Etiket arşivi: Cani Öcalan

Kelle Vermek

 

KELLE VERMEK

portresi3

 

 

RİFAT SERDAROĞLU

AKP’yi kuran dar kadroyu, bu kadronun yetiştirilme tarzlarını, arkalarındaki cemaat ve tarikatların hedeflerini çok iyi bildiğimiz için, AKP İktidara geldiğinden bu yana
devamlı olarak insanları uyarmaya çalıştık.

Yaşamları boyunca belirlenmiş bazı dogmaların kendilerine zorla ezberletildiği,
tek Reise-  tek adama şartsız ve tümüyle itaat etmenin öğretildiği, aklın ve bilimin
çok arka plana atıldığı, kendisine öğretilenlerin mutlak doğru sayıldığı bir ortamda yetişen insanlarla uygar bir tartışma yapılamayacağını, fikirlerin medeni bir şekilde çarpıştırılıp, doğrunun aranamayacağını anlatmaya çalıştık.

Böyle bir anlayıştan demokrasi-insan haklarına saygı-özgür ve uygar bir yaşam beklenmemesi gerektiğini, bunu beklemenin içi boş bir hayal olduğunu yazdık durduk!

“Vatan” denen kutsalın, anlamsız bir arazi parçası olmadığını, “Millet” denen birlikteliğin sadece maddi beklentiler için kurulmadığını, güçlü bir “Türk Devletinin – Türk Ordusunun” varlığının, içinde bulunduğumuz zor coğrafyada yaşayabilmemiz için olmazsa olmaz
şartı olduğunu söyledik.

Büyük Atatürk’ün tüm bunları görerek Türkiye Cumhuriyetini-Türk Devletini kurduğunu ve bizi bir arada tutacak formülün “Ne Mutlu Türk Olana” değil,

“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”

ilkesi olduğunu bilerek söylediğini kezlerce anlatmaya çalıştık. Bu yüzden kimi dostlar tarafından yanlış anlaşılıp, çok ağır yazmakla,  bu sert üslubun bize yakışmadığı eleştirilerine maruz kaldık!

Bizim yıllardır anlatmaya çalıştığımızı fakat medyanın tümüne yakınının karşı propagandası sebebiyle anlatamadığımızı, gençler birkaç gün içinde hem bizlere,
hem de dünyaya anlattılar. Hem de kafalardan hiç çıkmamacasına anlattılar.
Tabii ki bu anlatımda da AKP Genel Başkanının ve sözcülerinin kaba – uzlaşmaz konuşmaları yardımcı oldu.

Erdoğan’ın, “onlar yüz toplarsa, biz milyon toplarız” ve “evdeki yüzde elliyi zor tutuyorum”, “anladığınız dilden konuşuruz” şeklindeki suç oluşturan,
Türk Milletini bölme amaçlı ve aklı başında hiçbir Başbakan’ın söylemeyeceği konuşmalarından sonra Erdoğan’ın sözcüsü Hüseyin Çelik; “Birileri istiyor diye Başbakan kelle vermez” dedi.

Bunların jargonunda, başarısız yöneticiyi görevden almak, “Kelle Vermek” anlamına kullanılır. Doğru işleyen ve “Biat” etmeyen beyinlere düşman oldukları için, hedefleri
hep kafadır. Menemen’deki gibi, 31 Mart Vakasında olduğu gibi “Kelle Almak” bunların geçmişlerinde vardır.

Erdoğan’ın aziz şehitlerimize ”Kelle” demesinin sebebi de budur.

  • Erdoğan, Türkiye’yi süratle bir iç savaşa götürmektedir.

Ülkenin her yerindeki hak arama ve özgürlük eylemlerine karşıt olarak Ankara ve İstanbul’da miting düzenlemesi emrini vermesi bu sebeptendir. Bir taraftan Taksim’deki gençlerin arasına ellerinde Öcalan posteri olan PKK militanlarını sokmaya çalışıp,
Bakın bunlar PKK’lı” diye, Taksim eylemlerini karalamaya çalışmakta,
öte yandan Güneydoğu Bölgemizde PKK’nın yaptığı eylemlere katılanlara
Polis koruması vermektedir.

Tekrar ediyorum;

  • Erdoğan ateşle oynamaktadır.
  • İstanbul-İzmir-Ankara’da-Rize’de gençleri sopalarla döven Polis,
    Şırnak’ta PKK’lıları korumak için kullanılmaktadır.

Cani Öcalan;

Barzani’ye yazdığı mektupta, “Sizi sadece Güney Kürdistan’ın değil,
4 parça olan Kürdistan’ın tamamının lideri olarak görüyorum
” demektedir.

