Etiket arşivi: Cargill

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 29 Nisan 2020

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 29 Nisan 2020

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

ÖZGÜRLÜK
Basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye 180 ülke içinde 154. sırada.

AKP ve değneklerini kutluyoruz…

YARDIM
Diyanet yurt dışına bağış için çağrıda bulundu.
Kendi vatandaşımız ayran bulamıyor içmeye, Diyanet nereye?…

MİLLİ
Bizimkilerin Suriye Milli Ordusu dediği Suriye çetesi ÖSO çapulcuları Resulayn’da birbirine girdi.

Dostunu söyle…

AMBULANS
RTE, “Biz iktidara geldiğimizde doğru dürüst ambulans bile yoktu”

2002’de Cilalı Taş Devri başlamıştı…

DEVA
Babacan, 23 Nisan’ı Atatürk adını anmadan kutlayan bir mesaj yayımladı.

Millete deva olmayacağı baştan belli…

KÖYLÜ
MEB Selçuk’un Köy Enstitülerini överek anması AKP içinde rahatsızlık yarattı.

Enstitüleri kapatanların çocukları…

ŞEKER
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) üreticisi ABD merkezli Cargill’e (Özelleştirme sürecinde yüzlerce işçi çıkarmıştı) % 70 vergi indirimi uygulayacak, KDV ve gümrük vergisinden istisna tutacak. Bakanlık tarafından kurumlar vergisi indirimi de yapılarak şirketin 44 milyon 659 bin 79 liralık yatırımına da katkı sunulacak.

Oh ne ala, ne ala!
Sen “AKP emperyalizmle mücadele ediyor” de daha……

KAÇIŞ
Salgın gerekçesiyle Meclisteki 100. Yıl özel oturumuna katılmayan RTE, TV’de çocuklarla sosyal mesafe-maske gibi önlemleri es geçerek görüntü verdi.

Gerekçe mi, bahane mi?..

PARTİLİ
RTE, “Ulusa sesleniş” konuşmasında CHP’ye verip veriştirdi.

Partili değil, partinin cumhurbaşkanı…

ADD
ADD Genel Merkezi,  23 Nisan’da TBMM Başkanı’nın ilan ettiği İstiklal Marşı okuma saatinden farklı bir saat ilan etti.

Atatürkçüleri toplumdan koparma merkezi mi oluyor?…

GÖRÜNTÜ
MSB ve Kuvvet Komutanları 23 Nisan’da toplu halde kravatsız resmi görüntü verdi.

Uydum hazır olan imama!…

BİTTİ Mİ?
Barış
‘ların iddianamesi mahkemeye gitti. Avukatlar göremedi ama yandaş Sabah yayımladı.

FETÖ ve kumpas davalar bitti mi demiştiniz?…

SON
Gaziantep’in AKP’li BŞB Bşk. Fatma Şahin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP’li belediyelerin yardım çalışmalarına “FETÖ ve PKK” benzetmesi yapmasına ilişkin, “Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Böyle bir ifadeyi doğru bulmuyorum.” dedi.

Partiden gelen baskı üzerine, “Cumhurbaşkanı’nın belirlediği politikalara aykırı beyanda bulunmam söz konusu olamaz” dedi.

Yemedi… Kişilik?…

ENSAR
Atatürk’ün kurduğu Türk Tarih Kurumu‘nun başına Afyon ENSAR Vakfı yöneticisi Ahmet Yaramış getirildi. Yaramış, kurtuluş mücadelesi karşıtı İskilipli Atıf’a övgüsü ile biliniyor.

Atanana değil atayana bak…

VERGİ
Başkentgaz’ın Ensar Vakfı’na aktardığı paranın, 3 yılda ödediği verginin üç katı olduğu açıklandı.

Kaçır/n/ma…

TERS
DİB Ali Erbaş, salgını eşcinsellik ve nikahsız yaşamaya bağladı.

Dünya Mersin’e, bizimki tersine…

SORUŞTUR
Ankara Barosu DİB Erbaş’ı “İnsanlığın bir kesimini aşağıladı” diye eleştirince Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da Baro’ya “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağıladığı” gerekçesiyle re’sen soruşturma açtı.

