Etiket arşivi: Büyük kurtarıcımız Mustafa Kemal Atatürk

KIRMIZI KİTAP VE MİLLİ GÜVENLİK SİYASET BELGESİ


KIRMIZI KİTAP VE MİLLİ GÜVENLİK SİYASET BELGESİ

portresi

Nurullah AYDIN

31 Ekim 2014, ANKARA

  

Kırmızı Kitap, Gizli Anayasa diye adlandırılan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi midir?  

Kırmızı kitap hakkında hemen herkes farklı bakış ve yorumlar yapmıştır,
yapmaya devam etmektedir. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi ile ilgili de düşünceler ortaya konulmaktadır

 

Varlığı kabul edilen ancak içeriği açıklanmayan ve kamuoyunda adeta bir efsaneye dönüşen belge, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi olarak bilinmektedir.

 

Milli Güvenlik Siyaset Belgesi; hükümetler üstü diye algılanarak mitolojik bir üne kavuşmuştur ve Gizli Anayasa diye tanımlanmaktadır. Bu algı yanıltıcıdır.

 

Milli Güvenlik Siyaset Belgesi; yönetimde olanların konjonktürel istemleri doğrultusunda siyasal otoritece MGK Genel Sekreterliği öncülüğünde hazırlanan
siyaset belgesidir. Bakanlar Kurulu ve kolluk güçleri için rehber niteliği taşıyan belge, sivil-askeri bürokrasice siyasi otoritenin politikası doğrultusunda hazırlanmaktadır.

 

Oysa; Kırmızı kitap; devletin kuruluş felsefesini, ilkelerini içerdiği gibi,
temellerini ifade eder. Türk Milleti’nin varlığını ve bekasını ilgilendiren temel doktrini ortaya koyar.

 

Kırmızı Kitap; Türklerde esas olarak Selçuklu Veziri Nizamülmülk‘ün kurumsallaştırdığı, ancak temellerinin Kül Tigin’e kadar uzanan
Devlet’i Ebed-i Müddet fikrinin yansımasıdır.

 

Yeniden yapılandıran liderlerin ise, Alparslan, İkinci Kılıçarslan, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Sultan Abdülhamit, Mustafa Kemal Atatürk olduğu söylenmektedir.

 

Türk Milleti’nin ve Türk Devleti’nin bağımsızlık alameti farikası olan TUĞ, Oğuzhan’dan başlayarak, Göktürklerden Karahanlılara ondan Büyük Selçuklu liderine ondan sonra Anadolu Selçuklu devletinin kurucusu Kutalmış oğlu Süleyman Şah’a ve devam eden süreçte, Selçuklu başkenti Konya’nın işgali üzerine Osman Bey’e gönderilmiş, sonrasında Osmanlı liderliğinde kalmıştır. İstanbul’un işgali üzerine ise TUĞ’un kendinde olduğu ifade edilen Osmanlı hakanı Vahdettin’in İngiliz tutsağı olmasıyla yaveri Mustafa Kemal’e teslim edildiği, bunun üzerine tüm millici asker ve sivil unsurların Mustafa Kemal’in liderliğinde Türk Milleti’nin varolma yokolma savaşını yürüttüğü bilinmektedir.

 

Cumhurbaşkanlığı forsunda yer alan 16 yıldız bunu simgeler.

Yapı; yalnızca Türklerden oluşmamaktadır. Teşkilat’ın Osmanlı İmparatorluğu yıkıldıktan sonra Pakistan, Bosna ve Türki Cumhuriyetlerinin kuruluşunda yer aldığı düşünülmektedir.

 

Bugün için de; dünyanın her coğrafyasında tahmin dahi edilemeyecek isimlerin yapıyla bağlantısı olduğu sanılmaktadır. Yapı; yalnızca asker, istihbaratçı veya sivillerden oluşmamaktadır. Kurumsal yapı düzeneğinde de değildir.

 

Esas amacı; mevcut devlet herhangi bir tehlike ile karşılaştığında, devleti korumak amaçlı gizli bir örgütlenme sağlanması veya devlet yıkılırsa yeni bir devlet kurulmasını sağlamaktır. Bu örgütlenme hücre şeklinde olup, hücreler başka hücrelerde kimler olduğunu bilmemekte, yalnızca örgütün başı bilmektedir. Örgütün başı her zaman devlet başkanı olan kişi değildir.

 

Yapı’nın en önemli özelliği, mensuplarıyla, eğitim yöntemleriyle, 2000 yıldır
tam anlamıyla gizemini koruması ve deşifre olmamasıdır.

