Etiket arşivi: “- Bitli baklanın kör alıcısı olur.”

Barışa bomba gösteriye gaz

Barışa bomba gösteriye gaz

portresi_resmi
Emre Kongar
10 Ekim 2015, Türkiye’de iktidarbelirleyen bir katliamın tarihidir: Seçmen, 7 Haziran 2015 seçimlerinde, iktidardaki AKP’yi azınlığa düşürmüştü. Fakat gerek Saray entrikaları, gerekse muhalefet partilerinin farklı telden çalmaları, AKP dışında bir hükümetin kurulmasını önlemişti… AKP ile kurulabilecek bir hükümet ise yine entrikalarla engellenmiş ve adeta zorla, seçimlerin 1 Kasım’da tekrarlanması kararı alınmıştı.

Tarihe “Ankara Barış Mitingi” veya “Ankara Gar Katliamı” olarak geçen miting esas olarak, tam 1 Kasım seçimleri arifesinde, AKP iktidarına karşı düzenlenmişti…
Esas tema “Suriye savaşına hayır” idi ve miting “Emek, Demokrasi, Barış” sloganları altında HDP ile DİSK, KESK, TMMOB, TTB gibi sivil toplum kuruluşları ve CHP milletvekilleri tarafından destekleniyordu.
Adının “Barış mitingi” olması, sadece Suriye Savaşı’na değil, Türkiye’yi yıllardır pençesine almış olan PKK terörüne de karşı bir duruşu simgeliyor ve tüm AKP karşıtı muhalefetin Türkiye genelindeki oylarındaki artışı sürdürmeyi veya en azından korumayı hedefliyordu.
Ne yazık ki, sonradan yapılan soruşturmalarda, güvenlik güçlerinin ihmali olduğu açıkça ortaya çıkan bu miting, IŞİD bağlantılı teröristlerce bombalandı107 kişi hayatını kaybetti ve AKP’yi iktidardan düşüren 7 Haziran süreci tümüyle tersine döndü; 1 Kasım’da AKP yeniden iktidarını korudu:
Bomba ile, barış ve demokrasi beklentileri kana bulanmış, barış süreci savaşa dönüşmüş, şahinler tarafından desteklenen AKP’nin çatışmacı, kavgacı, düşmanlaştırıcı, içte ve dışta savaşa dayalı stratejisi yeniden taraftar kazanmıştı.
Dönemin Başbakanı Davutoğlu açıkça, bombalama olayından sonra AKP oylarında yükseliş olduğunu söylemişti.
Nitekim, sadece 20 gün sonra yapılan seçimlerde AKP, olayın etkisiyle, 5 milyon daha fazla oy almış, 7 Haziran seçimlerindeki oylarını yaklaşık dörtte bir oranında artırarak, % 40’tan %49’a yükseltmişti.
HDP ise, yaklaşık 1 milyon kadar oy kaybetmiş, %13’ten %10’a düşmüştü.
***
Dün Türkiye’nin çeşitli yerlerinde bu mitingi ve mitingde hayatını kaybedenleri anma toplantıları düzenlendi ve hepsi polisin sert müdahalesi ile karşılaştı…
1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra yeniden inişe geçmiş olan AKP, bu kez de 15 Temmuz 2016 kalkışması ile yeniden güçlenmiş ve üstelik Olağanüstü Hal ilan ederek ülkeyi, Meclis’i de devre dışı bırakarak Kanun Hükmünde Kararnamelerle idareye başlamıştı.
***
Bugüne kadar AKP/Erdoğan iktidarı hep çatışmadan ve sertlikten beslendi…
Ama artık toplum tahammül sınırlarını aşmış görünüyor… Bundan sonrası Barışın, Demokrasinin, Temel Hak ve Özgürlüklerin zaferi olacaktır.
=================================
Dostlar,

Ülkemizde artık tipik bir “faşizm” yönetimi yaşıyoruz.
Hemen hemen tüm veriler faşist rejimlerin özelliklerini yansıtıyor.
Erdoğan ve bitmeyen ihtirasları – hırsı ile peşinden felakete sürüklediği AKP – Türkiye melul -mahzun, adeta öğrenilmiş çaresizlik / pes sendromu içinde kurban konumunda..

Katliamda ölenleri anmaya izin yok!
Polis, CHP’li vekillerle tartıştı, biber gazıyla müdahale etti

10 Ekim 2015’te Ankara’da gerçekleşen canlı bomba saldırısında yaşamını yitiren 107 kişiyi anmak için toplananlara polis, Talatpaşa Bulvarı üzerinden biber gazıyla müdahale etti. Müdahale sırasında çok sayıda kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Anma etkinliğine katılmak için Ulaştırma kavşağından alana girmek isteyen, aralarında CHP milletvekilleri Veli Ağbaba ve Ali Şeker’ in de olduğu gruba polis, önce dağılın uyarısı yaptı, ardından biber gazı ve basınçlı suyla müdahale etti.