Bu 4 parça nereleridir? 4 parçanın içinde Türkiye’nin güneyi var mıdır?

MİT, Öcalan’ın postacılığını yaptığına göre, bu mektuptan haberi olmaması
mümkün müdür? Yalnızca böyle bir mektubun yazılmasına ve Barzani’nin eline ulaşmasına izin veren MİT Müsteşarının gideceği tek yer, “Yüce Divandır.”

  • Eylem yapan gençlere “Vandal” nitelendirmesini yakıştıran Erdoğan,
    54 bin insanımızın ölümüne sebep olan bu caniye karşı
    niçin sessiz kalmaktadır? Aralarındaki anlaşma nedir?

Değerli Okurlar;

11 yıldır bu sepetlerin ciğerlerine kadar her yerlerini, kafalarının arkalarındakini bile tanıdık. Yalnız bunları mı? Muhalefet liderlerinin çapsızlığını da anladık…
Gençlerin başlattığı toplumsal muhalefeti anlayamayan ve siyasete aktaramayanlar, kurtarıcı olarak Cumhurbaşkanı Gül’e koşarak gittiler ve
kendilerinin toplamaları gereken primi ona armağan ettiler!

Türk gençlerinin başlattığı bu özgürlük-uygarlık ve demokrasi selinin önünde
ne AKP iktidarı, ne de ona payanda olmaktan başka bir işe yaramayan çağdışı muhalefet partilerinin yönetici takımı duramayacaktır.

Toplumsal muhalefeti başlatan ve sürdüren gençler bundan böyle bizlerin yani
tüm Türk Milletinin koruması altındadırlar. Erdoğan ve danışmanları bunu çok iyi anlamalı ve devlet gücünü, kendi vatandaşına karşı kullanma çılgınlığı yoluna gitmemelidir…

Sağlık ve başarı dileklerimle.

RİFAT SERDAROĞLU
rifatserdaroglu@gmail.com
facebook.com/rifatserdaroglu35
0 532 211 00 11, 10 Haziran 2013

Rifat Serdaroğlu : HAYVANLAR BİLE ANLADI

 
Rifat Serdaroğlu

portresi3

HAYVANLAR BİLE ANLADI

Akil İnsanlar Heyetinin Karadeniz Grubu üyesi ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu;

Çözüm sürecini hayvanlar bile anlamış ama bazı insanlar anlamıyor.. dedi.

AKP güdümünde Sarı Sendikacılık” yapmanın son örneği Ahmet Gündoğdu,
bu görüşünü Ağrı’da “Sığırlarla” konuştuğunu söyleyen bir çobandan aldığı
bilgi doğrultusunda söylemiş!

Badem sendikacı doğruyu söylemiş;

  • Uyuşturucu Kaçakçısı- Bölücü Terör Örgütü ile müzakere değil,
    mücadele edilmesi gerektiğini bazı hayvanlar hala anlayamadılar.
  • Kürtçü-Bölücü-Silahlı hareketin gerçek amacının, bir kısım kültürel haklar
    elde etmek değil, Bağımsız Kürdistan Devleti kurmak olduğunu
    bazı hayvanlar anlayamadılar.
  • Türk Devletinin-Türk Milletinin-Türk Bayrağının- Türk Dilinin adının anılmasına
    bile tahammül edemeyen bu katiller sürüsünün hedeflerini,
    bazı hayvanlar hâlâ anlayamadılar.
  • 119 gündür şehit cenazesi gelmiyor diyenler, T.C. Devleti’nin sınırlarının yolgeçen hanına döndüğünü, 54 bin insanımızın canını alan eşkıya sürüsünün yalnızca
    çok az bir bölümünün güle oynaya seyahat etmelerinin, öbürlerinin silah depoladıklarının “Anayasa İhlal Suçu” olduğunu, bazı hayvanlar anlayamadılar.
  • Akil İnsan denen kişilerin bir bölümünün “Ermeni Yanlısı” olduğunu,
    diğer kısmının da Türk Ordusu ile PKK’yı bir tuttuklarını, Türk Milleti anladı ama
    bir kısım hayvanlar hala anlayamadılar.
  • Akil İnsanlar denen bu heyetin, bir kısmının Cani Öcalan tarafından seçilen Devlet Düşmanları olduğunu, bir kısmının şeriatla yönetilecek İslam Devleti taraftarı olduğunu, tümüne yakınının Türk – Türkiye ve Atatürk düşmanı olduğunu, Türk Milleti anladı ama bazı hayvanlar hala anlayamadılar.