Halkın diğer kesimi için kim soruşturacak?…

BAŞARI
AKP Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, günlük virüs tablosu yanına RTE’nin fotoğrafını koyarak “Bugün Erdoğan’ın puanları yine artıyor” yazdı. Salgınla mücadeleyi oy hesabına çevirdi.

Ya tabloda hastalanan, ölen insan sayılarındaki başarı kimin?…

OLMAZ
İsveç’te hastaneye alınmadı denerek özel ambulans uçağı ile getirtilen şahsın; milyoner iş adamı, AKP’li Bakan’ın hemşehrisi ve milletvekilinin yakını olduğu, koronavirüsten değil kalpten rahatsızlandığı anlaşıldı.

Biz de Türk vatandaşı olmakla gururlanmıştık.

Yok canım, bu sahtekarlığı da yapmazlar!…

ORUÇ
17 yaşındaki genci kalbinden vuran polis ifadesinde; yanlışlıkla yaptığını, yorgunluk ve Ramazanın sebep olduğunu söyledi.

DİB’lığı oruçlu polislerin yanlışlıkla adam öldürmesinin fazla günah olmadığı yönünde bir fetva verirse, cuk oturur…

Açtırma bayramlık ağzımı

Açtırma bayramlık ağzımı

Soner YALÇIN
SÖZCÜ, 01 Eylül 2017 

(AS: Bizim kapsamlı bilimsel katkımız yazının altındadır..
Konunun – sorunun güncelleşmesi nedeniyle arşivimizden yeniden yayınlıyoruz.)

Artık yordunuz… Yalancılığınız yordu. Sahteciliğiniz yordu.
Yiğit Bulut, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi danışmanı.
“Defalarca yazdım, üstüme geliyorlar, yazmaya devam edeceğim…” diyor.
Konu ne? 
“NBŞ… Şeker değil şekerimsi! Şekerimsi değil, bilim insanlarına göre ‘zehir’!”
den bahsediyor.
Peki… Kimmiş üstüne gelenler? Nişasta bazlı şeker lobisi imiş!
Diyor ki: “Bu zehrin Türkiye’de kullanımını yaymaya çalışan bir yapılanma var. Hepsini açık edeceğim, bana yardım edin! Yaşasın sağlıklı nesiller yetiştiren, tam bağımsız, güçlü, büyük Türkiye…” Bırak slogan atmayı! Koca ekonomi danışmanısın ne korkuyorsun?
Hepsini açık edecekmiş, hadi et! Ne yardımı yapsın halk sana? Liderinin iki dudağı arasında değil mi, bu zehir sektörüne son vermek… Bu zehri ülkeye sokan kim? Koruyucusu kim? Bilmiyor muyuz biz?
Büyük sırrı açıklayacakmış gibi “hava atmayı” kime yutturuyorsun?
Nişasta bazlı şeker üretiminde dünya devi olan Cargill‘e kol-kanat geren senin liderin değil mi? ABD’nin en zengin dördüncü ailesinin taleplerine karşı çıkabildiniz mi?
Diyor ki, 
“bana yardım edin.” Al edelim: Nişasta bazlı şeker üreten beş şirket var:
Cargill (ABD), Amylum (İngiliz Tate & Lyle PLC ve ABD’li ADM), PNS Pendik Nişasta (Cargill – Ülker ortaklığı), Tat Nişasta ve Sunar Mısır Entegre. İşte açıkladım… Hadi… 
Liderin ile birlikte yapın gerekeni…. Üstelik birinin sahibi FETÖ’den tutuklandı. Elinizde fırsat var. Hadi son verin zehir tacirliğine…Ne gezer!