[Haber görseli]

Ankara’da geçen yıl Gar Kavşağı’nda meydana gelen ve 107 kişinin yaşamını yitirdiği, yüzlerce kişinin de yaralandığı bombalı terör saldırısının yıldönümünde, yaşamını yitirenleri anmak için Ankara Tren Garı önünde toplanmak isteyenlere polis, biber gazı ve basınçlı suyla müdahale etti. Ankara Garı, Talatpaşa Bulvarı, Ulaştırma Kavşağı ve Kızılay’da gerçekleşen müdahaleler sırasında çok sayıda kişi gözaltına alındı. Polis saldırının gerçekleştiği tren garına giden yolları da sabah erken saatlerde kapattı.

Terör örgütü IŞİD mensubu 2 canlı bomba tarafından 10 Ekim 2015’te “Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi” için yüzlerce kişinin toplandığı Ankara Garı önünde gerçekleştirilen saldırıda yaşamını yitirenlerin anısına düzenlenen program için alana girmeye çalışan  gruplara, polis ekipleri biber gazı ve tazyikli su engel oldu.

[Haber görseli]

Biber gazı, 45 derece açı ile havaya sıkılmak gerekirken, rütebli polisin açıkça hedef göstererek silah gibi kullandığı görülüyor. Bu suçtur. Kolluk adeta “düşmanca” tutum ve davranış içne girmiştir. Oysa karşısındakiler, politik görüşlerini paylaşmasanız da T.C. yurttaşlarıdır. Bu tablo ülkemize asla hayır ve birlik getirmez; bunu sakın unutmayın!

Üstteki 2 kareyi, dünyada herhangi bir demokratik hukuk devletinde görmek olası mı?

AKP – RTE ayırdında değil mi bu katı, ağır, baskıcı – ayrıştırıcı politika nereye varır??

OHAL yetmedi, sıra sıkıyönetimde mi?
Irak ve Suriye’de savaş eşiğine sürüklenmek, seçmeni aldatıcı, kanlı, sanal Musul zafer senaryosu ve sonra da seçimleri öne almak ya da kesin yenilgi ardından genel seçimi ertelemek mi plan?

Çizmeden YukarıMusa Kart (Cumhuriyet, 11.10.16)

Nereye, nereye??
Bu kritik soruların ilk muhatabı, AKP’ye son seçimde (1 Kasım 2015) 23,5 milyon oy akıtan muhterem – necip – 15 Temmuz’da AKP – RTE uğruna canlarını bile feda etmekten kaçınmayan “kahraman” yurttaşlarımızadır..

Ama sakın unutulmasın; hepimiz aynı gemideyiz ve gemi hızla kayalıklara sürülmekte!

Sevgi ve saygı ile.
11 Ekim 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Hamza Saykan : ATALARDAN DERS!


Dostlar,

Çok değerli arkadaşımız, ADD’de dava yoldaşımız, ADD Batıkent Şubemizin
çok özverili ve çok üretken emekçisi…. Sayın Hamza Saykan,
Ankara Yenimahalle Gazetesi‘nde yazdığını bize ulaşan bu iletisinden yeni öğrendik..

Söz konusu yazısını izinleriyle paylaşmak isteriz..
(http://www.yenimahallegazetesi.org/content.asp?Mode=251&Yazar=25, 11.8.14)
Bundan sonra da yazılarına sitemizde yer vermek bize güç katar..

Sayın Saykan Matematik öğretmenidir.. Us yürütürken (Reasoning)
“matematiksel düşünce” yi kullanır ve sağlıklı – bilimsel sonuçlara ulaşır.

Bu yazısında bir dizi Atasözünü seçerek yapıyor benzer eylemi..
Okuyalım ve üzerinde düşünelim, sonuçlar çıkaralım diye..
Herkes kendine düşen dersi bu sözlerden alsın diye..

Sanırız çok değerli bulduğundan olacak,

“- Bitli baklanın kör alıcısı olur.” atasözünü 2 kez yazmış..

*****

Sn. Saykan ile çok değer verdiğimiz ve unutamadığımız bir anımızı paylaşmak isteriz..
Kendileri Batıkent ADD Şubemizin yönetiminde iken, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
anmalarında bölgede bir ilköğretim okulunda konferanslar vermemiz bizden istendi :

  1. Cumhuriyet Ne Demek?                                                     Batıkent ADD, 19.10.06  Kentkoop İlköğr. Okulları 7. sınıflara
  2. Cumhuriyet Ne Demek?                                                     Batıkent ADD, 19.10.06
    Kentkoop İlköğr. Okulu 8. sınıflara

Yukarıdaki 2 konferans için adı geçen okuldaydık. İlgili sınıflar okulun konferans salonunda toplanmıştı. Biz de onların yaş ve eğitim durumlarını gözeterek, görsel ağırlıklı ve somut örneklere dayalı bir içerikle power point yansıları hazırlamıştık.
Ama çocuklar” başlamamız için gerekli sessizliği sağlayamıyordu.. Ya da birkaç dakika sonra kendi aralarında konuşmalarla yükselen gürültü, uğultu .. anlatımımızı sürdürme olanağı vermiyordu. Bizim de bu yaş dilimine eğitim konusunda çok eksiklerimiz vardı.
Bizim eğitim kitlemiz tıp fakültesi öğrencileri idi veya yetişkin halk kitleleri idi.
Çok zorlanıyorduk.. Küçük öğrenciler “ricalarımızı” dikkate almıyordu!??