Başbakan Erdoğan ve AKP’nin iki kesime, “Kefil” olduğunu,
bunlara ölümüne sahip çıktığını dikkatinize sunmak isterim.

Bunlara bakınca AKP’nin gerçek yüzünü ve hedefini net olarak anlamış oluruz.

Bunlar;

1) Akil İnsanlar Heyeti,

2) Başta El-Kaide olmak üzere Suriye’de para karşılığı savaşan katiller.

Akil İnsanlar Heyetinden biri, Devletimizin kurucusu Büyük Atatürk’ü, Hitler’e benzetir, AKP ve Erdoğan bunları baş tacı yapar.

Biri, Türk Bayrağına hakaret eder, AKP yine bunları tebrik eder.

Biri, “Ben Şeriatçıyım, demokrasi istemem” der, AKP alkışlar.

AKP, tüm Güney sınırımızı kevgire çevirdi. Ortadoğu’da ne kadar militan-katil-paralı asker varsa sınır il ve ilçelerimize yerleştiler. Herkesi haraca kestiler, polis dövdüler yaraladılar. En sonunda da tonlarca bombayı patlatıp insanlarımızı öldürdüler, sakat bıraktılar, yaraladılar.

Cumartesi günü, Reyhanlı vatandaşlarımızın itibar etmediği, taşıma ile getirilen insanlardan Başbakan Erdoğan, Suriye’den gelenlere sahip çıkılmasını istedi.

Türk Milleti, Akil İnsanların ne olduklarını, Suriye’den gelen kaçkınların ne olduklarını çok iyi anladı ama bazı hayvanlar hala anlayamadılar.

Hayvan bunlar, ne yaparsanız yapın anlamıyorlar!

Sağlık ve başarı dileklerimle. 

(İlk KURŞUN, 27 Mayıs 2013)

Rifat SERDAROĞLU : HELALLEŞELİM..

Rifat SERDAROĞLU

portresi

HELALLEŞELİM..

Eşbaşkan Erdoğan, “Helalleşelim” dedi.
Ortadoğu-Balkanlar-Ortadoğu-Afrika’nın tek politik figürü emreder de,
kim bu emrin karşısında durabilir.
Biz de “Emr-ü Ferman Yüce Eşbaşkan’ındır” dedik ve helalleşmek için bir PKK’lı aramağa başladık.
Bir iş yapacaksak “adam gibi” yapalım, cani Öcalan’la görüşelim diye düşündük
ama İmralı’ya yalnızca “Vatan ve Türk Milleti Düşmanları” gidebiliyormuş.
Kürtçüsever MİT Müsteşarı ile de tanışmışlığımız yok ki bize torpil yapıp
“Apocuk” ile görüştürsün.
Ben de sanal ortamda PKK’lı Murat Karayılan ile görüşmek için, yeni Kürtçü Serdar Ortaç’tan destek istedim.
Bülent Ablası ile Orhan Babasına sorup bana dönecekmiş!
Baktım olmuyor, ben de elindeki meşe dalını hükümete batırmakla tanınan,
kod adı “Çıyan Osman” ile helalleşmek istedim;

RS: Heval Osman, elindeki silahı bırak, konuşalım.
ÇO: Silahı bırakmam. Önderlik, sustur dedi, biz de şimdilik susturduk.
RS: Elinde silah varken nasıl sarılacağız? Böyle kardeşlik olur mu?
ÇO: Biz, T.C. Askeri-Polisi silah bırakmadan, silahlarımızı bırakamayız.
Ayrıca geri çekilme için TBMM Kararı isteriz. Olmazsa olmaz.
RS: Olmazsa ne olur?
ÇO: Gene savaşırız, ama bu kez şehirlerde daha büyük eylem yaparız.
RS: Yahu Çıyan, sizin Özerklik-Kendi Ordunuzu kurmak- Vergi toplamak gibi istekleriniz vardı. Ne oldu onlara, hiç gündeme getirmiyorsunuz?
ÇO: Bize şimdilik sessiz olun dendi. Önce Anayasa’dan Türklüğü- Türk Milletini çıkaracağız, yeni ortağımızı “Başkan” yapacağız, onlar daha sonra.
Adım-adım gidilecekmiş!
RS: Yeni ortağınız kim?
ÇO: Kim olacak Keko. Önder Apo’nun yeni ortağı Tayyip’tir. Değil?
RS: Peki Çıyan madem helalleşeceğiz sana toptan sorayım sen tek-tek cevap ver;
-Niçin 54 bin insanın ölümüne neden oldunuz?
-Mademki beraber yaşayacaktık, 400 Milyar Dolarımızı niçin heba ettiniz?
Niçin Türk Bayrağını asmıyorsunuz? Türk Bayrağını neden yakıyorsunuz?
-Bunları sözüm ona özgürlük adına yaptığınızı söylüyorsunuz ama
niçin uyuşturucu kaçakçılığı yapıp on binlerce genci zehirlediniz?
Niçin hala kaçakçılığa devam ediyorsunuz?

