Etiket arşivi: Büyük Atatürk : “YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ”

ONUR ÖYMEN’in Halk TV’de yaptığı görüşmenin özeti ve videosu


ONUR ÖYMEN’in Halk TV’de yaptığı görüşmenin özeti ve videosu

Portresi_ATA_ile

 

18 Haziran 2015 günü Halk TV’de Semra Topçu’nun programında Sayın Süleyman Demirel’in dış politika konusundaki yaklaşımıyla ilgili kimi gözlemlerimi aktardıktan sonra güncel gelişmelerle ilgili olarak özetle şunları söyledim:

 

Dış politika konusunda, işin esası, Irak’ın ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü destekleyici çözümler aramaktır. Son yıllarda Türkiye’nin bu ülkelere yönelik olarak izlediği politikalar Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumalarına yardımcı olacak nitelikte değildir. Esat yönetimi görevden ayrılsa bile Suriye’nin kimi bölgelerinde kendi devletlerini kurmak isteyenlerin bundan vazgeçeceklerini, kimi terör örgütlerinin de mücadeleden vazgeçip evlerine döneceklerini düşünmek olanaklı değildir.

Yalnız hava operasyonlarıyla terörün sona erdirilemeyeceğini koalisyon ülkeleri de kabul ediyor. O zaman kara operasyonu yapmak gerekiyor. Oysa kara operasyonuna hiçbir devlet katılmak istemiyor. Bu nedenle, Suriye’de terörle mücadeleyi Suriye Hükümeti yürütmek zorunda. Esasen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları da bu görevi Suriye Hükümetine veriyor. Bu durumda siz Suriye Hükümetini devirmek için silahlı mücadelede bulunan gruplara
destek vererek Suriye Hükümetinin terörle mücadelesini de zorlaştırmış olmuyor musunuz? Bugünkü koşullarda Suriye, bir yandan sizin de desteklediğiniz
Özgür Suriye Ordusu ile öbür yandan da terörist örgütlerle savaşmak zorunda. Türkiye’nin de katkıda bulunduğu yanlış politikalardan terör örgütleri
karlı çıkıyor.
Türkiye’nin izleyebileceği faklı politikalar var:

Suriye’yi kınayabilirsiniz, eleştirebilirsiniz, uluslararası kuruluşlara götürebilirsiniz. Ama, bence, o ülkenin şu anda BM’de temsil edilen yönetimine karşı silahlı güçleri desteklemek izlenmesi doğru olan politikalardan biri değildir. 

Ne yazık ki, Türkiye dış politikada Cumhuriyetin ilanından bu yana savunduğu temel ilkelerinden uzaklaştı.

Öncelikle komşularınızın toprak bütünlüğünü savunmalısınız.

İkinci olarak, terörle mücadelede ayrımcılığa müsaade etmeyeceksiniz.

İyi terörist kötü terörist yoktur. Bu mücadeleyi, başta kendi ülkenize saldıranlar olmak üzere bütün terör örgütlerine karşı uluslararası kuruluşlarla birlikte yürüteceksiniz. 

Dış politikada bugünkü yaklaşımların sürdürülmesinin
Türkiye’yi 2. bir Pakistan haline getirme riski vardır.

IŞİD’in mücadelesini Türk topraklarına yaymak işine gelebilir.
En ciddi tehlike budur. Başka terör örgütleriyle, IŞİD arasında Türk topraklarında da çatışma olabilir. Tüm bunları ancak etkili bir kriz yönetimi izleyerek önleyebiliriz. 

Bölgede Türkiye-İran sınırından başlayarak Akdeniz’e dek uzanacak büyük bir Kürt devleti kurulmak isteniyor. Bu devlet ikinci bir İsrail gibi büyük devletlerin stratejik menfaatlerine hizmet edecek bir nitelik kazanabilir.
Bu fikri, Amerikan basını ve devlet adamları da destekliyor. 


ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, kısa bir süre önce Washington’da kendisiyle görüşen Barzani’ye

“Bağımsız bir Kürt devletinin kurulduğunu sizin ve benim hayat süremiz içinde göreceğiz.” dedi.

Bu sözler ABD’nin Irak’ın toprak bütünlüğünü savunmaktan vazgeçtiği anlamına geliyor. Bir süre önce İsrail Başbakanı Netenyahu da kurulacak bir Kürt Devletini İsrail’in tanıyacağını açıklamıştı. Amerikan basınında Kuzey Irak’ta kurulacak bir Kürt devletine Türkiye’nin, Suriye’nin ve İran’ın Kürtlerin yaşadıkları bölgelerinin de dahil edilmesini savunan yazılar yayınlandı. Aşkale’nin (AS: Akçakale olacak..) güneyinde son olarak yaşanan çatışmalar PKK çizgisindeki PYD örgütünün denetimi altında bulunan toprakların sınırımızın güneyinde 600 kilometreyi aşan bir uzunluğa ulaştığını gösteriyor. Esas hedefin Kürt devletinin sınırlarının
birkaç yüz kilometre daha Batıya taşınarak Akdeniz’e uzatmak olduğu anlaşılıyor.