Derken, bir okul yöneticisi gök gürültüsü gibi yüksek tonda gürledi ve salon tümden sessizleşti.. “Buruklukla” sevindik.. ancak yine çok sürmedi.. Çaresiz kalmıştık ve sürdüremeyeceğimizi düşünüyorduk ki; Sayın Hamza Saykan bizden mikrofonu rica etti ve çocuklara yumuşak bir tonla, sevecenlikle şunları söyledi (aklımızda kalan özüyle) :

– Sevgili çocuklar, ben Matematik öğretmeniniz Hamza Saykan..
Lütfen 1 dakika beni dinler misiniz?? 

Salon sessizleşti ve Hamza öğretmenimiz sözlerini sürdürdü :

– Bu gün burada Cumhuriyetimizin 83. kuruluş yıl dönümü için toplandık.
  Profesör Ahmet SALTIK öğretmenimizi size Cumhuriyetimizi anlatması için biz
davet ettik. O şimdi bizlerin konuğu. Siz evlerinizde konuklarınıza nasıl saygılı
oluyor iseniz, burada da konuğumuza aynı saygıyı ve özeni göstermemiz
gerekir değil mi? 

Salondan hep bir ağızdan “eveeet..” yanıtları yükseldi ve Sn. Saykan taşı gediğine koydu:

– O halde şimdi O’nu nasıl sessizce dinleyeceğinizi bana gösterir misiniz??

Salonda çıt çıkmıyordu.. Sn. Saykan devamla:

– Çok güzel.. Size teşekkür ederim.. Şimdi lütfen bu saygınızı sessizce dinleyerek
sürdürünüz, zaten çok uzun sürmeyecek.. 

Böylesi bir pedagojik diyalog ile Hamza öğretmenimiz bilgi ve deneyimi ile sorunu çözdü.

Biz de çok uzatmadan 15-20 dakika içinde sunumumuzu bitirdik..
Doğrusu çoook zor dakikalardı.

2 farklı öğretmenin tümüyle birbirine zıt yaklaşımlarının farkını düşünmek ise bizi terletiyordu..

Teşekkürler Sn. Saykan, 8 yıl sonra bir kez daha teşekkürler.
Bu örneği zaman zaman uygun ortamlarda paylaştığımızı da belirtelim.

Sevgi ve saygı ile.
13 Ağustos 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

============================================

ATALARDAN DERS!

Hamza Saykan
Matematik Öğretmeni
10 Ağustos akşamı ay tam da dolunaydı. Işıl ışıl bize bakıyordu. 
Sanki gülüyordu halimize.
“Sizi bu kadar aydınlatmaya çalıştım; bundan sonrası sizin bileceğiniz iştir..”
der gibiydi.
Bu yazımı atalarımıza ayırdım. Bakalım atalar neler demiş?
Herkes kendine düşeni alabilir!…*****

– Kendi düşen ağlamaz.
– Denize düşen yılana sarılır.
– Aç tavuk kendini buğday ambarında sanır.
– Mahkeme kadıya mülk değil.
– Taşıma su ile değirmen dönmez.
– Minareyi çalan kılıfını hazırlar.
– Görünen köy kılavuz istemez.
– Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli.
– Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.
– Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
– Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer.
– Baykuşun kısmeti ayağına gelir.
– Keskin sirke küpüne zarar verir.
– Akıllı düşman akılsız dosttan hayırlıdır.
– Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
– Bitli baklanın kör alıcısı olur.
– Atı alan Üsküdar’ı geçti.
– Armut piş, ağzıma düş.
– Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa.
– Son pişmanlık fayda etmez.
– Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli.
– Sabrın sonu selamettir.
– Adam kıtlığında keçiye Abdurrahman Çelebi derler.
– Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır.
– Adam adamdır olmasa da pulu, eşek eşektir olsa da çulu.
– Araba devrilince yol gösteren çok olur.
– Arayan Mevlasını da bulur, belasını da.
– Başa gelen çekilir.
– Başını acemi berbere teslim eden cebinden pamuğunu eksik etmesin.
– Korkunun ecele faydası yoktur.
– Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.
– Son pişmanlık fayda etmez.
– Bir musibet bin nasihatten yeğdir.
– Çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz.
– Çürük tahta çivi tutmaz.
– Balık baştan kokar.
*****