  • Niçin kendi Kürt kökenli insanlarınızı kaçırıp,
    böbreklerini-organlarını para karşılığı sattınız?

-Niçin yabancı istihbarat örgütlerinin tetikçiliğini yaptınız?

-Beraber yaşayacağınız doktorları-öğretmenleri-mühendisleri-işçileri niçin öldürdünüz?

  • Türk Devletinin Askerine-Polisine kurşun sıkarsınız da, niçin sizleri asırlardır sömüren Toprak Ağalarının-Aşiret Reislerinin önünde el-pençe divan durursunuz?
  • Önderiniz Öcalan’ın “Yoğunlaştırma Evinde” Kürt kızlarına tecavüz etmesini nasıl kabullenirsiniz?

– Türkiye’den “Ana dilde eğitim” adı altında Kürtçe eğitim ve öğretim istiyorsunuz da, gerçek önderiniz Barzani’nin Kuzey Irak’ta “Tek Eğitim ve Resmi Dil” olarak sadece Soraniceye izin verdiğini niçin söylemiyorsunuz? Sizler Zaza ve Kurmançi lehçesini konuşanlar, Soranice konuşanlarla nasıl anlaşacaksınız?

-Siz “Demokrasi” , “Eşitlik” , “Özgürlük” için silaha sarıldık diyorsunuz.
O halde Kürt kadınlarına neden köle muamelesi yapıyorsunuz?

“Töre Cinayetleri” dediğiniz ilkellik ve insanlık suçu neden hep sizde olur?

-İçinizden bir tane olsun “Kürt Aydını” çıkıp da, Barzani’nin “Bir erkek 4 kadın alabilir” diye yasa çıkarmasını eleştirmez?

Bak Heval Çıyan;De ki seninle helalleştik, yarın “Biz Ayrılmak istiyoruz” demeyeceğinizin garantisi nedir?
Başka PKK’lar, başka Caniler çıkmayacağının garantisi var mıdır?
Dünyanın her yerinde bir kural vardır Çıyan;

  • Elinde silahı bırakmayan terör örgütü ile hiçbir devlet müzakere etmez.

Silahlı teröristle müzakere eden devletin de iki yakası bir araya gelmez.

Silahı bırak, Türk Devletinin Adaletine teslim ol, adam öldürdüysen-suç işlediysen hesabını ver.

Türkiye’de demokratik yönden hak arama yollarındaki tıkanıklıkları beraberce açalım.
Ülkemizi beraberce büyütelim, çocuklarımıza daha zengin, daha güçlü bir Türkiye bırakalım.

Heval Çıyan: Sen bu “Akıl” ve “Barış” yolunu istemiyorsun. Patronlarınız da istemiyor.O zaman elinden geleni ardına koyma be Heval.Fakat sen de başına geleceklere razı olacaksın.

Çünkü bu defa karşında tümüyle Türk Milletini bulacaksın…
(http://www.egedesonsoz.com/yazar/Helalleselim/6190, 10.4.13)

RİFAT SERDAROĞLU : BUNLAR İYİ GÜNLERİMİZ

RİFAT SERDAROĞLU

portresi3

BUNLAR İYİ GÜNLERİMİZ

AKP Türkiye’nin başını öyle bir belaya bulaştırdı ki, öyle-böyle değil.
Her yer yangın yerine dönecek.
Bunu bilebilmek için müneccim olmaya da gerek yok. Eğer olayların geldisini
yani geçmişini görecek gözünüz varsa, nereye varacağını da rahatça bilebilirsiniz.

Yabancı basını izlediğinizde ve bölgeden iyi-doğru haber alabiliyorsanız,
Güneydoğu sınırımızın CIA’nın emrinde başıboş olduğunu, El-Kaide militanlarından, Özgür Suriye Ordusu adı altındaki katillere kadar her türlü silahlı unsurun serbestçe dolaştıklarını bilirsiniz. Ayrıca AKP Hükümeti, Arap ülkeleriyle vizeleri kaldırarak,
yıllardır kanın durmadığı Ortadoğu’da ne kadar serseri-tetikçi-sapık-kaçak katil varsa hepsinin ülkemize girmelerine yol açtı.