*****

İç siyasete dönersek, en önemli hedefimiz devletimizi gerçek bir demokratik yapıya ulaştırmak olmalıdır.

Geçen dönemdeki gelişmelere bakarsak bunun ancak AKP’siz bir koalisyon, azınlık hükümeti ya da erken seçim yoluyla olabileceğini anlarız.
Halkın seçimlerde verdiği mesaj doğru okunmalıdır. Halk,

“Tek bir partinin Türkiye’de ilelebet iktidar olmasını istemiyorum..”

diyor ve size AKP’nin dışarıda kaldığı bir koalisyon kurabilme şansı tanıyor.

Türkiye’de siyaset halkın söylediklerini esas almalı; iş adamlarının, medya patronlarının ya da yabancı ülkelerin beklentilerini değil. Halkın tercihlerine saygı göstermek gerek. Büyük devletlerin baskılarıyla İtalya ve Japonya gibi ülkelerde yıllarca aynı partiler işbaşında kaldı. Şimdi biz Türkiye’de bunu mu istiyoruz?
Oysa azınlık hükümetiyle yönetilen veya seçimlerde istikrarlı bir hükümet kurma olanağı çıkmadığı için yeni seçimlere giden birçok ülke var. Mesela Danimarka ve İsveç’te senelerce ülkeyi azınlık hükümetleri yönetmiş. 
MHP, HDP’yi koalisyon dışı bırakmak istediğini, hatta HDP’nin dışarıdan desteğini de istemediği söylüyor. Burada HDP kilit noktadadır.

HDP terörle bağlantılarını tamamen kesmeden Türkiye’de sağlıklı bir demokrasi yürüyemez.

Halk HDP’nin Meclis’e girmesini sağlayarak, aslında bu partiye bir şans tanıdı. Kısacası, burada önemli rol HDP’ye düşüyor. Eğer HDP.

– Ben terör örgütünün sözcüsü olmayacağım ve bu örgüt ile bütün bağlarımı keseceğim..

derse, belki MHP’nin HDP’ye karşı olan tepkisi azalabilir ve AKP’siz bir hükümet kurulabilir.

AKP’yle hükümet kurmaya heveslenenlere hatırlatmak gerekir ki;
bizim anayasamıza göre hükümet kurmak kolaydır, hükümeti düşürmek zordur.
Bu aşamada hata yapmamak gerekir. Son pişmanlık fayda etmez.


Halk TV’deki konuşmamın videosunun linki aşağıdadır.


https://www.youtube.com/watch?v=-GW5HmYb0gI&feature=youtu.be

Saygılar, sevgiler.
Onur Öymen====================================

Dostlar,

Çooook deneyimli ve birikimli yurtsever dış politika uzmanı (E. Büyükelçi ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı) Sayın Öymen, ülkemize son derece değerli katkılar veriyor yorumları ve makaleleri ile, konferansları ile..
Bu konuda son yazdıklarına bütünüyle katılıyoruz.
Esasen biz de benzer içerikte bir makalemize web sitemizde daha önce yer vermiştik :

BİRLEŞİK BÜYÜK KÜRDİSTAN’a =
2. İSRAİL’e ve POSTMODERN ya da
YENİ SEVR’e = BÖLÜNMEYE BEŞ KALA…

http://ahmetsaltik.net/2015/06/20/birlesik-buyuk-kurdistana-2-israile-ve-postmodern-ya-da-yeni-sevre-bolunmeye-bes-kala/

Bir kez daha Türkiye’yi Büyük ATATÜRK‘ün altın öğüdüne uymaya çağırıyoruz..

YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ..

Geç kalmadan..
Bunun ilk koşulu da AKP’siz bir hükümet…

Sevgi ve saygı ile.
23 Haziran 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Paris’teki kanlı irtica saldırısını kınıyoruz; ama…


Paris’teki kanlı irtica saldırısını kınıyoruz; ama…

Charlie_Hebdo_cinayetini_kinama_ama_PKK

07 Ocak 2015 günü mizah dergisi Charlie Hebdo’ya yapılan kanlı baskında yaşamını yitiren 12 Fransız kardeşimizin yakınlarının, Fransız Ulusu’nun acısını paylaşıyoruz..

Eylem ne olursa olsun, kanlı cinayetle insan öldürmenin gerekçesi asla olamaz.

Hz. Muhammed’in karikatürü de yapılabilir, yapılmıştır da..
Hz. İsa’nın da, Hz. Musa’nın da yapılıyor..
Hatta karikatür, saygı dışı olmamak üzere eleştiri de içerebilir.
İslam hoşgörü dini değil midir?

Herkesin bunu olağan karşılaması gerekir.
Bir değil bin karikatür de olsa Hz. Muhammet’in değeri düşmez herhalde..
Dolayısıyla fanatik – radikal – köktendinci İslamcı katillerin korkusu niye?
Hz. Muhammet’in öğretisi kendisini koruyamıyor da siz mi koruyacaksınız?
Bu zavalılık niyedir?
Açarsınız davanızı, hemen hemen her ülkede dince kutsal sayılan değerleri aşağılama
ceza yasalarında suç olarak sayıldığından, öngörülen yaptırımın uygulanmasını istersiniz.