TUĞ’un kimde nerede olduğu belirsizdir.

 

Yapı; Türk düşmanı işbirlikçiler eliyle bir devlet yıkılabilir ama Türk Milleti devletsiz kalamaz yenisi kurulur, felsefesine sahiptir. Türk Milleti; devletsiz bırakılamaz.

 

Osmanlının yıkılış sürecinde İngiliz ve Fransızların peşinde olduğu örgüt, bu yapıdır. 1952 yılında NATO’ya girişten başlayarak ABD’nin günümüze kadar peşinde olduğu yapı bu yapıdır.

 

Cumhuriyet dönemi Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik 1954, 1957, 1961, 1972, 1981, 2007 operasyonlarında bu yapının Milli güç unsurlarını elemanlarını deşifre etmek çabası vardır.

Yine Emniyet ve istihbarat örgütlerine yönelik yapılan tasfiyeler ve yeniden yapılanmalarda da amaç Milli güç unsurlarını tespit ve tasfiye çabaları olmuştur.

Ancak İngiltere, ABD destekli yapılan operasyonlar netice vermemiştir. 

 

Milli güç unsurları; kurumsal olan ve olmayan olarak iki yapılanmaya sahiptir.

Türk Milleti’nin varlık ve beka anayasası olan Kırmızı kitap; kurumsal devlet yapısının uyması gereken, kurumsal yapılanma dışında bir yapılanmanın temel ilkeler kitabıdır.

 

Bazen hayalperest, çıkarcı, yalancı, talancı, servet tutkunu, ümmetçi, küreselci,
dış güçlerin tutsağı olan ya da Türk Milletine düşman kişiler bir yolla devletin
tepe noktalarında, kurumlarında ve karar alma mekanizmalarında bulunabilirler.

 

Ve bugün en üst düzeyde alarm durumu vardır.

– Türk Milleti’nin ortak değerleri sarsılmış, birlik ve beraberlik ayrıştırma sürecine girmiştir.

– Kurumlar alt üst olmuş, kurallar tersyüz edilmiştir.

– Yabancı güçler, devşirdikleri yerli işbirlikçiler eliyle, stratejik karar alma mekanizmalarını ele geçirmiştir.

– Yeraltı ve yerüstü ekonomik kaynaklar, yabancılarca ele geçirilmiştir.

– Siyasette, medyada, üniversitelerde; Türk demeyen, Türk Milleti demeyen, Türk Milletini etnik mozaik kabul eden kökeni-inancı-düşüncesi-niyeti- sapkın kişiler var.

 

Toplumu; laik-İslamcı, Türk-diğer etnik unsurlar, cumhuriyetçi-hilafetçi, milletçi-ümmetçi, batıcı-arapçı olarak bölmeyi, ayrışmayı, çatışmayı teşvik eden, tahrik eden, gaflet dalalet ve hıyanet içinde olanlar, hukuk kurallarını keyfi uygulayanlar
her zaman olabilir.

 

Milli Güç unsurları için; yakın, orta ve uzak tehdit her zaman vardır.

Her türlü irtica ve bölücülük iki temel öncelikli tehdit unsurudur.

Tarihte Türk Milleti’ne ihanet edenler cezasız kalmamıştır yine kalmayacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti; çağdaş, laik, sosyal bir hukuk devletidir.

Türk Milleti; farklı inançta olan ve bütün etnik unsurlarıyla bir ve beraberdir.

Türk Milleti’nin Yiğitleri; her zaman olduğu gibi şimdi de tek yürek, tek bilektir.

Karamsarlığa, umutsuzluğa yer yoktur. Yapılması gerekenler yapılır.

 

Günün sözü : Oku, düşün anla, değerlendir, karar ver ve uygula.

İzmir’in kurtuluşu coşkuyla kutlandı!


İzmir’in kurtuluşu coşkuyla kutlandı!

  • İşgalci emperyalist güçlerin İzmir’den denize dökülüşünün 91. yılında kutlamalar kentin dört bir yanına yayıldı. İzmir’de kutlamalar
    ‘Zafer Yürüyüşü’yle başladı. Kutlamalar kapsamında Basmane’den Cumhuriyet Alanı’na dek yaklaşık 10 bin kişi yürüdü.

İzmir’in düşman işgalinden kurutuluşu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atılışını simgeleyen 9 Eylül’ün (1922) 91. yıldönümü coşkuyla kutlandı.