Dün gece Ankara ve İstanbul’da bombalar-lav silahları patlamaya başladı.
Arkası gelecektir. Neden mi? Gelin beraberce analiz edelim;

AKP Hükümeti “Vatana İhanet” suçu işleyerek, İmralı-Kandil-Avrupa PKK ile
barış yapacağını açıkladı mı? Açıkladı ve artık geri dönemeyecek korkunç adımlar da attı.
Peki, sizce kaç tane PKK var? İran’da-Suriye’de-Kuzey Irak’ta-Avrupa’da-Türkiye’de
PKK var mı? Var. Bir sürü PKK var.

Cani Öcalan’ın bunlara tek başına hükmetme olasılığı var mı? Sıfır.
Çeşitli ülkelerde ve yabancı istihbarat örgütlerinin fahişesi haline gelmiş bu örgütlerin
en önemli gelir kaynağı her türlü “Uyuşturucu-İnsan-Organ Kaçakçılığı” değil midir? Evet.

İyi de, Cani Öcalan “dur” dediği için duracak bir PKK’nın varlığına hangi geri zekâlı inanır?
Öcalan dur diyecek, uyuşturucu yollarını ele geçirmiş ve bu yüzden büyük paralar kazanmış gruplar kaçakçılık yapmaktan vaz geçecekler! Öyle mi?
Bunların çoğu Öcalan’ı tanımazlar bile.

Üstelik güvenlik güçlerimizin esir edildiği ve morallerinin yerlerde süründüğü
bu ortamda kim, hangi kuruluş bu canilerin şerrinden Türk Milletini koruyacak?

  • Asker’e kışlasından çıkmak yasak edilmiş.

Polisin bir gözü hükümette, diğer gözü cemaatte, neye itaat edeceğini şaşırmış vaziyette.

MİT olabilir mi?
Asla olamaz.

MİT’in üçte biri İmralı’da hem görüşmeleri organize ediyor, hem de Bebek Katilinin arkasını kolluyor.

Diğer üçte biri Kandil’deki ve Avrupa’daki çakalların gönlünü yapmakla meşguller.

Geri kalan üçte biri de, gelecekteki yerlerini sağlamlamak için “Kürtçe” kursundalar.

Hal böyle olunca, AKP’nin ülkemize buyur ettiği eşkıya gelir, Türkiye’nin kalbi olan Başkent Ankara’da lav silahıyla seni vurur, Bakanlık binasına da bomba atar.
Sen de “Bizi korkutamazsınız” diye kendi kendine efelenirsin!

Dün Şırnak’ta Cumhuriyet Meydanında BDPKK Nevruz kutlaması yaptı.
Birkaç direğe göstermelik olarak Türk Bayrağı asılmıştı. Törene katılanların direğe tırmanıp Türk Bayrağını yırtmaması için direkler yağlanmıştı! Kendi ülkesinde,
kendi bayrağını koruyamayan bir hükümet mi terörle mücadele edecek?

Bugün BDPKK, Diyarbakır’da Nevruz sebebiyle büyük bir toplantı yapacak.
Nasıl bir rezillikler serisi yaşayacağımızı göreceğiz. Bu yazıyı yazdığımız 20 Mart Çarşamba günü, BDP Van Milletvekili-DTK Eşbaşkanı ve İmralı’ya ilk giden heyette olan Aysel Tuğluk şunları söyledi :

Yarınki Nevruz’da şiarımız Öcalan’a Özgürlük ve Kürdistan’a statü olacaktır.”

Aynı anda başta Ankara Üniversitesi olmak üzere, çok yerde Kürtçüler-Bölücüler

“Öcalan’a Özgürlük-Kürdistan’a Statü” pankartları açtılar ve Polisle çatıştılar.

Dâhiliğin sınırları olabilir, ama aptallığın ve ihanetin sınır yoktur.
Döktüler benzini güzel ülkemizin üzerine, ellerindeki çıra da sona geldi.
Akılları sıra yangın çıkaracaklar. Anlamadıkları şey, bu yangın önce onları yakacak.
Dedik ya, aptallığın ve ihanetin sınırı yoktur…

Ne Mutlu Türküm Diyene!

Sağlık ve başarı dileklerimle 21 Mart 2013

RİFAT SERDAROĞLU
rifatserdaroglu@gmail.com
twitter.com/rifatserdaroglu
0 532 211 00 11