cari açığın asıl sebebi ne?

Merkez Bankası; geçen yılın aralık ayına ilişkin ödemeler dengesi istatistiklerini açıkladı. Buna göre cari denge, aralık ayında 3.84 milyar dolar açık verdi. Son 1.5 yılın en yüksek aylık cari açığı oluştu. Hazine ve Maliye Bakanı’nın, Londra’daki finans çevreleriyle yaptığı toplantının asıl amacını açıklıyor aynı zamanda bu cari açık. Türkiye; yine, yeniden, bir kez daha dışarıdan kaynak arıyor, borç arıyor.

  • Elde avuçta kalan son kamu mallarını da satarak, yok pahasına elden çıkararak, para bulmaya çalışıyor.  

Peki, izlenen bu ekonomi modelinin başarı şansı var mı? Yok. Olsaydı, şimdiye kadar olurdu zaten. Dahası var. İzlenen ekonomi modelinin ısrarla yerli ve milli olduğunu öne süren iktidar; Katar’dan, Birleşik Arap Emirlikleri’nden umduğunu bulamamış olmalı ki, bir kez daha Londra’nın finans çevrelerinde para arıyor. Bu görüşmeden sonuç çıkar mı? Çıkmaz.

Çünkü Türk ekonomisinin yapısal sorunları var :

  • Üretemiyor!
  • -Yüksek faiz, yüksek döviz kuru, yüksek enflasyon, yüksek işsizlik, yüksek dış borç, yüksek cari açık sarmalını aşamıyor.
  • O yüzden, önünde hiçbir siyasal, hukuksal, ulusal, toplumsal, kamusal, örgütsel engel istemeyen finans kapital, çokuluslu şirketler, yabancı sermaye çevreleri, Türkiye gibi, dış kaynak bağımlısı olan ülkelere çok ağır koşulları dayatıyorlar. 
  • Gittikleri ülkede risk almayı, rekabet etmeyi, yasalara uymayı, doğayı ve çevreyi gözetmeyi, sendikal örgütlülüğün önünü açmayı değil, kısa sürede, en risksiz yoldan, büyük kazanç elde etmeyi istiyorlar.
  • Onların gündeminde istihdam yaratmak, o ülkenin kalkınmasına yardımcı olmak değil, o ülkeyi olabildiğince sömürmek, kaynaklarına el koymak, kamusal varlıklarını ucuza kapatmak var çünkü.  

ENERJİYİ ÖZELLEŞTİRMENİN BEDELİ

Yüksek elektrik ve doğalgaz faturalarının halkın belini büktüğü ülkemizde, cari açığın en büyük sebebinin, enerji ithalatından kaynaklandığını bilmiyor mu yurttaşlarınız? Biliyorlar. Durum buyken mevcut iktidar ve öncekiler, her konuda olduğu gibi, enerji konusunda da niçin bu kadar hararetle savundular özelleştirmeleri? Enerji sektöründe küresel ölçekte söz sahibi olan dev şirketlerin gücünü görmüyor mu siyasetçilerimiz, bürokratlarımız? Görüyorlar. Petrol ve doğalgazda dış kaynak bağımlısı olmamızın, diğer yönleri yanında, dış politika ve ulusal güvenlikte ne tür zaaflar doğurduğundan haberleri yok mu? Var elbette.

Şunu da unutmayalım                              :

Çokuluslu şirketler; kendilerine ayak bağı olarak gördükleri ulusal yargıyı, uluslararası tahkimle devre dışı bıraktılar büyük ölçüde.

Siyasi partiler de çokuluslu sermayenin işini kolaylaştıran, onlar için ve onlar adına alan temizliği yapan, onların çıkarlarını gözeten örgütlere dönüştüler, özellikle de küreselleşme süreciyle birlikte.

  • Neo liberalizm bunun ekonomi politiği, uluslararası tahkim bunun hukuki çerçevesidir.
  • IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi yapılar bunun ekonomik organları, NATO ise bu düzenin jandarması, işgal ve saldırı aygıtıdır.

O nedenle cari açık sorunumuz yapısaldır. Üstelik sadece ekonomik de değildir; politik, ideolojik yönleri de vardır.
================================

Dostlar,

Bizim katkılarımız şöyle :

* Enerji Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye’nin 2021 yılı toplam enerji dışalımı (ithalatı) faturasının 55 milyar $’ı bulacağını söyledi. (28.12.2021, Dönmez: 2021 yılı enerji ithalat faturası 55 milyar doları bulur)
* 2021 yılı toplam cari açığı henüz yayınlanmadı ama 40 milyar $ altında kalmaz kanımızca.
2020 yılında cari açık 36,7 milyar $ olarak gerçekleşti. (https://www.bloomberght.com/cari-acikta-2020-tablosu-2274513)
Dolayısıyla cari açıkta temel kalem enerji dışalımı. Doğalgazda %99, akaryakıtta %92 düzeyinde dışalıma bağımlı Türkiye. Toplu taşıma, demiryolu – deniz yolu yok karayolu var.. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım çok yetersiz, enerji tasarrufu yetersiz, kayıp-kaçaklar önlenemiyor..
* 2022 bütçesi : Bütçe gelirleri 1,472 Tr TL. Açık 278,3 milyar, faiz 240,4 milyar TL; her 6 TL bütçe gelirinin 1 TL’si borç faizine gidecek (%16,3!). Faize karşı RTE, “nas edebiyatı” yapıyor.
* 2022 bütçesi, tek başına iktidar gücüyle AKP’nin yaptığı 20. ardışık bütçe. Bütçede faiz oranı 2010 yılında da %16,4 idi. Neden azaltıl(a)mıyor?? Üstelik 2022 bütçesi ağırlıklı Dolar kuru 9,37 TL üzerinden hesaplandı! Daha baştan tüm hesaplar boşuna. Ek bütçe zorunlu, Hazine tem takır!!
* Bütçe açığı, cari açık ve dış ticaret açığı “Bermuda şeytan üçgeni” benzeri Ulusal Ekonomiyi kuşatmış durumda ve sorun açıkça “yapısal”!

Dolayısıyla; Prof. Barış Doster meslektaşımıza (ikimiz de Siyaset bilimciyiz!) kritik ek :

  • AKP, 3 Kasım 2002’de iktidarı devralmış ve tek başına iktidarının 20. yılında Türkiye’yi apaçık bir iflasa (moratoryuma!) sürüklemiştir!
  • Tüm ulusal varlıklar haraç – mezat satılmıştır, satılmaktadır, ulusal bağımsızlık kalmamış gibidir.
  • Tüm bunlar rastlantısal ya da beceriksizlik ürünü asla olamaz!
  • O zaman geriye hangi olasılık kalıyor ve T.C. bu yıkımı nasıl durdurur??

Sevgi, saygı ve KAYGI ile.13 Şubat 2022

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (​Mülkiye​)​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    twitter : @profsaltik