ÇITINIZ ÇIKMIYOR

Dilinizde kutsal sözler kandırın samimi Müslümanları kandırabildiğiniz kadar!
Sanki çocukları/halkı zehirleyen sizin gıda politikanız değil.
Yapsanıza kimi ülkelerin yaptığını…
Kronik hastalıkları salgına dönüştüren nişasta bazlı şeker/mısır şurubu Fransa, Hollanda, Avusturya, İrlanda, İsveç, Yunanistan, Portekiz, Slovenya, Danimarka ve İngiltere’de
 yasak.
ABD Gıda ve İlaç İdaresi (AS : FDA), 2008’de obeziteyi (itibarıyla kanseri) tetiklediğini belirterek 
% 10’luk kotayı %8’e düşürdü. Siz ne yaptınız?
Türkiye’de 
%10 olan kotayı % 15’e çıkardınız! Aslında… Hiçbir denetim yapmadığınız için kotanın ne kadar aşıldığı konusunda bilgi yok.
Resmi rakamlara göre, Türkiye’de 
265 bin ton mısır şurubu üretimi yapılıyordu.
AKP hükümeti geçen yıl nişasta bazlı şeker kotasını 
312 bin 500 tona çıkardı.
Oysa. 
Bu rakam… Almanya’da 56 bin ton… İspanya’da 53 bin ton… İtalya’da 32 bin ton…
Avrupa’da kişi başına nişasta bazlı şeker tüketimi
 1-1.5 kilo…
Türkiye’de ise
 6 kilo dolayında! Ne acı ki sürekli artıyor… Bunu nereden biliyoruz:
2006 yılında 
30 bin 506 kilo olan mısır ithali, 2015 yılında 1.7 milyon tona yükseldi.
İthal eden şirketler kim? Başta Cargill olmak üzere nişasta bazlı şeker üretenler!
Nişasta bazlı şeker üreten şirketler arasında A kotası üretim kapasitelerine göre,
 başı tabii ki Cargill çekiyor. İkinci sırada Amylum var. Üçüncü sırada yine Cargill ortaklığı olan PNS bulunuyor. Diğerleriyle aralarında “üretim uçurumu” var.
Çıtınız çıkmıyor! Neymiş, “bana yardım edin!” Hadi canım sen de…

AKP’Lİ BAKAN

Sadece nişasta bazlı şeker mi? Ya yüksek yoğunluklu tatlandırıcılar?
2001 yılında 23 bin 647 ton olan (büyük çoğunluğu aspartam) yüksek yoğunluklu tatlandırıcı ithalatı… 2015 yılında 350 bin tona ulaştı!
Bunun % 70’ini Çin’den alıyoruz! (Ne kadar sağlıklı tahmin edin artık!)
Meselenin özü şu: ABD, nişasta bazlı şekere pazar açmak için dedi ki…
“Sizin şeker pancarının maliyeti pahalı. Biz nişasta bazlı şekere kol-kanat gereceğiz!”
Bu sebeple…
1998 yılında 
500 bin 951 hektar olan şeker pancarı dikim alanı,
2015 yılında
 272 bin 990 hektara düştü.
1998 yılında
 22 milyon ton olan şeker pancarı üretimi,
2015 yılında 
15.8 milyon tona geriledi.
Çiftçi sayısı, 450 binden, 120 bine düştü. Nasıl düşmesin?
Türkiye 2015 yılında yaklaşık 170 bin ton şeker ithal etti. Yetmedi… 2016 yılında da
gene şeker ithal ettik. Ayrıca… AKP, 8 Nisan 2016 tarihinde 
sıfır gümrük tarifesi kararı aldı! Bunun anlamı açıktı: Pancar üreticilerini zarar ettirerek üretimi bırakmalarını zorlamaya devam etmek!
Aslında…
İthalin başladığı yıl, kamu şeker fabrikaları, kooperatif fabrikaları, özel sektör fabrikaları ile pazarlama şirketleri stoklarında tüketime hazır 
498 bin 858 ton şeker vardı. Yani…
Türkiye’nin şeker ithalatını gerektirecek bir durum yoktu. İthalat için ısrar etmesinin sebebi neydi? 
Önce siz bunun hesabını verin?
Danışman! Gücün yetiyorsa, nişasta bazlı şeker şirketlerinin arkasında 
hangi AKP’li bakanlar var bunu açıkla? Kendine esrarengiz ilişkileri açıklayacakmış gibi rol biçme, yemezler!
Açtırma benim bayramlık ağzımı! Mazinin hatırı var…
===============================================
Dostlar;

NİŞASTA BAZLI ŞEKER ve HALK SAĞLIĞI

Biz bir Halk Sağlığı Uzmanı olarak, halkın sağlığını koruma yükümlü bir tıp uzmanlık alanı hekimi olarak konunun bilimsel yönünü özetliyoruz aşağıda :

Şeker pancarı yerine mısır dayatılıyor.  Sorun bir şeker türü olan fruktozdan (meyve şekeri), “yüksek fruktozlu mısır şurubu” (High-Fructose Corn Syrup – HFCS) sayesinde “eklenmiş şeker” içeren besinlerin ve içeceklerin daha ucuza mal edilerek şeker, dolayısıyla fruktoz tüketiminin artması. İnsan beslenmesinde şekerden alınan günlük enerjinin % 10’dan az olması ve bunun için “eklenmiş şeker” içeren besin tüketiminin azaltılması gerekiyor. Sorun, özelikle doğal besinlerle alınan şekerler ve fruktozdan değil bu “eklenmiş şeker” kaynaklı.