Izmir'in_kurtulusunun_91._yili_9.9.13_Cumhuriyet

“Zafer Yürüyüşü”yle başlayan kutlamalar kapsamında Basmane’ den Cumhuriyet Alanı’na dek yaklaşık 10 bin kişi yürüdü. AKP’ lilerin gönderdikleri mesajların okunması sırasında protestoların yapıldığı törenlerde, AKP İzmir milletvekilleri Ertuğrul Günay
ve İlknur Denizli
’nin alana girişi sırasında da, İzmir Kent Orkestra-sı’nın “Vardar Ovası” şarkısı
2 kez çalması dikkat çekti.

  • “Her yer Taksim her yer direniş”,
  • “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” 

sloganları atılan Zafer Yürüyüşü’ne, 10 bine yakın yurttaş ellerinde Türk bayrakları ve Atatürk posterleriyle katıldı. Cumhuriyet Alanı çevresinde emniyet güçleri,
İzmir Valisi Mustafa Toprak’ın daha önce yayınladığı genelge gereği Türk bayrağının üzerinde Atatürk resmi bulunan flamaları satanlara izin vermemek için çabaladı. Polisin, satıcıları alandan uzaklaştırması dikkat çekti.

Yürüyüşün ardından Mustafa Kemal Atatürk anıtına çelenk konuldu. Daha sonra Konak’ta bulunan İzmir Hükümet Konağı’na süvari birliklerinin gelişi ve Türk bayrağının çekilmesi canlandırıldı. Buradaki törenin ardından etkinlikler Cumhuriyet Alanı’nda sürdü.

CHP İzmir milletvekilleri Musa Çam, Oğuz Oyan, Hülya Güven, Alaattin Yüksel, Mustafa Moroğlu, Mehmet Ali Susam’ın yanı sıra törene, Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal’la, eski milletvekilleri Mehmet Sevigen ve Canan Arıtman da katıldı.

AKP milletvekilleri Günay ve Denizli’nin alana girişi sırasında İzmir Kent Orkestrası, AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Arınç’ın çıkışıyla gündeme gelen
“Vardar Ovası” şarkısını, İzmirlilerin yoğun isteği üzerine iki kez üstü üste çaldı.

Törene Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve bakanlar ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu mesaj göndererek İzmir’in kurtuluş gününü kutladı. Ancak Erdoğan ve Gül’ün mesajlarını kentin belediye başkanı yerine İzmir Valisi Toprak’a göndermeleri dikkatlerden kaçmadı. AKP’lilerin mesajları alanda bulunanlarca protesto edildi.

Barış çağrısı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, törende “barış” çağrısı yaparak, “Özgürlük ve bağımsızlığın ne demek olduğunu çok iyi bilen Yüce Türk Ulusu’nun,
bu karmaşa (kaos) ortamına sürüklenmemesi, elbette en büyük dileğimizdir.
Ancak kabul etmek gerekir ki, ülkemizdeki barış ve huzur ortamının devam etmesi için yalnızca temenniler yetmez. Büyük kurtarıcımız Mustafa Kemal Atatürk’ün
bize gösterdiği ‘Yurtta barış, dünyada barış’ hedefinden asla şaşmamalıyız” dedi.

Saat 18.00’de Gündoğdu Meydanı üzerinde Türk Yıldızları’nın akrotim gösterisi sergilendi. 19.00’da gösteri mekanı gökyüzünden denize taşındı. Körfez’de kano ve yelkenli gösterisi yapıldı. Fener Alayı yürüyüşü, saat 20.30’da Cumhuriyet Meydanı ile Gündoğdu Meydanı arasında gerçekleştirildi.

Saat 21.00’de Gündoğdu Meydanı’nda İzmir’in pek çok noktasından izlenebilen
görsel bir şov sunuldu. İzmir Körfezi, su perdesi ve ışık gösterileriyle renklendi.

Gösterilerin merkezi konumundaki Gündoğdu Meydanı’nda “Manga” grubu sahne aldı. Aynı dakikalarda Bostanlı Rekreasyon Alanı’nda Koray Candemir ve Harun Tekin, Göztepe Denizatı Heykeli önünde Berna Öztürk, Bayraklı Rekreasyon Alanı’nda
İzmir Büyükşehir Belediyesi Pop Orkestrası, konser ve sahne şovlarıyla
9 Eylül coşkusunu doruğa taşıdı. (9 Eylül 2013, Cumhuriyet portalı)