Hatta yayının durdurulmasını, toplatılmasını bile…
Yargıyı ikna ederseniz bir hukuk devletinde bu olanak da vardır.
Türk Ceza Yasası da pek çok maddesinde md. 115,122,125, 135,153,158,216,219,230
dince kutsal değerlere saldırı dahil, çok kapsamlı düzenleme yapmıştır.

Ama ihkak-ı hak” modern hukuk sistemlerinde yeri olmayan ilkel bir yoldur, suçtur!

Kanlı cinayetleri El Kaide’nin Yemen Kolu üstlenmiştir..

Bir de İSLAMOFOBİ‘den yakınıyoruz..

Siz kendinizi bu gerekçelerle seri kırımların işlendiği ülke halkı yerine koyunuz..
Başka ne tür tepki verirdiniz?

Bu çok olumsuz / kabul edilemez gelişmeler, akıl dışı toplu cinayetler en başta Müslümanlara ve İslam dinine zarar vermektedir. İslam önderlerinin saldırıyı hiç gecikmeden ve tereddüt etmeden kınaması ve çok net tutum alması gereklidir.

Bu bakımdan, Başbakan Ahmet Davutoğlu‘nun bu gün Fransa’da düzenlenen ve
1,5 milyon insanın katıldığı terörü – şiddeti – insana kıymayı lanetleyen protesto yürüyüşüne katılması yerinde olmuştur. Ancak AKP’nin IŞİD desteğinin de derhal durdurulması,
tutarlı olmanın zorunlu ve çoook gecikmiş gereğidir..
Kendinizi birden bire, BM’de Haydut devlet olarak bulmak istemiyorsanız..

*****

Ancak, Batı’nın da 1984’ten bu yana resmen sürüdürülen ve 28 Avrupa ülkesinin desteklediğini TBMM Başkanı Sn. Cemil Çiçek‘ten öğrendiğimiz ülkemizi
bölücü PKK terörü karşısında ikiyüzlülüğünü artık bırakmasını istemek
en doğal hakkımızdır.

Ülkemize karşı sürdürülegelen bu ikiyüzlü Batı politikasıyla,
Türkiye’de Paris’te olduğu gibi 18 değil, NewYork’ta 11.9.2011’de olduğu gibi üçbin değil

  • Elli bini aşkın cana mal olmuştur bölücü PKK terör örgütü! Savaştan beterdir.

Yüzlerce milyar $ maddi yitik ve ülke barışının iç savaş eşiğine sürüklenmesi de cabası..

Burnumuzun dibinde Kandil’de üstlenen ve terörü bölücü amaçla kullanan PKK‘nın
kökten yok edilmesine ABD’nin engel olması / izin vermemesi asla kabul edilir bir durum değildir. Artık sürdürülebilir de değildir.. Hem NATO içinde birlikte olacaksınız,
hem stratejik müttefik olma masalı anlatacaksınız hem de PKK’yı apaçık,
Türkiye’ye karşı düşmanca kullanacaksınız..
Ülke içinde AKP iktidarı da buna ses çıkarmayacak!?
Ya da böylesi siyasal kadroları iktidara taşıyacak ve tutacaksınız..

Temel sorun ülkemizde AKP iktidarının bu akıl dışı gidişe karşı net – kararlı tutum almamaları, alamamalarıdır.

Fakat artık terörle “Paris’te son tango” nun zamanı gelmiştir ve geçmektedir.

Batı’lı “dostlarımıza” (!?), gerçekten “Batılı dostlarımız” olacaklarsa,
bu aptalca ve haince ikiyüzlülüğe artık son vermeleri gerekiyor.

Ulus olarak sabrımız kalmamıştır; böyle bilinsin isteriz.

Büyük Atatürk, YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ öğüdünü salt biz Türk evlatlarına değil, tüm insanlığa verdi..

Dahası, nice kanlı savaşlar geçirmiş bir komutan olarak savaşı bile
tek bir koşul dışında mahkum etti :

Savaş, milletin yaşamı tehlikeye girmedikçe bir cinayettir..”

  • “Eğer sürekli barış isteniyorsa, insan yığınlarının durumlarını iyileştirecek uluslararası önlemler alınmalıdır. İnsanlığın tümünün gönenci, açlık ve baskının önüne geçmelidir.
    Dünya yurttaşları çekememezlik, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak biçimde eğitilmelidir.”

“Paris’teki kanlı irtica saldırısını kınıyoruz; ama…”

diye koymuştuk yazı başlığını.

“Ama” mız şundan ibaret :

  • İkiyüzlülüğü bırakın, PKK terörünü üstümüzden artık çekin!

  • Eyy eli kanlı iki yüzlü Batı emperyalizmi;
    Başta Ortadoğu, de-stabilizasyon ve sonra da işgal amaçlı
    dünyaya terör ihracını durdurun, yüzyılların hastalığından artık kurtulun!

Sevgi ve saygı ile.
11.01.2015, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net