Fruktoz doğada başta meyveler olmak üzere birçok besinde var. Bal neredeyse tümüyle fruktozdan oluşuyor ama bu besinlerin tüketimi sınırlı. Fruktozun en önemli özelliği, karaciğer hücreleri içine girmesi için insüline gerek olmayışı. Bu durumda kişi ne denli fruktoz alırsa karaciğerdeki fruktoz düzeyi o denli artıyor. Plazma insülini kullanıl(a)mıyor ve kanda yüksek düzeyde kalarak insülin direnci gelişiyor. Glukoz içeren şekerlerin alınmasında da glukozu hücre içine taşımak için plazma insülini kullanılamaz oluyor ve insandan Diyabet gelişiyor.  Bilimsel araştırmalar fruktozun alkol benzeri etkilerine dikkat çekiyor, alkol gibi karaciğerde yağ sentezini uyardığını, fruktozla tepkime veren proteinlerin karaciğerde iltihaba yol açtığını; fruktozun beyindeki besinlerle ilişkili haz-zek nöronlarını güçlü bir biçimde uyararak bağımlılık oluşturduğunu ve bunun daha çok şeker yeme isteği ile süren bir “kısır döngü” yarattığına dikkat çekiyorlar.

Ülkemizdeki tartışmanın gerisinde besin endüstrisinin şeker kaynağı olarak şeker pancarından
üretilen sakkaroz (sukroz) yerine daha ucuz olduğu ve kristalleşmediği için mısır şurubunu (buna nişasta bazlı şeker – NBŞ denmektedir) tercih etmesi bulunmaktadır. Hükümet de mısır şurubu kotasını % 15’e çıkartarak nişasta bazlı şeker üretiminin önünü açıyor. Bu durumda bir yandan şeker pancarı üretimine bir darbe vurulurken, öte yandan eklenmiş şeker içeren besinler ve içecekler ucuza mal edilerek şeker ve dolayısıyla fruktoz tüketimi özendirilmiş oluyor.

Bütün bu süreçler uluslararası şirketlerce yönlendiriliyor. Başta şekerli içecekler olmak üzere eklenmiş şeker içeren içeceklerin insan sağlığına hiçbir yararı yok. Bu tür besinlerin daha ucuza satılması,  daha çok yoksulları bu ürünlere bağımlı kılmaktadır.

Sonuçta sorun; tümüyle “en ucuza üret, en çok tükettir, en çok sat, en çok kâr elde et, gerisini boşver” olarak vurgulanabilecek küresel besin endüstrisi politikalarıdır. AKP iktidarı çokuluslu şirketlerin isteklerine uyarak başta çocuklar, ülkemizde şeker ve fruktoz tüketiminin artmasına neden olmaktadır. Bu durumda AKP iktidarının mısır şurubuyla ilgili kollayıcı politikalarının, Sağlık Bakanlığınca önceki yıl başlatılan “Obezite önleme programı” ile çelişkisi çok nettir. Hatta içtenliksizliği!
****
Dolayısıyla danışman Yiğit Bulut balon üflüyor.. Suret-i Hak’tan görünüyor. Soner Yalçın da gerçeği yazmış zaten.. Bu tablodan AKP iktidarı sorumludur ve düzeltmek de boyunlarına borçtur. Ama yapmazlar, yapamazlar, yaptırmazlar.. halkın sağlığına öncelik veremezler..
Öyle acı ki.. Hem bu olgu hem de halkta tam tersi izlenim uyandıran algı yönetimine dönük iğrenç politikalar..

  • AKP sağlığa zararlıdır, emperyalizm dünya halklarının düşmanıdır
    ve bu 2 öznenin eylem ve sorumlulukları birbirinden bağımsız değildir!

Sevgi ve saygı ile. 02 Eylül 2017, Datça
(Güncelleme : 06 Mart 2018, Ankara)

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com